08-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
İmami Rabbaniden Misaller
İmam Rabbani'den Misaller
1 Şeyhülislam Ahmed Namık-i Cami ALLAH adına yalan söylüyor (S 331)
Mevlânâ Abdürrahmân Câmî (k s ) Nefehât kitabında diyor ki:
Şeyhülislâm Ahmed Nâmık-i Câmî buyurdu ki: "Evliyanın çektiği riyazetlerin, sıkıntıların hepsini yalnız başıma çektim ve daha çok da çektim ALLAHü teâlâ, evliyaya verdiği hâllerin, ihsânların hepsini bana verdi Her dörtyüz senede, Ahmed isminde bir kuluna böyle büyük ihsanlar yapar ve bunu herkes görür " Ahmed Câmî'den, Imâm-ı Rab bânî (k s ) zamanına kadar dörtyüzotuzbes sene olup, bu zaman içinde evliya arasında bu büyüklükte, Ahmed isminde biri bulunmadı Ahmed Câmî'nin haberi, büyük bir zan ile Imâm-ı Rabbânî'ye (k s ) âid olmaktadır Şeyhülislâm Ahmed Câmî'nin; "Benden sonra benim ismimde onyedi kişi gelir Bunların sonuncusu bin târihinden sonra olup, en büyüğü ve en yükseği odur" sözü de, bu hususu kuvvetlendirmektedir
2 İmam-ı Rabbani ALLAH adına yalan söylüyor (S 336)
Birgün Imâm-ı Rabbani hazretleri murakabe halkasında bir kırıklık' ve amellerindeki kusurlan görme hâlinde iken: "Seni ye kıyamete kadar vâsitalı veya vasıtasız seni tevessül, vesîle edenleri, senin yolunda gidenleri ve sana muhabbet edenleri magfiret eyledim" nidâsını duydu Ve "Bunu herkese söyle" diye kendilerine emrettiler Nitekim Mebde' ve Me'ad risalelerinde bunu bildirmiştir
İmam-ı Râbbânî hazretlerine; "Elbette o, müttekîlerdendir" ilhamı geldi Bunun sebebi şu idi: Birgün vefat eden oğullarından birinin ruhuna sadaka olarak bir yemek verdi Bu arada inkisarlarının (kırıklıklarının) kendisini istilâ etmesinden dolayı buyurdu ki: "Bu sadakamızı nasıl kabul ederler ALLAHü teâlâ sadakayı kabul hakkında; "ALLAH ancak müt-tekîlerinkini kabul eder" buyuru-yor Bunu derken, şöyle bir nidâ geldi: "Elbette o müttekilerdendir "
İmâm-ı Rabbânî hazretlerine: "Cenaze namazında bulunduğun herkes mağfiret olunmuştur" müjdesi ilham olundu
Magfiret olunması için hangi mezarın başına gitse, kendisine o mezarda bulunanlardan azabın kaldırıldığı ilham edilirdi
İmâm-ı Rabbânî hazretlerine ilham olundu ve müjde verildi ki: "Senin söylediğin ve yazdığın ilimlerin hepsi bizdendir " Kendisine mahsûs olup, tereddüt ve şüphe ettiği ilimlerin doğrularını ve hakikatlerini de kendisine bildirdiler
3 �ALLAH şöyle bildirdi � diyerek ALLAH�a iftira ediyor (S 336)
İmâm-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki: "Ramazân-ı şerifin son on gününde idi Teravih namazını kıldıktan sonra, kendimde bir gevşeklik hissedip yatağıma yatmak istedim Yatarken, bu gevşekliğin çokluğundan evvelâ sağ tarafa döneceğimi unuttum Hâlbuki bu sünnet idi Sol tarafa dönüp yattım Bir müddet sonra sünneti terk ettiğim hatırıma geldi Bunu ilk defa terk ettiğimi düşündüm O anda unutarak ve sehven olduğu bildirildi Fakat, sünneti terketmek korkusu benden gitmedi Hemen kalktım; sağ tarafa dönüp yattım Bunu yaptık tan sonra ALLAHü teâlânın nihâyetsiz nur ve feyzleri zâhir oldu ve şöyle bildirildi: "Sen bu kadar sünnete riayet edince, ahirette hiçbir şekilde sana azâp etmem!"
4 �ALLAH Rasulu icazet yazmak için gelip yatağının üzerine oturuyor � Yalanı (S 236-237)
Yine Ramazan-ı şerifin son on gününde buyurdu ki: "Bu gün son derece güzel bir hâl zahir oldu Yatağımda uzanmış yatıyordum Gözlerimi kapamıştım Yatağımın üzerine bir başkasının gelip oturduğunu hissettim bir de ne göreyim evvelkilerin ve sonrakilerin seyyidi, efendisi Peygamberimizdir(s a v ) Buyurdu ki: " Senin için icazet yazmağa geldim Hiç kimseye böyle bir icazet yazmadım " Gördüm ki , o icazetnamenin metninde bu dünyâya ait büyük lütuflar yazılı idi Arkasında da öbür dünyaya ait, çok inayetler yazmışlardı " İmam-ı Rabbani hazretleri bu hususu "Mektubat" ının 3 cilt 106 mektubunda uzun bildirmektedir
5 �Şeytanı İmam-ı Rabbani�nin sinesinden dışarı çıkardılar � Yalanı (S 337)
Vesveler veren Hannası (Şeytan) İmam Rabbani'nin sînesinden dışarı çıkardılar Kendisi bunu söyle anlatmıştır: "Duhâ (kuşluk) namazında idim Aniden sinemden büyük bir belanın çıktığını gördüm Ondan sonra, onun yuvasının da sinemden çıkarıldığını gösterdiler Etrafında bulunan büyük zulmetten de bir eser kalmadı Kalbimde büyük bir inşîrâh (ferahlık) buldum Göğsümden çıkanın, Resûlullahın (s a v ) ondan ALLAHü teâlâya sığınmakla emir olunduğu Hannâs olduğunu bildirdiler Ve yine bildirdiler ki, usûl-i dinde zahir olan düşünce ve tehlikelerin menşei bu Hannâsdır ki, göğüste yuvası vardır Kalbi her zaman oradan iğneler
[İslam Alimleri Ansiklopedisi c 15, Türkiye Gazetesi, İhlas Gazetecilik, İstanbul]
İmam Rabbani ALLAH c c zahir ismiyle nasil alay ediyor:
Kamil ve herkesi kemale kavuşturan, vilayet derecelerine ulaşmış, nihayeti başlangıca yerleştirmiş olan yolda gidenlerin önderi, ALLAH-u Teala�nın beğendiği dinin kuvvetlendiricisi Şeyhimiz ve imamımız Şeyh Muhammed Baki Nakşibendi ve ahrari (K S ) hazretlerine kölelerinin en aşağısı olan Ahmet�den en yüksek makama dilekçedir Kıymetli emirlerinize uyarak bu mektubu yüzümün karasıyla yazıyorum Dağınık , bozuk olan hallerimi titreyerek arzediyorum Bu yolda ilerlerken, ALLAHü Teala�nın ism-i zahirleri o kadar çok tecelli etti ki, her şeyde ayrı ayrı göründü Hatta nisa şeklinde, onların organları halinde ayrı ayrı zahir oldu Bu taifeye o kadar bağlandım ki, nasıl bildireyim, kendimi tutamıyorum Onların şeklindeki zuhur başka hiçbir şeyde yoktu Alem-i emrdeki latifelerin halleri ve acaip güzellikler bu şekilde göründüğü kadar başka hiçbir şeyde görülmüyordu Onların yanında eriyordum Yanıp kül oluyordum Bunun gibi her yiyecekte, her içecekte ve her cisimde ayrı ayrı tecelliler oldu
[Mektubat, Ahmed Faruki Serhendi, Ter H Hilmi Işık]
(Not: Nisa ; Kadınlar demektir)
|
|
|