Prof. Dr. Sinsi
|
Ben Seni Özledim Rabbim

Bir insan taşa benzetilse nasıl olur? Yani, ipek gibi deriz, gül gibi deriz, ceylân gibi deriz  Bir insan için taş gibi deyince kalbinin ne denli katı olduğu anlaşılır  Ben şimdi o müthiş ayet-i kerimeyi de eklemek istiyorum taşın tedaileri arasına:
" Ama bütün bunlardan sonra kalpleriniz katılaştı, kaya gibi hatta daha da sert oldu Çünkü unutmayın, öyle kayalar var ki içinden ırmaklar fışkırır ve öylesi de var ki yarıldığında içinden su çıkar; bazısı da Allah korkusuyla (yerinden kopup) aşağı yuvarlanır Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir!"
Bana dokunan asıl benzetme, Hızır aleyhisselâm'ın talebelerinden birine verdiği taş örneği: Bu taşın neresini görüyorsun? Bu yüzünü  Bütün yönlerini göremiyorsun Arkasını, sağını, solunu ve içini göremiyorsun Nasıl görünüyor, gri, mat, soğuk  Ama kıralım taşı, bak, içinde rengarek kıvrımlar, çizgiler var Şaşırtıcı değil mi? Hadiseler de böyledir  Bir sana görünen yönleri vardır, bir de asılları, başka yönleri 
Meşhur Hızır dersi  İnsana Kur'an'ı ve hikmeti öğreten Rahman'ın gönül rızkı 
* * * *
Senin hakkında ne çok konuşan var Rabbim! Senin hakkında ne çok konuşuyoruz! Bilmediğimiz halde  En yakınlarımız için bile gün gelip "Hiç tanımamışım" dediğimiz halde  Ka'bına varılmaz bir ummanı küçücük yüreğimize tıkdığımızı sanarak 
İnsanlar birbirini seviyor İnsanlar birbirini terk ediyor Terk edilen, edeni özlüyor Rabbim  Hem öyle özlüyor ki uykusu, rüyası, bakışı, bekleyişi, arayışı, gülüşü ağlayışı o oluyor Hep bekliyor, döner ümidiyle, geçmiş güzel günlerin hayaliyle teselli ve güç bularak, destek alarak bekliyor Bir gün dönecek 
Ve ben günlerdir, aylardır, yıllardır sensizim Böyle namazdayken de sensizim Seni anlatırken de anarken de 
Hemen duyduklarım ve okuduklarım hücum ediyor halimi izah için Ben seni çok özledim! İşte o insan taşa benzer ki üstüne yağmur yağar da suyu damlası yüreğine sızmaz Yağmurun güzeli yüreğe yağandır Neyleyim camlarımdan süzülüp inen damlayı? Yüreğime sızsa ya 
Seher rüzgarı mahzun ve yetimce sokuluyor perdelerime Gece bana hiç görünmeden kayboluyor arka sokaklarımda Güneşin başı dik, gözleri ufuklarda, küskün bana  Nicedir yüzünü ağartmadım insanlığın Günlerin bereketi yok, sohbetin bereketi yok, yaşamanın bereketi yok  Biraz temizlikte ferahlık var, biraz tebdil-i mekanda, seyahatte Her gittiğin yere kendini de götürdüğün için ne ibadette, ne hizmette, ne gözyaşında incelme ve derinleşme görülüyor
Ben seni özledim Rabbim Bütün insan yanımla, bütün ruhumla özledim Zihnimi öyle yüklüyorum ki uyanıkken, rüyada bile kaçamıyor ruhum nefsimden
Ben seni özledim Rabbim diyorum kalbim gözlerime sarılıp ağlıyor hıçkırarak! Ben seni özledim Rabbim  Sana Adem'in irfanıyla sığınmayı "Zalemna enfüsena" demeyi, Nuh'un gemiyi hazırlarken büründüğü hali (bir azabı beklemek ne müthiş bir sinir kuvveti ve iman gerektirir ey depremi bekleyen şehirliler, biz biliyoruz değil mi), Davud'un zikrini, Süleyman'ın dengesini, İbrahim'in teslimiyetini, Musa'nın aidiyetini, İsa'nın merhametini, cenab-ı Ahmed-i Muhammed Mustafa'nın muhabbetini  Onların ve sahabe-i kiram hazeratının, altın silsilenin her bir halkasının sana layık amellerini, hizmetlerini, ibadetlerini, zikirlerini, şükürlerini sunmak mümkün olsaydı biraz 
|