Ene ( Ben ) |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ene ( Ben )Ene, “ben” demektir Benlik, insanın kendi varlığından ve sıfatlarından haberdar olması, nefsini ve malını kendine nispet edebilmesidir İnsan, güttüğü koyunlar için ‘benim koyunlarım’ diyebildiği halde o koyunlar, meselâ, kendi ayakları için ‘benim ayaklarım’ diyemiyorlar Güneş de gezegenlerine sahip çıkamıyor Halife, sultanın mülkünde, O’nun namına tasarruf eder ‘Benim malım, benim mülküm’ derken, mülkün gerçek sahibini hatırından çıkarmaz Onun böyle deyişi, bir askerin ‘benim tüfeğim’ yahut ‘benim koğuşum’ demesi gibidir Benlik yerinde kullanması şartıyla büyük bir nimet, büyük bir sermayedir Arzın halifesi olduğunu unutmayıp Kâinat Sultanı’nın namına hareket etmek, O’nun emanetlerini, yine O’nun rızası yolunda kullanmak şartıyla Hiçbir icraatına şahsî reyini, hevesini ve nefsini karıştırmamak şartıyla ‘Nefsini bilen Rabbini bilir’ sırrına ermek, ‘ben’ diyebilmeyi bir anahtar yapıp ‘O’ diyebilmek şartıyla Tarlasına tohum serperken, rüzgârdan pek farklı bir iş yapmadığını, keza bahçesini sularken de yağmurun vazifesini taklide çalıştığını bilmek, tıpkı onlar gibi kendisinin de Allah’ın mülkünde bir hizmetçi olduğunu unutmamak şartıyla Kendi varlığını düşünürken, ‘Bana bu varlığı kim lûtfetti ise, şu bütün âlemi de yoktan var eden ancak O’dur’ diyebilmek ve mutlak varlığın ancak O’na mahsus olduğunu bilmek şartıyla İlmini ve kuvvetini düşünürken de, ‘Bana ilmi tattıran elbette Âlim, bana kuvvet bahşeden elbette Kâdirdir’ diyebilmek şartıyla Kendisine takılan diğer sıfatları, kabiliyetleri ve halleri de bu mânâda değerlendirebilmek şartıyla Kâinat, bir yönüyle, ‘benlikten’ uzak tutulanlar ordusu! Semâ yüksekliğine güvenmez, toprak çiğnenir aldırmaz Ay, dünyaya bağlı olmayı mesele yapmaz, bülbül sesiyle övünmez, arı balıyla gururlanmaz Niçin? |
|