08-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Galenosçuluk - Gassendicilik - Gelenekçilik - Gerçekçi Gezimcilik
Galenosçuluk
Antikçağın Hippokrates'ten sonra en büyük hekimi sayılan Galenos'a (Araplar en büyük hekimlik yetkesi saydıkları Galenos'a Calinus derler) göre Tanrı'nın belirlediği hayvansal ruh, vücudun her yanma yaygın bir tözdür Galenos, hekimliği, felsefesel ereklik acısından yorumlamış ve hekimlik felsefesinin kurucusu sayılmıştır Türkçe yazımıyla dilimizde de kullanılan Galenizm deyimi, hekimlik felsefesini dilegetirir
Galenos, ruhçudur ve ruh kavramını psykhikon ya da pneuma kavramlarıyla dilegetirmektedir Bu terimler Latinceye hayvansal ruh deyimiyle aktarılmıştır Galenos'a göre bu ruhun her zerresini kapladığı vücut, Tanrı'ca belli bir amaca göre yaratılmıştır Kanın karaciğerde besinlerden meydana geldiği, karaciğerden alınan doğal ruh'la dokuları besleme gücünü kazandığı, kara kan damarlarından geçerek yüreğin sağ yanma geldiği ve oradan çeper üstündeki göze görünmez deliklerden sol yüreğe geçtiği, sol yürekte yaşamsal ruh’u aldığı ve bütün vücuda yayıldığı, beyne giderek orada da hayvansal ruh'u aldığı ve bu dolaşım sonunda kandan ayrılan hayvansal ruhun sinirler yoluyla vücudun her yanındaki devim, duygu vb gibi fizyolojisel görevleri gerçekleştirdiği Galenos tarafından ileri sürülmüştür
William Harvey, De Motu Cordis adlı yapıtında Galenos'un kan dolaşımını keşfetmesine hemen bir parmak kaldığını yazar Galenos'un bu ruhçuluğu onu dinciler ve metafizikçiler katında yüzyıllar boyunca egemen kılmıştır Batıda ve doğuda Galenos hekimliğinin ve hekimlik felsefesinin egemenliği, XVI yüzyıla kadar sürmüştür
Gassendicilik
Epikuros'un izdaşı olan XVII yüzyılın büyük düşünürü Gassendi (1591-1655), eski çağın en olgun maddecisidir Gassendi'ye göre her varlığın dayanağı ve tözü maddedir, bu madde de atom'dur
XVII yüzyılda Paris Üniversitesi öğrencileri iki bölüme ayrılmışlardı; bir bölümü Gassendici, öbür bölümü de Dekartçı'ydı Dekartçılar akılcılığı, Gassendiciler de deneyciliği savunuyorlardı
Gelenekçilik
Gerçeği geçmişte bulan ya da geçmişi özleyen öğretilerin genel adı Genel olarak Hesiodos'tan Rousseau'ya kadar geçmişi özleyen ve öven bütün öğretiler gelenekçidirler
Özel olarak Fransa'da aydınlanmaya karşı çıkan Katolik düşünürlerden geçmişin gelenek ve inançlarını savunan ve bunların güçsüzleşmesini geçici bir bunalım sayan Gabriel de Tarde (1843-1904), her türlü bilginin başlangıcını ilkel bir sezişte bulan ve özellikle kilise geleneğini doğruluğun ölçütü sayan De Bonald (1754-1840)'la Joseph de Maistre (1753-1821)'in öğretileri bu adla anılır
Alışkanlıklara uygun yaşama biçimi de halk dilinde gelenekçilikle nitelenir Bu deyim, "toplumsal kurumları ve inançları yalnızca geçmişten süregeldikleri için benimseyen, saygın tutan, destekleyen, yeni ekin öğelerini ise değersiz sayan tutum ya da öğreti" olarak tanımlanmıştır
Gerçekçi Gezimcilik
Hıristiyan Aristotelesçiliği Skolastik dilde gerçekçilik, Platon ideacılığını dilegetirir Buna rağmen, skolastiğin ünlü adcı-gerçekçi kavgası, daha çok Aristoteles öğretisinin ürünüdür Aristotese, Platon'dan yüzyıllarca sonra, XIII yüzyılda; Boetius, Robert, Aquino'lu Thomas ve büyük Albert'in çeviri ve yorumlarıyla Hıristiyanlığa katılmıştır
Önceleri, Katolik kilisesinin büyük tepkisiyle karşılanmıştı Ama, pek kısa bir süre sonra, Hıristiyanlık açısından işe yararlığı görülerek benimsendi 1200'lerde aforoz edilmeden Aristoteles'in sözünü edemeyenler, aforoz edilmeden Aristoteles'e karşı çıkamaz oldular Aristoteles, Platon'un idealarını eleştirdiği halde, kendisine özgü bir tümeller öğretisi ileri sürmüştür
|
|
|