Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
berkeley, george

George Berkeley

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

George Berkeley




Berkeley:


1685-1753 yılları arasında yaşamış olan, ve dünyada yalnızca ruhların ve bu ruhların idelerinin varolduğunu, buna karşilık maddenin varolmadığını öne süren İngiliz düşünür Temel eserleri: The Principles of Human Knowledge (İnsan Bilgisinin İlkeleri) ve Three Dialogues Between Hylas and Philonous (Hylas ile Philonous arasında üç Konuşma)

Bilgi Görüşleri: Berkeley de, kendisinden önce yaşamış olan Locke gibi, bizim doğrudan ve aracısız olarak algıladığımız herşeyin kendi zihnimizdeki ideler olduğunu, doğuştan düşünceler bulunmadığını, tüm idelerimizin algısal deneyin sonucu olduğunu, ve bilgimizin duyudeneyi yoluyla sahip olduğumuz idelerden türediğini savunmuştur İdelerden türeyen bilginin tek bir istisnası vardır: Tinsel varlıklara ya da insanın kendi benine ilişkin bilgi

Berkeley'e göre, kendi zihnime ya da benime ilişkin olarak doğrudan bir algısal deneye sahip olamadığım, ama doğrudan ve aracısız olarak yalnızca zihnimin çesitli niteliklerini ya da faaliyetlerini algıladığım için, benim, kendi zihnime ya da benime ilişkin bir ideye sahip olduğum söylenemez Bununla birlikte, buradan yola çikilarak zihinden ya da benden söz etmenin anlamsız olduğu sonucuna varılamaz Çünkü, sonsuz sayıda ideye ek olarak, bu ideleri bilen ve algılayan bir şey, algılama, isteme, imgeleme ve anımsama gibi faaliyetlere ek olarak, bu faaliyetleri gerçekleştiren aktif bir varlık vardır ki, bu da zihin ya da ruh ya da bendir

İdelerden insan zihninden ya da bir algı eyleminden bağımsız olarak kendi başlarına varolan şeyler olarak söz etmek çelisik olsa bile, bizim birincil niteliklere ilişkin idelerimize benzeyen niteliklere sahip olan nesnelerin insan zihninden bağımsız olarak varoldukları düşünülebilir Bu düşünceye Berkeley, bir idenin ancak başka bir ideye benzeyebileceği, buna karşin bir sese ya da bir şeklin başka hiçbir şeye değil de, yalnızca başka bir ses ya da başka bir şekle benzeyebileceği karşilığını verir Dahası, ona göre, biz zihnimizdeki idelerin nesnelerin niteliklerine benzeyip benzemediklerini hiçbir zaman bilemeyiz, çünkü bizim dolayımsız olarak algıladığımız herşey kendi idelerimiz olup, idelerimizle bu idelere benzeyen nitelikler ilke olarak birbirlerinden farklı olduklarından, bizim idelerimizle bu ideler benzeyen nitelikleri birbirleriyle karşilaştırma imkanımız yoktur

Metafiziği: Bilginin tek kaynağının algı olduğunu, algıda ise bizim yalnızca kendi idelerimizi ya da duyumlarımızı bilebileceğimizi öne süren epistemolojik nitelikli öncüllerden yola çikarak, yalnızca idelerin ve ideleri algılayan zihinlerin varolduğu ve duyularımız üzerindeki eylemiyle idelere neden olan maddenin hiçbir şekilde varolmadığı şeklindeki ontojik sonuca ulaşan Berkeley, bununla birlikte tıpkı Locke'un yapmış olduğu gibi, nedensel bir algı anlayışı benimseyerek, zihnimizdeki idelere neden olan bir varlığın, yani Tanrı'nın varolduğunu öne sürmüştür Başka bir deyişle, o maddenin yerine Tanrı'yı yerleştirmiştir

Berkeley'e göre, biz algılarımızın, idelerimizin, onlar 1 canlı ve açık oldukları, 2 diğer deneylerimizle uyumlu oldukları, ve 3 insan iradesinin keyfi bir eyleminin sonucu olmadıkları, yani insan zihninde, nedensiz ve temelsiz olarak keyfi bir biçimde yaratılmadıkları zaman, gerçek olduklarını kabul eder ve onları fantazilerden, düşsel algı ve idelerden ayırırız Yani, duyualgılarımız, idelerimiz bize bağlı ve keyfi olmadıkları için, bu algı, duyum ve idelerin insan zihninin dışında bir nedeni olmalıdır

Başka bir deyişle, madde varolmadığı, varolsa bile, bütünüyle olumsuz ve belirsiz bir biçimde tanımlandığından dolayı, bizim zihnimizdeki idelere neden olamayacak kadar pasif olduğu, ikinci olarak ideler kendi kendilerinin ya da başka idelerin nedenleri olamayacağı ve nihayet bu gerçek ideleri insanın bizzat kendisi yaratamayacağı için, Berkeley'e göre, zihnimizdeki bu idelere, algımızdaki duyumlara neden olan başka bir tinsel varlığın varolması gerekir ki, bu tinsel varlık da Tanrı'dır

Bu görüşe, bizim tinsel bir varlığı, bir Tanrı'yı algılarımıza, duyumlarımıza, idelerimize neden olurken de, başka bir zaman da hiçbir şekilde tecrübe etmediğimiz söylenerek, duyumlarımıza, idelerimize neden olan bir Tanrı düşüncesinin, en azından niteliklerinin duyularımız üzerindeki eylemi sonucunda bizde algılara, idelere neden olan bir madde düşüncesi kadar keyfi olduğu söylenerek itiraz edilebilir Böyle bir itiraza karşi Berkeley, bizim tamamen irademize bağlı olarak çesitli şeyleri çesitli şekillerde imgelediğimiz zaman, tinsel varlıkların ideler yaratmasına ilişkin bir tecrübeye sahip olduğumuz yanıtını verir Ve biz, tinsel varlıklar olarak kendimizin zihnimizde ideler oluşturma gücüne sahip olduğumuzu biliyorsak, ona göre, bu bilgi başka bir tinsel varlık olarak Tanrı'nın bizim zihnimizdeki idelere neden olmakta olduğu olgusu için sağlam bir temel oluşturur

Berkeley söz konusu maddesizcilik ögretisiyle ilgili eleştirileri, örnegin insanlar tarafından tecrübe edilen izlenim ya da idelerle özdeslestirilmesi durumunda, doğanın insanların ortaya çikislarindan önce varolmadığı, ya da bir odanın içinin insan ona baktığı zaman varlığa geldiği, insan ona bakmaktan geri durduğu zaman yok olup gittiği türünden itirazları bertaraf edebilmek için, şu halde, Tanrı'nın evreni varoluş hali içinde tutan herşeyi bilme gücüne müracaat etmiştir Başka bir deyişle, o ezeli-ebedi olup, herşeyi bilen tinsel bir varlık olarak Tanrı'nın varoluşunu kabil etmek suretiyle, dış dünyanın Tanrı tarafından tecrübe edilen ideler, izlenimler toplamı olduğunu, dış dünyadaki nesnelerin Tanrı'nın zihninde bulunduğunu, onların bizim tarafımızdan algılanmadıkları zaman, Tanrı tarafından algılandıklarını öne sürer

Berkeley'in Tezleri: Ünlü İngiliz idealist filozofu Berkeley'in felsefesinin temelinde yer alan ve felsefenin daha sonraki gelişimini oldukça etkilemiş olan iki tez Bunlar, sırasıyla;

1 şeylerde algıladığımız tüm nitelikler zihinlerimize bağlı olduğu, ve algılanamayan ve dolayısıyla bilinemeyen, fakat varolduğu varsayılan töz düşüncesi kabul edilemez olduğu için, şeylerin yalnızca, zihinler tarafından bilindikleri ya da algılandıkları sürece varolduğu, varolmanın algılanmak, yani zihinde bir ide olmak olduğu teziyle,

2 dış dünyaya ilişkin bilgimizin duyumsal bir bilgi olduğu, bu bilginin her zaman idelerin bilgisi olup, idelerin de, dış dünyadaki tözlerin değil, fakat basit niteliklerin ideleri olduğu tezidir

Alıntı Yaparak Cevapla

George Berkeley

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

George Berkeley




George Berkeley Kimdir?

İngiliz felsefecisi (Kilkrin, 1687— Oxford, 1753)

Anglikan inancına bağlı varlıklı bir ailenin çocuğu olan George Berkeley Dublin’de öğrenim gördüğü sırada, felsefenin ve bilimin yanlışlarından arındırılmaları ve kusursuzlaştırılmalarıyla, Hıristiyanlığa tıpa tıp uyan bir bilgeliğe ulaşılacağım düşündü ve ömrünü bu amacın gerçekleştirilmesine adadı Önemli felsefe yazılarını yayımladıktan sonra, ABD'ye giderek, geziler yaptı 1731’de yurduna döndü 1734’te, İrlanda’nın güneyindeki Cioyne kentinin piskoposluğu Katoliklere anlayışla davrandı

İDEALİST KURAM

Varlığın maddesel olmadığım ileri süren öğretinin kurucusu olan Berkeley, genç yaşta yazdığı The Theory of Vision (Görüm Kuramı, 1709) adlı kitabında uzam kavramının oluşumunu açıklamaya çalıştı Ertesi yıl, Treotise Concerning the Principles of Human Knowledge (İnsan Bilgisinin İlkeleri Üstüne İnceleme) adlı yapıtında felsefesinin özünü geliştirdi Eski soyutlama kuramlarına aşırı güvendiğini düşündüğü Locke’un deneyciliğini eleştirdi Özellikle, kendi başına var olan ve algılarımızın gerçeğini temellendiren madde kavramını çürütmeye çalıştı Berkeley’in, açık seçik ve sağlam biçimde ortaya koyduğu idealist kuram, şu ilkeye dayanır: “Nesnelerin özü, algılanmış olmalarından başka şey değildir” Berkeley’e göre nesneleri düşünceler olarak tanırız Nesneler düşünceden başka şey olamazlar, çünkü duyumlar, katışıksız düşüncelerdir Nesneler kendilerini yaratan Tanrı’da bile, birer düşüncedirler Kendisiyle ilgili edindiğimiz düşünceler dışında, madde diye bir şey yoktur Genel bir düşünce elde etmek için, özel düşünceleri birbiriyle karşılaştırırız: Soyutlama Yanlış soyutlamalardan arındırılmış bilimin bütün değeri, duyumsal kesinliğe dayanır Duyumsal kesinliğe dayanarak Tanrı’nın varlığına ilişkin özgün bir kanıt ileri süren Berkeley, bu konuda şunları yazmıştır:“Bence, duyumsal şeylerin, bir anlayışgücünden başka bir yerde var olamayacakları apaçıktır Buradan, onların gerçek bir varlıkları olmadığı sonucuna değil, benim düşünceme bağlı değillerse ve benim tarafımdan algılanmış olmak nitelliğinden apayrı bir varlıkları varsa, onların, içinde var olmaları gereken bir manevi varlık bulunması gerektiği sonucuna varıyorum Demek ki, duyumsal dünyanın var olduğu ne ölçüde kesinse onları kapsayan ve destekleyen sonsuz ve her yerde bulunan bir manevi varlığın var olduğu da o ölçüde kesindir” Dolayısıyla Berkeley’e göre dünya, Tanrı’nın insanlarda uyandırdığı düşüncelerin tümünden başka şey değildir Ama Tanrı, insanlara kendi düşüncesini ya da düşüncesinden herhangi bir şeyi böylece iletiyorsa, bunun amacı, insanların gönlünü kendine çekmektir Öyleyse, dünya aslında Tanrı’nın insanlara yönelik dilidir Tanrı tarafından düşünülmüş sözdür

BAŞLICA YAPITLARI

The Theory of Vision (Görüm Kuramı1709); Treatise Concerning the Principles of Human Knowled ge (İnsan Bilgisinin İlkeleri Üstüne İnceleme, 1710); Three Dialogues Between Hylas and Philonoüs (Hylas’ la Philonoüs Arasında ÜçKonuşma, 1713); Alciphron (1732); Siris (1744); vb

KAYNAK

Gelişim Hachette

Ek Bilgiler

George Berkeley (1685 - 1753), dünyada yalnızca ruhların ve bu ruhların idelerinin varolduğunu, buna karşılık maddenin varolmadığını öne süren İngiliz düşünür

Dublin’deki Trinity College’de eğitim görmüş İrlandalı bir Protestandı Bugün yakından bilinen bütün felsefi çalışmalarını (1709’da Yeni Bir Görme Kuramı Yönünde Deneme, 1710’da Beşeri Bilginin Prensipleri Hakkında Bir Eser ve 1713’te Hylas ile Philonous Arasında Üç Konuşma) henüz yirmili yaşlardayken yayımladı

Yeni Dünya’da yüksek eğitimi geliştirmek için çok uğraştı; bu amaçla üç yılını Amerikan kolonilerinde geçirdi Rhode Island’daki çiftliğini ve kütüphanesini, 1701’de kurulan Yale Üniversitesi’ne bıraktı Yale’in fakültelerinden birine onun adı verildi California’daki Berkeley kenti de onun adını taşımaktadır Berkeley 67 yaşında Oxford’da öldü




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.