Prof. Dr. Sinsi
|
12-Yûsuf
Yusuf suresi, 111 (yüzonbir) âyet olup 1,2 ve 3 âyetler Medine'de, diğerleri Mekke'de inmiştir Sûrenin başından sonuna kadar Yusuf Peygamber'den bahsedildiği için bu adı almıştır
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla
1 Elif Lâm Râ Bunlar, apaçık Kitab'ın âyetleridir
2 Anlayasınız diye biz onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik
3 (Ey Muhammed!) Biz, sana bu Kur'an'ı vahyetmekle geçmiş milletlerin haberlerini sana en güzel bir şekilde anlatıyoruz Gerçek şu ki, sen bundan önce (bu haberleri) elbette bilmeyenlerden idin
4 Bir zamanlar Yusuf, babasına (Ya'kub'a) demişti ki: Babacığım! Ben (rüyamda) on bir yıldızla güneşi ve ayı gördüm; onları bana secde ederlerken gördüm
5 (Babası: Yavrucuğum! dedi, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma; sonra sana bir tuzak kurarlar! Çünkü şeytan insana apaçık bir düşmandır
6 İşte böylece Rabbin seni seçecek, sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek ve daha önce iki atan İbrahim ve İshak'a nimetini tamamladığı gibi sana ve Ya'kub soyuna da nimetini tamamlayacaktır Çünkü Rabbin çok iyi bilendir, hikmet sahibidir
7 Andolsun ki Yusuf ve kardeşlerinde, (almak) isteyenler için ibretler vardır
8 (Kardeşleri) dediler ki: Yusufla kardeşi (Bünyamin) babamıza bizden daha sevgilidir Halbuki biz kalabalık bir cemaatiz Şüphesiz ki babamız apaçık bir yanlışlık içindedir
9 (Aralarında dediler ki: Yusufu öldürün veya onu (uzak) bir yere atın ki babanızın teveccühü yalnız size kalsın! Ondan sonra da (tevbe ederek) sâlih kimseler olursunuz!
10 Onlardan biri: Yusufu öldürmeyin, eğer mutlaka yapacaksanız onu kuyunun dibine atın da geçen kervanlardan biri onu alsın (götürsün), dedi
11 Dediler ki: "Ey babamız! Sana ne oluyor da Yusuf hakkında bize güvenmiyorsun! Oysa ki biz onun iyiliğini istemekteyiz
12 Yarın onu bizimle beraber (kıra) gönder de bol bol yesin (içsin), oynasın Biz onu mutlaka koruruz "
13 (Babaları) dedi ki: Onu götürmeniz beni mutlaka üzer Siz ondan habersizken onu bir kurdun yemesinden korkarım
14 Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız
15 Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusufa: Andolsun ki sen onların bu işlerini onlar (işin) farkına varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik
16 Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler
17 Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusufu eşyamızın yanında bırakmıştık (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın
18 Gömleğinin üstünde sahte bir kan ile geldiler (Yakub) dedi ki: Bilakis nefisleriniz size (kötü) bir işi güzel gösterdi Artık (bana düşen) hakkıyla sabretmektir Anlattığınız karşısında (bana) yardım edecek olan, ancak Allah'tır
19 Bir kervan geldi ve sucularını (kuyuya) gönderdiler, o da (gidip) kovasını saldı, (Yusufu görünce) "Müjde! İşte bir oğlan!" dedi Onu bir ticaret malı olarak sakladılar Allah onların yaptıklarını çok iyi bilir
20 (Kafile Mısır'a vardığında) onu değersiz bir pahaya, sayılı birkaç dirheme sattılar Onlar zaten ona değer vermemişlerdi
21 Mısır'da onu satın alan adam, karısına dedi ki: "Ona değer ver ve güzel bak! Umulur ki bize faydası olur Veya onu evlât ediniriz " İşte böylece (Mısır da adaletle hükmetmesi) ve kendisine (rüyadaki) olayların yorumunu öğretmemiz için Yusufu o yere yerleştirdik Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler
22 (Yusuf) erginlik çağına erişince, ona (isabetle) hükmetme (yeteneği) ve ilim verdik İşte güzel davrananları biz böyle mükâfatlandırırız
23 Evinde bulunduğu kadın, onun nefsinden murat almak istedi, kapıları iyice kapattı ve "Haydi gel!" dedi O da" (Hâşâ), Allah'a sığınırım! Zira kocanız benim velinimetimdir, bana güzel davrandı Gerçek şu ki, zalimler iflah olmaz!" dedi
24 Andolsun ki, kadın ona meyletti Eğer Rabbinin işaret ve ikazını görmeseydi o da kadına meyletmişti İşte böylece biz, kötülük ve fuhşu ondan uzaklaştırmak için (delilimizi gösterdik) Şüphesiz o ihlâslı kullarımızdandı
25 İkisi de kapıya doğru koştular Kadın onun gömleğini arkadan yırttı Kapının yanında onun kocasına rastladılar Kadın dedi ki: Senin ailene kötülük etmek isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya elem verici bir işkenceden başka ne olabilir!
26 Yusuf: "Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi" dedi Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: "Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır "
27 "Eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir Bu ise doğru söyleyenlerdendir "
28 (Kocası, Yusuf'un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına) "Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür "
29 "Ey Yusuf! Sen bundan (olanları söylemekten) vazgeç! (Ey kadın!) Sen de günahının affını dile! Çünkü sen günahkârlardan oldun"
30 Şehirdeki bazı kadınlar dediler ki: Azizin karısı, delikanlısının nefsinden murat almak istiyormuş; Yusufun sevdası onun kalbine işlemiş! Biz onu gerçekten açık bir sapıklık içinde görüyoruz
31 Kadın, onların dedikodusunu duyunca, onlara dâvetçi gönderdi; onlar için dayanacak yastıklar hazırladı Herbirine bir bıçak verdi (Kadınlar meyveleri soyarken Yusufa): "Çık karşılarına!" dedi Kadınlar onu görünce, onun büyüklüğünü anladılar (Şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve dediler ki: Hâşâ Rabbimiz! Bu bir beşer değil  Bu ancak üstün bir melektir!
32 Kadın dedi ki: İşte hakkında beni kınadığınız şahıs budur Ben onun nefsinden murat almak istedim Fakat o, (bundan) şiddetle sakındı Andolsun, eğer o kendisine emredeceğimi yapmazsa mutlaka zindana atılacak ve elbette sürünenlerden olacaktır!
33 (Yusuf) Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha iyidir! Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve cahillerden olurum! dedi
34 Rabbi onun duasını kabul etti ve onların hilesini uzaklaştırdı Çünkü O çok iyi işiten, pek iyi bilendir
35 Sonunda (aziz ve arkadaşları) kesin delilleri görmelerine rağmen (halkın dedikodusunu kesmek için yine de) onu bir zamana kadar mutlaka zindana atmaları kendilerine uygun göründü
36 Onunla birlikte zindana iki delikanlı daha girdi Onlardan biri dedi ki: Ben (rüyada) şarap sıktığımı gördüm Diğeri de: Ben de başımın üstünde kuşların yemekte olduğu bir ekmek taşıdığımı gördüm Bunun yorumunu bize haber ver Çünkü biz seni güzel davrananlardan görüyoruz, dedi
37 (Yusuf) dedi ki: Size yedirilecek yemek gelmeden önce onun yorumunu mutlaka size haber vereceğim Bu, Rabbimin bana öğrettiklerindendir Şüphesiz ben Allah'a inanmayan bir kavmin dininden uzaklaştım Onlar ahireti inkâr edenlerin kendileridir
38 Atalarım İbrahim, İshak ve Ya'kub'un dinine uydum Allah'a herhangi bir şeyi ortak koşmamız bize yaraşmaz Bu, Allah'ın bize ve insanlara olan lütfundandır Fakat insanların çoğu şükretmezler
39 Ey zindan arkadaşlarım! Çeşitli tanrılar mı daha iyi, yoksa gücüne karşı durulamaz olan bir tek Allah mı?
40 Allah'ı bırakıp da taptıklarınız, sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir Allah onlar hakkında herhangi bir delil indirmemiştir Hüküm sadece Allah'a aittir O size kendisinden başkasına ibadet etmemenizi emretmiştir İşte dosdoğru din budur Fakat insanların çoğu bilmezler
41 Ey zindan arkadaşlarım ! (Rüyalarınıza gelince), biriniz (daha önce olduğu gibi) efendisine şarap içirecek; diğeri ise asılacak ve kuşlar onun başından (beynini) yiyecekler Yorumunu sorduğunuz iş (bu şekilde) kesinleşmiştir
42 Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni efendinin yanında an, (umulur ki beni çıkarır) Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu Dolayısıyla (Yusuf), birkaç sene daha zindanda kaldı
43 Kral dedi ki: Ben (rüyada) yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek gördüm Ayrıca, yedi yeşil başak ve diğerlerini de kuru gördüm Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız, benim rüyamı da bana yorumlayınız
44 (Yorumcular) dediler ki: Bunlar karmakarışık düşlerdir Biz böyle düşlerin yorumunu bilenlerden değiliz
45 (Zindandaki) iki kişiden kurtulmuş olan, uzun bir zaman sonra (Yusufu) hatırlayarak dedi ki: Ben size onun yorumunu haber veririm, beni hemen (zindana) gönderin
46 (Yusufun yanına gelerek dedi ki Ey Yusuf, ey doğru sözlü kişi! (Rüyada görülen) yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan (başaklar) hakkında bize yorum yap Ümit ederim ki, insanlara (isabetli yorumunla) dönerim de belki onlar da doğruyu öğrenirler
47 Yusuf dedi ki: Yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında (stok edip) bırakınız
48 Sonra bunun ardından, saklayacaklarınızdan az bir miktar (tohumluk) hariç, o yıllar için biriktirdiklerinizi yeyip bitirecek yedi kıtlık yılı gelecektir
49 Sonra bunun ardından da bir yıl gelecek ki, o yılda insanlara (Allah tarafından) yardım olunacak ve o yılda (meyvesuyu ve yağ) sıkacaklar
50 (Adam bu yorumu getirince) kral dedi ki: "Onu bana getirin!" Elçi, Yusufa geldiği zaman, (Yusuf) dedi ki: "Efendine dön de ona: Ellerini kesen o kadınların zoru neydi? diye sor Şüphesiz benim Rabbim onların hilesini çok iyi bilir "
51 (Kral kadınlara) dedi ki: Yusufun nefsinden murat almak istediğiniz zaman durumunuz neydi? Kadınlar, Hâşâ! Allah için, biz ondan hiçbir kötülük görmedik, dediler Azizin karısı da dedi ki: "Şimdi gerçek ortaya çıktı Ben onun nefsinden murat almak istemiştim Şüphesiz ki o doğru söyleyenlerdendir "
52 (Yusuf dedi ki): Bu, azizin yokluğunda ona hainlik etmediğimi ve Allah'ın hainlerin hilesini başarıya ulaştırmayacağını (herkesin) bilmesi içindir
53 (Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir
54 Kral dedi ki: Onu bana getirin, onu kendime özel danışman edineyim Onunla konuşunca: Bugün sen yanımızda yüksek makam sahibi ve güvenilir birisin, dedi
55 "Beni ülkenin hazinelerine tayin et! Çünkü ben (onları) çok iyi korurum ve bu işi bilirim" dedi
56 Ve böylece Yusuf'a orada dilediği gibi hareket etmek üzere ülke içinde yetki verdik Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi eriştiririz Ve güzel davrananların mükâfatını zayi etmeyiz
57 İman edip de (kötülüklerden) sakınanlar için ahiret mükâfatı daha hayırlıdır
58 Yusufun kardeşleri gelip onun huzuruna girdiler, (Yusuf) onları tanıdı, onlar onu tanımıyorlardı
59 (Yusuf) onların yüklerini hazırlayınca dedi ki: "Sizin bababir kardeşinizi de bana getirin Görmüyor musunuz, ben ölçeği tam dolduruyorum ve ben misafirperverlerin en iyisiyim
60 Eğer onu bana getirmezseniz, artık benim yanımda size verilecek bir ölçek (erzak) yoktur, bana hiç yaklaşmayın!"
61 Dediler ki: Onu babasından istemeye çalışacağız, kuşkusuz bunu yapacağız
62 (Yusuf) emrindeki gençlere dedi ki: Sermayelerini yüklerinin içine koyun Olur ki ailelerine döndüklerinde bunun farkına varırlar da belki geri gelirler
63 Babalarına döndüklerinde dediler ki: Ey babamız! Erzak bize yasaklandı Kardeşimizi (Bünyamin'i) bizimle beraber gönder de (onun sayesinde) ölçüp alalım Biz onu mutlaka koruyacağız
64 Ya'kub dedi ki: Daha önce kardeşi (Yusuf) hakkında size ne kadar güvendiysem, bunun hakkında da size ancak o kadar güvenirim! (Ben onu sadece Allah'a emanet ediyorum); Allah en hayırlı koruyucudur O, acıyanların en merhametlisidir
65 Eşyalarını açtıklarında sermayelerinin kendilerine geri verildiğini gördüler Dediler ki: Ey babamız! Daha ne istiyoruz İşte sermâyemiz de bize geri verilmiş (Onunla yine) ailemize yiyecek getiririz, kardeşimizi koruruz ve bir deve yükü de fazla alırız Çünkü bu (seferki aldığımız) az bir miktardır
66 (Ya'kub) dedi ki: Kuşatılmanız (ve çaresiz kalma durumunuz) hariç, onu bana mutlaka getireceğinize dair Allah adına bana sağlam bir söz vermediğiniz takdirde onu sizinle beraber göndermem!" Ona (istediği şekilde) teminatlarını verdiklerinde dedi ki: Söylediklerimize Allah şahittir
67 Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin Ama Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam Hüküm Allah'tan başkasının değildir (Onun için) ben yalnız O'na dayandım Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar
68 Babalarının kendilerine emrettiği yerden (çeşitli kapılardan) girdiklerinde (onun emrini yerine getirdiler Fakat bu tedbir) Allah'tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı; ancak Ya'kub içindeki bir dileği açığa vurmuş oldu Şüphesiz o, ilim sahibiydi, çünkü ona biz öğretmiştik Fakat insanların çoğu bilmezler
69 Yusuf'un yanına girdiklerinde öz kardeşini yanına aldı ve "Bilesin ki ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına üzülme" dedi
70 (Yusuf) onların yükünü hazırladığı zaman maşrabayı kardeşinin yükü içine koydu! (Kafile hareket ettikten) sonra bir tellal: Ey kafile! Siz hırsızsınız! diye seslendi
71 (Yusuf'un kardeşleri) onlara dönerek: Ne arıyorsunuz? dediler
72 Kralın su kabını arıyoruz; onu getirene bir deve yükü (bahşiş) var dediler (İçlerinden biri Ben buna kefilim, dedi
73 Allah'a andolsun ki, bizim yeryüzünde fesat çıkarmak için gelmediğimizi siz de biliyorsunuz Biz hırsız da değiliz, dediler
74 (Yusuf'un adamları) dediler ki: Peki, siz yalancıysanız bunun cezası nedir?
75 "Onun cezası, kayıp eşya, kimin yükünde bulunursa işte o (şahsa el koymak) onun cezasıdır Biz zalimleri böyle cezalandırırız" dediler
76 Bunun üzerine Yusuf, kardeşinin yükünden önce onların yüklerini (aramaya) başladı Sonra da onu, kardeşinin yükünden çıkarttı İşte biz Yusufa böyle bir tedbir öğrettik, yoksa kralın kanununa göre kardeşini tutamayacaktı Ancak Allah'ın dilemesi hariç Biz kimi dilersek onu derecelerle yükseltiriz Zira her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır
77 (Kardeşleri) dediler ki: "Eğer o çaldıysa, daha önce onun bir kardeşi de çalmıştı " Yusuf bunu içinde sakladı, onlara açmadı (Kendi kendine) dedi ki: Siz daha kötü durumdasınız! Allah, sizin anlattığınızı çok iyi bilir
78 Dediler ki: Ey aziz! Gerçekten onun çok yaşlı bir babası var Onun yerine bizim birimizi alıkoy Zira biz seni, iyilik edenlerden görüyoruz
79 Dedi ki: Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını yakalamaktan Allah'a sığınırız, o takdirde biz gerçekten zalimler oluruz!
80 Ondan ümitlerini kesince, (meseleyi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım O hükmedenlerin en hayırlısıdır
81 Babanıza dönün ve deyin ki: "Ey babamız! Şüphesiz oğlun hırsızlık etti Biz, bildiğimizden başkasına şahitlik etmedik Biz gaybın bekçileri değiliz
82 (İstersen) içinde bulunduğumuz şehire (Mısır halkına) ve aralarında geldiğimiz kafileye de sor Biz gerçekten doğru söylüyoruz "
83 (Babaları) dedi ki: "Hayır, nefisleriniz sizi (böyle) bir işe sürükledi (Bana düşen) artık, güzel bir sabırdır Umulur ki, Allah onların hepsini bana getirir Çünkü O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir "
84 Onlardan yüz çevirdi, "Ah Yusuf'um ah!" diye sızlandı ve kederini içine gömmesi yüzünden gözlerine boz geldi
85 (Oğulları "Allah'a andolsun ki sen hâla Yusuf'u anıyorsun Sonunda ya hasta olacaksın ya da büsbütün helâk olacaksın!" dediler
86 (Ya'kub Ben sadece gam ve kederimi Allah'a arzediyorum Ve ben sizin bilemiyeceğiniz şeyleri Allah tarafından (vahiy ile) biliyorum, dedi
87 Ey oğullarım! Gidin de Yusuf'u ve kardeşini iyice araştırın, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin Çünkü kâfirler topluluğundan başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez
88 Yusuf'un yanına girdiklerinde dediler ki: Ey aziz! Bizi ve ailemizi kıtlık bastı ve biz değersiz bir sermaye ile geldik Hakkımızı tam ölçerek ver Ayrıca bize bağışta da bulun Şüphesiz Allah sadaka verenleri mükâfatlandırır
89 Yusuf dedi ki: Siz, cahilliğiniz yüzünden Yusuf ve kardeşine yaptıklarınızı biliyor musunuz?
90 Yoksa sen, gerçekten Yusuf musun? dediler O da: (Evet) ben Yusufum, bu da kardeşim (Birbirimize kavuşmayı) Allah bize lütfetti Çünkü kim (Allah'tan) korkar ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez, dedi
91 (Kardeşleri) dediler ki: Allah'a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış Gerçekten biz hataya düşmüşüz
92 (Yusuf) dedi ki: "Bugün sizi kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir "
93 "Şu benim gömleğimi götürün de onu babamın yüzüne koyun, (gözleri) görecek duruma gelir Ve bütün ailenizi bana getirin "
94 Kafile (Mısır'dan) ayrılınca, babaları (yanındakilere): Eğer bana bunamış demezseniz inanın ben Yusuf'un kokusunu alıyorum! dedi
95 (Onlar da Vi sen hâla eski şaşkınlığındasın, dediler
96 Müjdeci gelince, gömleği onun yüzüne koyar koymaz (Ya'kub) görür oldu Ben size: "Allah tarafından (vahiy ile) sizin bilemeyeceğiniz şeyleri bilirim" demedim mi! dedi
97 (Oğulları) dediler ki: Ey babamız! (Allah'tan) bizim günahlarımızın affını dile! Çünkü biz gerçekten günahkârlar idik
98 (Ya'kub Sizin için Rabbimden af dileyeceğim Çünkü O çok bağışlayan, pek esirgeyendir, dedi
99 (Hep beraber Mısır'a gidip) Yusufun yanına girdikleri zaman, ana-babasını kucakladı, "Güven içinde Allah'ın iradesiyle Mısır'a girin!" dedi
100 Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar (Yusuf) dedi ki: "Ey babacığım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur Rabbim onu gerçekleştirdi Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir "
101 "Ey Rabbim! Mülkten bana (nasibimi) verdin ve bana (rüyada görülen) olayların yorumunu da öğrettin Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da ahirette de benim sahibimsin Beni müslüman olarak öldür ve beni sâlihler arasına kat!"
102 İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir Onu sana vahyediyoruz Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin)
103 Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir
104 Halbuki sen bunun için (peygamberlik görevini îfa için) onlardan bir ücret istemiyorsun Kur'an, âlemler için ancak bir öğüttür
105 Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirip geçerler
106 Onların çoğu, ancak ortak koşarak Allah'a iman ederler
107 Allah tarafından kuşatıcı bir felâket gelmesi veya farkında olmadan kıyametin ansızın kopması karşısında kendilerini emîn mi gördüler?
108 (Resûlüm!) De ki: "İşte bu, benim yolumdur Ben Allah'a çağırıyorum, ben ve bana uyanlar aydınlık bir yol üzerindeyiz Allah'ı (ortaklardan) tenzih ederim! Ve ben ortak koşanlardan değilim "
109 Senden önce de, şehirler halkından kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını peygamber göndermedik (Kâfirler) yeryüzünde hiç gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğunu görsünler! Sakınanlar için ahiret yurdu elbette daha iyidir Hâla aklınızı kullanmıyor musunuz?
110 Nihayet peygamberler ümitlerini yitirip de kendilerinin yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada onlara yardımımız gelir ve dilediğimiz kimse kurtuluşa erdirilir (Fakat) suçlular topluluğundan azabımız asla geri çevrilmez
111 Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için pek çok ibretler vardır (Bu Kur'an) uydurulabilecek bir söz değildir Fakat o, kendinden öncekileri tasdik eden, her şeyi açıklayan (bir kitaptır); iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir
|