Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
fikret, tevfik

Tevfik Fikret

Eski 08-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tevfik Fikret



24 Aralık 1867'de İstanbul'da doğdu Asıl adı Mehmet Tevfik'tir Çocuk yaşta annesinin ölümü onu hayatı boyunca etkiledi Ortaöğrenimini önce Mahmudiye Rüştiyesi'nde, sonra da Galatasaray Sultanisinde yaptı Burada Recaizade Ekrem'in öğrencisi oldu Duygulu kişiliği onu genç yaşlarda şiire yöneltti

1888'de Galatasaray'ı bitirdikten sonra Hariciye Nezareti İstişare Odası'nda (Dışişleri Bakanlığı Enformasyon Dairesi) kâtip olarak göreve başladı Yeterince çalışmadan para aldığı gerekçesiyle buradan ayrıldı Daha sonra tekrar çeşitli memurluklarda bulundu Ek iş olarak Ticaret Mekteb-i Alisi'nde hat ve Fransızca öğretmenliği yaptı 1891'de Mirsad dergisinin açtığı şiir yarışmasında birinciliği kazanınca, edebiyat çevrelerinin dikkatini üstüne çekti 1892'de Galatasaray Sultanisi'nin ilk bölümüne Türkçe öğretmeni atandı 1894'te Hüseyin Kâzım Kadri (1870-1934) ve Ali Ekrem Bolayır'la (1867-1937) birlikte Malûmat dergisini çıkartmaya başladı

Önce İnziva Sonra Robert Kolej

1895'te hükümetin bütçede kısıntı yapma gerekçesiyle memur maaşlarının yüzde onunu kesmesine tepki olarak Galatasaray'daki görevinden istifa etti ve inzivaya çekildi1896'da, eski öğretmeni Recaizade Ekrem'in aracılığıyla Servet-i Fünun dergisinin yazı işleri yönetmenliğine getirildi Aynı yıl Robert Kolej'e Türkçe öğretmeni olarak tayin edildi

Toplum’dan Kaçış ve Yeni Zellanda Hayali

Sultan Abdülhamid Han yönetimine muhalif olan Batıcılar, muhalefetlerinde uzun süre başarı sağlayamayınca bu durum onları toplumdan kaçış düşüncelerine sürüklediVe Tevfik Fikret’teki "inziva" düşüncesini daha da derinleşti Bu düşünce, Servet-i Fünun öbür yazarlarınca da benimseniyordu Bir ara hepsi birlikte Yeni Zelanda'ya gitmeyi, daha sonra Hüseyin Kâzım'ın Manisa'nın bir köyündeki çiftliğine yerleşmeyi düşündüler Ama Fikret'in "Yeşil Yurt" şiirinde de açıkça görülen bu sıla ütopyası ve birlikte yaşama özlemi bir türlü gerçekleşmedi Servet-i Fünun'cular arasında görüş ayrılıkları başlamıştı Bazıları dergiden ayrıldılar Bir süre sonra Fikret de derginin sahibi ile anlaşamayarak yazı işleri yönetmeliğini bıraktı

Robert Kolej ve Aşiyan

Bütün zamanını Robert Kolej'de geçirmeye başladı 1901'de "inziva" düşüncesini gerçekleştirmek amacıyla Rumelihisarı'nda Robert Kolej'in yamacında, planlarını kendisinin çizdiği Aşiyan adlı evi yaptırmaya başladı Bugün Tevfik Fikret Müzesi olan Aşiyan 1905'de tamamlandı Fikret, eşi ve oğlu Haluk'la birlikte buraya yerleşti Çok az insanla görüşüyordu "Sis", "Sabah Olursa", "Bir Lahza-i Taahhur" bu dönemin ürünleridir Bu arada babasının, arkasından da, kızkardeşinin hayatlarını kaybetmesi onu çok etkiledi Bu döneminde, özgürlük getireceğine inandığı İttihat ve Terakki'yi destekliyordu 1908'de de, IIMeşrutiyet'in ateşli savunucuları arasına katıldı

İttihad ve Terakki’ye de Muhalif Oldu

Meşrutiyet'ten sonra "inziva"sından çıktı, eski arkadaşlarıyla barışarak, Hüseyin Kâzım ve Hüseyin Cahid'le birlikte Tanin gazetesini kurdu Ama, gazete İttihad ve Terakki'nin yayın organı durumuna getirilmek istenince buna karşı çıkıp, Hüseyin Cahid'le kavga ederek oradan da ayrıldı Yeni Yönetimin önerdiği maarif nazırlığı görevini de geri çevirdi Bu göreve getirilen Abdurrahman Şeref’in çağrısıyla, Galatasaray Sultanisi'nin müdürü oldu bir süre önce yanmış olan okulun onarımını üstlendi Bu arada, toplantı salonunu mescitin üstüne yaptırdığı gerekçesiyle ağır eleştirilere uğradı O günlerde 31 Mart Olayı patlak verdi Fikret olayı protesto amacıyla önce kendini okulun kapısına zincirle bağlattı, ertesi gün de istifa etti Ancak öğrencilerin ve maarif nazırı Nail Bey'in ısrarlarıyla tam yetkili olarak göreve döndü Ama sekiz ay sonra, yeni maarif nazırı Emrullah Efendi'yle anlaşamayarak bir daha dönmemek üzere Galatasaray'dan ayrıldı Darülmuallimin ve Darülfünun'daki görevlerinden de istifa etti ve yeniden Aşiyan'a çekildi Artık, İttihad ve Terakki İktidarına da muhalif olmuştu 1912'de meclisin kapatılması üzerine, bu olayı meclisin 1878'de (Hicri tarihle 1295'te) kapatılmasına benzeterek "Doksan Beşe Doğru" şiirini yazdı Bunu "Han-ı Yağma", "Sancak- Şerif Huzurunda" gibi şiirler izledi İttihad ve Teraki'nin fedailerince izlenmeye başlandı Modern pedagoji ilkelerine uygun bir okul açmak, yeni bir edebiyat dergisi çıkartmak gibi tasarıları olduysa da bunları gerçekleştiremedi O günlerde, ağır şeker hastalığına yakalanmış olduğu anlaşıldı 1914'te kolu şiştiği için bir ameliyat geçirdi Tedaviye yanaşmaması sonucunda hastalığı iyice artarak ölümüne neden oldu 19 Ağustos 1915'te İstanbul’da öldü

ESERLERİ:Ribab-ı Şikeste, Haluk’un Defteri, Rübab’ın Cevabı, Şermin, Tarih-i Kadim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.