Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çaykovski, ilyiç, peter

Peter İlyiç Çaykovski

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peter İlyiç Çaykovski




Peter İlyiç Çaykovski, Rusça: ???? ????? ????o????? (Piyotr İlyiç Çaykovskiy), (7 Mayıs1840, Votkinsk - 6 Kasım 1893, St Petersburg) Romantik dönem Rus klasik müzik bestecisi

7 Mayıs 1840’da Ural dağlarında bir maden kenti olan Votkinsk’te doğdu Babası maden ocaklarında müfettiş idi İyi bir öğrenim gördü ve özel müzik dersleri aldı Ailesi Petersburg’a yerleşince bu kentte hukuk öğrenimine başladı ve 19 yaşında eğitimini tamamlayarak devlet memuru oldu 21 yaşında iken annesinin ölümü üzerine yeniden besteci olma arzusu duydu ve işinden ayrılarak, sonradan Petersburg Konservatuvarı’na dönüşecek yeni bir müzik okuluna kaydoldu 1865 yılında mezun oldu ve Moskova Konservatuvarı’nda müzik öğretmenliğine başladı Bu kurumda çalıştığı 11 yıl boyunca birçok büyük eser yaratan Çaykovski, ilk defa Alınyazısı adlı senfonik şiirde kendi bestecilik üslubunu ortaya koydu: Tutku ve özlem dolu, küçük şarkıları yeğleyen bir üslup

Eşcinsel eğiliminin dedikodulara yol açmasını önlemek için 1877’de konservatuvardan bir öğrencisi ile evlenen Çaykovski’nin bu evliliği çok başarısız olmuş ve intihar girişiminde bulunmasına yol açmıştı Dokuz hafta sonra eşini ve Moskova’yı terk eden ancak boşanamayan besteci 1878’de varlıklı bir müziksever olan Nadezhda von Meck ile tanıştı 11 çocuklu bu genç kadın Çaykovski'yi maddi olarak destekledi ancak ilişkileri sadece mektuplaşma yoluyla sürdü, von Meck'in isteğiyle birbirlerinin yüzünü görmediler Aldığı maddi destek sayesinde Çaykovski öğretmenlikten ayrılıp kendisini bestelerine verdi 1878 - 1885 yıllarını Avrupa-Rusya arasında gidip gelerek geçiren besteci, gittiği ülkelerde orkestralar yönetti 1891’de ise ABD'ye giderek kendi eserlerinden oluşan dinletiler gerçekleştirdi

Çaykovski, 1875’de ilk kez seslendirilen 1 Piyano Konçertosu ve 1876’da sehnelenen Kuğu Gölü Balesi ile büyük başarı kazanmıştı; en başarılı operası olan Yevgeni Onegin’i 1879’da tamamladı; 1880'de 1812 Yılı Uvertürünü yazdı; 1881’de ilk kez seslendirilen Keman Konçertosu zamanla keman dağarcığının en gözde eserlerinden birisi oldu; 5 Senfoni 1888’deki ilk seslendirilişinden itibaren büyük başarı kazandı; 1889’da Uyuyan Güzel balesi sahnelendi; 1890’da yazdığı Maça Kızı, o yıl Çarlık Operaevi’nde sahnelendi Sanatının doruğuna çıktığı sırada Nadezhda von Meck onu parasal olarak desteklemeyi ve mektuplaşmayı kesti Ancak Çaykovski beste çalışmalarını sürdürdü ve 1892’de Rusya’da bir turne gezisine çıktı Moskova yakınlarında bir ev alarak burada Patetik Sonat’ı besteledi, Fındıkkıran Balesi’ni yazmaya başladı 1893’te kolera salgını sırasında kaynatılmamış bir bardak su içmesi sonucu yatağa düşerek (bir başka iddiaya göre ise bir soylunun yeğeni ile olan ilişkisinden ötürü zehirlenerek veya kendisini öldürmek için arsenik içerek) Petersburg’da öldü

Çaykovski, sekiz senfoni, on bir opera, üç bale, üçü piyano, biri keman olmak üzere dört konçerto, üç yaylı dördül, en ünlüsü Andante Cantabile (1 yaylı dördülün ağır bölümü) olan çeşitli oda müziği eserleri bestelemiştir

Alıntı Yaparak Cevapla

Peter İlyiç Çaykovski

Eski 08-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Peter İlyiç Çaykovski




Peter Ilyich Tschaikovsky (1840 - 1893) - Besteci

Çaykovski’nin acıklı hayatının filmcilere konu olması birtesadüf değildir Çünkü yazdığı bir çok eserler arasında yedi senfoniden ikisi, doğru bir değerlendirmeye engel teşkil edecek derecede popüler olmuştur Diğer taraftan hayatı birtakım uydurmalara yol açacak bir esrar perdesi altında kalmaktadır Fıkra tarzındaki herşeyi bir kenara bırakarak Çaykovski’nin şahsiyetini tarihin çerçevesi içinde ciddiyetle incelemeye çalışmamız gerektir


Sadece Glinka ile başlayan Rus müziğinin temsilcisi olarak değil, aynı zamanda senfoni besteci olarak da tarihi bir mevkii vardır Tıpkı Berlioz, Schumann, Brahms, Bruckner, Dvorak ve Cesar Franck’ta olduğu gibi Çaykovski’de asrın senfoni çapında eser yaratma zevki tecelli etmiştir Ancak bunu anladıktan sonra Çaykovski’nin bu alandaki payını ölçmek mümkündür


Çaykovski, zamanın bu yarışına ve gelişme cereyanlarına katılmayı hiç düşünmemişse de payı az değildir Fakat şu iki noktayı hesaba katmalıyız: Birincisi, bu suretle ortaya çıkan Rus müziğinin henüz GENÇ olup batıdaki şümullü ve kesif ifade kudretini haiz olmaması, ikinsicisi ise daha MODERN yönlerde çabalıyan vatandaşlarının teşebbüslerine yanaşmayan Çaykovski’nin mutlaka GÜZEL olan müzikten başka birşey vermek istememesidir Bu hususta kendi benliğini ifade etmek isteğiyle Schumann’a yakındı ve ancak ilhamın nuru ile heyecan duyan sanatkar ruhunun derinliğinden doğan müzik yazmaya gayter etti Puşkin’in EUGEN ONEGİN’inden lirik bir opera yapan Çaykovski bu şairin güzellik idealini seslerle aksettirdi Fakat tsil ve ifade bakımından yeni tesirler ilave ederek ona romantizmin itirafçı ruhunun heyecanını verdi ve Rus hususiyetlerini de katarak diğer Rus bestecilerine yaklaştı Çaykovski’nin şiddetli ve gürültülü hamlelerinden, geniş bir saha toplayan şehvetli hislerle dolu kısımlara anş olarak geçmek itiyatından korkmamalıdır Eser bir bütün olarak yine mükemmel bir formun güzelliğine bürünmüştür Bilhassa orkestra eserlerinde fevkalade olan bu güzelliğin sihirine dinleyici meftun kalmaktadır Bu güzellik, Çaykovski’nin kendi kendini anlattığı ve sonsuz yalnızlığını ifade ettiği yerlerde en çok belirmektedir


Yedi senfonisinden beşincisi ve kendisinin vasiyetnamesi ve REQUİEM’I denilen PATHETİQUE adlı altıncı senfonisi müzik dünyasının benimsediği eserlerdendir Dördüncü senfoni de buna layık olabilirdi Bu yedi senfoni ile dokuz operasını, iki balesini, konçertolarıyla oda müziği eserlerini armoni ve yapılış bakımından tetkik etmek zamanı gelmiştir Bu yapıldığı takdirde umulmayan sonuçlar elde edilebilir


Fakat şimdilik dünyanın meraklı rivayetler halinde devam ettirdiği ve eserlerinden okumaya çalıştığı hayat hikayesiyle iktifa etmek zorundayız Bu hikayede, Çaykovski’nin kendini tamamen müziğe vermeden önce memur olduğu, sonra Moskova konservatuarında öğretmenlik yaptığı ve bir zaman da müzik tenkitleri yazdığı şeklindeki olaylardan çok, evlilikteki bedbahtlığına dair esrarlı şaiyalar, Nadjeshda von Meck ile olan dosrluğu ve çeşitli tahminler zikredilmektedir Hatta Çaykovski’nin intihar ettiği bile söylendi Fakat ispat edilemedi (Ölümünün intihardan mı yoksa koleradan mı olduğu konumuz dışındadır)


Dünya realitesi Çaykovski’yi korkutuyordu Bu yüzden inzivaya çekildi ve kendi içine kapandı Hayatının son yılları huzursuzluk içinde geçti Moskova ile Floransa, Simaki ile Bayreuth arasında mekik dokudu (Bayreuth’da iken bütün iyi niyetlerine rağmen Wagner’in alemine intibak edemedi) Mektuplarında ve yazılarında yeni bir devrin habercileri olan Debussy ve Busoni gibi iki ismin geçmesi ilgi çekici bir olaydı



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.