10-19-2008
|
#1
|
KRDNZ
|
M. Akif Ersoy'la Söyleşi
Mehmet Akif Türkiye'ye döndüğünde hastaydı ve kurtulamadı Son günlerini Taksim'de Mısır Apartmanı'ndaki evinde doktor ve hastabakıcıların gözetiminde geçiren şairle son röportajı 1936 senesinin temmuz ayında Sedat Simavi'nin haftalık Yedigün Dergisi adına Feridun Kandemir yaptı
- Özledin mi bizi üstat?  
- Özlemek mi oğlum, özlemek mi? Mısır'dan üç gecede geldim Bu üç gece, otuz asır kadar uzun sürdü Orada 11 yıl kaldım Fakat bir an oldu ki, on bir gün daha kalsaydım, çıldırırdım
- Hasret!  
- Çok acı  
- Ya kavuşmanın sevinci?
- Onu sorma oğlum Onu ben kendi kendime bile soramıyorum Ancak yazık ki vapurdan çıkar çıkmaz yatağa düştüm, hiçbir şey göremedim Cennet gibi yurdumdayım ya Çok şükür Karaciğerim, dalağım şişmiş, geldik, yattık burada Müşahede altına aldılar, bakalım ne olacak?
- İstanbul'u yeniden görmek nasıl bir duygu?
- Evet  İstanbul'dan, milli mücadele aleyhine fetva çıktığı gün ayrılmıştım Ankara  Yarabbi ne heyecanlı, heyecanlı günler geçirmiştik  Bursa'nın düştüğü gün  Ya Sakarya günleri  Fakat bir gün bile ümidimizi kaybetmedik, asla ye'se düşmedik Zaten başka türlü çalışılabilir miydi? Ne topumuz vardı, ne tüfeğimiz  Fakat imanımız büyüktü
- İstiklal Marşı'nı nasıl yazdınız?
- Bu ancak ümitle, imanla yazılır O zamanı düşünün  İmanım olmasaydı yazabilir miydim? Şu var ki, İstiklal Marşı'nın şiir olmak üzere bir kıymeti yoktur Ancak tarihi bir değeri vardır
- Ya büyük zafer üstadım O anda ne duydunuz?
- Ah  Allah'ım ne muazzam zaferdi o! Ortalık hercü-merç oldu  Beş altı saat içinde bir başka dünya doğdu Ve biz, mest olduk! 
- O zaman bir şey yazmadınız mı?
- Artık benim ne düşünecek, ne duyacak, ne yazacak, hatta ne yaşayacak takatim kalmıştı Bizim dilimiz tutulmuştu Ordu, bizzat yazıyordu
- Mısır'da nasıl vakit geçirdiniz?
- Kahire'nin yirmi beş kilometre cenubunda Hilvan vardır Sakin asude bir köşedir Orada oturdum Zaten, tab'an münzevi bir adamım Gürültüyü sevmem İstanbul'da iken de böyle idim Mısır'da da Darülfünun işi çıkıncaya kadar Hilvan'da yaşadım Son zamanlarda Kahire'ye indim
- Sevdiniz mi Mısır'ı?
- Var, güzel tarafları var  Bilhassa kışın  Fakat bir yaz günü İstanbul  Bu doğup büyüdüğüm, bütün dostlarımın yaşadıkları İstanbul, hele Boğaz gözlerimin önüne gelince  
- Zevklerinizi sorabilir miyim üstadım?
- Zevk mi? Benim zevklerim mi? Eğer sevdiği eserleri okumak, hoşlandığı mevzuları yazmak için uğraşmak, nihayet düşünmek, yapayalnız, bir köşeye çekilerek, sessiz sedasız düşünmek bir zevkse Eh benim de zevklerim var demektir
- Son şiiriniz?
Mısır'da geçen sene bir resmimi çekmişlerdi Güneşli bir hava idi, gölgem de upuzun, kumlarda duruyordu Bu resmin altına şöyle yazmıştım:
Hepsi göçmüş,hani yoldaşlarının hiçbiri yok
Sen mi kaldın yalnız,kafileden böyle uzak
Postu sermekse meramın yola,serdirmezler
Hadi, gölgenle beraber silinip gitmene bak
alıntıdır  Mehmet Akif Ersoya ait son söyleşidir
__________________
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?
Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
|
|
|