|  | Sıdıka Yüksel |  | 
|  08-23-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Sıdıka YükselSıdıka Yüksel ( 1940) Şair  1940 yılında Hatay‘da doğar  Özel tahsil görür  Türkmen Kızı lakabıyla tanınan Sıdıka Yüksel, Allah, vatan ve millet sevgisini şiirlerinde işler  Bizim Anadolu Gazetesi‘nin daimi yazarlarından biri olur  500‘ü aşkın şiiri vardır  Mehmet Akif Ersoy, Arif Nihat Asya ve Yahya Kemal‘i kendisine örnek olarak alır  Şiirlerinden ‘Yolların tükendiği yer‘, ‘Şeker misin kaymak mısın‘, ‘Gözlerimde‘, ‘Sıla Özlemi‘ini İstanbul Belediyesi Konservatuvarı mensuplarından Hasan Şanlıtürk besteler  Bir banka memuru ile evlenen Sıdıka Yüksel, Gönül, Mehmet ve Perihan‘ ın annesidir  Gebze Darıca‘da, Yeni Mahalle Sıraselviler Sokağı‘nda oturdu  1976 senesinde, Milli Mücadeleciler‘in Otağ Matbaası tarafından basılan ‘Türkmen Kızının Sazından‘ adlı bir şiir kitabı bulunuyor   HAKKINDA YAZILANLAR Türkmen Kızı Sıdıka Yüksel Hüdavendigar Onur İlhan Darendelioğlu, Sıdıka Yüksel hakkında kaleme aldığı bir yazısında, şöyle diyor: “Türk‘ün, Türkiye‘mizin güzelliğini, asaletini ve hasletlerini dile getiren şiirleri vardır ki, adı ayyuka çıkmış değme şöhretli şairlerimizin şiirleriyle boy ölçüşebilecek güzelliktedir  Onları okuyunca edebiyat dergilerimizde bir kısım şair kırıntılarının içli- edebi diye yutturulmağa çalışılan mısralarının cılızlığı ve saçmalıklarını daha iyi anlayacaksımız  Sıdıka Yüksel bacımızı candan tebrik ederim  “ Türkmen Kızı ile bir söyleşi yapan Ayşe Gülden de, örnek bir Anadolu kadını olarak gösterdiği Sıdıka Yüksel hakkında şöyle diyor: “Aynı zamanda numune bir Türk annesi idi  Yaşayışı ve aile hayatı ile milli ölçülerden yana tam bir Türk ve Anadolu hayatını yansıtan Sıdıka Yüksel ablamız, çocuklarının da milli ölçüler içerisinde inançlı ve hayırlı insanlar olarak yetişmesi için bütün gücünü kullanıyordu  Ev işlerinden arta kalan zamanlarını memleketin dert ve davaları yolunda şiir ve sanata hasrediyor, ayrıca el işleri ile de uğraşmayı ihmal etmiyordu“ Sıdıka Yüksel, bir şiirinde Anadolu‘ya olan sevgisini “Beşik gibi garip yurdum / Sallanır kendi kendine / İlkbaharda gelin olur / Allanır kendi kendine / Yaylasında güneş batar / Ovasında keklik öter / Dillenir kendi kendine“ mısralarıyla anlatırken, bir başka şiirinde de Toprak ve Ötesi‘ni şöyle dile getiriyor: “Hayat ağacında solan yapraklar / Yollara dökülü dökülüverir/ Çağırmaya görsün kara topraklar / Boynumuz bükülü bükülüverir / Gök boşanır kara toprak yarılır / Nazik tenler ak bezlere sarılır / Musallada birkaç sual sorulur / Gönüller irkili irkiliverir“ Kaynak: Hepimizin Kavgası, Cavid Ersen, Sinan Yayınevi, İstanbul HEP SANA DOĞRU Çiçeğin gözleri, ışığın dili Suların akışı hep sana doğru İyinin kervanı, doğrunun yolu Güzelin bakışı hep sana doğru Ak seccadelerin renk zirvesinde Masmavi nakışı hep sana doğru Müslüman Türklüğün ufuklarında Şafağın söküşü hep sana doğru Bülbülün konseri bitince dalda Gülün iç çekişi hep sana doğru Garibin yoksulun ve yetimlerin Boynunu büküşü hep sana doğru Hakikat pirinin nur sarayında Şimşeğin çakışı hep sana doğru! Geceli gündüzlü Türkmen Kızı‘nın İçini döküşü hep sana doğru | 
|   | 
|  | 
|  |