Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dilthey, wihelm

Wihelm Dilthey

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Wihelm Dilthey




19 Kasım 1833'de Biebrich'te doğup, 1 Ekim 1911'de Bozen'de ölmüş olan Alman filozofu 1882'de Berlin Üniversitesine profesör olmuştur Bünye psikolojisi, felsefe tarihi, hayat ve kültür felsefesindeki çalışmalarıyla son yüzyılın önemli kişiliklerinden biri olmuştur Kendisine bağlı olan birçok tanınmış filozoflarla ayrı bir okulun kurucusu sayılır

Dilthey, Almanya'da tinsel bilimlerle doğal bilimler akımını uzlaştırmaya çalıştı Bu iki bilim zümresinin birbirine aykırı olan niteliklerini gösterdi Ona göre doğal bilimler, açıklamaya ve geneli bulmaya çalışırlar Bunlar, çözümcü ve öğeci özelliklere sahip oldukları halde, tinsel bilim, anlamaya, kavramaya önem veren, bireyselle uğraşan sentetik bir karaktere sahiptir Bunun yöntemi, tarih'tir; bu nedenden dolayı da yaşanmış olaylar üzerinde çalışır

Bir devrin ruhu kavranılmadan, bireyseli kavramak imkansızdır O, bir devrin ruhuna 'Nesnel Ruh' adını verir Tarih felsefesi yöntemine yeni bir yön vermiş olan Dilthey, bir yandan pozitifçiliğe bağlı olduğu halde, diğer yandan da Hegel ve romantiklerden ilham alır Ahlâkta bağıntıcıdır Önemli başlıca eserleri şunlardır:

Einleitung in die Geisteswissenschaften (1883)
Ideen Über ein Beschreibende und Zergleidernede Psychologie (1894)
Jugundgeschichte Hegels (1906)
Der Aufbau der Geschichtlichen Welt in den Geisteswissenschaften (1910)
Die Typpen der Weltanschauung (1911)
Das Erlebeniss und die Dichtung, Lessing, Goethe, Novalis, Hölderlin (1906)

Alıntı Yaparak Cevapla

Wihelm Dilthey

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Wihelm Dilthey




Wilhelm Dilthey Kimdir? (1833-1911)

19111833'de Bir Protestan rahip ailesinin çocuğu olarak Ren kıyısındaki Biebrich’de doğdu; teoloji ve felsefe öğrenimi gördü

Dilthey, yaşadığı dönemde doğa bilimlerinin yaygın etkisine karşı, “insan” ı değişkenliği ve olumsallığı bağlamında ele alan bir yaşam felsefesi geliştirmiştir

İlahiyat öğreniminden felsefeye geçen düşünürümüz, öğretmenlik döneminden sonra, akademik düzeyde felsefi araştırmaya yöneldi

Çok değişik konularda yoğun araştırmalara girişti İlahiyat, felsefe ve edebiyat konularının yanı sıra, sosyoloji, etnoloji, psikoloji ve fizyoloji gibi ampirik bilimlerdeki gelişmeleri de yakından izledi

1864’te Berlin’de doktorasını tamamladı ve 1866’da Basel Üniversitesi’nde çalışmaya başladı Bunu 1868’de Kiel, 1871’de de Breslau üniversitelerine atanması izledi 1882’de Berlin Üniversitesi’nde R H Lotze’un yerini aldı ve yaşamının geri kalan bölümünü burada geçirdi

Önceleri “insan, toplum ve devlet bilimleri” olarak biraz da bulanık biçimde özetlediği, ama daha sonra Geisteswissenschaften (Tinsel Bilimler) adını verdiği bilimlerin felsefi temelini araştırdı Bu terim sonunda tarih, felsefe, din, psikoloji, sanat, edebiyat, hukuk, siyaset ve ekonomi alanlarını toplu olarak belirtmede yaygın kabul gördü Bu araştırmaları ürünü olan Einleitung in die Geisteswissenschaften’ın (Tinsel Bilimlere Giriş) ilk cildi 1883’te ortaya çıktı Üzerinde çalışmayı aralıksız sürdürdüğü ikinci cildi hiçbir zaman tamamlayamadı, ama bu ilk yapıtı bir dizi önemli denemeye yol açtı

Dilthey’m etkilendiği başlıca kaynaklar, Vico, Herder, Goethe, Schleiermacher’in yenilediği şekliyle 19 yüzyılın felsefi hermeneutiği, Alman İdealizmi (özellikle Hegel), Romantik Fioloji Okulu (özellikle Schlegel ve Böckh) ve Alman Tarih Okulunun tarihçilik anlayışıdır

O, bu etkiler çerçevesinde yöneldiği Batı tarihinin tümünü, özellikle Batı bilim ve sanat tarihini, didiklercesine araştırmış ve yorumlamıştır Onun Batı tarihi, bilimi ve sanatı üzerine yorumlanın pek çoğunun bugün de aşılamamış olduğunu söylemek, hiç de abartma olmaz

Dilthey bu derinleşme ve yoğunlaşma içerisinde; tarihi ve toplumu konu edinen bilimlerin (tin bilimlerinin) dayanacağı ve fakat doğa bilimlerinin dayandığı ve Kant’ın “salt akıl eleştirisi”nde işaret ettiği zeminden farklı olacak bir epistemolojik zemini araştırmaya yönelmiş, ölümüyle yarım kalan bir “tarihsel akıl eleştirisi”ne kendini adamıştır Ölümünden sonra “Toplu Yazılar” (Gesammelte Schritten) dizisi içinde bir araya getirilen eserlerinin basımı, 1972’de 16 büyük boy cilt olarak tamamlanmıştır

KAYNAK

Ana Britannica; “Hermeneutik ve Tin Bilimleri” çevirisi ön sözü; Doğan Özlem



Alıntı Yaparak Cevapla

Wihelm Dilthey

Eski 08-23-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Wihelm Dilthey




Wilhelm Dilthey Kimdir? (1863-1936)

Felsefe, tarih ve insan bilimleri üzerine olan muhtelif yazılarında, Wilhelm Dilthey, hem tarihselcilik ve hem de hayat felsefesinden muhtelif öğeleri, doğa bilimlerinin başarılarına duyulan takdirle birleştirir

Tarihselcilik ve hayat felsefesi, tarihin insan hayatını anlamada anahtar olduğu inancında bir araya gelir İnsan bireyleri ve toplumları yalnızca tarihsel olarak anlaşılabilir, dolayısıyla tarih araştırmasıyla bu araştırmaya özgü olan yöntemler büyük bir önem taşımak durumundadır Tıpkı hayat filozofları gibi, Dilthey de, pozitivistin doğa bilimlerinin yöntemlerini insan hayatına ilişkin araştırma ve anlamaya uygulama girişiminin insan var oluşunun özsel yönlerini kaçınılmaz olarak göz ardı ettiğini ya da çarpıttığını düşünür Bununla birlikte, bilimsel aklın mekanistik ve şeyleştirici sonuçlarına, Romantikler ve hayat filozofları tarafından yöneltilen eleştiri de kolaylıkla, salt öznel ve son çözümlemede boş bir protestoya dönüşebilir Tutku ve iradenin kutsanması potansiyel olarak tehlikeli bir irrasyonalizmi bile teşvik edebilir

Aynı şekilde, Hegelci aklın spekülatif idealizmi, pozitivizmin indirgeyici rasyonalizmine karşıt dahi olsa, dogmatik, ve son çözümlemede de savunulamaz bir yaklaşımdır Hatta, Alman idealizminin daha az rasyonel olan varyantlarında bile, iradenin ilahlaştırılması romantizme ilham veren irrasyonel eğilimlere benzer eğilimleri harekete geçirebilir

Dilthey, doğa biliminde sergilenen rasyonalite, nesnellik ve kesinliği asla küçümsemez 0, genel olarak söylendiğinde, bilimsel nesnelliği, insan hayatının bütünlüğünü takdir eden bir yaklaşımla uzlaştırmaya yetili bir tarih ve ‘insan bilimleri’ (Geisteswissenschaften) yorumunda, tarihselcilerin, yaşam filozofları ve Romantiklerin kaygılarının hakkını teslim etmenin yollarını arar

Dilthey, inançlı bir empirist olarak, öyleyse, her tür bilginin son çözümlemede tecrübeden türetildiğini düşünür O, bu bakımdan, Locke ve Hume gibi İngiliz filozoflarından, ve hepsinden de çok Kant’ın eleştirel felsefesinden etkilenmiştir O, her tür bilginin ‘iç tecrübe’ye ya da ‘bilincin olguları’na dayandığı şeklindeki empirist (ya da ‘epistemolojik’) görüşü kabul eder Ama, daha önceki empiristlerin yaklaşımı, entellektüel ya da bilişsel tecrübeye büyük bir önem verirken, duyguyla iradeyi ihmal eder:

"Locke, Hume ve Kant tarafından inşa edilen bilen öznenin damarlarından gerçek kan akmaz; akan, sadece sulandırılmış akıl sıvısıdır, yalnızca bir düşünce sürecidir Bilgi dış dünya, zaman, töz ve neden gibi kavramları algı, imgelem ve düşünceden türetiyor gibi görünür Oysa, bir bütün olarak insana ilişkin tarihsel ve psikolojik araştırmaların, beni, bilgiyi ve bilginin kavramlarını arzulayan, hisseden ve hayal kuran bir varlık olarak insanın güçleriyle açıklamaya sevketti" Dilthey

İnsani tecrübenin tarihi boyutu, onun ‘tarihselliği’, aynı zamanda, pozitivist bir yaklaşımın kavramayı kaçınılmaz olarak başaramadığı şeyin merkezi bir yönüdür:

"Zira [Dilthey için] şimdi, uzatılmış bir an değil, fakat içinde dolayımsız tecrübenin hep geçmişin bilinci ve geleceğin sezilişi yoluyla zenginleştirildiği akışın küçük, yapı kazanmış bir parçasıdır Dolayısıyla, hayatın her anının zamansal dizilişteki yerine göre, ayrı bir anlamı vardır Zamansal yapıyla hayat kategorileri arasındaki bu bağlantı, insanı tarihsel bir varlık yapar" Rickman

Entellektüel ya da bilişsel tecrübe bile, bu durumun bir sonucu olarak, insani tecrübenin, indirgenemezcesine tarihsel olan, akışı içinde vuku bulur

Dilthey’in insani tecrübeye ilişkin daha safkan yorumu, bir yanda romantizm, hayat felsefesi ve idealizmle, diğer yanda pozitivizm arasındaki çelişkinin bir çözülüşünü önerir O, hem zihin ya da hayatın indirgenemez niteliklerine hakkını verebilen ve hem de doğa bilimlerininkine eşit bir nesnellik ve kesinliği amaçlayan bir insan bilimi için, güçlü bir temel sağlama umudundadır

İnsan bilimlerini pozitivizmin tahrif edici etkisinden kurtarmak için, Dilthey tarih, klasik dil ve edebiyat araştırmaları, antropoloji ve psikoloji gibi disiplinlerdeki nesnellik standartlarıyla ayırıcı metodolojiyi gözler önüne serer ‘Toplum ve tarih araştırmasına bir temel kazandırmak için, insan bilimlerindeki farklı nesnellik zeminini görmek önem taşır Astronomi, mekanik, ya da diğer fizik bilimleri tarafından araştırılan nesne türlerinin tersine, insan varlıkları hem zihinsel ve hem de fiziki özelliklere sahiptirler ve onlar, bundan dolayı da, farklı bir biçimde incelenmelidirler İnsani tecrübenin tanımlayıcı vasfı tarihselliği olduğu için, daha genel olarak insan bilimlerine ilişkin bir kavrayışın merkezinde tarihsel bilgi bulunur Dilthey, Kant’ın ünlü saf ya da teorik akıl eleştirisini anımsayarak, projesini, tarihsel aklın, tarihsel anlamanın sınırlarını çizmeyi, ve onun temel ilkelerini tespit etmeyi amaçlayan, bir eleştirisi diye tanımlar

Dilthey, bilginin elde edilmesi bağlamında söz konusu olan iki karşıt yaklaşımı, ‘açıklama’ (Erklüren) ve ‘anlama’ (Versthen) olarak tanımlar Açıklama, doğa bilimlerinin temel amacıdır ve genel nedensel yasaların formülasyonunu içerir:

"Açıklayıcı bir bilimden, bir fenomenler dizisinin, açık seçik olarak tanımlanmış öğeler (yani, bağın bileşenleri) aracılığıyla, nedensel bir bağ içine sokulmasını anlıyoruz"

Açıklama amacı güden bilim, pozitivizm için hakim bilim modeli olduğu kadar, Kant’ın saf akla ilişkin eleştirisinin de, açıktır ki, başlıca kaygısıdır Bununla birlikte, açıklama tek başına, araştırma ‘nesnesi’ insanın bizzat kendisi olan insan bilimleri için uygun bir model değildir İnsan varlıkları fiziki bir var oluşa sahiptirler ve işte bu ölçüde, açıklama amacı güden bilim tarafından araştırılabilirler

Fakat, insan bilimleri daha çok zihin ya da tinin çeşitli dışavurumlarıyla ilgilenir İnsan bilimleri, fiziki dünyadaki olayların tersine, özsel anlamı olan ve dolayısıyla, farklı bir bilişsel yaklaşımı gerektiren eylemleri, bildirimleri, kurum ve sanat eserlerini ele alır:

"Duyularca alınan göstergelerde, deruni bir içeriği tanıma sürecine, anlama adını veriyoruz Anlama, bir zihin hâlini, onun kendisiyle ifade edildiği anlam yüklenmiş bir göstergeden tanıma işlemidir"

Anlamanın, ‘yeterli bir nesnellik derecesine haiz sistematik bir sürecin’ bir parçası olduğu yerde, Dilthey ‘yorum’ dan söz eder) Anlama, nedensel düzenliliklerin tespitinden ziyade, anlamların yeniden ele geçirilmesiyle ilgilidir O, genellemeyle değil, tüm karmaşıklığı ve bireyselliği içinde, bireyin tasviriyle ilgilenir Genel olarak ifade edildiğinde, ‘Doğayı açıklarız; insanı ise, anlamamız gerekmektedir

Fiziki olayların tersine, insan varlıklarını anlama teşebbüslerimiz de, kendi zihinlerimizin nasıl işlediğini önceden biliyor olmak gibi bir avantaja sahip görünürüz Dilthey, Vico’nun zihnin, zihnin yaratmış olduğunu, anlayabileceği ilkesini benimser ve ‘zihnin kişisel olmayan dünyasını meydana çıkarmak için, zihinlerimizin nasıl işlediğine ilişkin dolayımsız farkındalığımızı bir anahtar olarak kullanır Kendimiz duygulara sahip olmasaydık eğer, başkalarının duygularını, hiç şüphe yok ki, asla anlayamazdık Yine aynı şekilde, kendimizi başkalarıyla kıyaslayamazsak eğer, kendimize ilişkin bilgimiz eksik kalır ‘Kendi zihin hâllerimizin farkına vardığımız iç deneyim, kendi başına beni hiçbir zaman kendi bireyselliğimin bilincine sevkedemez Ben, bende bireysel olanı, sadece kendimi başkalarıyla karşılaştırarak tecrübe edebilirim

Bununla birlikte, başkalarının zihinsel hayatını dolayımsız olarak bilemeyiz Başkalarının zihinsel hayatına ilişkin bilgimize, zihnin çeşitli dış tezahürleri aracılık eder: ‘Başkalarının varoluşu bize, ilk anda dışarıdan, duyumun olgularında, jestler, sesler ve eylemlerde verilir Bu iç gerçekliği, biz yalnızca bu şekilde, duyularımızın kapsamı içine girenleri tikel göstergelerde yeniden inşa etmek suretiyle ekleyebiliriz’ Hayatın çeşitli ‘dışavurumlarıyla sadece, ‘zihnin nesnel olarak dışlaştırıldıkları veya nesneleştirildikleri ölçüde karşı karşıya geliriz Bunlar yazılı belgeler, mali hesaplar, resmi raporlar, mektuplar, edebiyat ya da sanat eserleri, binalar, arkeolojik kalıntılar, jestler, vs, de dahil olmak üzere, çok çeşitli şekiller alır Bütün bunlar birlikte, başka insan varlıklarına ilişkin bilgimizin temelini meydana getirir

KAYNAK

Kıta Avrupası Felsefesine Giriş, David West, Paradigma Yayınları; Türkçesi: Ahmet Cevizci


Alıntı Yaparak Cevapla

Wihelm Dilthey

Eski 08-23-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Wihelm Dilthey




Wilhelm Dilthey Kimdir? (1863-1936)

Seçkin bir tarihçi olan Dilthey, olguculuktan yola çıkmış, bununla birlikte büyük ölçüde Kant’ın da etkisi altında kalmıştır Bu bakımdan, tipik bir 19 yüzyıl düşünürüdür Böyle olmakla birlikte, Dilthey’i, 1900 bunalımının seçkin temsilcileri arasında da saymak gerekir, çünkü bu iki etkiye usdışıcı bir görececilik yararına egemen olmayı bilmiştir

Temel sorunu, yaşam ve yaşamın kavranılmasıdır Dilthey, yaşamı, erekbilimsel bir tarzda, bir eğilimler bütünü olarak; kapalı bir birlik olarak tasarımlamaktadır, yaşam, insan türünü kuşatan bir bütündür” Yaşamın her görüngüsünün, bu görüngü yaşam alanına giren şeyi deneyimlediği sürece, bir anlamı vardır, Dilthey, bilgi kuramında, anlakçı öğretilere karşı çıkar: Biz anlağımızla değil, tinimizin bütünlüğüyle biliriz ve dışdünyayı dirençle karşılaşan istencimizle gözlemleriz

Dilthey ayrıntılı bir tin bilimleri bilgi kuramı ortaya koymuştur (Hermeneuflk) Bu kuramın temel üç ilkesi şunlardır: Tarihsel bilgi kendi üzerine yönelen bir düşünmedir, anlamak (versthen), ne açıklamaktır (erklären), ne de ussal bir işlevdir, anlamak ruhun tüm duyusal güçleriyle gerçekleşir, anlama, yaşamdan yaşama giden bir devinimdir, çünkü gerçeklik yaşamdır Bütünsel uyumu ancak ruhun bütün güçlerinin işbirliği ve uyumu ile elde edebiliriz

Yaşamının son yıllarına doğru Dilthey, bir dünya görüşü öğretisine varmıştır: Weltanschouung, sonul olarak, inansal davranış ile yücelik taşıyan farklı dirimsel tutumlara indirgenebilir İnsanın kendisi ve felsefesi, tarihsel akış içine yeniden bütünlenmelidir Tarihte üç dirimsel tutuma karşılık gelen üç tip felsefe gösterilebilir Eğer anlak egemense, ortaya olgucu maddecilik çıkar, eğer duygusal bir tutum ağır basarsa heptanrıcı nesnel idealizme varılır ve son olarak istenç baskın çıkarsa, Platonun, Hıristiyanlığın ya da Kant'ın özgürlük idealizmiyle karşılaşılır İnsansal olan her şey gibi felsefe de bütünüyle görecedir Tarihsel dünya görüşünün son sözü, her türlü insansal kavrayışın göreceliğidir Her şey yürüyüş içindedir hiçbir şey durmamaktadır Daha başka birçok ‘an, o’an Dilthey felsefesi, özellikle görececiliği ve usun yerine yaşamı koymasıyla çağdaş felsefe üzerinde büyük bir etki bırakmıştır

KAYNAK

Çağdaş Avrupa Felsefesine Giriş; J M Bochensky; Çev: Serdar Rifat Kırkoğlu; Kabalcı Yayınevi


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.