Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çanakkale, kaybedilmiş, zafer

Kaybedilmiş Bir Zafer Çanakkale!

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kaybedilmiş Bir Zafer Çanakkale!




1 Dünya savaşına Osmanlı'yı kimler soktu? Bu savaşa niçin katıldık? Bu soruların cevabını bulmadan, Çanakkale savaşını anlamamız mümkün değildir IDünya Savaşı Cihan İmparatorluğu olan Osmanlının sonunu getirdi
I Dünya Savaşı 1914 yılının ortalarında Avrupa başladı Osmanlı 1915 yılının başında savaşa katıldı Almanlar, Osmanlının savaşa girmemizi istiyor, bunun için ellerinden geleni yapıyorlardı Padişahı tahtan indirmek dâhil her yol denendi
Osmanlıyı hüsrana götüren İttihat–ı Terakki'de savaş istemektedir Sultan Abdülhamit'i tahtan indirip yerine Sultan Reşat'ı getiren ve yönetimi tamamen ele geçiren İttihat–i Terakki cemiyeti savaşa Almanlarla birlikte katılmaktan yanadır
Bütün bu savaş kararları ve yönetim değişikliklerinin arka planında birileri vardır Olaylar sadece görünen yüzü ile değil bir de görünmeyen yüzleri vardır Olayların arkasında Siyonist Yahudi'nin parmağı bulunmaktadır
Siyonist Yahudi binlerce yıldır bekledikleri zamanın geldiği düşüncesi ile devletlerini kurma kararı alırlar Bu kararı uygulamak için önlerin tek bir engel vardır, "Osmanlı İmparatorluğu"


* * *
Yahudi örgütleri önce Osmanlıdan toprak talep etmeye kalktılar Vaat edilmiş(!) toprakları Osmanlıdan satın alacak ve devletlerini bu topraklar üzerine kuracaklardı Siyonist Yahudi'nin Osmanlıya yaptığı öneriyi Sulta Abdülhamid'ten dinleyelim
"Bir gün huzuruma beynelmilel Yahudi teşkilatının kurucusu Theodor Herzl ile Hahambaşı gelmişti() Her ikisi de Yahudiler için yurt talebinde bulundular () Utanmadan Theodor Herzl; 'Zat–ı Haşmetpenahileri'ne arz ederiz ki, Kudüs için kaç milyon altın tensip buyurursanız, derhal takdime amadeyiz' Demez mi? Kan beynime sıçramıştı () Terk edin burayı, vatan para ile satılmaz! Diye bağırmıştım İşte bundan sonra bana düşman oldular…"(1)
Bu hadiseden sonra, Siyonistler anladı ki; Osmanlı ortadan kalkmadan onların devlet kurmaları mümkün değildi Theodor Herzl, başkanlığında toplanan beynelmilel Yahudi kongresinde şu kararı aldılar
"Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalamadıkça İsrail devleti kurulamaz, her çareye başvurarak Osmanlı Devleti yıkılmalı, Filistin'de Türk bayrağı indirilmeli, Türk askeri Filistin'den çıkmalıdır ve ancak ondan sonra da Yahudi devleti kurulmalıdır"(2)
İlk iş olarak da Abdülhamit'i tahtan indirmeleri gerekiyordu Bunun için en güzel yol, İttihat–ı Terakki cemiyetini kullanmak olacaktı Bunu gerçekleştirebilirlerse Siyonist Yahudi bir taşla iki kuş vurmuş olacaktı Abdülhamit'i tahtan indirecek, yönetim kadrosunun önemli bir kısmı kendi adamlarından olan İttihat–ı Terakki cemiyetini eline geçecekti Sultan Abdülhamid'i tahttan indiren İttihat–i Terakki ve Jön Türklerin büyük çoğunluğunu Yahudi masonlar teşkil ediyordu(3) Almanlar, Jön Türkleri kullanmak için mason localarından da istifade etmişlerdi İttihatçıların masonlarla iç içe yaşaması Almanların işini kolaylaştırıyordu(4)
Abdülhamit'i tahtan indirmeye çalışan sadece Siyonistler değildi, Almanlarında İslam coğrafyası üzerinde hesapları vardı Abdülhamid tahtta olduğu surece, Almanlarda amaçlarına ulaşamayacaktı Almanların, Abdülhamid'i tahttan uzaklaştırmak istemesinde, özellikle, onun I Dünya Savaşı'na Almanya'nın yanında girmeyeceğini hissettirmesi ve Almanların Orta Doğu'ya yönelik hareketlerini kısıtlaması etkili oldu(5)
Önce Sultan Abdülhamid tahttan indirildi Sonra başta Siyonistler olmak üzere Avrupa Osmanlıyı yıkmak için harekete geçti Osmanlı artık İttihat–ı Terakki cemiyetinin elinde bir oyuncaktır


* * *
İttihat–i Terakki Osmanlı yönetimi ele alır almaz, başta Siyonist Yahudi olma üzere, İngiliz, Fransız ve Almanların istediği politikleri hayata geçirir Abdülhamid Osmanlıya karşı isyan çıkarma tehlikesini önlemek için Şerif Hüseyin'i uzun zamandır İstanbul'da zorunlu ikamette tutuyordu II Meşrutiyetin ilanından sonra ittihat–ı Terakki yöneticileri Şerif Hüseyin'i Hicaz'a, Mekke Şerifi olarak tayın ettiler(6) Bu durum İngiliz ve Fransızların arayıp ta bulamadıkları bir fırsattı Sonraki yıllarda şerif Hüseyin İngilizlerin elinde oyuncak oldu
İngiliz ve Fransızlar Arap ülkeleri üzerin büyük oyun oynuyor, Ortadoğu İngiliz ve Fransız casusları ile kaynıyordu Onlar bazen bir Türk'e Arap gibi bazen de bir Arap'a Türk gibi görünebiliyorlardı Bu casusların en meşhuru Lawrence, Araplara o kadar içli dışlı olmuştu ki onlardan biri gibi biliniyordu(7) İngiliz ve Fransız casusları Osmanlı ile Arapların arasını açmak için her yolu deniyordu Özellikle İngilizler Şeyh, Derviş, İmam kılığına soktukları adamları vasıtasıyla halkı aldatıyordu(8) Amaçları Osmanlıyı Orta Doğu'dan tamamen çıkarıp atmak ve imparatorluğu parçalamaktı


* * *
Orta Doğu'da İngiliz ve Fransızlar bütün güçleri ile çalışırken, İstanbul'da da Almanlar faaliyetedir Sultan Abdülhamid, İslam halifesi olarak, bütün Müslümanların reisi olduğunu ilan ediyor, çok zorda kalırsa 'Cihad–ı Ekber' yaparak, Osmanlı düşmanlarını perişan edeceğini beyan ediyordu Uygulanırlığı ve sonucu nasıl olacağı meçhul bir düşünce olsa dahi, söylemi Osmanlı düşmanları üzerinde etki yapıyordu Almanlar 'Cihad–i Ekber–i' kendi çıkarları için değerlendirmeye karar verdiler
Almanlar şöyle bir düğünceye sahipti: 'Cihad–ı Ekber'in' ilan edilmesi ile Hindistan, Afganistan, Türkistan ve Kuzey Afrika'da genel bir ayaklanma meydana gelecek ve bu suretle İngiltere, Rusya ve Fransa bu ayaklanmalarla uğraşırken Alman kuvvetleri bunların hayati noktalarına öldürücü darbelerde bulunacaktı(9)
Almanlar istediklerini elde etti 2 Ağustos 1914 tarihinde Osmanlı ile Almanya arasında ittifak anlaşması imzalandı Bu anlaşma İttihat–ı Terakki'nin yaptığı geri donuşu olmayan yanlışlardan biridir Osmanlının savaşa girecek durumu yoktur Sultan Abdülhamid saltanatı suresince uyguladığı denge politikaları ile devleti mümkün mertebe savaşlardan uzak tutmuştu Yaklaşan cihan savaşına Osmanlı girmemeliydi Hele hele Almanlarla birlikte hiç girmemeliydi


* * *
I Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı Almanya ile ittifak anlaşması yapmıştı 11 Kasım 1914'te Osmanlı itilaf devletlerine savaş ilan ettik 23 Kasım 1914 tarihinde de Sultan Reşad 'Cihad–ı Ekber' beyannamesini yayınladı Koskoca Cihan Devleti akıbeti hursan olacak bir maceranın içine bile bile atılmıştı
I Dünya Savaşında Osmanlı çok cephede savaşmak zorunda kalmıştı Çanakkale, Kafkasya ve Ortadoğu bunlardan en önemlilerdir Enver Paşa ordusu ile Kafkas cephesinde perişan oldu Ordusunun tamamını kaybetti Cemal Paşa Filistin'de, zor şartlar altında, imkânsızlıklar içinde İngilizlere kaybetti
Kazandığımız tek cephe Çanakkale'dir Ne var ki, Çanakkale zaferinin bedeli ağır olmuş, yetişmiş ülke insanının önemi bir kimsi burada şehit verilmiştir Rivayetlere göre Boğaz harbinde 250 bin şehit verildi Bu kayıp, Osmanlı devleti için hayatı önem taşımaktadır
Osmanlıyı yıkan sureci başlatan İttihat–ı Terakki'nin üç öneli ismi Enver, Talat ve Cemal Paşalar, 1 dünya savaşının sona erdiği 1918 yılında ülkeden kaçarlar Enver Paşa ülkeyi terk ederken Cemal paşa'ya bıraktığı mektubunda şöyle der:
"Paşam! Bütün yaptıklarımın hesabını vermeye hazırım Bizim asıl mesuliyetimiz, Sultan Abdülhamid'i anlamamak ve Siyonizm'e alet olmamızdır Acıdır, fakat hakikat bu!"(10)



1914 Kasım'ında savaş ilan etmemizin ü-zerinden üç ay geçmiştir ki; tarihin en büyük muharebelerinden biri Çanakkale'de başlar Yaklaşık bir yıl devam eden bu savaş, 1916 Ocak ayında, son düşman gemisinin de çekilip gitmesi ile zafer Osmanlıya yazılır Çanakkale'de kazanılan zaferin arkasında, tek kelime ile iman ve ihlâs yatmaktadır Savaş yoktur ki; bir komutan o savaşta on plana çıkmasın Çanakkale'de o plana çıkan bir kumandan yoktur Çanakkale tek kelime ile Anadolu insanının imanla ihlâsla kazandığı bir büyük zaferdir
Çanakkale de yoksulluk vardır
Çanakkale'de gariplik vardır
Çanakkale'de yürek vardır
Çanakkale'de iman vardır
Çanakkale'de ihlâs vardır



ÇANAKKALE'DE NAMAZ

İngiliz'in vakit vakit gemilerden, siperden
Yine bolca gülle, bomba savurduğu bir gündü
Hızlı hızlı geçiyordum, tehlikeli bir yerden
Birdenbire gözlerime büyük bir şey göründü
Böyle büyük görünen şey, küçücük bir insandı,
Fakat bana çok dokundu, ayaklarım bağlandı

Ateşlerin yaladığı bu düzlükten geçerken
Güllelerin cehennemlik yağmurundan kaçarken
Yolun biraz kenarında, tek başına bir nefer,
Pervasızca bombalardan, ateşlerden, her şeyden
Kendisine, süngüsünden bir mihrapçık kurmuştu,
Sonra onun karşısında namazına durmuştu

* * *
Ne havada ıslık çalan ve düştüğü yerlere
Kızgın çelik dahmelerle ölüm saçan gülleler
Ne semada ifrit gibi, vızıldayan tayyare
Ne dünyalık bir düşünce, ne bir korku, ne keder
Onun demir yüreğini oynatmaktan acizdi,
Sanki toplar, şarapneller tehlikesiz, sessizdi!
Potinleri yanındaydı Onun büyük saygısı
Kunduralı ibadeti görmüyordu muvafık
Böyle temiz bir yüreğin bütün işi, kaygısı,
Elbet Hakkın rızasına olmalıydı mutabık
Kuru toprak üzerinde kundurasız kılınan
Bu namazın pek uygun bir kubbesiydi âsumân
Bir çam ona gölgesinden yapmış idi seccade
Sanki tekbir alıyordu, vakit vakit top sesi
Gözlerinin, sade akı beyaz kalan yüzünde
Parlıyordu, o sarsılmaz imanın gölgesi

* * *
Bir Müslüman nasıl olur, bu levhadan anladım,
Hürmetlerle yavaş yavaş sokuldum beş on adım
Başındaki kabalağın gölgesine gömülen,
Süzük gözler dikilmişti o süngüden mihraba
Hakkın büyük divanında, eli bağlı dururken,
Artık o, can kaygısını almıyordu hesaba
Allah, Allah, bu ne yüksek bir imandır ya Rabbi
Bir Müslüman, ne büyük bir kahramandır ya Rabbi!
Kahramandır, çünkü toplar etrafında patlarken
Zerre kadar titremedi, namazını bozmadı
Dört yanında ateş saçan, türlü türlü afetten
Sanki onu koruyordu bir meleğin kanadı
Onun böyle tevekkülü bana pek çok dokundu
Yüreğimi bir şey ezdi İki gözüm sulandı

* * *
Ey medeni İngilizler! Daha varsa getirin
İnsanları, küme küme öldürecek şeyleri
Getirin de şu cenneti, Cehenneme çevirin
Bak onlar korkutur mu, Bir Müslüman neferi?
Bunu hala anlamıyor ne Hamilton, ne Grey
Müslüman'ı korkutamaz Allah'ından başka şey

* * *
Böyle dalgın, düşünerek geçerken ben yanından
Sağa sola selam verdi, namazını bitirdi
Sonra biraz kımıldadı Ellerini yaradan
Tanrı'sına dua için gökyüzüne çevirdi
Şimdi artık, Allah'ına döküyordu derdini
Gözlerini kapamıştı, unutmuştu kendini
Tanrı'sına karşı, boynu bükük duran bu nefer
Korku bilmez bir yiğitti Hürmetlerle eğildim
Duasına, mutlak "amin" diyorlardı melekler
Kendimi pek fazla gördüm, usul usul çekildim!

* * *
Ben giderken kulağıma değdi onun sadâsı:
"Allahümme salli alâ seyyidinâ" duası
Çekilmiştim; fakat hala geriye
Bakıyordum ne yapıyor o diye
Ben merakla, böyle durup bakarken
O, doğruldu silkinerek yerinden
Tanrı'sıyla hesabını bitirdi
Süngüsünü kılıfına geçirdi
Gidiyordu Arkasından seslendim
Dönüp baktı, cevap verdi: "Efendim!"
"Uğur ola, acelen ne hemşehrim
Biraz eğlen, gel cigara içelim"
"Yok efendi, affedersin işim var,
Öyle çokluk eğlenemem vakit dar"
"Adam sen de ne olurmuş, gel biraz,
Şuracıkta oturalım"
"Olamaz, sonra belki yetişemem nöbete
Burdan daha epey sürer şu tepe
Başka vakit görüşürüz inş"
"Selametle koç yiğidim eyv
Fakat bari, şu paketi olsun al"
"Eksil olma, tütün içmem, hoşça kal!"
Bir söz daha: "Neredesin?" "İlerde,
Kanlı sırtın önündeki siperde"
Böyle deyip şahin gibi süzüldü,
Sanki bir aslandı çözüldü

* * *
Kanlı sırtın önünde eğlenirmiş bu aslan
Fakat bilmem bu toprağın kansız yeri neresi
Düşmanlar da şahittir ki, seller gibi çağlayan
Türk kanıyla yoğrulmuştur bütün dağı, deresi
Sen de işte o fedakâr erlerdensin ey yiğit!
Vazifen pek mukaddestir, ama durma haydi git
Adı neydi, nereliydi? Sormadım kendine,
Fakat onun Türk olduğu lisanından belliydi,
Adı Mehmet, ya Ahmed'miş anlamaya hacet ne?
Oradaki yiğitlerin hepsi de bir halliydi
Hepsi dindar, hepsi nazik, hepsi tosun, hepsi mert
Hepsinde de düşman kini bir onulmaz acı dert
Selam size, ey Bursa'nın, Ankara'nın, Konya'nın
Vatan için ölümleri şeref bilen evladı!
Emin olun, sizden akan bir damlacık al kanın
Elemiyle bir milletin bütün ruhu kanadı
Şimdi hala, nerde görsem kabalaklı bir asker
Hatırıma gelir hemen namaz kılan o nefer

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.