Prof. Dr. Sinsi
|
44-Ed-Duhân
Mekke'de inen bu sûre 59 (ellidokuz) âyettir Adını, onuncu âyette geçen ve duman manasına gelen "duhan" kelimesinden almıştır
Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla
1 Hâ Mîm
2 Apaçık olan Kitab'a andolsun ki,
3 Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır
4 Her hikmetli işe o gecede hükmedilir
5 (Yani)katımızdan (verilen her) emir Çünkü biz, peygamberler göndermekteyiz
6 Senin Rabb'inin acıması gereği olarak (gönderdiyimiz elçilere o gece emirlerimizi bir bir açıklar,vahiylerimizi bildiririz) Doğrusu o işitendir ,bilendir
7 Eğer kesin olarak inanıyorsanız (bilin ki Allah), göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir
8 O'ndan başka ilâh yoktur (Her şeyi O) diriltir ve öldürür Sizin de Rabbiniz, önceki atalarınızın da Rabbidir
9 Fakat onlar, şüphe içinde eğlenip duruyorlar
10 Şimdi sen, göğün, açık bir duman çıkaracağı günü gözetle
11 Duman insanları bürüyecektir Bu, elem verici bir azaptır
12 (İşte o zaman insanlar Rabbimiz! Bizden azabı kaldır Doğrusu biz artık inanıyoruz (derler)
13 Nerede onlarda öğüt almak? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir elçi gelmişti
14 Sonra ondan yüz çevirdiler ve: Bu, öğretilmiş bir deli! dediler
15 Biz azabı birazcık kaldıracağız, ama siz yine (eski halinize) döneceksiniz
16 Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız
17 Andolsun, kendilerinden önce biz, Firavun'un kavmini de imtihan etmiştik Onlara şerefli bir elçi geldi (Şöyle diyerek)
18 "Allah'ın kulları! Bana gelin! Çünkü ben size (gönderilmiş) güvenilir bir resûlüm"
19 Allah'a karşı ululuk taslamayın Çünkü ben size apaçık bir delil getiriyorum
20 Ben, beni taşlamanızdan, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a sığındım
21 Eğer bana inanmazsanız, hiç değilse yanımdan uzaklaşın
22 Bunun üzerine Musa: Bunlar suç işleyen bir toplumdur, diye Rabbine arzetti
23 Allah, O halde kullarımı geceleyin yola çıkar Çünkü takip edileceksiniz, buyurdu
24 Denizi açık halde bırak Çünkü onlar boğulacak bir ordudur
25 Onlar geride nice şeyler bıraktılar; bahçeler,çeimeler,
26 Ekinler, güzel konaklar,
27 Ve zevkü sefa sürdükleri nice nimetler!
28 İşte böylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık
29 Gök ve yer onların ardından ağlamadı; onlara mühlet de verilmedi
30 Andolsun biz, İsrailoğullarını o alçaltıcı azaptan kurtardık
31 Yani Firavun'dan Çünkü o bir zorba idi, aşırı gidenlerdendi
32 Andolsun biz İsrailoğullarına, bilerek, (kendi zamanlarında) âlemlerin üstünde bir imtiyaz verdik
33 Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan işaretler verdik
34 Onlar (müşrikler) diyorlar ki:
35 "İlk ölümümüzden sonra bir şey yoktur Biz diriltilecek değiliz "
36 " Doğru söylüyorsanız, atalarımızı getirin "
37 Bunlar mı daha hayırlı, yoksa Tübba' kavmi ile onlardan öncekiler mi? Onları yok ettik, çünkü onlar suçlu idiler
38 Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık
39 Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık Fakat onların çoğu bilmiyorlar
40 Şüphesiz (hakkı bâtıldan ayıran) hüküm günü, hepsinin bir arada buluşacağı gündür
41 O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, kendilerine yardım da edilmez
42 Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir Şüphesiz O, üstündür, merhametlidir
43 Şüphesiz zakkum ağacı,
44 Günahkârların yemeğidir
45 O, karınlarda maden eriyiği kaynar
46 Sıcak suyun kaynaması gibi
47 (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin!
48 Sonra başına azap olarak kaynar su dökün!
49 (Ve deyin ki Tat bakalım Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!
50 İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir
51 Müttakîler ise hakikaten güvenilir bir makamdadırlar
52 Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar
53 İnce ipekten ve parlak atlastan giyerek karşılıklı otururlar
54 İşte böyle Bunun yanısıra biz onları, iri gözlü hûrilerle evlendiririz
55 Orada, güven içinde (canlarının çektiği) her meyveyi isterler
56 İlk tattıkları ölüm dışında, orada artık ölüm tatmazlar Ve Allah onları cehennem azabından korumuştur (sürekli hayata kavuşmuşlardır)
57 (Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir) İşte büyük kurtuluş budur
58 Biz onu (Kur'an'ı), öğüt alalar diye senin dilinde indirerek kolayca anlaşılmasını sağladık
59 (Yine de inanmayanların başlarına gelecekleri) bekle; onlar da beklemektedirler
|