Prof. Dr. Sinsi
|
Dua, Yemekteki Tuz Gibi Olmalıdır
En büyük günah, Allahü tealayı unutarak iş yapmaktır
Büyükler buyuruyorlar ki; "Ahirette kiminle beraber olmak istiyorsanız, dünyada da onunla beraber olun"
Dua, yemekteki tuz gibi olmalıdır, ayarında kullanmalıdır Abdülhakim efendi hazretleri buyurmuşlar ki; Dua ederken ne çok kısa, ne çok uzun Yemeğin tuzu kadar olmalıdır
Hayat hayaldir  Eğer namaz kılmasaydık, yaşamamız neye yarardı?  Mü’min namaz kılmak için yaşar Mübarek bir zât talebelerini toplamış, sohbet ederken, ezan okunmağa başlayınca susmuş Hayye ales-salâh, hayye ales-salâh, hayye alel-felâh, hayye alel-felâh derken mübarek zât buyurmuş ki; Allahü teala kullarını cennete davet ediyor  ne anlıyorsunuz? Cenab-ı Hak diyor ki; Kendinize gelin!  Mü’min ölür cennete gider, hem bu dünyada hem ahirette rahata erer
Bir delikanlı bir kıza âşık olmuş Kız da hiç yüz vermiyormuş Şurada bir yahudi var, müthiş büyü yapıyor demişler Delikanlı büyücüye gitmiş  Büyücü, büyünün tutması için sözümü dinlemen lazım demiş Kırk gün namaz yok ve kırk gün hiçbir iyilik yapmayacaksın, bir tane iyilik yaparsan büyü tutmaz, demiş O da, kabul demiş Allah muhafaza  Kırk gün geçmiş, büyü tutmamış Büyücü, bir iyilik mi yaptın, demiş Delikanlı, hayır demiş Büyücü, eğer bir iyilik yaptıysan tutmaz deyince, delikanlı tamam hatırladım, yolun ortasında büyük bir taş vardı, kimsenin ayağına takılmasın diye aldım, o taşı kenara koydum, demiş Büyücü, tamam, işte bundan, demiş Çocuk, aklıma bir şey geldi diyor; Ben kırk gün rabbimi terk ettim, o beni terk etmedi Ben böyle Allaha kurban olayım Ben rabbime döndüm demiş, tövbe etmiş Bunun üzerine o yahudi de böyle bir Allaha ben de iman ederim demiş  Rabbim beni terk etmedi diyor, tövbe ediyor ve bir mürşid-i kâmile gidiyor Asrın en büyük evliyasından oluyor
Mübarek bir zât gece yarılarına kadar tasavvuf sohbetleri yaparmış Küçük çocukları da sohbetine davet edermiş Çocuklar ise hem anlatılanları anlamıyor hem de biraz sonra uyuyup kalıyorlarmış Bir gün bu mübarek zâtın hanımı, neden bu çocukları topluyorsun zaten anlamıyorlar birde üstelik uyuyorlar Bu çocukları toplamanın maksadı nedir, demiş Mübarek zât buyurmuş ki; "O çocuklar günahsız Onlar uyudukları halde bulundukları yere öyle bir nur yağıyor ki, ben o nura hayranım O çocuklar olmasa, nur yağmıyor Yağan bu nurlara, feyzlere kavuşabilmek için çocukları bulunduruyorum"
En büyük günah, Allahü tealayı unutarak iş yapmaktır Kaldı ki biz namazda bile unutuyoruz Fakat büyükler bunun çaresini bulmuşlar Büyükler buyuruyorlar ki; Beş vakit namazı kılan, hükmen yirmidört saat hatırlamış kabul edilir Bir de imanımızı, hidayetimizi, her şeyimizi borçlu olduğumuz büyükleri hiç unutmamak, her saniye hatırlayabilmek lazım İmanın sebebi bu sevgidir Bunun için iki yol vardır Birincisi, her an, her yaptığı işte, her attığı adımda, o büyük zâtı hatırlamaktır O bunu nasıl yapardı diye düşünüp, ona göre yapmaktır Yani O zatı kendi kalbine koymaktır Bu kişi her saniye düşünmeğe mecburdur İkinci yol, öyle kıymetli iş yaparak kendini sevdirmeliki, hocasının kalbine girmelidir Eğer bunu yapabilirse, talebenin her an kendisinin düşünmesine lüzum kalmaz O, artık büyüklerin kalbindedir Büyüklerin kalbine gelen feyizlerden istifade eder Demek ki, ya kendi kalbine koymak ya da onun kalbine girmek lazımdır
|