Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Aşk & Sevgi - Bayanlar, Erkekler > Aşk & Sevgi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
giderken

***Sen Giderken***

Eski 08-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

***Sen Giderken***



Hatırlıyorum ayak seslerinin bende bıraktığı o korkunç gidişi

kapıdan çıkarken bir an geri dönecekmiş gibi dönüp sonra usulca bir gölge misali karanlığa karışıp beni odanın içerisinde öyle hazin öyle yaralı bırakışını

Biliyor musun

gidişinle bir nisan yağmuruna dönüştü gözlerim

karabulutların sığınacağı bir liman misali sığınak oldu tüm fırtınalara

Artık yaşanacak ne vardıysa sende arda kalanlarla ki adına yalnızlık yada ne bileyim ölüm demişti bilgeler zamanın birinde

ölümdü sende arda kalanlarla yaşadıklarım

bir gelse diyorum içimden ansızın ve habersiz

bir gelse diyorum karanlığın içinden bir ışık misali süzüp karanlıkların ve fırtınanın sığındı gözlerime bakarak dağıt dese yüreğindeki tüm hüznü

sonrasonra aklıma tarihteki masallardan sayfalar düşüyor tozlu küflenmiş ve unutulmuş raflarda

benliğim bir aygıt gibi geziniyor tüm satırlarını kitapların

okunan her cümle ölüm sesliğindeki telaşlı gidişinin feryadına dönüştürüyordu ardından bakakaldığım uçurum kenarında

bir yalan olsa diyorum sesimdeki feryadın koca kayalara çarpıp dönerken anımsattıkları

bir koca yalan olsa diyorum bir koca yalan uçurumun kenarında yankılanan sesimin bana dönüşü

Sonra bir gök gürlese diyorum bir şimşek çaksa

Uçurumun kenarında ruhsuzlaşan boş bedenime

Bir şimşek bitire bilse bendeki seni yada ne bileyim sende kalan beni

Hatırlıyorum ayak seslerinin bende bıraktığı o korkunç gidişi

Kapıdan çıkarken bir an geri dönecekmiş gibi dönüp sonra usulca bir gölge misali karanlığa karışıp beni odanın içerisinde öyla hazin öyle yaralı bırakışını

Gidişin bir felaketti

Zaman durmuştu mekan ölmüştü

Duvarlar üstüme üstüme geliyordu

Bu köhne duvarlar arasında yaşanmış ne vardıysa ki sana dair

Artık bir masaldı bilgelerin dilinde

Adı yalnızlık olan

Ve sen ne vakit odamın kapısından bir gölge misali savrulup karıştın dışarıdaki bensizliğe

Dilimde binlerce ağıta dönüştü her bir sözcük

Küfre dönüştü

Siteme dönüştür gidişinin ardında bende bıraktığın ayak sesleri

Gözlerimi kapasam

Göz kapaklarımın altındaki yuvada binlerce savaştan arda kalan acılar canlanın tarihin her bir döneminden

Binlerce ölüm binlerce çığlık bir birine karışan

Yoktur oysa tarihin sayfalarında adları ve sanları

Aşkı yokluğundan dağları delen Ferhat

Çöle düşen mecnun misali yokluğunla avunmak mı kalır

Hatırlıyorum kapıdan çıkarken bir an geri dönecekmiş gibi dönüp sonra bir gölge misali karanlığa karışıp beni odanın içerisinde öyle hazin öyle yaralı bırakışını

Oysa zaman tutanakçısıyken tüm yaşananların

Nerdeydin şimdi

Hangi zamanın yitikliğinde bırakmıştın beni ve ben hangi zaman yitiminde aramaktaydım seni

Oysa zaman çoktan bitirilmiş ve adı anımsanmayan bir masaldı bilgelerin dilinde

Bilgeler soytarılaşmış ellerinde dolup boşalan şarap kadehlerinde

Adı yoktu ve isim koymamıştık tüm bu yaşananlara

Belki bir uçurumun kenarında unutulmuş bir şiir

Belki de bir öyküydük rüzgarla savrulup duran

Gidişinle hüzünlendi savrulup duran rüzgar

Ki eserken ıslık çalarcasına yaktığı ağıt bundandır

Dağa taşa ağaca çarparken kendisinden bir parça acı bulaştırması bundandır

Bundandır gök kubbe altında amaçsız savrulup durması

Sen giderken seslerini yitirdi tüm senfoniler

Şairler öksüzleşerek

Gecenin tenha bakireliğinde tükettiler yüreklerindeki son sözcüklerini de


İSMİNİ BİLMEDİĞİM SEHİR

soğuk çekilmez soğuğunda sonbaharın

düşmüşüm yollara

içimde geleceğe karşı ürkütücü bir merak

kalbimde yeni yeni filiz vermeye başlamış dev bir hasret

geceydi ben giderken

ürkek ve pusluydu gökyüzü

saatler sanki mola vermişti

gittiğimi biliyorlar gibi

ağlamak diye bir terim yok

olmayacak bu veda sahnesinde

gidiyorum

kim bilir?

hangi şehrin sabahında açacağım gözlerimi

kim bilir?

hangi simitçiden alacağım

cebimde son kalan parayla simidi

son çayı

belkide son değil

hayatın son meyveleri değil bunlar

olamazlar olmayacaklar

hep vardır bir yol

hep vardır martıların bir diyeceği

bu şehir aksine gülüyor olabilirdi

yaşanmalıydı burada yaşamalıydım

gök yüzü mavi ise

hayat amansız ise

biliyorsam bende bunları

mum erimeden önce

zaman hızlanmadan

düşünmeden ölümü

hayata tutunmam gerekli

aç kollarını

çek beni ciğerlerine

ben geldim

ismini bilmediğim şehir


GÖZLERİNDE BİR AKSAM ÜSTÜ

Gözlerinde bir akşamüstü

Sevdayı buldumoysa aramamıştım

Acıyıyıkılmışlığı tattım sayende

Yaşamım değişti bambaşka biri oldum

Seni buldum

Gözlerinde bir akşam üstü

Mevsimler gelip geçti

benim tekti mevsimim

Güllere hasret bıraktın beni

Hep kışı yaşadım

Gözlerinde bir akşam üstü



Alıntı Yaparak Cevapla

***Sen Giderken***

Eski 08-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

***Sen Giderken***



Gidişin bir felaketti

Zaman durmuştu mekan ölmüştü

Duvarlar üstüme üstüme geliyordu

Bu köhne duvarlar arasında yaşanmış ne vardıysa ki sana dair

Artık bir masaldı bilgelerin dilinde

Adı yalnızlık olan

Ve sen ne vakit odamın kapısından bir gölge misali savrulup karıştın dışarıdaki bensizliğe

Dilimde binlerce ağıta dönüştü her bir sözcük

Küfre dönüştü



harika yaaahazalcım emeğine sağlık cnm

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.