Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
3Âli, imran

3-Âl-İ İmrân

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

3-Âl-İ İmrân




Medine'de nâzil olmuştur 200 (İki yüz) âyettir 34-37 âyetlerde Hz Meryem'in babasının mensup olduğu İmrân ailesinden söz edildiği için sûre bu adı almıştır

Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla

1 Elif Lâm Mîm

2 Hayy ve kayyûm olan Allah'tan başka ilâh yoktur

3 (Resûlüm!) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, Tevrat ile İncil'i ve Furkan'ı indirmişti

4 Daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Furkan'ı indirmiştir Bilinmeli ki, Allah'ın âyetlerini inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir

5 Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz

6 Rahimlerde sizi dilediği gibi şekillendiren O'dur O'ndan başka ilâh yoktur O mutlak güç ve hikmet sahibidir

7 Sana Kitab'ı indiren O'dur Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır Diğerleri de müteşâbihtir Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar

8 (Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme Bize tarafından rahmet bağışla Lütfu en bol olan sensin

9 Rabbimiz! Gelmesinde şüphe edilmeyen bir günde, insanları mutlaka toplayacak olan sensin Allah asla sözünden dönmez

10 Bilinmelidir ki inkâr edenlerin ne malları ne de evlâtları Allah huzurunda kendilerine bir fayda sağlayacaktır İşte onlar cehennnemin yakıtıdır

11 (Onların yolu) Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tuttuğu yola benzer Onlar bizim âyetlerimizi yalanladılar, Allah da kendilerini günahları yüzünden yakalayıverdi Allah'ın cezası çok şiddetlidir

12 (Resûlüm!) İnkâr edenlere de ki: Yakında mağlup olacaksınız ve cehenneme sürüleceksiniz Orası kalınacak ne kötü bir yerdir!

13 (Bedir'de) karşı karşıya gelen şu iki gurubun halinde sizin için büyük bir ibret vardır Biri Allah yolunda çarpışan bir gurup, diğeri ise bunları apaçık kendilerinin iki misli gören kâfir bir gurup Allah dilediğini yardımı ile destekler Elbette bunda basiret sahipleri için büyük bir ibret vardır

14 Nefsanî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı Bunlar, dünya hayatının geçici menfaatleridir Halbuki varılacak güzel yer, Allah'ın katındadır

15 (Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır Allah kullarını çok iyi görür

16 (Bu nimetler) "Ey Rabbimiz! İman ettik; bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru!" diyen;

17 Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir)

18 Allah, adaleti ayakta tutarak (delilleriyle) şu hususu açıklamıştır ki, kendisinden başka ilâh yoktur Melekler ve ilim sahipleri de (bunu ikrar etmişlerdir Evet) mutlak güç ve hikmet sahibi Allah'tan başka ilâh yoktur

19 Allah nezdinde hak din İslâm'dır Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler Allah'ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur

20 Eğer seninle tartışmaya girerlerse de ki: "Bana uyanlarla birlikte ben kendimi Allah'a teslim ettim" Ehl-i kitaba ve ümmîlere de: "Siz de Allah'a teslim oldunuz mu?" de Eğer teslim oldularsa doğru yolu buldular demektir Yok eğer yüz çevirdilerse sana düşen, yalnızca duyurmaktır Allah kullarını çok iyi görmektedir

21 Allah'ın âyetlerini inkâr edenler, haksız yere peygamberlerin canlarına kıyanlar ve adaleti emreden insanları öldürenler (yok mu), onlara acı bir azabı haber ver!

22 İşte bunlar dünyada da ahirette de çabaları boşa giden kimselerdir Onların hiçbir yardımcısı da yoktur

23 (Resûlüm!) Kendilerine Kitap'tan bir pay verilenleri (yahudileri) görmez misin ki, aralarında hükmetmesi için Allah'ın Kitab'ına çağırılıyorlar da, sonra içlerinden bir gurup cayarak geri dönüyor

24 Onların bu tutumları: Bize ateş, sadece sayılı günlerde dokunacaktır, demelerinin bir sonucudur Onların vaktiyle uydurdukları şeyler de dinleri hakkında kendilerini yanıltmıştır

25 Fakat, onları gelmesinde şüphe edilmeyen bir gün için topladığımız ve hiçbir haksızlığa uğramaksızın herkese kazandığı şeyler tastamam ödendiği zaman halleri nice olur?

26 (Resûlüm!) De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden geri alırsın Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın Her türlü iyilik senin elindedir Gerçekten sen her şeye kadirsin

27 Geceyi gündüze katar, gündüzü de geceye katarsın Ölüden diriyi çıkarır, diriden de ölüyü çıkarırsın Dilediğine de sayısız rızık verirsin

28 Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor Dönüş yalnız Allah'adır

29 De ki: İçinizdekileri gizleseniz de açığa vursanız da Allah onu bilir Göklerde ve yerde olanları da bilir Allah her şeye kadirdir

30 Herkesin, iyilik olarak yaptıklarını da kötülük olarak yaptıklarını da karşısında hazır bulduğu günde (insan) isteyecek ki kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor Allah kullarına çok şefkatlidir

31 (Resûlüm! ) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir

32 De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez

33 Allah Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı

34 Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir Allah işiten ve bilendir

35 İmrân'ın karısı şöyle demişti: "Rabbim! Karnımdakini azatlı bir kul olarak sırf sana adadım Adağımı kabul buyur Şüphesiz (niyazımı) hakkıyla işiten ve (niyetimi) bilen sensin"

36 Onu doğurunca, Allah, ne doğurduğunu bilip dururken: Rabbim! Ben onu kız doğurdum Oysa erkek, kız gibi değildir Ona Meryem adını verdim Kovulmuş şeytana karşı onu ve soyunu senin korumanı diliyorum, dedi

37 Rabbi Meryem'e hüsnü kabul gösterdi; onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi Zekeriyya yı da onun bakımı ile görevlendirdi Zekeriyya, onun yanına, mâbede her girişinde orada bir rızık bulur ve "Ey Meryem, bu sana nereden geliyor?" der; o da: Bu, Allah tarafındandır Allah, dilediğine sayısız rızık verir, derdi

38 Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla Şüphesiz sen duayı hakkıyla işitensin, dedi

39 Zekeriyya mâbedde durmuş namaz kılarken melekler ona şöyle nida ettiler: Allah sana, kendisi tarafından gelen bir Kelime'yi tasdik edici, efendi, iffetli ve sâlihlerden bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler

40 Zekeriyya: Rabbim! dedi, bana ihtiyarlık gelip çattığına, üstelik karım da kısır olduğuna göre benim nasıl oğlum olabilir? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir; Allah dilediğini yapar

41 Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alâmet göster, dedi Allah buyurdu ki: Senin için alâmet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et

42 Hani melekler demişlerdi: Ey Meryem! Allah seni seçti; seni tertemiz yarattı ve seni bütün dünya kadınlarına tercih etti

43 Ey Meryem! Rabbine ibadet et; secdeye kapan, (O'nun huzurunda) eğilenlerle beraber sen de eğil

44 (Resûlüm!) Bunlar, bizim sana vahiy yoluyla bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir İçlerinden hangisi Meryem'i himayesine alacak diye kur'a çekmek üzere kalemlerini atarlarken sen onların yanında değildin; onlar (bu yüzden) çekişirken de yanlarında değildin

45 Melekler demişlerdi ki: Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir Kelime'yi müjdeliyor Adı Meryem oğlu İsa'dır Mesîh'tir; dünyada da, ahirette de itibarlı ve Allah'ın kendisine yakın kıldıklarındandır

46 sâlihlerden olarak beşikte iken ve yetişkinlik halinde insanlara (peygamber sözleri ile) konuşacak

47 Meryem: Rabbim! dedi, bana bir erkek eli değmediği halde nasıl çocuğum olur? Allah şöyle buyurdu: İşte böyledir, Allah dilediğini yaratır Bir işe hükmedince ona sadece "Ol!" der; o da oluverir

48 (Melekler, Meryem'e hitaben İsa hakkında sözlerine devam ettiler:) Allah ona yazmayı, hikmeti, Tevrat'ı, İncil'i öğretecek

49 İsrailoğullarına bir elçi olacak (ve onlara şöyle diyecek:) Size Rabbinizden bir mucize getirdim: Size çamurdan bir kuş sureti yapar, ona üflerim ve Allah'ın izni ile o kuş oluverir Yine Allah'ın izni ile körü ve alacalıyı iyileştirir, ölüleri diriltirim Ayrıca evlerinizde ne yeyip ne biriktirdiğinizi size haber veririm Eğer inanan kimseler iseniz, bunda sizin için bir ibret vardır

50 Benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri de helâl kılmam için gönderildim Size Rabbinizden bir mucize getirdim O halde Allah'tan korkun, bana da itaat edin

51 Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir Öyle ise O'na kulluk edin İşte bu doğru yoldur

52 İsa, onlardaki inkârcılığı sezince: Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir? dedi Havârîler: Biz, Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah'a inandık, şahit ol ki bizler müslümanlarız, cevabını verdiler

53 (Havârîler:) Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygamber'e uyduk Şimdi bizi (birliğini ve peygamberlerini tasdik eden) şahitlerden yaz, dediler

54 (Yahudiler) tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu Allah, tuzak kuranların hayırlısıdır

55 Allah buyurmuştu ki: Ey İsa! Seni vefat ettireceğim, seni nezdime yükselteceğim, seni inkâr edenlerden arındıracağım ve sana uyanları kıyamete kadar kâfirlerden üstün kılacağım Sonra dönüşünüz bana olacak İşte o zaman ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim

56 İnkâr edenler var ya, onları dünya ve ahirette şiddetli bir azaba çarptıracağım; onların hiç yardımcıları da olmayacak

57 İman edip iyi davranışlarda bulunanlara gelince, Allah onların mükâfatlarını eksiksiz verecektir Allah zalimleri sevmez

58 (Resûlüm!) Bu söylenenleri biz sana âyetlerden ve hikmet dolu Kur'an'dan okuyoruz

59 Allah nezdinde İsa'nın durumu, Adem'in durumu gibidir Allah onu topraktan yarattı Sonra ona "Ol!" dedi ve oluverdi

60 Gerçek, Rabbinden gelendir Öyle ise şüphecilerden olma

61 Sana bu ilim geldikten sonra seninle bu konuda çekişenlere de ki: Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi çocuklarınızı biz de kendi çocuklarımızı, siz kendi kadınlarınızı, biz de kendi kadınlarımızı çağıralım, sonra da dua edelim de Allah'tan yalancılar üzerine lânet dileyelim

62 Şüphesiz bu (İsa hakkında söylenenler), doğru haberlerdir Allah'tan başka ilâh yoktur Muhakkak ki Allah, evet O, mutlak güç ve hikmet sahibidir

63 Eğer yine yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah, bozguncuları hakkıyla bilendir

64 (Resûlüm!) de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın Eğer onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız! deyiniz

65 Ey ehl-i kitap! İbrahim hakkında niçin çekişirsiniz? Halbuki Tevrat ve İncil, kesinlikle ondan sonra indirildi Siz hiç düşünmez misiniz?

66 İşte siz böyle kimselersiniz! Hadi hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda tartıştınız; fakat bilgi sahibi olmadığınız konuda niçin tartışıyorsunuz! Oysa ki Allah, her şeyi bilir, siz ise bilmezsiniz

67 İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir müslüman idi; müşriklerden de değildi

68 İnsanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir Allah müminlerin dostudur

69 Ehl-i kitaptan bir kısmı istediler ki, ne yapıp edip sizi saptırabilsinler Oysa onlar sadece kendilerini saptırırlar da farkına bile varmazlar

70 Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın âyetlerini inkâr edersiniz?

71 Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?

72 Ehl-i kitaptan bir gurup şöyle dedi: "Müminlere indirilmiş olana sabahleyin (görünüşte) inanıp akşamleyin inkâr edin Belki onlar (böylece dinlerinden) dönerler

73 Sizin dininize uyanlardan başka hiçbir kimseye inanmayın " (Resûlüm!) De ki: Doğru yol ancak Allah'ın yoludur Yine (onlar, kendi aralarında şöyle dediler:) "Size verilenin benzerinin başka herhangi bir kimseye verildiğine, yahut Rabbinizin huzurunda onların size karşı deliller getireceklerine de (inanmayın)" De ki: Lütuf ve ihsan Allah'ın elindedir Onu dilediğine verir Allah'ın rahmeti geniştir ve O her şeyi hakkıyla bilir

74 Rahmetini dilediğine ayırır Allah üstün lütuf sahibidir

75 Ehl-i kitaptan öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet bıraksan, onu sana noksansız iade eder Fakat onlardan öylesi de vardır ki, ona bir dinar emanet bıraksan, tepesine dikilip durmazsan onu sana iade etmez Bu da onların, "Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan dolayı bize vebal yoktur" demelerindendir Allah adına bile bile yalan söylüyorlar

76 Hayır! (Gerçek onların dediği değil) Her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki Allah sakınanları sever

77 Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır Onlar için acı bir azap vardır

78 Ehl-i kitaptan bir gurup, okuduklarını kitaptan sanasınız diye kitabı okurken dillerini eğip bükerler Halbuki okudukları Kitap'tan değildir Söyledikleri Allah katından olmadığı halde: Bu Allah katındandır, derler Onlar bile bile Allah'a iftira ediyorlar

79 Hiçbir insanın, Allah'ın kendisine Kitap, hikmet ve peygamberlik vermesinden sonra (kalkıp) insanlara: Allah'ı bırakıp bana kul olun! demesi mümkün değildir Bilakis (şöyle demesi gerekir): Okutmakta ve öğretmekte olduğunuz Kitap uyarınca Rabbe hâlis kullar olunuz

80 Ve size: Melekleri ve peygamberleri ilâhlar edinin, diye de emretmez Siz müslüman olduktan sonra hiç size kâfirliği emreder mi?

81 Hani Allah, peygamberlerden: "Ben size Kitap ve hikmet verdikten sonra nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz" diye söz almış, "Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi?" dediğinde, "Kabul ettik" cevabını vermişler, bunun üzerine Allah: O halde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim, buyurmuştu

82 Artık bundan sonra her kim dönerse işte onlar yoldan çıkmışların ta kendileridir

83 Göklerde ve yerdekiler, ister istemez O'na teslim olduğu halde onlar (ehl-i kitap), Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki O'na döndürüleceklerdir

84 De ki: Biz, Allah a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve Ya'kub oğullarına indirilenlere, Musa, İsa ve (diğer) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik Onları birbirinden ayırdetmeyiz Biz ancak O'na teslim oluruz

85 Kim, İslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır

86 İman etmelerinden, Resûl'ün hak olduğuna şehadet getirmelerinden ve kendilerine apaçık deliller gelmesinden sonra inkârcılığa sapan bir kavme Allah nasıl hidayet nasip eder? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez

87 İşte onların cezası, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanlığın lânetine uğramalarıdır

88 Bu lânete ebedî gömülüp gidecekler Onların azapları hafifletilmez; yüzlerine de bakılmaz

89 Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir

90 İnandıktan sonra kâfirliğe sapıp sonra inkârcılıkta daha da ileri gidenlerin tevbeleri asla kabul edilmeyecektir Ve işte onlar, sapıkların ta kendisidirler

91 Gerçekten, inkâr edip kâfir olarak ölenler var ya, onların hiçbirinden -fidye olarak dünya dolusu altın verecek olsa dahi- kabul edilmeyecektir Onlar için acı bir azap vardır; hiç yardımcıları da yoktur

92 Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça "iyi" ye eremezsiniz Her ne harcarsanız, Allah onu hakkıyla bilir

93 Tevrat'ın indirilmesinden önce, İsrail'in (Ya'kub'un) kendisine haram kıldıkları dışında, yiyeceğin her türlüsü İsrailoğullarına helâl idi De ki: Eğer doğru sözlü iseniz o zaman Tevrat'ı getirip onu okuyun

94 Artık bundan sonra her kim Allah'a karşı yalan uydurursa, işte bunlar, zalimlerin ta kendisidirler

95 De ki: Allah doğruyu söylemiştir Öyle ise, hakka yönelmiş olarak İbrahim'in dinine uyunuz O, müşriklerden değildi

96 Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet), Mekke'deki (Kâbe)dir

97 Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır Oraya giren emniyette olur Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır Kim inkâr ederse bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnîdir

98 De ki: Ey ehl-i kitap! Allah yaptıklarınızı görüp dururken niçin Allah'ın âyetlerini inkâr edersiniz?

99 De ki: Ey ehl-i kitap! (Gerçeği) görüp bildiğiniz halde niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah yolundan çevirmeye kalkisiyorsunuz? Allah yaptiklarinizdan habersiz degildir"


100 Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden bir guruba uyarsanız imanınızdan sonra sizi yeniden inkârcılığa sevkederler

101 Size Allah'ın âyetleri okunurken, üstelik Allah Resûlü de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Her kim Allah'a bağlanırsa kesinlikle doğru yola iletilmiştir

102 Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can verin

103 Hep birlikte Allah'ın ipine (İslâm'a) sımsıkı yapışın; parçalanmayın Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman kişileridiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O'nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı İşte Allah size âyetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız

104 Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun İşte onlar kurtuluşa erenlerdir

105 Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi olmayın İşte bunlar için büyük bir azap vardır

106 Nice yüzlerin ağardığı, nice yüzlerin de karardığı günü (düşünün) İmdi, yüzleri kararanlara: İnanmanızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyle ise inkâr etmiş olmanız yüzünden tadın azabı! (denilir)

107 Yüzleri ağaranlara gelince, onlar Allah'ın rahmeti içindedirler; orada ebedî kalacaklardır

108 İşte bunlar, Allah'ın, sana hak olarak okuduğumuz âyetleridir Allah hiçbir kimseye haksızlık etmek istemez

109 Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır İşler, dönüp dolaşıp Allah'a varır

110 Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder; kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız: Ehl-i kitap da inansaydı, elbet bu, kendileri için çok iyi olurdu (Gerçi) içlerinde iman edenler var; (fakat) çoğu yoldan çıkmışlardır

111 Onlar (ehl-i kitap) size, incitmekten başka bir zarar veremezler Sizinle savaşa girecek olsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar Sonra kendilerine yardım da edilmez

112 Onlar (yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (müminlerin) himayesine sığınmadıkça kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır

113 Hepsi bir değildir; ehl-i kitap içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar

114 Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanırlar; iyiliği emreder, kötülükten menederler; hayırlı işlere koşuşurlar İşte bunlar iyi insanlardandır

115 Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilir

116 İnkâr edenler var ya, onların malları da evlâtları da Allah'a karşı kendilerine hiçbir fayda sağlamayacaktır İşte onlar, cehennemliklerdir; onlar orada ebedî kalacaklardır

117 Onların, bu dünya hayatında yapmakta oldukları harcamaların durumu, kendilerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerini vurup da mahveden kavurucu bir rüzgârın durumu gibidir Onlara Allah zulmetmedi; fakat onlar kendilerine zulmediyorlar

118 Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür Eğer düşünüp anlıyorsanız, âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz

119 İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında "İnandık" derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir

120 Size bir iyilik dokunsa, bu onları tasalandırır; başınıza bir musibet gelse, buna da sevinirler Eğer sabreder ve korunursanız, onların hilesi size hiçbir zarar vermez Şüphesiz Allah, onların yaptıklarını çepeçevre kuşatmıştır

121 Hani sen, sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın -Allah, hakkıyle işiten ve bilendir

122 O zaman içinizden iki bölük bozulmaya yüz tutmuştu Halbuki Allah onların yardımcısı idi Müminler, yalnız Allah'a dayanıp güvensinler

123 Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah, Bedir'de de size yardım etmişti Öyle ise, Allah'tan sakının ki O'na şükretmiş olasınız

124 O zaman sen, müminlere şöyle diyordun: İndirilen üç bin melekle Rabbinizin sizi takviye etmesi, sizin için yeterli değil midir?

125 Evet, siz sabır gösterir ve Allah'tan sakınırsanız, onlar (düşmanlarınız) hemen şu anda üzerinize gelseler, Rabbiniz, nişanlı beş bin melekle sizi takviye eder

126 Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz bu sayede rahatlasın diye yaptı Zafer, yalnızca mutlak güç ve hikmet sahibi Allah katındandır

127 Allah, kâfirlerden bir kısmının kökünü kessin veya onları perişan etsin, böylece bozulmuş bir halde dönüp gitsinler diye, size yardım eder)

128 Ki bu işte senin yapacağın bir şey yoktur yahut (müslüman olsunlar da) tevbelerini kabul etsin, ya da (ısrar ederlerse) onlara azap etsin diye (Allah Bedir'de size yardım etti) Çünkü onlar zalimdirler

129 Göklerde ve yerde ne varsa Allah'ındır Dilediğini bağışlar, dilediğine azap eder Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir

130 Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz

131 Kâfirler için hazırlanmış bulunan ateşten sakının!

132 Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki rahmete kavuşturulasınız

133 Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!

134 O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler Allah da güzel davranışta bulunanları sever

135 Yine onlar ki, bir kötülük yaptıklarında, ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler Zaten günahları Allah'tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde, bile bile ısrar etmezler

136 İşte onların mükâfatı, Rableri tarafından bağışlanma ve altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlerdir Böyle amel edenlerin mükâfatı ne güzeldir!

137 Sizden önce nice (milletler hakkında) ilâhî kanunlar gelip geçmiştir Onun için, yeryüzünde gezin dolaşın da (Allah'ın âyetlerini) yalan sayanların âkıbeti ne olmuş, görün!

138 Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür

139 Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz

140 Eğer siz (Uhud'da) bir acıya uğradınızsa, (Bedir'de de düşmanınız olan) o kavim de benzer bir acıya uğramıştır O günleri biz insanlar arasında döndürür dururuz (zaferi bazen bir topluma bazen öteki topluma nasip ederiz) Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve aranızdan şahitler edinsin Allah zalimleri sevmez

141 Bir de (böylece) Allah, iman edenleri günahlardan temize çıkarmak, kâfirleri de helâk etmek ister

142 Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?

143 Andolsun ki siz, ölümle yüzyüze gelmezden önce onu temenni ederdiniz İşte şimdi onu karşınızda gördünüz

144 Muhammed, ancak bir peygamberdir Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır

145 Hiçbir kimse yok ki, ölümü Allah'ın iznine bağlı olmasın (Ölüm), belli bir süreye göre yazılmıştır Her kim, dünya nimetini isterse, kendisine ondan veririz; kim de ahiret sevabını isterse, ona da bundan veririz Biz şükredenleri mükâfatlandıracağız

146 Nice peygamberler vardı ki, beraberinde birçok Allah erleri bulunduğu halde savaştılar da, bunlar, Allah yolunda başlarına gelenlerden dolayı gevşeklik ve zaaf göstermediler, boyun eğmediler Allah sabredenleri sever

147 Onların sözleri, sadece şöyle demekten ibaretti: Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlığımızı bağışla; ayaklarımızı (yolunda) sabit kıl; kâfirler topluluğuna karşı bizi muzaffer kıl!

148 Allah da onlara dünya nimetini ve (daha da önemlisi,) ahiret sevabının güzelliğini verdi Allah, iyi davrananları sever

149 Ey iman edenler! Eğer kâfirlere uyarsanız, gerisin geriye (eski dininize) döndürürler de, hüsrana uğrayanların durumuna düşersiniz

150 Oysa sizin mevlânız Allah'tır ve O, yardımcıların en hayırlısıdır

151 Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmaları sebebiyle, kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız Gidecekleri yer de cehennemdir Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!

152 Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah, size olan vâdini yerine getirmiştir Nihayet, öyle bir an geldi ki, Allah arzuladığınızı (galibiyeti) size gösterdikten sonra zaafa düştünüz; (Peygamberin verdiği) emir konusunda tartışmaya kalkıştınız ve âsi oldunuz Dünyayı isteyeniniz de vardı, ahireti isteyeniniz de vardı Sonra Allah, denemek için sizi onlardan (onları mağlup etmekten) alıkoydu Ve andolsun sizi bağışladı Zaten Allah, müminlere karşı çok lütufkârdır

153 O zaman Peygamber arkanızdan sizi çağırdığı halde siz, durmadan (savaş alanından) uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz (Allah) size keder üstüne keder verdi ki, bundan dolayı gerek elinizden gidene, gerekse başınıza gelenlere üzülmeyesiniz Allah yaptıklarınızdan haberdardır

154 Sonra o kederin arkasından Allah size bir güven indirdi ki, (bu güvenin yol açtığı) uyuklama hali bir kısmınızı kaplıyordu Kendi canlarının kaygısına düşmüş bir gurup da, Allah'a karşı haksız yere cahiliye devrindekine benzer düşüncelere kapılıyorlar, "Bu işten bize ne!" diyorlardı De ki: İş (zafer, yardım, herşeyin karar ve buyruğu) tamamen Allah'a aittir Onlar, sana açıklayamadıklarını içlerinde gizliyorlar "Bu işten bize bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik" diyorlar Şöyle de: Evlerinizde kalmış olsaydınız bile, öldürülmesi takdir edilmiş olanlar, öldürülüp düşecekleri yerlere kendiliklerinden çıkıp giderlerdi Allah, içinizdekileri yoklamak ve kalplerinizdekileri temizlemek için (böyle yaptı) Allah içinizde ne varsa hepsini bilir

155 (Uhud'da) iki ordu karşılaştığı gün, sizi bırakıp gidenleri, sırf işledikleri bazı hatalar yüzünden şeytan (yerlerinden) kaydırmıştı Yine de Allah onları affetti Çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir

156 Ey iman edenler! Sizler, inkâr edenler ve yeryüzünde sefere çıkan veya savaşan kardeşleri hakkında: "Eğer bizim yanımızda kalsalardı ölmezler, öldürülmezlerdi" diyenler gibi olmayın Allah bu kanaatı onların kalplerine (kaybettikleri yakınları için onulmaz) bir hasret (yarası) olarak koydu Canı veren de alan da Allah'tır Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görür

157 Eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, şunu bilin ki, Allah'ın mağfireti ve rahmeti onların topladıkları bütün şeylerden daha hayırlıdır

158 Andolsun, ölseniz de öldürülseniz de Allah'ın huzurunda toplanacaksınız

159 O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever

160 Allah size yardım ederse, artık size üstün gelecek hiç kimse yoktur Eğer sizi bırakıverirse, ondan sonra size kim yardım eder? Müminler ancak Allah'a güvenip dayanmalıdırlar

161 Bir peygambere, emanete hıyanet yaraşmaz Kim emanete (devlet malına) hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir Sonra herkese -asla haksızlığa uğratılmaksızın-kazandığı tastamam verilir

162 Allah'ın hoşnutluğunu gözetenle Allah'ın hışmına uğrayan bir olur mu hiç? Berikisinin yeri cehennemdir Cehennem ise ne kötü bir varış noktasıdır

163 Onlar Allah katında derece derecedirler Allah onların yaptıklarını görmektedir

164 Andolsun ki içlerinden, kendilerine Allah'ın âyetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkârdan) kendilerini temizleyen, kendilerine Kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur Halbuki daha önce onlar apaçık bir sapıklık içinde idiler

165 (Bedir de) iki katını (düşmanınızın) başına getirdiğiniz bir musibet, (Uhud'da) kendi başınıza geldiği için mi "Bu nasıl oluyor!" dediniz? De ki: O, kendi kusurunuzdandır Şüphesiz Allah'ın her şeye gücü yeter

166-167 İki birliğin karşılaştığı gün sizin başınıza gelenler, ancak Allah'ın dilemesiyle olmuştur ki, bu da, müminleri ayırdetmesi ve münafıkları ortaya çıkarması için idi Bunlara: "Gelin, Allah yolunda çarpışın; ya da savunma yapın" denildiği zaman, "Harbetmeyi bilseydik, elbette sizin peşinizden gelirdik" dediler Onlar o gün, imandan çok, kâfirliğe yakın idiler Ağızlarıyla, kalplerinde olmayanı söylüyorlardı Halbuki Allah, onların içlerinde gizlediklerini daha iyi bilir

168 (Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında: "Bize uysalardı öldürülmezlerdi" diyenlere, "Eğer doğru sözlü insanlar iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!" de

169 Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın Bilakis onlar diridirler; Rableri yanında rızıklara mazhar olmaktadırlar

170 Allah'ın, lütuf ve kereminden kendilerine verdikleri ile sevinçli bir halde arkalarından gelecek ve henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiçbir keder ve korku bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar

171 Onlar, Allah'tan gelen nimet ve keremin; Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesinin sevinci içindedirler

172 Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır

173 Bir kısım insanlar, müminlere: "Düşmanlarınız olan insanlar, size karşı asker topladılar; aman sakının onlardan!" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah bize yeter O ne güzel vekîldir!" dediler

174 Bunun üzerine, kendilerine hiçbir fenalık dokunmadan, Allah'ın nimet ve keremiyle geri geldiler Böylece Allah'ın rızasına uymuş oldular Allah büyük kerem sahibidir

175 İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun

176 (Resûlüm) İnkârda yarışanlar sana kaygı vermesin Çünkü onlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler Allah onlara, ahiretten yana bir nasip vermemek istiyor Onlar için çok büyük bir azap vardır

177 Şurası muhakkak ki, imanı verip inkârı alanlar, Allah'a hiçbir zarar veremezler Onlar için elîm bir azap vardır

178 İnkâr edenler sanmasınlar ki, kendilerine mühlet vermemiz onlar için daha hayırlıdır Onlara ancak günahlarını arttırmaları için fırsat veriyoruz Onlar için alçaltıcı bir azap vardır

179 Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır

180 Allah'ın, kereminden kendilerine verdiklerini (infakta) cimrilik gösterenler, sanmasınlar ki o, kendileri için hayırlıdır; tersine bu onlar için pek fenadır Cimrilik ettikleri şey de kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır

181 "Gerçekten Allah fakir, biz ise zenginiz" diyenlerin sözünü andolsun ki Allah işitmiştir Onların (bu) dediklerini, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ile birlikte yazacağız ve diyeceğiz ki: Tadın o yakıcı azabı!

182 Bu, dünyada iken kendi ellerinizle yapmış olduğunuzun karşılığıdır Yoksa Allah kullarına zulmetmez

183 "Doğrusu Allah bize, (gökten inen) ateşin yiyeceği (yakıp kor edeceği) bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamızı emretti" diyenlere şöyle de: Size, benden önce mucizelerle, (özellikle) dediğiniz (mucize) ile nice peygamberler geldi Eğer doğru insanlar iseniz, ya onları niçin öldürdünüz?

184 (Resûlüm!) Eğer seni yalancılıkla itham ettilerse (yadırgama); gerçekten, senden önce apaçık mucizeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren nice peygamberler de yalancılıkla itham edildi

185 Her canlı ölümü tadacaktır Ve ancak kıyamet günnü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir Bu dünya hayatı ise aldatma metâından başka bir şey değildir

186 Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir

187 Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!

188 Sanma ki ettiklerine sevinen, yapmadıkları ile övülmek isteyenler, evet, sanma ki onlar azaptan kurtulacaklardır Onlar için elem verici bir azap vardır

189 Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır Allah'ın her şeye gücü yeter

190 Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde aklıselim sahipleri için gerçekten açık ibretler vardır

191 Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın Seni tesbih ederiz Bizi cehennem azabından koru !

192 Ey Rabbimiz! Doğrusu sen, kimi cehenneme koyarsan, artık onu rüsvay etmişsindir Zalimlerin hiç yardımcıları yoktur

193 Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, "Rabbinize inanın!" diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamberi, Kur'an'ı) işittik, hemen iman ettik Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz!

194 Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!

195 Bunun üzerine Rableri, onların dualarını kabul etti (Dedi ki:) Ben, erkek olsun kadın olsun -ki hep birbirinizdensiniz- içinizden, çalışan hiçbir kimsenin yaptığını boşa çıkarmayacağım Onlar ki, hicret ettiler, yurtlarından çıkarıldılar, benim yolumda eziyete uğradılar, çarpıştılar ve öldürüldüler; andolsun, ben de onların kötülüklerini örteceğim ve onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım Bu mükâfat, Allah tarafındandır Allah; karşılığın güzeli O'nun katındadır

196 İnkârcıların (refah içinde) diyar diyar dolaşması, sakın seni aldatmasın!

197 Azıcık bir menfaattır o Sonra onların varacakları yer cehennemdir O ne kötü varış yeridir!

198 Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah tarafından bir ikram olarak, altlarından ırmaklar akan, ebedî olarak kalacakları cennetler vardır İyi kişiler için Allah katındaki (nimetler) daha hayırlıdır

199 Ehl-i kitaptan öyleleri var ki, Allah'a, hem size indirilene, hem de kendilerine indirilene tam bir samimiyetle ve Allah'a boyun eğerek iman ederler Allah'ın âyetlerini az bir paraya satmazlar İşte onlar için Rableri katında ecirleri vardır Şüphesiz Allah, hesabı çabuk olandır

200 Ey iman edenler! Sabredin; (düşman karşısında) sebat göster

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.