On Surede On Mesaj

Bu noktada İslam dünyasının geleceği Kur’an’ın son o suresinde verilen apaçık mesajların doğru algılanıp ete kemiğe büründürülmesine bağlı görünmektedir Aynı zamanda bu akıp giden zaman (dehr) içinde kendi çağımızın asr tarihini yapmak için meydana atılmak demek olacaktır


Kur’an’ın Mushaf sırasına göre dizilişini esas alırsak, malum Nas suresi ile Kur’an sona eriyor Özellikle Kur’an’ın sonuna yerleştiren ve “son on sure” olarak bilinip yaygın olarak ezberlenen bu sureler böylesi dizilişleri ile Kur’an’ı esaslı bir mesajla sona erdirmektedir Bir çok müfessirin bu surelerin birbirinin devamı olduğunu söylemesine de bakarak “Fil” suresinden “Nas”a kadar “on surede on mesaj” şöyle algılanıp özetlenebilir;

1- Kabe’yi haze’l-beyt bir ve insanlık anıtı (zikra) yapmak istemekte ve bunun için üzerine titremektedir

2- Bu anıtın etrafında insanlığın toplanmasını istemektedir Bu iş için birleştirecek ve toplayacak (teqarruş) öncü bir güç (Kureyş) gerekmektedir Yani artık her çağda birleştirip toplayan kimse Kureyş o olacaktır

3- Bu öncü güç dini (yolu) yalanlayanlarla mücadele etmeli, öksüzlere sahip çıkmalı, yoksulların sesi, kimsesizlerin kimsesi olmalıdır Gösteriş dindarlığından uzak durmalı, yüreğini ortaya koymalıdır

4- Eğer böyle yaparlarsa ’ın bol nimetleri Kevser üzerlerine yağacak, başlangıçta az da olsalar kısa sürede milyonların peşlerinden geldiğini göreceklerdir

5- İşe çağın egemen paradigmalarına esastan karşı çıkarak, insanlığın vicdanını harekete geçirerek başlamalı ve egemenlerle asla uzlaşmamalıdırlar Sizin dininiz size bizimkisi bize demelidirler

6- Egemen güçlere, para babalarına, dünyayı yöneten tefeci bezirgan takımına doğrudan karşı çıkmalıdırlar Onların ahtapot gibi dünyanın her yanına yayılmış ellerini kesmeli, kurutmalıdırlar

7- Eğer böyle yaparlarsa onlarla birlikte olacak, sonunda insanların bu yola kitleler halinde fevc fecv girdiklerini göreceklerdir insanlığın gönüllerini onlara açacaktır (fetih) Bu durumda bile yapmaları gereken hamd ile tesbihtir

8- Zira nihai amaç “’ın birliği (tevhid) ve bütünlüğü (samed)”, insanlığın barış (silm) içinde birlikte yaşaması (adalet), insanoğlunun kula kulluktan ve batıl dinlerin, örneğin kapitalizmin zulmünden kurtarılması (özgürlük) davasıdır

9- Bu amaç dünyanın bir köşesinde nisbeten gerçekleşmiş olsa bile iş bitmemektedir Kötü niyetli kişilere, hile, desise, entrika ve planlara karşı dikkatli olunmalı, para, makam, mevki, şan , şöhret, altın, kadın vs nefisleri kışkırtan her tür cazibenin (neffasatu fi’l-ugad) vereceği zarardan, kıskançlık ateşiyle yanıp tutuşanların (ğasigın iza vegab) kem gözlerinden ’a sığınılmalı, O’nun yolunda bıkmadan usanmadan yürünmelidir

10- İnsanlar üzerinde rablik, ilahlık ve meliklik taslayanların ’ın özgür ve eşit insanlarını kullaştırmaya/köleleştirmeye kalkmalarına izin verilmemelidir Hiçbir kişiye, sınıfa, guruba, aileye, hanedana, zümreye, ırka, etnik kökene ayrıcalık tanımadan ’ın “en-nâs’da” (millet, ümmet, halk) tecelli edecek olan egemenliği tesis edilmelidir Kimse kimseye tanrılık yapmaya kalkışmamalıdır Binbir emekle kurulan tevhid, adalet ve özgürlük toplumunun her türden fitne, fesat, dedikodu, fiskos ve fısıltıyla (vesvavu’l-hannas) saptırılmasına karşı uyanık olunmalıdır Bunlardan bizzat ve bilfiil uzak durulmalıdır Görünür görünmez tüm şer odaklarına (mine’l-cinneti ve’n-nas) karşı uyanık olunmalıdır… Sonunda dönüş ’adır ve bu dünya bir imtihan yurdudur…

İhsan Eliaçık