____Utanmak (Hayâ)____ |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
____Utanmak (Hayâ)____Euzü billahimineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim Elhamdülillahi Rabbil alemin Essalatü vesselamu ala Rasülüne Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain Müslüman kimsenin her zaman ve her durumda hayâlı olması lazımdır Fakat hayâsı, onu doğruyu söylemekten alıkoymamalıdır Başkalarının işlerine karışmamak, harama bakmamak, müslümanlara karşı mütevazı ve şefkatli olmak, alçak sesle konuşmak, rızkına kanaat etmek ve benzeri hâreketler de hayâdan sayılır Bir rivayette; "Hz Peygamber (sav), haya bakımından perde arkasındaki bakireden daha utangaçtı" diye bildirilmiştir Yine Peygamberimiz (sa v) şöyle buyurmuştur:"İmanın yetmiş yahut altmış bu kadar şubesi vardır O şubelerin en faziletlisi: Allah'tan başka ilah yoktur sözüdür En aşağısı da yoldan gelip geçenlere eziyet verecek şeyleri atmaktır Hayâ da imanın bir şubesidir" Âlimler hayâ hakkında şöyle demişlerdir: "Hayânın hakikati şudur Hayâ, kötülüklerden sakınmayı emreden ve hukukta hak sahiplerinin hakkına ödemekte kusurlu davranmayı men eden bir huydur" İslam'ın medeniyet ektiği topraklarda hep bi söz vardır; ''EDEB YA HÛ!'' İmanın bir şubesi denecek kadar ehemmiyet verilen edeb, hayâ İslam ile insanlık kazanmış iklimlerin tomurcuk tomurcuk açan meyvesidir adeta Hazreti Mevlana'nın sözlerini her birimiz farklı yorumlarız muhakkak, ben şu satırları edeb ve hâyâ ile ilişkilendirdim, bilmem yanılıyor muyum ''Gel birbirimizle içten konuşalım, kulaklardan gözlerden gizli konuşalım GÜLLER GİBİ, DUDAKSIZ VE SESSİZ GÜLÜŞELİM'' Her hissiyatımızı içimizden geldiği gibi kalabalıklar ortasında serivermek içtenlikten değil edebe riayetsizlikten, daha sert bir tabirle 'patavatsızlıktan' olsa gerek Her sözü her mekanda seslendirmemek edebin yani imanın gereğidir Lakin bunun manası asla zalime karşı susmak değildir, nihayetinde zulme sessiz kalmak da bir zûlmdür Kulluk bilinci; kişinin öncelikle kendisini, sonra da etrafını tanımasıyla gelişir Etrafını da tanımış olan kul, sesli ifadenin de hâl dili ile ifadenin mekanını ayırt edebilecektir ''Edebdir tac-ı Rabbânî, komazlar her başa anı Olagör Gaybî ruhanî, edeb gözle, edeb gözle'' (Sun'ullah Gaybî) ''Edeb üzre olan fâni cihanda Muzaffer oldı hem bunda hem anda'' (Behiştî) ''Setreder aybını insanın hep, Ne güzel câme imiş sevb-i edeb'' (Sünbülzade VehBi) (alıntıdır) |
|