![]() |
Kur'anda İnsana Yönelik Sorular |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Kur'anda İnsana Yönelik SorularKur'an'da insana yönelik sorular var ![]() ![]() Öyleyse sorular, Halık'tan insana yönelen sorular ![]() İnsan, kendisine herhangi bir varlık tarafından sorulan sorular karşısında duyarsız kalamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Nereye gidiyorsunuz? -Neden böyle düşünüyorsunuz? -Neden üzülüyorsunuz? -Bu işin içinden nasıl çıkacaksınız? -Kimin peşine düştüğünüzün farkında mısınız? -Bu cinayeti neden işlediniz? -Yediğiniz yemeğin içinde zehir olduğunu biliyor musunuz? -Yürüdüğünüz yolun uçurumda son bulacağını bilmiyor musunuz? -Zorlu bir yolculuğa çıkacaksınız ![]() Hayatı boyunca böyle binlerce soru sorulur insana ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Allah'tan gelen sorulara gelince, belki de insan için en hayati sorular bunlardır ![]() Çünkü soruyu Yaratan sormuş, yarattığı varlığın ser -encamına ilişkin en doğru istikameti kazandırmak için sormuştur ![]() Yaratan'ın yaratma fiili abes olmadığı gibi, sorusu da abes olmaz ![]() Kitabı boşuna gönderilmiş değildir ![]() ![]() İnsan hayatı dünyadan ukbaya doğru akmaktadır ![]() Soruların tamamı insan hayatı ile ilgilidir ![]() Öyleyse, dünya hayatı ile ilgili soruların cevabı bir gün mutlaka istenecektir ![]() Soru yaşamaya ilişkinse, cevap, yaşanıp yaşanmadığı ile ilişkili olacaktır ![]() ![]() Soru düşünmeye ilişkinse, soru inanmaya ilişkinse, soru sevmeye ilişkinse, soru bir yanlış davranışı neden yaptığına ilişkinse ![]() ![]() ![]() İnsan, her bir soru için anlamlı, inandırıcı cevaplar geliştirmiş olmalıdır ![]() Bir dünyaya gidiliyor ki, dil konuşmasa bile eller, ayaklar, deriler cevap verecek ![]() Cevabı hazırlamak için öncelikle soruya muhatap olmak gerekiyor ![]() -Bu soru başkasına değil, bana soruluyor! Ya da başkası ile birlikte bana soruluyor ![]() Sonra soruyu kavramak, özümsemek ve hangi nitelikte cevap isteniyorsa o cevabı bulmak gerekiyor ![]() Kur'an, mesela, “Rabbinizin hangi nimetini yalanlarsınız?” diye soruyorsa, hem defalarca soruyorsa, durup düşünmek lâzım ![]() Bir ayette nimetler söz konusu edilerek “Saymak isteseniz sayamazsınız” deniyor ![]() ![]() Belki de hemen, bir “nimet sayımı”na gitmemiz icap edecek ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Gökten suyu kim indirirdi O olmasa ![]() ![]() ![]() “Görmedin mi? Görmedin mi? Görmedin mi?” Yaratıcı defalarca bu soruyu soruyor ![]() Demek görmüyor insan ![]() -Gördüm Ya Rabbi, görüyorum ya Rabbi ![]() ![]() -Gök nasıl yükseltildi biliyorum ya Rabbi, dağlar nasıl çakıldı yer yüzüne, yer yüzü nasıl döşek haline getirildi, biliyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Kur'an, yani Halik-ı zülcelal soruyor: -Kim var, Allah'a karşı size yardım edecek? Demek insandan böyle tavırlar müşahede ediliyor ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan, şayet davranışlarında böyle arayışlar varsa, ebedi âlemde onun hesabını vermeyi düşünecek, çünkü bu sorular cevabı verilmek üzere soruluyor ![]() İsterseniz en başa dönün ![]() -Sizi boş yere, oyun eğlence olsun diye mi yarattık? Başıboş bırakılacağınızı ve hesaba çekilmeyeceğinizi mi sandınız? İşte sorular nizamının omurgası ![]() ![]() ![]() -Sizi boş yere, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık, bir ![]() ![]() Soru soruluyor ki, insanoğlu onun üzerinde düşünsün, hayatın mebdeini - meadını idrak etsin ![]() -Neden az şükredersiniz? -Şükretmez misiniz? -Akl etmez misiniz? -Neden düşünmüyorsunuz? Defalarca soruluyor bu sorular Kur'an'da ![]() ![]() ![]() Şükür isteniyor, akl etmemiz isteniyor, fikr etmemiz isteniyor ![]() ![]() ![]() ![]() -Namaz kılan bir kula mani olanı gördün mü? Yalan söyleyen, yüz çeviren adamı ![]() ![]() ![]() O da gündeminde olsun, demek bu ![]() ![]() ![]() ![]() Yaratıcı soruyor: -Size Şeytana tapmayın, o sizin apaçık düşmanınızdır demedim mi, ve bana kulluk edin, doğru yol budur demedim mi? Bu sorunun bizden beklediği cevap nedir? Yarın nasıl bir hayat dosyası götürürsek Halik-ı zülcelale, bizim, sorunun cevabını en doğru şekilde verdiğimize hükmedecek acaba? Yaratıcı soruyor: -Ey iman edenler! Yapmadığınızı neden söylersiniz? Bu soru inananlara soruluyor ![]() ![]() ![]() ![]() Nasıl verilir bu sorunun cevabı? Bir iki yüzlülük sorgulaması bu ![]() Aslında en zoru, bu sorunun bize bu dünyadan göçtükten sonra sorulması hali ![]() ![]() Anadolu'da terennüm edilen bir ilahi vardır: “Derse Mevlam ben ne cevap vereyim? Aslında ebedi hayatın başlangıcı, bir hayat sorgulaması halinde geçecek ![]() Binlerce soru konacak insanın önüne? Kur'an'ın sorularını anlamak ve üzerimize almak, “Bu soru bana soruluyor, bunun cevabını hazırlamalıyım” demek, ebedi hayatın sorularına hazırlanmak anlamına geliyor ![]() Yaratıcı soruyor: -Nereye gidiyorsunuz? Allah'ın yolundan başka nereye gidilebilir? Şeytan'ın adımlarına uymanın getireceği felaketi düşünün, demek bu ![]() “Nereye gidiyorsunuz?” sorusunu duyan insanın, şöyle bir durup, istikametini yeniden tayin etmesi ve “O'na doğru koşması” gerekiyor ![]() Kur'an sorularla bizi, doğru bir imana götürmek ister ![]() ![]() İnanılması gerekenler “Dünyanızda bunlar bunlar var, buna nasıl inanmazsınız?” şeklinde bir soru kalıbına dönüşür ![]() Yanlış tapınmalar, “Bu da tapılacak şey mi? Kendi kendilerini bir sinekten bile koruyamayan şeylere tapınılır mı?” sorusu ile çıkar önümüze ![]() ![]() ![]() Kur'an kendi içinde, insan muhakemesini adeta soru yağmuruna tutar, ta ki gerçek iyice özümsensin ![]() ![]() ![]() Kur'an sorularıyla insanın saplantılarını silkeler, cevapları ile gönülleri durultur ![]() Yeter ki Kur'an'a kulak verilsin ![]() Hayatta Kur'an'ın soru ve cevapları ne kadar erken kavranırsa, o kadar müstekıym bir hayat inşa edilir ![]() Hiç şüphe etmemek gerekir ki, Halik-ı zülcelal, bir gün sorgu meydanına çağıracak insanoğlunu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Taşgetiren |
![]() |
![]() |
|