|
|
Konu Araçları |
düzyazı, hakkında, ilk, nelerdirtürklerin, türklerin, örnekleri |
Türklerin İlk Düzyazı Örnekleri Nelerdir?-Türklerin İlk Düzyazı Örnekleri Hakkında |
08-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Türklerin İlk Düzyazı Örnekleri Nelerdir?-Türklerin İlk Düzyazı Örnekleri HakkındaTürklerin İlk Düzyazı Örnekleri Nelerdir?-Türklerin İlk Düzyazı Örnekleri Hakkında Türk edebiyatının ilk düz anlatım örnekleri atasözleridir Bunlar dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmiştir İçinde toplumun deneyimlerinden çıkan sonuç bilgi ve öğütler vardır Atasözlerinin ilk yazılı örneklerine Tonyukuk Yazıtı'nda rastlarız: Tonyukuk Yazıtı'ndan "Turuk bukalı semiz bukalı arkada bilser semiz buka turuk buka teyin bilmez ermiş ([insan] zayıf boğalarla semiz boğaları uzaktan bilmek istese hangisi zayıf hangisi semiz bilemez)" "Yufka erikli toplagalı ucuz ermiş yinçe eriklik üzgeli uçuz; yufka kalın bolsar toplaguluk alp ermişyinçe ([bir şeyi] yufka iken toplaması[bükmesi] kolay imiş ince iken kırması[gene] kolay; [fakat] yufka kalın olur ise bükmesi zorlu imiş)" Dolayısıyla Türklerin ilk düzyazı yazarı olarak Tonyukuk 'u anmak gerekir Tonyukuk Kendi adına diktirdiği yazıtta hem kendi yaşamını hem de Göktürk tarihine ışık tutacak bilgileri anıbiçiminde yazmıştır Onu Bilge Kağan'ın yeğeni olan Yullug Tigin izler Atasözlerinden sonraki ilk yazı örnekleri Yenisey ve Orhun yazıtlarıdır: Bilge Kağan Yazıtı'ndan Doğu Yüzü üze kök : t(e)ñri : (a)sra y(a)g(ı)z : y(e)r : kıl(ı) ntukda : (e)kin (a)ra : kişi oglı : kıl(ı)nm(ı)ş: kişi : oglınta : üze : (e)çüm (a)pam : bum(ı)n k(a)g(a)n : işt(e)mi k(a)g(a)n : ol(u)rm(ı)ş : ol(u)r(u)p(a)ñ : türük : bod(u)n(ı)n : ilin törüsin : tuta : birm(i)ş : iti : birm(i)ş: (Üstte mavi gök [yüzü] altta [da] yağız yer yaratıldığında ikisinin arasında insanoğlu yaratılmış İnsanoğlunun üzerine [de] atalarım dedelerim Bumın Hakan [ve] İştemi Hakan [hükümdar olarak] tahta oturmuş Tahta oturarak Türk halkının devletini [ve] yasalarınıyönetivermiş düzenleyivermişler) Oğuz Kağan Destanısözlü ürün olduğu için yazıya geçirilişi çok sonradır; o da destan özelliğini yitirmişkısa bir özettir Bu kısa özette bile iki şiir parçanın bulunması destanın ilk oluşumunda şiir olarak anlatıldığını gösterir Oğuz Kağan Destanı'ndan kene künlerde bir kün 50 oğuz kagan bir yirde tengrini çalbargu- 51 da irdi karanguluk keldi kökdün 52 bir kök yaruk tüşdi kündün ay 53 aydın koğulgulugrak 54 irdi oguz kagan yürüdi kördi kim: 55 uşbu yaruknung arasında bir kız 56 bar irdi yalguz olturur irdi yakşı körür- 57 lüg bir kız irdi anung başında ataş- 58 lug yaruklug bir mengi bar ırdi 59 altun kazuk reg ırdi oşul kız antag 60 körüklüg ırdı kım: külse kök 61 tengrı küle rurur; ıglasa kök tengrı 62 ıglaya turur; Oguz Kagan 63 anı kördükde usı kalmadı kirdi; sevdi aldı (Yine günlerden bir gün Oğuz Kağan bir yerde Tanrıya yalvarmakta idi Karanlık bastı Gökten bir gök ışık indi Güneşten ve aydan daha parlaktı Oğuz Kağan oraya yürüdü ve gördü ki: O ışığın içinde bir kız var yalnız oturuyor Çok güzel bir kızdı Başında [alnında?] ateşli ve parlak bir beni vardı demir kazık [kutup yıldızı] gibi idi O kız öyle güzeldi ki gülse gök tanrı gülüyor; ağlasa gök tanrı ağlıyordu Oğuz Kağan onu görünce aklı gitti; sevdi aldı) Uygur Türkçesiyle yazılan Sekiz Yükmek Uygurların Buda dinindeki en derli toplu ilk din kitabıdır Sekiz Yükmek'ten "namo but namo dram namo sang (02) tengri tengrisi burkan yarlıkamış tengrili yirlide (03) sekiz yükmek yarumışyaltrımış ıduk darnıtek vip (04) atlıg sudur nombitig bir tegzinç (05) ançulayu erür mening eşitmişim yime bir ödün ulug ulugı(06) tükel bilge biliglig Tengri Tengrisi Burkan vayşalı atlıg (07) nomlug törülüg balıkta king alkıg orduda ontın (08) " Bugünkü Türkçesi: (Buda'ya selâm dine selâm cemaate selâm Tanrılar Tanrısı Buda buyurmuş Tanrılı yerde "Sekiz Yükmek" parlamış aydınlatmış Kutsal Darnı Tekvip adlıayetler [hükümler] kitabı bir tomar[dır] Benim işittiğim ya da izlediğim şöyledir: Yine bir zaman ulular ulusu tam bilgin bilgili Tanrılar TanrısıBuda Vayşalı denilen yasa ve düzenin kurulduğu şehirde geniş sarayda önden ) Türk nesrine matematik astronomi tıp gibi fen bilimlerinin; tarih coğrafya gibi sosyal bilimlerin; din gibi felsefe bilminin girmesi ve bunlarla ilgili çevirilerin yapılmasıİslâmiyetin benimsenmesinden sonra olmuştur Bunların da anlatımıdüzyazı biçimindedir Hazâ'inü's-Saâ'dât'tan (Fatih Sultan Mehmet döneminden bir tıp bilimi metni): "Sekizinci bâb; midede ve mideye tealluk nesnelerin vasfın ve sıhhatin saklamağı söyler Bilgil imdi mide bedenin matbahıdır Âdemin göksünün altında muallak bir deyirmi boynu uzun şişeya benzer Ardıkim arkadan yanadır yassırak (yassıca) dır Önü kim karından yanadır şişe gibidir dibi yassı ola Sağ yanından bir damarla ciğere bağludur Ol damara mesarika derler Sol yanından dalağa bağludur ol damara rabıt-ıtahalî derler Yukarusundan boğaz sükûklerine berkinmiştir ağza ulaşmıştır Ol bağırsağa kim Türkçe adıkızıl önük dir Arapça "meri" derler Ulaşır ol kızıl önüğe varur ağza çıkar bogazluğu düdüğünün (gırtlağın) önüne yapışmıştır Her ne kim su aslından gıda aslından ağızdan girerse andan ayruk yere gitmez Ol barsağın aşağı ucu midenin ağzına ulaşmıştır İşteha dedikleri kuvvet kim ol depreşicek karnım acdı(acıkdı) derler Ol mide ağzıile meri (nin) bitişdiği yerden kopar (çıkar gelir) ol bir damar kim mideyi ağzından dalağa bağlar" Eşref Bin Muhammed Orta Türkçe döneminde Kaşgarlı Mahmut'un yazdığı Divan ü Lugat-it Türk adlı sözlüğü bu dönemin ilk düzyazı örneği sayabiliriz Divan ü Lugat-it Türk'ten "ogurladı: er işin ogurladı (Adam işini vaktinde yaptı) Bundan alınarak "Er tavar ogurladı" denir ki "adam mal çaldı demektir Dede Korkut kitabı Türk nesrinin elde bulunan önemli nesir eserlerinden biridir Onun da anlatım diline dikkat edilirse anlatıla anlatıla bozulmuş bir şiir dili ile karşılaşılır: Dede Korkut Hikâyeleri'nden: "İç Oğuza Taş Oğuz Aşi Olup Beyrek Öldügi Boyı Beyan İder Cemi' bigler bindi Kazanuñ koñur atın çekdiler bindi Borı çalındı kös urıldı Gice gündüz dimediler yortma oldı Uşta Kazan geldi Aruza ve cemi' TaşOğuz biglerine haber oldı uşta Kazan geldi didiler Anlar dahıçeri dirüp borıağardup Kazana karşu geldiler Üç Ok Boz Ok karşulaşdılar Aruz aydur: Menüm İç Oğuzda karımum Kazan olsun Emen aydur: Menüm karımum Ters Uzamış olsun Alp Rüstem aydur: Menüm karımum Eñse Koca oğlı Okçı olsun didi Her biri bir karım gözetti Alaylar bağlandı koşunlar düzildi borılar çalındı tavullar dögildi Aruz Koca meydana at tepti Kazana çağırıp mere kavat sen menüm karımumsın sen gel berü didi" |
|