Astronom Van Gogh |
08-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Astronom Van GoghSaint-Remy-de-Provence Üzerindeki Yıldızlı Gece-1889 Usta, acaba astronomi biliminin o günkü verileriyle ne kadar iç içeydi? Yoksa, tablolarında gökyüzünü işlerken, sadece içinde bulunduğu bunalımın etkisinde miydi? Birkaç yıldır, bu sorular konunun uzmanlarını karşı karşıya getiriyor Özellikle, ünlü ressamın 4 tablosu tartışılıyor: Rhone Üzerindeki Yıldızlı Gece, Saint-Remy-de-Provence Üzerindeki Yıldızlı Gece, Arleste Gece, Kahve Terası ve Beyaz Ev, Gece Sanatçı, gerçekten de bu tablolarında gökyüzünün işlenişine önemli yer ayırıyor Hatta, o günlerde kız kardeşine yazdığı bir mektupta Yıldızlı bir gökyüzünü resimlemek için, kuşkusuz, siyah bir zeminin üzerine beyaz noktalar koymak yetmiyor diye yazıyor Uzmanların, üstünde en çok kafa yordukları tablo, ressamın 1889 yılında yaptığı Saint-Remy Üzerindeki Yıldızlı Gece eseri Paris yakınlarındaki Meudon Gözlemevi görevlilerinden astrofizikçi Jean-Pierre Luminet, uzun süredir bu tablonun güzergâhını çözmeye çalışıyor Ona göre, tablo her şeyden önce sanatçının tüm yaratıcı özelliklerini yansıtıyor Gökyüzündeki renk anaforları ve gezegenlerin çevresindeki halkacıklar, Van Goghun astronomi bilgisinin değil, dünya resmine katkılarının kanıtı Üstelik, resimdeki şiddet ve dalgalanmalar, sanatçının o tarihte içinde bulunduğu psikolojik durumu da yansıtıyordu 1889 yılında, psikolojik sorunlar nedeniyle, Van Gogh Saint-Remy-de-Provencedeki hastaneye kaldırılmıştı Çünkü, iki ay önce dostu Paul Gauguin ile büyük bir kavga etmiş, hatta onu öldürmeye çalışmıştı Daha sonra, kendisine bir ceza olarak bir kulağını kesip, otoportresini yapmıştı Kısacası, sanatçının o günkü psikolojik ortamından yola çıkarak, bu tablolarda astronomik kaygılar güttüğünü söylemek çok zor Arieste Gece, Kahve Terası-1888, Kova Takımyıldızı Ancak, astrofizikçi Jean-Pierre Luminetye göre, başka göstergeler de söz konusu Örneğin, Van Gogh erkek kardeşi Theo ile yazışmalarında, her zaman astronomiye ve özellikle de Provence bölgesindeki gökyüzünün güzelliğine duyduğu ilgiyi belirtmişti Ayrıca, sanatçının Camille Flammarion tarafından çıkarılan Astronomie dergisini yakından izlediği ve 1881de yayımlanan LAstronomie Populaire adlı eseri okuduğu biliniyor Bu noktadan hareket eden astrofizikçi Luminet, Van Goghun hastane odasının penceresinin doğuya baktığını anlıyor Van Gogh, kardeşi Theoya yazdığı bir başka mektupta, Saint-Remy Üzerindeki Yıldızlı Gece tablosunu 19 Haziran 1889da tamamladığını yazıyor Yani, tablonun bu tarihten önce yapılmış olması gerekiyor Bir arkadaşına yazdığı mektupta, galaksilerin ilk fotoğraflarını bu eserde gördüğünden söz etmişti İşte bu gerçeklerden hareket eden astrofizikçi Jean-Pierre Luminet, sanatçının bazı eserlerindeki gökyüzü, yıldız ve gezegenlerini yeniden bilgisayar aracığıyla yakından incelemiş Bunu gerçekleştirirken, öncelikle sanatçının bu tabloları yaparken hangi mekânda olduğunu ve bulunduğu yönü araştırmış Bu konuda elindeki en somut ve tartışmasız kanıt, Van Goghun 25 Mayıs 1889 tarihli mektubu Sanatçı bu mektubunda, bulunduğu hastane odasından Güneşin bütün haşmetiyle doğuşunu gördüğünü yazıyor Beyaz Ev, Gece-1890 Tablodaki iki nokta astrofizikçi Luminetnin dikkatini çekiyor Birincisi, Ayın henüz ilk hilal biçiminde olması İkincisi ise, Venüs gezegeninin ufukta görüntülenmesi Bu göstergelerden hareket ederek, Van Goghun tablodaki yıldız ve gezegenleri gün doğarken gözlemlediğini söylüyor Gerçekten de, bilgisayar verileri, gökyüzünün doğu yönünde bu biçimi, 25 Mayıs 1889da ve kesinlikle saat 0440ta aldığını kanıtlıyor Gökyüzüne aynı özeni, sanatçının başka tablolarında da görüyoruz Van Gogh, kısa bir tedaviden sonra, 1890da, bu kez Anvers-sur-Oise kentine yerleşiyor Ve dev bir yıldızın aydınlattığı ünlü Beyaz Ev tablosunu yapıyor İki amatör astronom, Don Olson ile Russell Doeschere, uzun süren çalışmalardan sonra, bu tablonun astronomik verilerini bir süre önce çözmeyi başardılar İlk kanıtları, ressamın bu tabloyu yaptığını söylediği 17 Haziran 1890 tarihli mektubuydu İkinci kanıtları, 17 Haziran 1890 tarihinden önceki günlerde (16 Haziran hariç) havanın yağışlı olduğunu gösteren meteoroloji arşivleriydi Üçüncü kanıtları ise, gökyüzünün açık renklerle çizilmiş olmasından dolayı, Van Goghun ya güneş doğarken ya da güneş batarken çalışmış olmasıydı İşte bu noktadan sonra ciddi bir bilgisayar taramasına giriştiler ve 16 Haziran günü, Jüpiter, Mars ve Venüs gezegenlerinin Auvers-sur-Oise bölgesinden açık bir biçimde gözlendiğini saptadılar Geriye kalan tek şey, tablodaki evin yerini ve ressamın çalıştığı yönü belirlemekti Bunun için kalkıp ta Amerikadan Fransaya geldiler ve tablodaki evi aradılar Şans eseri eve dokunulmamıştı İki astronom verileri bir araya getirdiklerinde, 16 Haziran 1890 tarihinde, evin batı yönünde ve ufuk çizgisi üzerinde, günbatımı ya da gündoğusunda parıldayan tek yıldızın Venüs olduğunu bilimsel olarak kanıtladılar Kaynak: focusdergisicomtr |
|