08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Tektanrıcılık (Monodeizm) - Tekbencilik (Solipsizm)
Tektanrıcılık (Monodeizm)
Tanrının dünyadan ayrı ve tek olduğuna inanma Tek anlamına gelen monos ve tanrı anlamına gelen theos deyimlerinden yapılmıştır Bu inancı taşıyan din ve öğretiler tektanrıcı 'dır Köleci üretim düzenine özgü köle-efendi ilişkisinin, tanrılık hiyerarşide fantastik yansımasıdır Çalışan Ve ezilen halk yığınları kullar (köleler), efendilerin efendisi despot kral da tanrı'dır
Köleci ideoloji eski Babil, Mısır, Hint, Urartu, İran'dan antikçağ köleci devletlerine kadar efendilerin güçlerini tanrıdan aldıkları inancını yaymıştır Çalışanlar itaat etmeli ve boyun eğmelidirler, yoksa tanrı kendilerini hem bu dünyada hem de ölümden sonra cezalandırır Boyun eğmeyenlerin tanrısal cezası olarak cehennem ve boyun eğip acı çekenlerin tanrısal ödünü olarak cennet kavranılan da böylelikle doğmuştur Köleci üretim düzeni, çalışan yığınları baskıda tutmak için bir devlet örgütünü ve bu örgütün başına da köle sahiplerinin temsilcisi olarak bir despot-kral’ın getirilmesini gerektirmiştir
Çoktanrıcılığın tanrıları da böylelikle tektanrı olmuştur Bu aşamaya ulaşmak için başka tanrıların da varlığını kabul ederek tek tanrıya tapma evresinden geçilmiştir Tektanrıcı üç büyük dinin kaynağı olan Yahudilik, bu evrenin en belli örneklerinden biridir Yahudiliğin tektanrısı Yahova (İbr odur anlamındadır), sayısız elohim (Ruhlar) arasında bir eloah (Ruh, Allah)'tır
Bizzat parmaklarıyla yazıp Musa'ya verdiği onbuyruk'un birincisinde de bunu açıkça söyler: "Başka ruhlara tapmayıp sadece bana tapacaksın" Yahudilikten doğmuş olan Hıristiyanlık da ünlü üçleme'siyle (Babaoğulkutsal ruh) monolatrinin izlerini taşır Bu anlamda tektanrıcılık, sadece Müslümanlıkta gerçekleşmiştir denilebilir Din tarihçilerinden Lods "monolatri, çoktanrıcılığın özel bir biçimidir", Bouche-Leclerck "öteden beri tektanrıcılık diye adlandırılan, hiyerarşiye bağlanmış çoktanrıcılıktan başka bir şey değildir" der
Köleci üretim düzeninin ilk evrelerinde, komşu ulusların tanrılarını da kabul etmek zorunluluğu vardı; monolatrinin kaynağı bu zorunluluktur Onlarla ilişkiyi kesip kendi tanrısını tek bırakma olanağı zamanla gerçekleşmiştir Özellikle İsrailoğullarının kendilerini Mısır köleliğinden kurtarıp uluslaştırabilecek tümüyle kendilerine özgü bir tanrıya büyük gereksinimleri vardı, sayısız elohim'ler arasından bir eloah seçmeleri gerekiyordu, Yahova (Bu sözcük şuradan geliyor: Musa, Horeb dağında karşılaştığı çalılık ruhuna adını soruyor, o da "ben, ben'imdir" karşılığını veriyor, böylelikle tanrının adı odur oluyor) böylelikle meydana gelmiştir
Tekbencilik (Solipsizm)
Sadece bireysel benin varlığını tanıyan aşırı idealizm Solipsizm, Latince yalnız kendim anlamına gelen soluş ipse sözcüklerinden yapılmıştır Varlığı düşünceye indirgeyen idealizm, zorunlu olarak, tekbenciliğe varır Her şey sadece düşüncemizde varsa ve düşüncemizin dışında hiç bir nesnel gerçeklik yoksa, gerçek olan sadece bizim varlığımızdır demekten başka çıkar bir yol yoktur İdealizmin bu zorunlu sonucuna göre öteki insanlar da ancak benim düşüncemde vardırlar, öyleyse evrende tek gerçek sadece ben'im
Bu zorunlu sonucun saçmalığı bütün idealistleri ürkütmüştür ve her idealist kendisini bu zorunlu saçmalıktan kurtarmak için çabalamıştır, en aşırı idealistler bile kendilerini böyle bir suçlanma ihtimaline karşı önceden savunmak gereğini duymuşlardır Olguculuk (pozitivizm), varoluşçuluk (egzistansiyalizm) gibi örtülü ve gizli idealimzler de tekbencilik sonucuyla karşılaşmak zorundadır
Açık ya da gizli, idealizmin her biçimi, tutarlı kalmak istediği sürece, tekbencilik sonucundan kaçınamaz Maddeyi yadsıyan ve varlığı düşünceye indirgeyen bütün öğretiler tekbencilikten kurtulmak isterlerse tutarlı kalamazlar Olguculuk gibi ilk bakışta bilimsel görünen birçok öğretiler sistemlerini büyük bir güvenle kurarlarken bu saçma sonuçla karşılaşınca şaşırıp kalırlar
|
|
|