Prof. Dr. Sinsi
|
Halit Abi!
Halit Abi![/b]
Geçen gün Taksimde avare avare yürürken birden İstiklal caddesinin ne kadar kalabalık olduğunu fark ettim Hemen her türden insan vardı Zengini, fakiri, rüküşü ve yeni yetmesi ile tüm çeşitliliğine bürünmüştü İstiklal Herkeste bir acele, herkeste bir amaç, bir an aklıma geldi, acaba dedim
hepsi mutlu mu? Yüzlerce hayat hikayesi akıp gidiyordu gözlerimin önünden Derken yanımda bir yaşlı adam belirdi Hani eskilerin nâ mekan dediği, yatacak evi olmayanlardan "Abi" dedi, "Açım, bana para ver?" İnanın üzerimdeki para az ötesiydi Ama adam da açtı Onu en ucuz doyurmanın yolunun araba pilavcılarından geçtiğini bilen ben, "Gel!" dedim, "Galatasaray kulübünün oraya gidelim?" Yavaş yavaş yürümeye başladık Adam bir yandan şarkı söylüyordu kısık sesiyle, ta eskilerden? Zeki Mürenden "Bir demet yasemen"i mırıldanıyordu ama farkına vardığımı görünce durdu Bu benim çok hoşuma gitmişti, "Baba, devam et" dedim Başladı söylemeye? Ta ki pilavcının önüne kadar söyledi Acayip hoşuma gitti Ona pilavını ısmarladım Aslında işim bitti ama gitmek istemedi yürek? Bekledim yemeğinin bitmesini, "Haydi!" dedim "Gel, yak bi sigara" Utandı, baştan zorla aldı? Ellerindeki izlere bakınca rahatsız oldu "Ne oldu abi?" dedim, olanca babacanlığıyla "Akşam kavga ettik, çizdiler!" dedi Bir an çekindim, rahatsız olmasın diye konuyu dağıttım "Nerelisin?" dedim "Buralıyım abi, doğma büyüme Beyoğluluyum" dedi Ben inanmaz bakışlarla ona bakınca nüfus kağıdını gösterdi O an dumura uğradım? Çok eski bir kimlik ve çok yakışıklı bir adam vardı resimde "Bu sen misin?" diye sordum "Evet" dedi "Eee" dedim, "Şimdi boşver abi" deyip hızla aldı elimden kimliği Ama ben acayip meraklanmıştım bir kere Bir-iki adım attı Arkasından "Gel çay içelim" dedim Şaşkın gözlerle bana baktı Belli ki kimseden uzun süredir böyle bir teklif almamıştı Yanıma geldi "Sen manyak mısın?" der gibi bir baktı ve "Haydi!" dedi Bende ona "Konuşacaksın ama?" dedim Bir sigara daha istedi, al dedim Oturduk bir açık hava kahvesine Etraftakiler bize hayretle bakıyorlardı, ama onların kendine hayret etmesi gerekiyordu "Abi" dedi, "Sana birşey göstereceğim?" "Göster bakalım" dedim Sonra "Senin adın ne yahu?" dedim "Halit" dedi Bende "Kaan" dedim Bu arada masanın üstüne bir siyah beyaz resim koydu Ben resmi incelerken birden gözlerim fal taşı gibi açıldı Resimde Halitle Rahmetli Ayhan Işık yan yanaydı -ki Ayhan Işık benim idolümdür- "Abi" dedim, "Nasıl ya?" dedim "Eee" dedi, "Ben doğma büyüme buradayım, uzun bir dönem Yeşilçam kahvelerine takıldım Önce boş oturdum ama sonra iş almaya başladık Bu resim o zamanlardan kalma?" "Eee" dedim Sonra bir müddet garsonluk bir müddet otoparkçılık yapmış Ama hiç harama bulaşmamış yıllar boyunca Zaman onu *****e bağlamış 80li yılların tedirgin ortamında bir kahvehaneye sığınmış, ocakçılık yapmış, kahvede yatmış Bir nevi mahpusluk yaşamış İstanbulun ev cıvıltılı köşesinde "Eee" dedim, "Şimdi ne yapıyorsun? Ne yiyor, ne içiyorsun?" "Evlat", dedi "Buralar değişti, yaşlılar göçtü gitti, bize artık sahip çıkan yok Bazen sokakta, bazen de kafamızı sokacak bir mekânda uyuyoruz on-on beş kişi" dedi "Nasıl abi?" dedim Tarlabaşında bu işin sektör haline geldiğini öğrendim Metruk evler gecelik kiraya verilirmiş meğer bu garibanlara "Eee" dedim, "Para?" "Eh, toplanıyor" dedi Anladım, bunlar onu sıkacaktı "Abi" dedim, "kimin kimsen yok mu?" "Ana-baba ölü, hiç evlenmedim, kimim olsun?" dedi Benim içim buruldu? "Peki yaş kaç?" dedim "69" cevabını aldım "Peki" dedim, "Devletin bir bakım evi filan?" "Yok yok, bizi almazlar, sadece çok soğuklarda alıyorlar" dedi "Eee abi" dedim, "Nasıl bulurum seni bir daha?" "Nasip" dedi "Para vereceğim ama param yok" dedim, "Boşver" dedi "Niye abi?" dedim "Lazım olmuyor mu?" Güldü? Cebinden eski bir on bin lira çıkardı ve "O da para, bu da para, ama bana faydası olmaz!" dedi ve doğruldu yerinden "Hadi evlat, eyvallah!" dedi ve yürümeye başladı Bir yandan yürüyor bir yandan da el kol işaretleriyle bir şeyler konuşuyordu kendi kendine? Kalktım, peşine gittim Yanına geldiğimde gözlerini gördüm Ağlıyordu? "Amca" dedim "Seni üzdüm!" "Yok be evlat" dedi ve bana gitmemi anlatan bir işaret yaptı Ben ayrıldım ve ışıklarda son kez ardından baktım Ufak adımlarla İstiklalin karmaşasında kaybolana dek uzaktan onu takip ettim Şimdi ne zaman Taksime gitsem İstiklale gitsem gözüm hep onu arıyor ama hâlâ rastlaşmadık O hareketli mekanın olanca kalabalığında?
|