Prof. Dr. Sinsi
|
Güzel Ve Cirkin Huylar -1-

Hak hiç bir zaman değişmez Hakka, kuvvet ve diğer şeyler üstün gelemez Geçici olarak kaybolan bir hak, bir gün dünyada değilse bile âhirette meydana çıkacaktır
*********************************
Hazm
Anlayışla yürümek, tedbirli davranmak ve sonucu bilinmeyen şeylere hemen atılmamaktır Karşıtı, tedbirsizliktir Tedbirli hareket edenler pişmanlık duymazlar Bununla beraber hazm (ihtiyatlı bulunmak), bazan kötü kuruntulardan da ileri gelir Onun için hazm deyip de teşebbüste tereddüt ve kuruntuya düşmemelidir Onun için bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Hazm bir kötüzan'dır "
*********************************
Hüsnüzan
Güzel sanma veya bir şeyin iyiliği üzerinde inanç beslemedir Bunun karşıtı Suizan (kötü sanma)dır İnsan kötüzan beslemekle hiç bir zaman aşırı gitmemelidir Hiç kimse hakkında da yok yere kötüzanda bulunmamalıdır
Doğrusu, herhangi bir kimse hakkında körü körüne "Pek iyi bir insandır" diye hüküm vermek de hüsnü zannı kötüye kullanmak olacağından iyi bir davranış değildir Onun bunun işlerini araştırmak, kusurlarını öğrenme arzusunda bulunmak, tecessüs denilen, kötüzandan doğan ve ahlâka aykırı olan bir harekettir ve haramdır Bunun hakkında Kur'an-ı Kerimde buyurulmuştur: "Şüphe yok ki, zannın bir kısmı günahtır "
*********************************
Hıfz-ı Lisan
Dili gereksiz sözlerden koruyup ihtiyaçtan fazla söz söylememek halidir ki, çok iyidir Bunun karşıtı "Malâyani" denilen faydasız şeylerle uğraşmak ve ağıza gelen her şeyi söylemektir Akıllı olanlar çok kez susarlar Gerek görülmedikçe söz söylemek istemezler Susmak çok güzel bir şeydir Yeter ki, bir hakkın kaybolmasına veya bir gerçeğin yanlış anlaşılmasına sebebiyet vermiş olmasın Peygamber Efendimiz ( aleyhi ve sellem) buyurmuşlardır: "Her kim Allah'a ve âhiret gününe iman ediyorsa hayır söylesin veya sussun "
*********************************
Hakk
Yüce Allah'ın mübarek bir ismidir Her doğru olan ve değişmeyen şeye de hak denir Bunun karşıtı "Batıl" sözüdür Herkesin meşru bir şekilde elinde bulundurduğu yetkiye veya mülke de hak denilmiştir Bunun çoğulu "Hukuk"dur Her hak karşılığında bir görev vardır Bir insan hayat (yaşama) hakkına, namus ve şeref hakkına sahibdir Bunlara hiç kimsenin tecavüz hakkı yoktur Her insan karşılıklı olarak bu hakka sahib olduğu için herkes karşısındakinin hakkını kabul ve ona uygun hareket etmekle görevlidir ve bu görevleri korumakla yükümlüdür Bu haklara tecavüz haramdır, cezayı gerektirir Toplum düzenine engel olur Hak hiç bir zaman değişmez Hakka, kuvvet ve diğer şeyler üstün gelemez Geçici olarak kaybolan bir hak, bir gün dünyada değilse bile âhirette meydana çıkacaktır
*********************************
Hikmet
İlim ile amelin birleşmesinden meydana gelen yüksek bir sıfattır Bilmeyen veya bildiği ile amel etmeyen kimse hikmet sahibi değildir Her şeyin aslını öğrenmek için edinilen bilgiye de hikmet denir Adâba, ahlâka, öğütlere ait güzel sözlere ve fıkralara da hikmet denir Hikmet sahibi olan insanda, zekâ, ezberleme, güzel düşünme, kolaylıkla öğrenme, açık zihin, iyi anlayış ve kavramları hafızada tutma gibi duygular belirir Bir âyet-i kerimede buyurulmuştur: "Kendisine hikmet verilen kimseye, muhakkak birçok hayır verilmiş olur " Bir hadis-i şerif de şöyle: "Hikmet, müminin yitiğidir Onu nerede bulursa alır "
*********************************
Hilm
Şiddete sabredip tahammül etmek, öfke ateşini söndürmek ve nefsi heyecandan korumaktır Yerinde yapılan böyle bir davranış büyük bir fazilettir Bunun karşıtı "Hiddet, tehevvür"dür Bu da bir öfke, titizlik ve kızgınlık halidir Hoşa gitmeyen bir olaydan dolayı gazab kuvvetinin parlayıp meydana çıkmasıdır Kızgınlık ve darılma halleri, kalbdeki kanın taşması zamanında meydana gelen bir nefis değişikliğidir ki, haksız yere olunca bir kusur sayılır, pişmanlığı gerektirir Fakat akla uyarak haksızlığa karşı olan bir öfke iyidir Çünkü kutsal inançlar bununla korunur Hilm, ilim ve hikmete bağlı olmalıdır Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Hiç bir şeyin bir kimsede birleşmesi ilimle hilmin birleşmesinden daha üstün olamaz "
*********************************
Hamiyet
Kutsal şeyleri ve milletin haklarını gözetmek, namus ve şerefi suçlamadan koruma üzerinde gösterilen ve fikirleri korumak yolunda gösterilen çabaya "Cahilce hamiyet" denir ki, bu pek kötüdür
*********************************
Haya
Utanma, hicab, ar, namus manalarına gelir Çirkin şeylerden nefsin darlanması, edebe aykırı bir işin meydana çıkmasından dolayı kalbin duygulanıp sıkıntı içinde kalması demektir Bunun eseri hemen yüzde belirmeye başlar Haya pek güzel bir huydur Bunun karşıtı Vakahat (utanmazlık)tır Batılı hak şeklinde görüp çekinmeksizin onu yapmaktır Hayasızlık, insanı insanlıktan çıkarır, hayvanlardan daha aşağı düşürür Bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: "Haya imandan bir bölümdür İnsanlardan utanmayan Allah'dan da utanmaz "
*********************************
Huşu
Tevazu göstermek, hakka boyun eğmek, korku ile sevgi karışımı olan saygılı bir tavır takınmak demektir Karşıtı, gaflet içinde kendini büyük görme, kalb huzurundan yoksun olmadır Bir ibadetin değeri, huşua olan yakınlığı nisbetinde artar Haşyet de, saygı ile karışık kalble ilgili bir korkudur Allah korkusuna "Haşyetullah" denir Kalbinde Allah korkusu bulunmayan kimsenin her çeşit fenalığı yapması mümkündür Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Hikmetin başı Allah korkusudur " Yüce Allah'ın kudret ve azametini düşünen her müminin kalbinde Allah korkusu parlar ve onu daima iyiliğe götürür
*********************************
Hayır
İyilik demektir Her helal olan mal ve yarar da bir hayırdır, Allah'ın ihsanıdır Allah rızasını kazanmaya sebeb olan her güzel iş bir hayırdır Geçerli olan asıl hayır da budur Hayrın karşıtı "Şerr"dir Hakka ve yaratılışa uymayan ve kötü bir sonucu gerektiren her şey bir şerdir, fenalıktır Herkes için iyilik istemeye "hayırhahlık" denir Bu ruhun temizliğinden ileri gelir Bütün hayır müesseseleri, hayırseverliğin bir eseridir Başkasının fenalığını istemek de, "Bedhahlık"tır Bu, bir ruh hastalığıdır ki, sahibinin kötü kimse olduğuna bir alâmettir
*********************************
Hased
İşte "hased", çekememezlik ve kıskançlık denilen kötü hal, bu kötülükseverlikten başkası değildir Başkasının hak kazanarak elde ettiği nimetlerden rahatsız olup da o nimetlerin kaybolmasını istemek bir hasedden ibarettir Bu pek fena bir huy olduğundan bundan çok sakınmalıdır Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur: "Hasedden kaçınınız; çünkü ateş, odunları yakıp bitirdiği gibi, hased de güzel işleri (salih amelleri) yer bitirir " Kötülüğe alet olan bir varlığın kaybolmasını istemek hased sayılmaz Yine başkasının elde ettiği bir nimetin benzerine kavuşmayı istemek de hased değildir Bu isteğe "Gıbta ve Münafese" denir ki, bazı hallerde caizdir Yüksek bir alimin ilmine ve faziletine gıbta edilmesi (imrenilmesi) gibi 
*********************************
Dostluk
İki ve daha çok kimseler arasında meydana gelen samimi bir sevgi ve bağlılık demektir Allah için olan dostluk devam eder Dünya için olan dostluk da bir akan yıldız gibi parlayıp söner Dostluğun karşıtı, düşmanlık, davet ve kindarlıktır Bütün müslümanlar birbirine dosttur Çünkü aralarında sönmeyen bir din kardeşliği vardır Peygamber Efendimiz ( aleyhi ve sellem) ümmetine şöyle emretmiştir:
"Birbirinize kin tutmayınız, hased (kıskançlık) etmeyiniz, birbirinizden yüz çevirmeyiniz, ey Allah'ın kulları!  Kardeş olunuz Bir müslümanın müslüman kardeşine üç günden çok dargın kalması helal olmaz " Başkasının bir kederinden ötürü sevinmek de bir düşmanlık eseri olduğundan caiz değildir Buna "Şematet" denir Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur: "Kardeşin için şematet eyleme (kötü haline sevinme); sonra Allah ona merhamet eder de, seni belâya düşürür "
*********************************
Diyanet
Dindarlık yapmak, dinin kutsal emirlerine uyarak gereği üzere hareket etmektir Karşıtı dinsizliktir, din hükümlerine aykırı davranmaktır, bütün fenalıkların en büyük kaynağıdır İnsanların kurtuluşu, temiz bir halde yaşayışı ve mutluluğa ermesi, ancak diyanet sayesindedir Diyanet doğuştan vardır Gerek ferdler için ve gerekse cemiyetler için zorunludur Onun için diyanete sımsıkı sarılmalıdır Bu, insanlığın yararı ve selâmeti bakımından son derece gereklidir
*********************************
Zikir
Anmak ve hatırlamak manasınadır Yüce Allah'ın kutsal isimlerini anmak vacib olan bir görevdir, en yüksek bir zikirdir Yüce Allah'ı zikretmek, ya büyüklüğünü düşünmekle olur ki, bundan yüceltme ve tazim meydana gelir Ya da Allah'ın sonsuz kudretini düşünmekle olur Bundan da korku ve hüzün doğar Bir de nimetlerini anmakla olur ki, bundan şükür ve hamd meydana gelir Yahut pek acaib ve üstün olan eserlerini düşünmekle olur Bundan da uyanma ve ibret alma yüz gösterir Zikrin karşıtı, "Nisyan (unutma)"dır Yüce Allah'ın mübarek isimleri ile kulun gönlünü süslememesidir Bu çok acınacak bir dalgınlık eseridir Bir âyet-i kerimede şöyle buyurulmuştur: "Allah'ı çok zikrediniz ki, kurtulabilesiniz " Bir hadis-i şerifde de: "Zikrin en faziletlisi Lâ ilâhe İll'dır Duanın da en faziletlisi Elhamdülillah'dır, " buyurulmuştur
*********************************
Rıza
Hoşnut olmak, uygunluk göstermek herhangi bir hükmü veya işi kalben hoş görüp kabul etmektir Bunun karşıtı kabul etmemek, red etmek, itiraz etmektir Yüce Allah'ın her hükmüne ve her takdirine razı olmak bir kulluk görevidir Gerçek olan bir şeye razı olmamak bir ahmaklık işareti olduğu gibi, batıl bir şeye razı olmak da bir taşkınlık ve isyan eseridir Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Allah bir kulu severse, yalvarmasını dinlemek için onu bir sıkıntıyla sınar "
*********************************
|