Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
franov, gundulic, ivan

İvan Franov Gundulic

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İvan Franov Gundulic




Hayatı:
Gundulic, 8 ocak 1589’da, Dubrovnik(Ragusa)’te, soylu bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelirEğitiminden sonra, 1608’de, büyük meclis üyesi; 1615 ve 1619’da da, Konavlye’de yönetici olur1615-21 arası, Bosna büyükelçiliğini yürütür1620’de Katolikliği kabul eder1621’de, istinaf (Dava mahkemeleriyle Yargıtay arasındaki mahkeme) mahkemesi üyesi olurDaha sonra, 1627’de senatör olur1637’de, ceza hakimliği görevine gelir1638’de de küçük meclis üyeliğine seçilirYazar, 8 aralık 1638’de, doğduğu şehir olan Dubrovnik’te hayata veda eder
Eserleri:
Gundulic, çok sayıda eser bırakmıştırÖnceleri, Rönesans etkisiyle, aşk ve din şiirleri ile Latin ve İtalyan edebiyatından esinlenerek klasik, mitolojik tiyatro oyunları yazar1620’den önce, “Kleopatra”, “Diana”, “Armida”, “Galatea”, “Cerera” ve “Adon” adlı tiyatro oyunları yazmıştır1620’de, “Yağmalanan Proserpina” adlı oyununu; 1621’de de, “Kral David’in Pişmanlık Şarkısı” adlı şiirini yazarGundulic’in, ayrıca erken döneme ait, “Kutsal Tören” adlı oyunu ile “Utangaç Aşık” ve “Toskana Prensi 2 Ferdinand’a” adlı şiirleri vardır
Gundulic, 1622’de, “Yitirilen Oğul için Gözyaşları” adlı şiirini yazarHıristiyan ahlakını yansıtan bu dinsel destan, yazarın ilk önemli eseridirGundulic, bu dünyada her şeyin, özellikle de zevklerin geçici olduğuna ve insanın, düşüncelerini, tüm gücüyle dine yoğunlaştırması gerektiğine inanmıştıBu inanç, şiirde baskındır
Konusunu Kutsal Kitap’tan alan bu şiirde; zevklerin boşunalığı, yaşam, ölüm, cennet, cehennem, insanların kötülükleri, buna karşın Tanrının iyilikleri ve Tanrı’yı arayıp bulmanın gerekliliği vurgulanırŞiir, yaşamın sevinç kaynağını ise yalnızca; evlilikte, dinsel duygulara odaklanmakta ve iç dünyanın huzur veren alanına girmekte bulurEserin temelindeki düşünce, İtalyan yazar Torquato Tasso ve Luigi Tansillo’nun eserlerininkiyle benzeşmektedir
Şiirde, kaybolan bir oğulun vasiyeti konu edilirOkuyucuya, günahlardan kaçınmak, kendini üzmekten sakınmak ve pişmanlık anlatılırŞiir, bu başlıkları kapsayan 3 bölümden oluşur8 heceli, ABABCC uyak düzeni olan şiirin yapısı, monologlara dayanır
Gundulic, 1626’da, en uzun şiiri olan “Osman”’ı yazmaya başlarEser, 1638’de yazarın ölümüyle yarım kalır20 şarkıdan oluşan bu destanın 14 ve 15 şarkıları, Gundulic yerine, “İsmail Ağanın Ölümü” adlı eserin yazarı olan, İvan Mazuranic tarafından kaleme alınmıştır
Şiirin konusu şöyledir: Kazak isyanının öcünü almak isteyen Osmanlı sultanı Genç Osman (2 Osman), 1621 yılında, Hotin yakınlarında konaklamış olan Polonyalılara saldırırPolonyalıların komutanı Charles Hotkiewicz’dirAyrıca, Sigismond kralının oğlu prens Vladislas da onunla birliktedirSavaş başlarAncak, savaşa karşı çıkan yeniçerilerin isyanı ve Polonyalıların kahramanca savunması sonucu, Osmanlı ordusu bozguna uğrarGenç Osman İstanbul’a dönerek, orduyu isyancı yeniçerilerden temizleyerek gençleştirmek ve imparatorluğu güçlendirmek için çalışmalara başlarAncak, bu yeniliklerden hoşnut olmayanlar; onu, Mustafa Davut Paşa’nın yeniçerilerine boğdurturPrens Vladislas ise, tüm Hıristiyan dünyasında coşkuyla karşılanırRoma’da, papa tarafından düzenlenen görkemli bir törenle taç giyer
Bu epik şiir, eski Dalmaçya edebiyatının başyapıtlarından biridirGundulic, İtalyan yazar Torquato Tasso’nun, “Kurtarılmış Kudüs” adlı eserini Hırvatçaya çevirmiştiOsmanlı ordusunun, Polonya orduları karşısında bozguna uğraması; Gundulic’e, Hıristiyan ordularının kazandığı zaferlerle, bu zafer arasında karşılaştırma yapma düşüncesini esinlemiştirBu savaş, destansı bir dille ve klasik edebiyatçıları andıran bir zevkle dile getirilir şiirde
“Osman”, yazarın diğer önemli bir eseri olan “Dubravka”’nın temel düşüncesi olan özgürlüğü ve onun anlam ve önemini etkili bir şekilde dile getirmektedirAncak, burada, “Dubravka”’daki düşsel dünyanın yerine; Avrupa’da meydana gelen, gerçek olaylar işlenmektedirSlavların durumu, Hıristiyanların İslamiyet karşısındaki tutumu gibi, önemli konular üzerinde durulmaktadır
Gundulic, geçmişe duyduğu özlemi bir kült haline getirirken, buna eşlik eden vatan sevgisi de eserin merkezini oluştururDestan, ulusal bir nitelik taşımaktadırBu yüzden, Hırvatların mücadelesinde etkili olmuşturDolayısıyla, Gundulic’in, şiirinde Genç Osman’ı konu etmesinin nedeni, salt onun öyküsünü anlatmak değil; Slavların, Osmanlıları nasıl bozguna uğrattığından söz ederek, tüm Slavlara özgürlük umudu aşılamaktır
Destanın konusu gerçeğe çok uygundurŞiirde, Polonyalıların ve Osmanlıların hayatları, çok net biçimde betimlenmiştirYazar, karakterlerin psikolojilerine eğilmiş, içinde yaşadıkları sosyal çevreyi göz önünde tutarak, başarı ve başarısızlıklarını işlemiştirŞiirde, Tasso ve Ariosto’nun destanlarını anımsatan unsurlar vardırŞövalyeler gibi cesur olan kızlar, aşk için yapılan düellolar, aşıklar arasındaki kıskançlıklar ve engeller, adam kaçırmalar bunlardan bazılarıdır
Genç Osman, çevresi sarıldığı için değil, çevresindeki manevi birlik bozulduğu için bozguna uğramıştırAncak, şiirde yer alan cehennem güçlerinin, İslamiyetin ileri gelenlerini yardıma çağırmaları ile yeniçerilerin ve kadınların entrikalar çevirmesi, destanın gerçekçi bölümlerine uymamaktadır
Eserin dili, İtalyan yazar Marino’ya özgü izler taşımaktadırŞiir, anlatım zenginliğine sahiptir ve benzetmelere sıkça yer verirGundulic, şiirde, son derece özgün bir söz dizemi ve şiirsel ölçü yaratmayı bilmiş ve Tasso örneğinde olduğu gibi, romanesk bazı ögelere yer vermiştirOrtaçağ Sırp halk şiirinin unsurları, Slav ırkının üstünlüğünün kanıtı olarak yer alır şiirde
Gundulic, 1628’de, “Dubravska” adlı pastoral dramını yazarKomün avukatı görevindeyken yazdığı bu oyun, 3 perdeden oluşur ve ilk kez Dubrovnik’te sahnelenmiştirOyunda, eski bir geleneğe göre; köyün en yakışıklı delikanlısı olan çoban, en güzel kızı olan çobanla evlendirilmektedirAncak, yaşlı ve çirkin bir yargıç seçimi kazanır ve güzel Mijenko, bu yaşlı zengine verilirTalihsiz kız, tam intihar edecekken, bu adaletsiz karar Tanrı tarafından düzeltilerek, Tanrı’nın sevdiği kulu Lero devreye girer ve her şey mutlu bir şekilde, özgürlük şerefine bir ilahi okunarak son bulur
Öykü, sahnede oynanmak yerine, ezberden anlatılmaktadırSeyirci, neşe içinde, şarkıları ve dansları izleyip, dinlemeye davet edilirÇobanlar, sahnede neşeyle dans eder5-14 dizeli madrigal, çeşitli arya ve düetlerle sahnelenirDizelerin içerdiği müzikalite, esinlendiği düşüncelere, çekici bir anlam ve uyumluluk katarO dönemde, Hırvat tiyatrosunda, bu tarz eserlerin sergilenmesi, çok önemli bir olaydır
Gundulic, insanların kusurlarının ve ahlaksızlıklarının sahnede doğal olarak sergilenmesinde ustadırYazar, bu şen dış görünüşün ardında; zenginin yoksula zulmünün, paranın kötülüklerinin ve ahlaksızlığın beslediği nefretin barındığını vurgularAncak, oyun, yine de iyimserlikle doludurAhlaksız zenginlerin çevirdikleri entrikalar, sonuçsuz kalırOyunun finalinde, tüm iyiliklerin ve güzelliklerin özünü temsil eden özgürlüğün, zaferi kutlanırYazar, bu pastoral oyununda; Dubrovnik’teki sosyal hayata, ahlaksızlıklara, Venedik Dalmaçyası’nın durumuna, köylülerle soylular arasındaki ilişkilere göndermeler yaparOyun, düşsel bir mekanda geçse de, dönemin gerçekliğini alabildiğine yansıtmaktadır
“Dubravska”, Dubrovnik’i temsil ederGundulic, doğduğu bu şehrin güzelliğini ve özgürlüğünü selamlarTüm Slav kardeşlerini kucaklar Hıristiyan Slav halklarını, Müslümanlara karşı, ortak bir mücadeleye çağırır ve Dalmaçya’daki Venedik zorbalığına lanetler yağdırırYazarın bir vatandaş olarak savunduğu siyasi görüş ve özgürlük düşü, oyunun temelini oluştururOyundaki kaygı ve korku, sadece Venedik ve Osmanlılar değil, Dubrovnik’teki zayıf siyasi unsurlardır
Gundulic, ayrıca 1633’te; klasik, mitolojik bir tiyatro oyunu olan, “Ariadna”’yı kaleme almıştır

Alıntı Yaparak Cevapla

İvan Franov Gundulic

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İvan Franov Gundulic




Sanatı:
Gundulic, Hırvat edebiyatının ve Dalmaçya Rönesansının en büyük yazarıdırOnun lirik ve destansı yeteneği, en önemli 3 eserinde; gerek, üslubunun kuraklığı ve zenginliği ile gerekse de, uyumluluğu ve konuları iyi işlemesiyle kendini belli ederGundulic, görüş ve duygularını, kendisinden önce hiçbir yazar tarafından ulaşılamamış bir anlatım zenginliği ve yetkinlikle dile getirmiştirŞiirlerinin vezinleri, neşeli; uyakları ise, bir pınardan fışkıran su damlaları gibidirO, her eserinde, uygun atmosferi yaratmayı bilmiştir”Yitirilen Oğul İçin Gözyaşları”’nda sıkıntılı ve kasvetli, “Osman”’da acı ve kadercilikle çağlayan bir ırmak gibi hüzünlü, “Dubravska”’da ise ilkbahar esintileri gibi, yaşam dolu ve zindedir
Gundulic, idillerde ve kahramanlığı konu edinen öykülerde, son derece başarılıdırEdebi motifler, öykülere mekanik olarak bağlanmıştırFabllar, destanların vazgeçilmez unsurlarıdır ve genelde, trajik kaderleri konu alırÖnemsiz gibi görünen birçok ayrıntı, aslında, konunun özünü oluştururBu destanlar, kendi aralarında, uyakların bir araya getirilmiş olduğu bir yapıya sahiptir
Gundulic, oyunlarında; ya Tasso ve Ariosto’nun epizodlarını dramatize etmiş, ya da klasik motifleri işlemiştirNadiren, bireysel ayrıntılar içerirBu oyunlar, Dubrovnik’te sahnelenmiş ve başarı kazanmıştır
Gundulic, Güney Slavlarının, Katolik karşıtı reformlarının en büyük yazarıdırOnun çıkış noktası, Hıristiyan ahlakı ve Slav milliyetçiliğidirO, döneminin; dini, siyasi ve ulusal sorunlarıyla yakından ilgilenmiştirEserlerinde, karakterlerini; Slavlık, ulus, özgürlük ve hümanizm gibi, çağının büyük ve önemli düşüncelerinin çalkantısında, ayakta kalma savaşımı veren bireyler olarak betimlemiştirGundulic’in eserlerinin hemen hemen tümünde, Hıristiyan inancının izleri görülürAyrıca, yan temalar olarak; vatan sevgisi, hümanizm ve özgürlük coşkusu yer alırAncak, onun özgürlük aşkı; Slav halkının ayaklanıp, kurtuluşları için duydukları umuttur aslında
Kaynakça:
- A History of Yugoslav Literature Antun Barac/1955
- Dictionnaire des Litteratures Philippe Van Tieghem/1984
- Dictionnaire Biographique des Auteurs Laffont-Bompiani/1964
- Le Nouveau Dictionnaire des Oeuvres Laffont-Bompiani/1994
- Kindlers Neues Literatur Lexikon 1990
- Türk ve Dünya Edebiyatçıları Aziz Çalışlar
Remzi Kitabevi/1987
- Ana Britannica
Ana Yayıncılık/1986
- Büyük Larousse
Gelişim Yayınları/1986




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.