![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepEbedî Fecre İnsan Olmanın Şartı: İLİM NİYE LÂZIM? Yûnus Emre Hazretleri’nin şu beyti hiç eskimeyecek bir gerçek: "İlim ilim bilmektir; ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsen; ha bir kuru emektir!" Çünkü ilmin var olmasının sebebi; “Kendini bilen Rabbini bilir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bakımdan o, yani ilim; Her hâlükârda Cenâb-ı Hakk’ı hatırlatmalı ve O’na yaklaştırmalı ![]() ![]() ![]() ![]() YANİ İLİM; Cüz’î iradeyi küllî iradeye teslim edip huzura erdirmeli ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En mühim tahsil bu ![]() Zaten maddî ve mânevî bütün ilimler, bir bakıma Cenâb-ı Hakk’ın kudret ve azamet tecellîlerini tespitten ibarettir ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hakk’ın arzu ettiği ilim, bu ilim, yani kalbin tahsili olan ilimdir ![]() Eğer ilim, bu durum ve kıvamda olmuyorsa, yani hidâyete ulaştıracağı yerde nefsânî arzuları palazlandırıp saptırıyorsa, o artık sadece bir mavaldan ibarettir ![]() ![]() Çünkü; Cenâb-ı Hakk’a götürmeyen tahsil; öğle vaktinde, üstelik bulutsuz bir öğle vaktinde tamamen âşikâr olan koskoca güneşi kaybetmeye ve bulamamaya benzer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Henüz kanadı çıkmayan kuş uçmaya kalkarsa, her yırtıcı kedinin lokması olur ![]() Dolayısıyla ilimden istifadenin yegâne formülü şudur: İlim + takvâ = Cenâb-ı Hakk’a yakınlık ![]() ![]() ![]() Yani; |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepYani; İLİM, HÂLİ GÜZELLEŞTİRMELİDİR ![]() ![]() ![]() Yani ilmin, hâlle imtizaç etmesi lâzımdır ![]() ![]() ![]() ![]() Hazret-i Mevlânâ yine der ki: “Mâneviyatla dolu gerçek bilginin iki kanadı vardır, fakat tam tersi olan şüphenin ve zannın ise tek kanadı ![]() Tek kanatlı bir kuş, çabucak tepetaklak düşer ![]() ![]() (Sonra şeytan isimli kedinin ağzına lokma olur ![]() Zandan kurtulur ve ona «yakîn ilmi» yüz gösterirse, o tek kanatlı kuş, iki kanatlı olur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hangi meselede olursa olsun insanoğlu tek kanatlı hareket ettiğinde asla matlup bir neticeye ulaşamaz ![]() ![]() ![]() ![]() Bilhassa eğitimde / terbiyede ![]() ![]() ![]() Yani; İnsan; ilim, eğitim ve terbiye meselesini tek taraflı bir başka ifadeyle mâneviyatsız bir şekilde gerçekleştirmeye kalkışırsa, tek kanatlı kuş gibi kalır ve maksadına eremez ![]() YA DA; |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepYA DA; Kusurlu kalır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Onlarda mânevî ilim ve terbiyenin eksikliği, sadece bunlarla kalmaz ![]() ![]() Çünkü; Mâneviyat olmadığı zaman insanın diğer mahlûkattan farkı yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu itibarla; İLİM FAYDA VERMELİ ![]() ![]() ![]() Hazret-i Peygamber Efendimiz, mâneviyattan mahrum olarak tahsil edilen bir ilim hakkında; «Fayda vermeyen ilim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yani O, ilmi; Ancak mânevî terbiyeye vesile, gaflet ve günahtan uzaklaştırıcı, özde de dâimâ Allâh’a yaklaştırıcı bir vasıta olarak makbul görmüştür ![]() ![]() Dünya dershanesi de bunun için kurulmuştur ![]() ![]() «Oku!» fermanı, yaratan Rabbin adıyla olması şartına bağlanmıştır ![]() ALLÂH’IN İSMİ İLE ![]() ![]() ![]() Âyet-i kerîmede buyurulur: اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذ۪ى خَلَقَ “Seni yaratan Rabbinin adıyla oku!” Demek ki tahsil bu ![]() Bu tahsilde, Rabbimizin bizi yaratışına dikkat çekilerek O’nun adıyla okumak var ![]() ![]() ![]() Bu itibarla; |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepBu itibarla; Kalbin; ![]() ![]() ![]() Böyle olması için, yani; TAM OKUMAK İÇİN ![]() ![]() ![]() Cenâb-ı Hakk’ı, kâinatta eşsiz bir güzellik, incelik ve mükemmellikle şekillendirici demek olan اَلْمُصَوِّر / el-Musavvir sıfatıyla seyretmek şart! Aynı şekilde اَلْبَارِئ / el-Bârî / yaratıcı sıfatıyla da seyretmek gerek ![]() Bilhassa; اَلرَّحْمٰن / er-Rahmân sıfatının, yani rahmet ve merhameti bütün varlıkları kuşatıcı olmanın da tecellîsine ermeli ![]() ![]() ![]() ![]() Ayrıca; اَلْمُؤْمِن / el-Mü’min sıfatı da tecellî etmeli ![]() ![]() ![]() Kalpler öncelikle; İşte bu cemâlî sıfatlarla müzeyyen olmalı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BÖYLECE; |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepBÖYLECE; Cenâb-ı Hak’la kul arasında büyük bir dostluk, beraberlik ve yakınlık meydana gelir ![]() ![]() ![]() Bu vecd ve iştiyak da, gönülde mânevî ilmi ve terbiyeyi daha da artırır, müstesnâ bir aynîleşmeye, yani bütünleşmeye dönüşür ![]() Nitekim Efendimiz’i en güzel şekilde tanıyabilmenin ve böylece O’na en yakın olabilmenin sırrı; dâimâ mânevî ilim, terbiye ve O’nunla aynîleşme, yani şahsiyet ve karakter bakımından bütünleşme nisbetindedir ![]() ![]() ![]() “Allah Rasûlü’nün hiçbir mûcizesi olmasa, yetiştirdiği sahabesi (ile kurduğu fazîletler medeniyeti), O’nun (ne büyük bir) peygamber olduğunun şahidi olarak yeter ![]() ![]() Çünkü O’nun yetiştirdiği asr-ı saâdet nesli, O’nun yüce ahlâkının en güzel vitrini olmuştu ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepYAKÎNEN TANIMAK ![]() ![]() ![]() O’nun mübârek ve güzîde ashâbı, Hazret-i Peygamber j Efendimiz’i dâimâ O’na yakınlık ölçüleri içerisinde en güzel şekilde tanıdı, bildi, hayran oldu, mest oldu, üstün bir aşk ile sevdalandı ve O’nun en küçük bir arzusuna bile: “Sana; anam-babam da, malım-canım da fedâ olsun yâ Rasûlâllah!” dedi ![]() Kulakları O’ndan başkasını duymaz; gözleri de, O’ndan başkasını görmez bir hâle geldi ![]() GAYE O’NU GÖRMEKTİ ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Zeyd t, Hazret-i Peygamber j Efendimiz’in vefatı üzerine, hicran içinde şu mânidar duâyı yaptı: “Yâ Rabbi, artık bu gözlerimi al! Dünyada artık O’nu göremedikten sonra bu gözlerin, hiçbir şey görmesi gerekmez ![]() ![]() ![]() Bu nedir? Yakından tanımanın aşk tecellîsi ![]() ![]() ![]() Çünkü kalp, O’nu yakînen gördükten sonra başka hiçbir şey görmek istemiyor ![]() ![]() Mesele; O’nu yakından tanıyabilmek ![]() ![]() ![]() İşte O’nu yakından tanıyabilenlerden bir âbide şahsiyet daha: |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve Edepİşte O’nu yakından tanıyabilenlerden bir âbide şahsiyet daha: MEDİNE ÇARŞISINDA BİR KÖLE ![]() ![]() ![]() Güçlü, kuvvetli ![]() ![]() Fakat kölenin, kendisini satın almak isteyenlere, her türlü hizmet mukabili tek şartı var ![]() ![]() “–Ezân-ı Muhammedî okununca gideceğim, Allah Rasûlü’nün arkasında namaz kılacağım ![]() Nihayet bu şartı kabul eden birine satıldı ![]() ![]() ![]() “–Kölen nerede efendi?” Sahibi cevapladı: “–Yâ Rasûlâllah, hasta ![]() Bunun üzerine Efendimiz; “–Haydi hep birlikte o köleyi ziyarete gideceğiz ![]() ![]() Böyle bir şey, o zamana kadar görülmüş değildi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O bahtiyar kul, Efendimiz’in ziyaretinden bir müddet sonra yine bir gün mescide gelemedi ![]() “–Efendi, kölen nerede?” Adamcağız üzüntüyle; ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunun üzerine Efendimiz bu defa da; “–Haydi hep birlikte yine kölenin yanına gideceğiz ![]() ![]() Yine ashâb-ı kirâmı topladı, kölenin yanına gittiler ![]() ![]() ![]() ![]() Bu hâdise karşısında muhâcirîn-i kiram dedi ki: “–Biz bu kadar bir iltifat görmedik ![]() Ensar-ı kiram da aynı şekilde; “–Biz de bu kadar bir iltifat görmedik ![]() ![]() O zaman âyet-i kerîme indi: اِنَّ اَكْرَمَكُمْ عِنْدَ اللّٰهِ اَتْقٰیكُمْ “ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu âyetin muhtevasına giren o mübârek köle, demek ki , Efendimiz’i yakından tanıdı ve O’na her bakımdan yakın oldu ![]() GERÇEK FAZÎLET ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepGERÇEK FAZÎLET ![]() ![]() ![]() İşte bir köleyi Hazret-i Peygamber’e yaklaştıran ve O’nu yakînen tanımasını temin eden ilim; Mânevî ilim ![]() İşte; O’nun emirlerine sarılarak riâyeti ve O’nunla beraberliği kâmil mânâda temin eden edep ve terbiye; Mânevî edep ve terbiye ![]() Netice; Hazret-i Peygamber’in iltifatına mazhar kılan bir aynîleşme ![]() ![]() İşte esas tahsil ![]() Bu tahsilde en temel; İKİ PRENSİP: –Allâh’a kulluk, –Hazret-i Peygamber’e bağlılık ![]() Îmânın şifresi olan kelime-i şahâdet de bize bunu talim ediyor: أَشْهَدُ أَنْ لٰا إِلٰهَ إِلَّا اللَّهُ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ Burada Hazret-i Peygamber j’e şahâdet ederken O’nun rasûllük rütbesinden önce kulluk rütbesine vurgu yapılması, dikkat çekicidir ![]() DEMEK Kİ; En mühim ve gerçek mârifet, her şeyden önce Allâh’a kul olabilmek ![]() ![]() ![]() İşte gerçek tahsil, gerçek ilim, gerçek edep ve terbiye ![]() İşte; Her vakit, istikamet hâlinde yaşatan ve ilâhî murâkabe altında olduğunu unutmayarak kulluğa devam ettiren mânevî ilim ve terbiye ![]() Bu ilme ve terbiyeye sahip gönüller, öyle bir fazîletler medeniyeti oluşturdu ki, kelimeler ifadeden âciz kalır ![]() ALLAH NEREDE? ![]() ![]() ![]() ![]() “–Gel ey çoban, sofraya buyur!” dedi ![]() Çoban; “–Ben oruçluyum ![]() ![]() “–Bu şiddetli ve boğucu sıcakta oruç mu tutuyorsun, -nâfile oruç tutuyor- bir de bu hâlde koyun güdüyorsun?” dedi ![]() Daha sonra çobanı imtihan için; “–Şu süründen bize bir koyun satsan, parasını sana ödesek, etinden de iftar edeceğin kadarını sana versek olmaz mı?” dedi ![]() Çoban; “–Benim sürüm yok, bu koyunlar efendimindir ![]() ![]() İbn-i Ömer v yine onu denemek için; “–«Kayboldu» dersin, efendin nereden bilecek ki?” dedi ![]() “–Peki o zaman Allah nerede?” dedi ![]() Bu müthiş bir murâkabe hâli İbn-i Ömer’in çok hoşuna gitti ![]() “Bana çoban dedi ki: «Allah nerede?»” Velhâsıl; İbn-i Ömer v, çobanın bu ihsan ve murâkabe hâlinden çok duygulanmıştı ![]() ![]() ![]() İlimden beklenen en mühim neticelerden biri de bu ahlâk-ı hamîde / övülmüş ahlâkî hasletler değil mi? Günahlardan, haramlardan ve şüphelilerden kaçmayı öğrenmek değil mi? Bugün, o günkü çobanın sahip olduğu ilme ne kadar muhtacız ![]() ![]() ![]() ![]() “Namaz kılmaktan yay gibi olsanız, Oruç tutmaktan da çivi gibi olsanız, Haram ve şüphelileri terk etmedikçe Allah ibâdetlerinizi kabul etmez ![]() Zaten insan gerçek ilim ile Hak katında neyin kârlı neyin zararlı olduğunu tam bilse, onu kulluktan, doğruluktan, Allâh’a ve Peygamber’e bağlılıktan hiçbir menfaat alıkoyamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tıpkı Zü’l-bicâdeyn gibi ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepABDULLAH ZÜ’L-BİCÂDEYN EL-MÜZENÎ… Tebük’te şehid olan tek sahâbî ![]() Babası ölmüş ve zengin amcasının yanında yetişmişti ![]() ![]() ![]() ![]() “–Ey amca! Belki müslüman olursun diye bekliyordum ![]() ![]() Amcası tersledi; “–Eğer sen Muhammed’e tâbî olursan, üzerindeki elbisene varıncaya kadar, sana verdiğim her şeyi geri alırım!” dedi ![]() Abdullah t, bu tehdide hiç oralı olmadı ![]() “–Ben, vallâhi Muhammed’e tâbî oldum! Taşa, puta tapmayı bıraktım bile! Elimde ne varsa buyur al!” dedi ![]() Elindeki her şeyi amcasına teslim etti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yollarda eli-ayağı parçalandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “–Sen, Abdullah Zü’l-Bicâ-deyn’sin! (Çifte çul/kilim sahibi Abdullah’sın ![]() “–Bana yakın yerde bulun! Sık sık yanıma gel!” buyurdu ![]() ![]() ![]() ![]() Rasûlullah , onun hakkında: “O, Allâh’a ve Allâh’ın Rasûlü’ne hicret ederek çıkıp gelmiştir! O, «evvâh»lardandır, yani Allâh’a çokça yalvaran ve Allah aşkıyla yanıp tutuşan biridir!” buyurarak iltifatta bulunmuştur ![]() ![]() Allah Rasûlü’ne aşk ile bağlanan bu mübârek sahâbî, Tebük Seferi’ne çıkılırken kendisine şehâdet nasîb olması için Hazret-i Peygamber’den ısrarla duâ talep etti ![]() “Ey Allâh’ım! Onun kanını kâfirlere haram kıl!” diyerek duâ etti ![]() “–Yâ Rasûlâllah! Ben öyle istememiştim!” dedi ![]() Allah Rasûlü : “–Sen Allah yolunda harbe çıkar da hummâya tutularak ölürsen, şehidsin! Hayvanın seni düşürüp boynunu kırarsa, sen yine şehidsin! Gam çekme! Bunlardan hangisi olsa, şehidlik için sana yeter!” buyurdu ![]() Gerçekten onun şehâdeti, mûcizevî bir şekilde Allah Rasûlü’nün buyurduğu sûrette tahakkuk etti; hummâya tutulup Hakk’ın rahmetine kavuştu ![]() ![]() ![]() ![]() Abdullah bin Mes’ûd t, gıpta ile seyrettiği bu manzarayı şöyle anlatıyor: “Gece karanlığında, mücâhidlerin çadır kurdukları sahanın bir köşesinde hareket eden bir ışık gördüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() «Kardeşinizi bana doğru yaklaştırın ![]() ![]() «Yâ Rab! Ben ondan râzıyım, hep râzı olageldim, Sen de râzı ol ![]() ![]() ![]() Bu manzara karşısında içim dolu dolu oldu ![]() ![]() «Ne olurdu bu kabrin sahibi ben olaydım! Keşke oraya bu iltifât-ı Peygamberî ile gömülen ben olsaydım!» diye ne kadar arzu ettim ![]() İşte hayatı mânevî ve gerçek ilim, hakikî edep ve terbiye ekseninde yaşayanların elde ettiği ebedî mükafatlar, nebevî iltifat, muhabbet ve vefâ ![]() ![]() ![]() Âşık gönüller, öyle bir iltifat, muhabbet ve vefâya, o sahâbîler gibi neler fedâ etmezler ki! Hizmetten hizmete nasıl koşmazlar ki! Hayır ve hasenatta nasıl yarışmazlar ki! Cenâb-ı Hak, cümlemize böyle bir hâli ve neticeyi nasîb eylesin! İlmimizi ve kalbî terbiyemizi mâneviyatla müzeyyen eylesin! İki dünyada da faydalı olan sâlih amellere muvaffak kılsın! Bilhassa yetişen nesli, bu ölçüler içinde güzelleştirsin, mükemmelleştirsin, olgunlaştırsın, yüceltsin; vatanına, bayrağına, milletine ve dînine hayırlı bir evlât olarak yaşatsın ve ebedî mükâfatlara nâil eylesin! Âmîn! ![]() ![]() Osman Nûri TOPBAŞ |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepCenâb-ı Hak, cümlemize böyle bir hâli ve neticeyi nasîb eylesin! İlmimizi ve kalbî terbiyemizi mâneviyatla müzeyyen eylesin! İki dünyada da faydalı olan sâlih amellere muvaffak kılsın! Bilhassa yetişen nesli, bu ölçüler içinde güzelleştirsin, mükemmelleştirsin, olgunlaştırsın, yüceltsin; vatanına, bayrağına, milletine ve dînine hayırlı bir evlât olarak yaşatsın ve ebedî mükâfatlara nâil eylesin! Âmîn! ![]() ![]() Amin! |
![]() |
![]() |
![]() |
Mânevî İlim Ve Edep |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Mânevî İlim Ve EdepCenâb-ı Hak, cümlemize böyle bir hâli ve neticeyi nasîb eylesin! İlmimizi ve kalbî terbiyemizi mâneviyatla müzeyyen eylesin! İki dünyada da faydalı olan sâlih amellere muvaffak kılsın! Bilhassa yetişen nesli, bu ölçüler içinde güzelleştirsin, mükemmelleştirsin, olgunlaştırsın, yüceltsin; vatanına, bayrağına, milletine ve dînine hayırlı bir evlât olarak yaşatsın ve ebedî mükâfatlara nâil eylesin! Âmîn! ![]() ![]() Allah Razı Olsun ![]() |
![]() |
![]() |
|