| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| eğitimdeki, işlevi, masalın, nedirmasalın, yeri | 
|  | Masalın Eğitimdeki Yeri Nedir?-Masalın Eğitimdeki İşlevi |  | 
|  08-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Masalın Eğitimdeki Yeri Nedir?-Masalın Eğitimdeki İşleviMasalın Eğitimdeki Yeri Nedir?-Masalın Eğitimdeki İşlevi Masallar genellikle  okulöncesi çocuklarına yönelik olarak düşünülür  Onların hoşca vakit geçirmelerini sağlayacak  olağanüstü olaylarla süslenmiş  hayali  sözlü edebiyat ürünleri olarak kabul edilirler  Oysa eğitim tarihinde masal okuma ve dinlemenin çocuk  genç ve halk eğitimindeki önemi daha 1400'lü yıllardan farkedilmiştir  Masallarda yer  zaman ve kişilerin belirsiz ya da olağanüstü oluşlarına  düş gücünün egemenliğine karşın gerçeğin saklanabilir olması  masalın eğitimde kullanılmasına karşı çıkanlar için bir sakınca olarak belirtilmiştir  Oysa düş gücü insan eksikliği değil üstünlüğü olarak kabul edilmelidir  Bu konuda Helimoğlu Yavuz (1997)  Masallar ve Eğitimsel İşlevleri adlı yapıtında şöyle diyor: "İnsanoğlu  kendi yaşam gerçeğini  çözüm önerilerini  beklentilerini  masal olaylarına ve masal kahramanlarına yükleyerek anlatmış ve yüzyıllar boyu  bu yolla gelecek kuşakları uyarmaya  eğitmeye  yaşamın zorluklarına karşı onları donatmaya çalışmıştır  Çünkü masal kahramanlarının karşılaştıklarısorunların hemen hepsiyle yaşamın gerçekleri arasında koşutluk kurulabilir ve o masallarda tanık olunan toplumun yaşam gerçeğine ulaşabilinir  Çünkü toplumu eğiten temel ögelerden biri de masaldır  " Bascom (1954) da aynı düşünceye katılıyor: "Bir halkın mitolojik sistemi  genellikle onların eğitim sistemidir ve bir akşam masalınıdinleyen çocuklar  bizim modern dershanelerimizde  altıncısınıf öğrencilerimizden daha az olmayan ölçüde  geleneksel bilgi ve davranış öğrenmektedirler  " Yıldır (1984) ise Masallar ve Çizgi Roman'da masalın eğitimdeki işlevi konusunda şöyle diyor: " Masallar kadar insanı hayata hazırlayan  duygularını besleyen bir başka tür yoktur  Bu bereketli kaynak geleceğin insanını şekillendirir  " Sonuç olarak Güney'in (1966) 'de belirttiği gibi  masalların içinde beğenilen örnek edilmeye değenler de bulunuyor  beğenilmeyen şerrinden kaçılmasıgerekenler de  İşte masalın asıl eğitim değeri burada  Çocuklarınızın ruhunu  iyi örneklere göre inşa ederek onları inandıkları yolda güçlükleri yenecek  kişilikli birer insan yapmak  Dünya uluslarıbunun önemini bildikleri için çocuklarının ruhunu masallarla besliyor  Masalların  okulöncesi  okuldönemi  okulsonrası ayrımı yapmadan  bütün eğitimdeki işlevini; özellikle dil öğretimi  dil kullanımı  dil gelişimini  dil bilinci açısından önemini görmemezlikten gelemeyiz  Helimoğlu Yavuz'un (1997) derlediği Keloğlan masalını  eğitimsel işlevleri ve dil gelişimine katkıları açısından inceleyelim  Keloğlan Evvel zaman içinde  kalbur saman içinde  Develer tellal iken  ben ninemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken  dünyanın şirin bir köşesinde  yoksul anasıyla birlikte bir Keloğlan yaşarmış  Keloğlan'ın babası Keloğlan daha küçükken ölmüş  Bir gün Keloğlan annesine  ellerindeki tek varlıklarıolan eşeklerini satacağınısöyleyerek  şehrin yolunu tutmuş  Giderken yolda iki kardeşe rastlamış  Bunlardan büyüğü "Hey Keloğlan nereye gidiyorsun?" diye seslenmiş  Keloğlan eşeğini satmaya götürdüğünü söyleyince de ona  "Böyle satarsan eşeğin ucuza gider  onun kulaklarını ve kuyruğunu kes öyle sat  o zaman daha çok para verirler" demiş  Onun dediklerine inanan Keloğlan da tutup eşeğinin kulaklarınıve kuyruğunu kesmiş; ama bu haliyle onu kimseye satamamış  Bu olanlardan sonra  kendisine oyun oynandığını anlayan Keloğlan  o iki kardeşten öcünü almak isteyerek geri dönmüşve onlarıtakip ederek evlerinin yerini öğrenmiş  Akşam olunca büyük kardeşin ahırına giderek  ineği çözüp yerine kendi eşeğini bağlamış ve ineği de alıp köyüne dönmüş  Bunu nereden bulduğunu soran anasına da eşeği bu inekle değiştirdiğini söylemiş  Anası buna çok sevinip oğluna aferin  demiş  Ertesi gün ava çıkan Keloğlan  ikiz iki tilki yavrusu yakalayıp getirmiş  Bunlardan birisini evin önüne bağlamış  Annesine de "Bugün pirinç pilavıpişir" diyerek diğer tilkiyi de yanına alıp tarlaya çalışmaya gitmiş  Öte yandan ineklerinin çalındığını gören kardeşler  bunu Keloğlanın'ın yaptığınıanlayarak onun köyüne gidip çift sürdüğü tarlayıbulmuşlar  Adamların çok kızgın olduğunu gören Keloğlan  daha onlar bir şey söylemeden "Buyrun kardeşler  hoşgeldiniz" demiş  Büyük kardeş de ona  "Hiç de hoş gelmedik  Bize oynadığın oyunun hesabınısormaya geldik" deyince  "Tamam anlaşırız  Önce misafirim olun bir yemek yiyelim" diyerek yanındaki tilki yavrusuna dönüp "Tilki  hadi eve git  anneme misafirimiz olduğunu ve yemeğe etli pirinç pilavıpişirmesini söyle"demişve tilkiyi çözüp göndermiş  İpten kurtulan tilki doğruca dağın yolunu tutarak kaçıp gitmiş  Aradan bir zaman geçince  Keloğlan  misafirlerini alıp evine götürmüş  Eve gelen kardeşler  tilkinin kapıda bağlı  yemeğin de etli pirinç pilavı olduğunu görünce çok şaşırmışlar ve Keloğlana "Biz inekten vazgeçtik  sen bu tilkiyi bize sat" demişler  Önce biraz nazlanan Keloğlan  kardeşlerden yüklüce para alarak tilkiyi onlara satmış  Tilkiyi alıp sevinçle yola çıkan kardeşler  biraz gittikten sonra  "Tilki hadi bizim eve git  hanımlarımıza söyle de akşama tavuklu pilav pişirsinler" diyerek tilkiyi bırakmışlar  Serbest kalan tilki hızla kaçıp gözden kaybolmuş  Akşama eve geldiklerinde tilkinin gelmediğini  yemeğin de tavuklu pilav olmadığını görenkardeşler  bir yandan eşlerini döverken  öte yandan da yine oyuna geldiklerini anlamışlar  Sabah erkenden gidip Keloğlanı yakalayarak bir çuvala koymuşlar ve ağzını da sıkıca bağlamışlar  Sonra da onu sırtalarına alıp yola çıkmışlar  Biraz sonra dinlenmek için bir köprünün üstüne oturmuşlar  çuvalı da biraz ötelerine koymuşlar  Bu sırada çuvaldaki Keloğlan "İstemiyorum  istemiyorum  Ben padişahın kızıyla evlenmek istemiyorum" diye bağırmayabaşlamış  O sırada oradan geçmekte olan bir çoban bu sesi duyup çuvalın yanına gelerek Keloğlana  "Neyi İstemiyorsun?" diye sormuş  Keloğlan da "Beni zorla padişahın kızıyla evlendirmek istiyorlar  onun için bu çuvalın içine koydular  oysa ben istemiyorum "demiş  Bunu duyan çoban "Ben isterim  Hadi sen çuvaldan çık da yerine ben gireyim" diyerek Keloğlanıçıkarıp kendisi çuvala girmiş  Keloğlan da çobanın koyunlarınıalarak hemen oradan uzaklaşmış  Bu sırada yemeklerini yiyen  biraz da uyuyup dinlenen kardeşler  gelip çuvalı alarak götürüp köprüden aşağıatmışlar  Sonra da keyifle yollarına devam etmişler  Biraz sonra  önünde zengin bir sürüyle Keloğlan'ın karşıdan geldiğini gören kardeşler büyük bir şaşkınlıkla  "Keloğlan biz seni biraz önce dereye atıp boğmuştuk  sen bu sürüyü nereden buldun böyle" diye sormuşlar  Keloğlan da "Sizin beni attığınız derede bu koyunlardan daha çok var  hatta daha büyükleri bile var ama  ben onların hepsini çıkaramadım" demiş  Bunu duyan iki kardeş hemen geri dönüp kendilerini dereye atmışlar  Keloğlan da sürüyü önüne katıp köyüne dön- müş  Annesiyle birlikte  ömürlerinin geri kalan kısmını mutluluk içinde geçirmişler  Keloğlan masallarındaki kahraman diğer masallardaki kahramanların dışında; kaderine razı  kurulu düzenin kurallarına boyun eğen  törelere uyan tiplere karşımücadeleci  etkin bir tip olarak karşımıza çıkar  Alangu'nun (1983) Keloğlan Masal- ları adlı yapıtında da belirttiği gibi: "Keloğlan durmadan haksızlıklar  kötülükler yapan kimselerin karşısına pervasız bir atılganlıkla çıkmakta  iyisini kötüsünü ayırmadan onlara kullandıkları aynı silahla mukabele etmektedir  " Yukarıda okuduğumuz masalda da sevimli Keloğlan kimliğiyle  toplumu kuşatan kuralların sözlüğü yapılmış  toplumun değer yargıları ortaya konmuş  suçluların cezası verilmiştir  Masalımızın bize sunduğu iletileri şöyle sıralayabiliriz: • Tanımadığımız kişilerin her söylediğine inanmayalım  • İnsanlara zarar vermeyelim  • Her gördüğümüze ve her söylenene inanmayalım  aslını araştıralım  • Olaylardan ders alalım  • Aç gözlü olmayalım  • Zekanın doğru yerde kullanıldığında kazanç getireceğini unutmayalım  Bir masalın örgüsü içinde öğrenciye sunulan toplum kurallarıeğitimi daha ilginç ve zevkli bir duruma getirecektir  Fabl yazarının dediği gibi: "Kuru ahlak dersi kişinin canını sıkar  oysa masalın güzelliği ahlak dersinin kuruluğunu yok eder" (Ch  Cherrier  1972)  Öğrencilerinizden bir Keloğlan masalını resimlemelerini hatta bir karikatür haline getirmelerini isteyebilirsiniz  | 
|   | 
|  | 
|  |