Hep hücum, bol gol

Yazarımız Yiğiter Uluğ, Süper Lig’in ikinci yarısı öncesi Galatasaray’ı mercek altına aldı 17012007

Ağustos’tan bu yana yarım sezonluk dönemde Türk futbolu adına en çok akılda kalan performans hangisidir? Benim için 27 Eylül 2006 gecesi Galatasaray’ın Anfield’da Liverpool’a karşı oynamış olduğu ikinci yarı, tek kelimeyle muhteşemdi Rakibi ezdiler ama ilk yarıdaki pısırık futbol yüzünden sahadan puansız döndükleri için, o müthiş oyun zafer hanesine yazılmadı
Yalnızca o maç bile Galatasaray’ın istikrarsız, iniş çıkışları bol, iki yüzü olan bir takım olduğunu gösteriyor Avrupa futbolunun gerektirdiği tempoya çıkabilen, hücum oynadığında izlenmesi çok keyifli bir takım var Gerets’in elinde Forvette seçenek bol

Rakibi ısıramıyor
Buna karşılık kademe anlayışı zayıf bekler (Cihan ve Sabri) veya defansif açıdan sorunlu, rakibi ısıramayan orta saha yüzünden kolay gol yiyip, cömertçe puan dağıttıkları maçlar da oynadılar Zaten Gerets de verdiği röportajlardan birinde, saha içinde bir lider eksikliği çektiklerinden, oyunu kontrol edemediklerinden yakınıyordu
Devre arasında Galatasaray sayfalarına baktığınızda, takımın performansından ziyade, transfere ilişkin haberler görüyorsunuz “Hamit imzayı attı atacak”, “Dhorasoo geliyor”, “Helguera ile Salgado düşünülüyor” gibi Geçen yaz yaşadıklarımızdan öğrendiğimiz bir şey var: Galatasaray’ın bugünkü mali yapısıyla bu tip yıldızları Florya’ya getirmesi imkansız Ezeli rakibinin ardında ikinci sırada yer alan bir takımın takviye istemesi akla yakın bir seçenek elbette Ancak yönetimin, Gerets’in gönlündeki lider futbolcuyu alıp getireceğine kimse inanmıyor Ne yapılacak öyleyse?
Tıpkı geçen yılki gibi canlarını dişlerine takıp mücadele edecekler Bu defa işleri daha zor, çünkü Fenerbahçe aynı hataya bir daha düşmeyecektir Üstelik Gerets’in sözleşmesinin uzatılmamış olması da takımı içeriden kemirebilecek bir faktör

En büyük transfer Necati
Galatasaray’ın devre arasındaki en büyük transferi Necati İlk yarıda neredeyse hiç katkı yapamayan milli futbolcunun, kampın en çalışkan ismi olduğu yönünde haberler okuduk Necati’nin katılmasıyla gole yakın ayakların sayısı beşe çıkıyor (diğerleri Hakan Şükür, Ümit Karan, İliç, Hasan Kabze) Orta sahanın kanatlarındaki Arda ile Hasan Şaş’ın da savunmaya yardım etmek konusunda çok parlak olmadığı düşünülürse, defansif açıdan bütün yük yine İnamoto ile Ayhan’ın omuzlarına binecek Japon oyuncu, kötü başladığı sezonda her hafta üzerine bir şeyler koyarak eleştirileri susturmuştu Aynı grafiği kaldığı yerden sürdürmesi şart Orhan Ak’ın solbeke geri dönmesi, ilk yarıyı iyi bitirenlerden Sabri’nin aynı çizgide kalabilmesi de çok önemli ama hazırlık maçlarında biraz tutuk göründü

Sonuç olarak, Galatasaray, santrayla birlikte rakibin üzerine çullanan, topu rakip yarı alanda tutabildiği ölçüde etkili olan bir ekip Başta Arda olmak üzere, bunu çok iyi yapan adamları var Deplasman korkusuyla temkinli oynadıklarında açık vermeye mahkumlar (bkz Fenerbahçe ve Liverpool maçlarının ilk yarıları) Ligin en tempolu ve en gollü maçlarını oynamaya adaylar Ama şampiyonluk için sadece onların iyi olması yeterli değil

Yiğiter Uluğ
yulug@fanatikcomtr