Prof. Dr. Sinsi
|
Tebareke Suresi Ve Kabir Azabi
İbni Abbas radıyü anh anlatıyor:
Resulullah aleyhisselamın sahabilerinden birisi, bilmeyerek, çadırını bir mezarın üzerinde kurdu Bir de baktı ki; mezarın içinde bulunan kişi " Tebareke suresi " ni okuyor Mezardaki insan sureyi bitirdikten sonra, bu sahabi kalkıp Peygamber aleyhisselamın huzuruna geldi ve:
- Ey Allah'ın Resulü! Farkına varmadan bir kabir üzerine çadır kurdum Bir de mezar içindeki insanın "Tebareke " yi sonuna kadar okuduğunu duydum, diye anlattı Bunun üzerine Peygamber aleyhisselam şöyle buyurdu:
-O sure koruyucudur, o sure kurtarıcıdır, kabir azabından kurtarır
Seyyîdimiz, Resûlümüz, Muhammed Mustafa efendimiz salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki; Mülk sûresi için:-O bir maniâdır; O bir müncie (kurtarıcı)dır Kişiyi kâbir azabından korur ve kurtarır ’
Biliyoruz ki, ölüp yokolmak, ya da ölüp derin bir yoklukta beklemek asla sözkonusu değil
Ölümü tadacağız!
Yani, bu beden kullanılmaz hale gelip elimizden alınacak ve onun yerine hemen o anda yeni bir bedenle yaşamımıza kâbir âleminde, kâbir içinde, canlı canlı, diri diri; aklı, şuûru yerinde olarak; zihinsel faaliyetleri aynen eskisi gibi bir halde devam edeceğiz
İşte "ölümü tadmak" diye Kur’ân-ı Kerîm’de târif edilen; şuûrlu bir biçimde kâbir yaşantısına intikâl durumunda, hazır olmayanlar için şu anda akılların kavrayamıyacağı kadar büyük azablar sözkonusudur Bu sebebledir ki, Efendimiz hazreti Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem, kâbir azabına karşı tedbir almak üzere, bize bu sûreyi çokça okumamızı tavsiye ediyor Bakın ne buyuruyor:
"Kur’ân’da otuz âyetlik bir sûre vardır ki, bu bir adama şefâat etti; ve o nihayet bağışlandı: o, Tebarekelleziy biyed’ihil mülk (sûresi)dir "
Abdullah b Mes’ûd radıya’llahu anh bakın Rasûlullah aleyhi’s-selâm’ın kabir haliyle ilgili uyarısını nasıl naklediyor:
"Kişi kabre konulunca, azab melekleri ayakları tarafından gelir Mülk sûresinin vazifelileri karşı çıkar; benim yönümden size yol yoktur çünkü o hayatında mülk sûresi okurdu, der Sonra azab melekleri göğsü veya karnı cihetinden gelir; gene meleklerin, benim cihetimden size yol yoktur, o Mülk sûresi okurdu, cevabıyla karşılaşır Daha sonra, başı istikâmetinden yaklaşmak isterler azab melekleri; gene aynı güç ve aynı cevabla karşılaşırlar Mülk sûresi men edicidir Kabir azabını men eder Kim onu gece okursa, çok sevab kazanmış ve çok iyi bir iş yapmış olur "
1 Hükümrânlık elinde olan mukaddes ve mubarektir; ve her şeye gücü yeter
2 Hanginizin daha iyi iş işlediğini belirtmek için hayatı ve ölümsonrasını yaratan O’dur Azîz ve Gafûrdur
3 Gökleri yedi tabaka halinde yaratan O’dur Rahman’ın bu yarattığında bir düzensizlik asla göremezsin Gözünü çevir bak, bir kere daha bak, bakalım bir düzensizlik görecek misin?
4 Sonra tekrar tekrar çevir bak gözünü, ama asla göremiyecek aradığını ve yorgun, bitkin dönecek gene kendine!
5 And olsun ki, göğü yıldızlarla bezedik ve bazılarıyla şeytanların taşlanmasını sağladık: onlara yalın ateş azabını hazırladık
6 Rabları gerçeğini örtenlere cehennem azabı vardır; o ne berbat sonuçtur!
7 Bunlar cehenneme atıldıkları zaman, gümbür gümbür gürültüsünü duyarlar; kaynama sesidir bu!
8 Ve cehennem (ehli) hiddetinden parçalanacak gibi olurlar Her bir bölük atıldıkça sorarlar cehennem melekleri: Sizi uyarıcı gelmemiş miydi!
9 Onlarda cevablarlar: Evet, bize uyarıcı geldi, ama onu yalanlamıştık! Allâh hiç bir şey inzâl etmemiştir, siz aldanmışsınız, demiştik
10 Ve derler; eğer söz dinleyip aklımızı kullansaydık bu çılgın ateşli cehennemde olmazdık
11 Böylece yaptıklarını itirâf ederler Uzak olsun bu cehennemlikler
12 Gaybın kendisi olan Rablerine karşı haşyet duyanlar bağışlanmayı ve büyük mükafaatları hakkedenlerdir! 
13 Sözünüzü ister içinizde tutun, ister açıklayın; hep birdir Şuûrunuzdakini O bilir!
14 Hiç bilmez mi onu yaratan? O lâtîf olarak haberdardır herşeyden
15 Yeryüzünü yaşıyacağınız biçimde altınıza seren O’dur Yeryüzünde gezin, dolaşın, ihsan ettiği rızıktan faydalanın ve O’na döneceğinizi bilin!
16 Göktekinin sizi yerin dibine geçirmesine karşı güvencede misiniz? O durumda yer harekete geçer;
17 Yoksa göktekinin başınıza taş yağdırmasına karşı mı güvencedesiniz? Anlıyacaksınız bu uyarının manâsını
18 Andolsun ki, bunlardan öncekiler de yalanlamışlardı İnkârlarının sonucu dehşetti!
19 Üzerlerine kanat çırpan dizi dizi kuşları görmezler mi Onları uçuran Rahman’dır! Şüphesiz ki O, şeyin bizatihi kendisi olarak görür her şeyi!
20 Rahman’a karşı size yardım edecek ordularınız mı var! Gerçeği örtenler aldanmıştır ve aptalca bir gurur içindedirler
21 Ya, Allâh rızkınızı keserse, kim verecek size onun kestiğini? Onlar, nefret ve azgınlık halinde ileri gidenlerdir
22 Yüzüstü kapanıp sürünen mi yoksa ayakta önünü görerek yürüyen mi doğru yol üzeredir?
23 De ki: Sizi yaratan, size kulak, göz ve kalp veren O’dur Ne kadar az şükrediyorsunuz?
24 De ki: sizi yeryüzünde çoğaltan O’dur ve O’nun indinde hep bir araya toplanacaksınız
25 Derler ki; Tehdidiniz doğru ise, ne zaman gerçekleşecek?
26 De ki; Bunun bilgisi Allâh’a aittir! Ben sadece apaçık uyarıcıyım
27 Tehdit edildikleri şeyin yaklaştığını gördüklerinde, inkârcıların yüzleri kararacak, kendilerine, işte arayıp sorduğunuz buydu, denilecektir!
28 De ki; Allâh, beni ve benimle olanları helâk edecek ya da rahmetine erdirecek olsa; acaba inanmayanları elim azaptan kim koruyabilir?
29 De ki; O Rahmandır, O’na imanlıyız ve O’na güveniyoruz Bileceksiniz elbet apaçık gerçekten sapmış olan kimmiş
30 De ki, suyunuz çekilecek olsa yerin dibine, kim size bir pınar verebilir? (Allâh-u rabbül âlemiyn
|