![]() |
İslâm Dîni Nedir? |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() İslâm Dîni Nedir?İslâm dîni nedir? İslâm dîni, Allah'ın, son Peygamberi Hz ![]() ![]() İslâm'ın gelmesiyle, diğer dinlerin hükmü sona ermiştir ![]() İslâm dînini kabul eden kimseye Müslüman denir ![]() İslâm'ın en son ve Allah katında yegâne mûteber din olduğu, Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde belirtilir: "Bugün sizin dîninizi sizin için kemâle erdirdim ![]() Sizin üzerinizdeki nîmetimi (lütuflarımı) tamamladım ve size din olarak İslâm'ı seçtim (yalnız İslâm'dan razı ve ondan hoşnûd oldum)" ![]() ![]() "Kim İslâm'dan başka bir din ararsa, ondan [seçtiği dîni] kabûl edilmiyecektir ve o, âhirette hüsrâna [büyük zarara] uğrayanlardan [olacak]tır ![]() "Allah katında yegâne [hak] din İslâmdır ![]() (Âl-i İmrân, 19) ![]() İslâm'ın Dışındaki Dinlerin Geçerliliği Neden Kalkmıştır? Tarihin çeşitli devirlerinde insanlara ayrı ayrı Peygamberler ve dinler yollayan Allah Teâlâ, son din olarak onlara İslâm'ı ve son Peygamber olarak da Hz ![]() ![]() İslâm'ın gelmesiyle Yahudîlik ve Hıristiyanlık gibi eski dinlerin hükmü sona ermiştir ![]() ![]() Allah'ın son dîni ve İlâhî Kanunu İslâm gelince, eski dinlerin ve ilâhî kanunlarıin geçerliliği son bulmuştur ![]() İslâm dışında kalan dinlerin yürürlükten kalkmasını gerektiren başlıca sebepleri şunlardır: 1 - Her şeyden evvel, eski dinler, yalnızca belli bir zamana ve belli bir muhîtin insanlarına hitab ediyorlardı ![]() İslâm ise, topyekûn bütün insanlığa seslenmektedir ![]() ![]() 2 - Eski dinler, sadece kendi zamanlarının insanlarını muhâtab almışlardı ![]() ![]() İlimde, medeniyette, fikir ve anlayışta geri idiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm dîni, 1400 yıl evvelki dünyanın insanından,bugünün ve yarının modern insanına kadar gelip geçen bütün insanlığa hitab edebilme özelliğinde olan bir dindir ![]() ![]() 3 - Eski dinlerin, zamanla, içlerine hurâfeler,bâtıl inançlar karışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İslâm Dininin Özellikleri Nelerdir? İslâm dinini, sâir dinlerden ayıran belli başlı özellikleri şunlardır: 1 - İslâmiyet, her asra ve her insana hitab eder, getirdiği esaslar insanlığın bütün ihtiyaçlarına cevab verir ![]() "Ey Muhammed!(sav) Biz seni BÜTÜN İINSANLARA yalnızca müjdeci ve korkutucu olarak gönderdik ![]() ![]() "Ey Muhammed!(sav) De ki: 'Ey insanlar, ben Allah'ın HEPİNİZ İÇİN GÖNDERDİĞİ Peygamberiyim' ![]() ![]() 2 - İslâmiyet kolaylıklar dînidir ![]() ![]() "Allah, insanı ancak gücünün yeteceği işle mükellef tutar ![]() ![]() ![]() "Rabbimiz, bize gücümüzün yetmiyeceği şeyi taşıtma ![]() ![]() ![]() ![]() "Allah, sizin için kolaylık göstermek diler, zorluk çıkarmak istemez ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an'da İslâm'ın kolaylıklar dîni olduğu bu şekilde açıklanırken Peygamberimiz de,(sav) bu hususta hadîs-i şeriflerinde şu prensipleri vaz'etmişlerdir: "Ben ancak âlemlere rahmet olarak gönderildim ![]() ![]() ![]() ![]() "Allah Teâlâ, beni sıkıntı ve zahmet verici ve bunu arzu edici olarak göndermedi ![]() ![]() ![]() ![]() "Dininizin en hayırlısı, en kolay olanıdır ![]() ![]() ![]() ![]() "Ben size neyi yasak ettiysem, ondan çekinin; size neyi emretti isem, ondan gücünüzün yettiği kadarını yapın ![]() Sizden evvelki ümmetleri ancak mes'elelerinin ve Peygamberlerine karşı ihtilâflarının çokluğu helâk etmiştir ![]() "Amelden gücünüzün yettiği kadarını yapın ![]() Siz ibâdetten bezmedikçe, Allah da sevab vermekten bıkmaz ![]() "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz, ürkütmeyiniz ![]() Hz ![]() "Resûlüllah (asm) iki şey arasında dilediğini tercihte serbest bırakıldı mı, günah olmadığı müddetçe muhakkak onlardan en kolayını alırdı ![]() ![]() Bütün bu hadîs-i şerifler, İslâm dîninin ne derece uygulanması kolay hükümler ihtiva ettiğini göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudîlik beden zevklerini ve maddî faydaları ön plânda tutar ![]() ![]() Hıristiyanlık ve Hind dinleri ise, sadece ruhu geliştirmeye, vücuda eziyetler çektirerek nefsin arzûlarını zayıflatmaya, dünya hayatını boşlamaya önem verirler ![]() Buna karşılık İslâmiyet, ruh ile beden, dünya ile âhiret arasında tam bir denge kurmuş; ne bedene, ne de ruha ızdırap çektirmeyi esas almıştır ![]() ![]() Kur'ân-ı Kerîm'de,"Allahım, bize dünyada iyilik, âhirette de iyilik ver" âyeti, İslâm'daki dünya ve âhiret dengesini en iyi şekilde belirtmektedir ![]() İslâm, ne dünyaya fazla değer vererek âhiretin,ne de âhirete ağırlık vererek dünyanın terkedilmesine izin verir ![]() ![]() ![]() Âhiretin dünyada kazanılacağını söyleyerek,"hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de âhiret için" çalışılmasını ister ![]() ![]() ![]() İslâm'da ruhban sınıfı yoktur ![]() ![]() ![]() İslâm, bütün mânasıyle ahlâk ve fazîlet dîni olduğu gibi, en yüksek mertebede ilim ve hakikatın koruyucusudur ![]() İslâm'ın kolaylıklar dini olduğunu gösteren, Asr-ıi Saâdet'te cereyan etmiş pek çok vâkıa vardır ![]() Onlardan bazılarını burada zikredeceğiz ![]() Enes bin Mâlik Hazretleri anlatmaktadır: "Nebî (sav) bir gün mescide girdi ![]() ![]() - Bu ip nedir? diye sordu ![]() ![]() ![]() Peygamber (sav): - Hayıir, (İbadette böyle güçlük ihtiyâr olunmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ebû Mes'ûd el-Ensârî'den: Resûlüllah'a (sav) biri gelip: - Yâ Resûlâllah ![]() ister hale geliyorum," dedi ![]() Peygamber (sav) derhal cemaata hitaben bir konuşma yaptılar ![]() ![]() Buyurdular ki: - Ey insanlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi Peygamberimiz hiçbir zaman, insanları dinden uzaklaştıracak, soğutacak, nefret ettirecek davranışlara kızdığı kadar başka hiçbir şeye öfkelenmemiştir ![]() Mü'minin vazifesi, İslâm'ı insanlara daima güzel göstermek, onları dine ısındırıp sevdirmek, kolaylaştırmak, güçleştirmemektir ![]() Utbe bin Âmir anlatmaktadır: "Kız kardeşim (Ümmü Hibban) Beytullah'ı yaya olarak ziyaret etmeyi adamış, fakat sonradan buna güç yetiremiyeceğini hissedince, mes'elenin Resûlüllah Efendimiz'den sorulmasını bana emretmişti ![]() Ben Hazret-i Resûlüllah'a sorduğumda, cevaben: - (İptida) yaya yürüsün, (sonra) bineğinin sırtına binip gitsin ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Enes'den (ra): "Nebiy-yi Ekrem (sav), iki oğlunun arasında, onlar tarafından taşınarak yürütülen bir ihtiyar kimse gördü ![]() 'Bunun zoru nedir? Niye bir bineğe binmiyor?' diye sordu ![]() Oğulları cevaben: - Yâ Resûlâllah ![]() ![]() Bunun için böyle yürütüyoruz, dediler ![]() Resûlüllah Efendimiz: - Şüphesiz ki Allah, bu ihtiyarın nefsini azâblandırmakla yaptığı ibadetten müstağnidir, buyurdu ve ona,bineğine binerek Kâbe'yi ziyarete gitmesini emretti ![]() Abdullah bin Mes'ûd'dan: "Resûlüllah (sav), va'z hususunda, bize bıkkınlık gelmesin diye halimize bakıp ona göre gün ve saat kollardı ![]() Câbir bin Abdillah anlatmaktadır: "Resûlüllah (sav)bir seferde idi ![]() ![]() ![]() Resûlüllah (sav) bunun üzerine: - Seferde oruç tutmak hâlis bir iyilik ve fazilet değildir ![]() ![]() Asr-ı Saâdet'te, adamın biri dağda bulduğu suyu bol, toprağı verimli ıssız bir mağarada kendi başına inzivaya çekilip,cemiyetin kötülüklerinden, fitne ve dedikodularından kurtulmayı düşünür ![]() Ancak kararını bir de Resûlüllah Efendimiz'e açmak, O'nun bu konudaki görüşünü almak ister ![]() Huzura gelerek der ki: - Yâ Resûlâllah, ben bir mağara buldum ![]() ![]() ![]() Adamın cemiyet hayatını terkedip, ibadet için mağarada inzivaya çekilme fikrine Allah Resûlü şu ibretli cevabı verir: - Ben, Yahudilikle, Hıristiyanlıkla gönderilmedim ![]() ![]() ![]() ![]() Ve sözlerine şunu da ilâve eder: - Cemaat içinde safta yer almanız da, inzivadaki 60 sene ibadet ve namazdan hayırlıdır ![]() ![]() ![]() Cemiyeti terkederek inzivaya çekilmek isteyene, Allah Resûlünün verdiği bu karşılık, din düşmanlarının İslâmiyetin insanları cemiyetten el etek çektirdiği yolundaki menfî propagandalarına güzel bir cevab teşkil etmektedir ![]() |
![]() |
![]() |
|