Prof. Dr. Sinsi
|
Pablo Picasso
Pablo Picasso
İspanyol ressamı, desinatörü, gravürcüsü, heykelcisi ve seramikçisi (Malağa, 1881-Mougins, Fransa, 1973) Bir resim öğretmeninin oğlu olan ve asıl adı Pablo Ruiz Blasco y Picasso, olan Pablo Picasso,dehasını çok genç yaşta ortaya koydu ve harika çocuk olduğu herkesçe kabul edildi On üç yaşındayken gerçekleştirdiği tuvallerle babasını çok şaşırttı ve onun fırçaları ve boyalarını oğluna bırakıp resimden vazgeçmesine neden oldu 1895'te bir aylık bir süre içinde hazırlanması gereken yarışma çalışmalarını bir günde gerçekleştirerek Barselona Güzel Sanatlar Okulu'na girdi 1897'de Madrid Güzel Sanatlar Sergisi'nde büyük bir kompozisyonundan (Bilim ve İyilikseverlik) dolayı mansiyon aldı; yapıt kesin bir doğalcılık ve şaşırtıcı bir ustalıkla gerçekleştirilmişti Gençlik yıllarını Madrid'de geçiren sanatçı, burada bohem yaşamı süren edebiyatçı ve sanatçıların toplandığı Dört-Kedi Kabaresi'ne girip çıkıyordu Çizdiği desenler Madrid'de çıkan juventut dergisinde yayımlandı Picasso, Malaga'da ve San Fernando Akademisi'ne kabul edildiği Madrid' de belli süreler kaldıktan sonra ilk olarak l900'de Paris'e gitti l901'den başlayarak Vollard kendisi için ilk sergiyi düzenledi; bu sergide pek başarılı olamayan sanatçı tablolarına P Ruiz Picasso yerine Picasso imzasını atmaya başladı 1904'te Montmartre' daki Bateau-Lavoir'ın atölyelerden birine yerleşen Picasso 1909'a kadar burada kaldı Picasso'nun "mavi döneminden" "pembe dönemine" geçtiği yer olan bu atölye, öncü ressam ve ozanların iyi dostluklar kurdukları bir beşikti Sanatçı bu arada pek çok yazarla, Max Jacob, Raynal, Salmon ve 1905'te Guillaume Apollinaire'le dost oldu Tüccar Gertrude Stein, Rus koleksiyoncusu Stşukin, 1907'de de tablolarının başlıca alıcısı olan tüccar Kahn Weiler ile tanıştı
1908'de Matisse, Derain ve kübizm hareketini, kurdukları Braque'la "dostluk kurdu Mali durumu giderek düzelen sanatçının ünü de yavaş yavaş yayılıyordu - Sırasıyla Almanya (1909), New York (1911), Londra'da (1912) sergiler açtı Fransa'nın güneyine birçokg gezi yaptı, İspanya'daki Cadaques'de Derain'le birlikte 1910'da Ceret'de Braqüe ve Juan Gris'yle 1911'den 1913'e kadar resim yaptı Bu arada Montmartre'dan ayrılarak Montparnasse'a yerleşmişti (1912) Birinci Dünya savaşı sırasında Cocteau'yla Roma'ya gitti (1917), Rus balelerine katkıda bulundu Bu İtalya yolculuğu sanatını büyük ölçüde etkiledi ve yeni-klasikçiliğe yönelmesine yol açtı; daha sonra ressam özellikle İspanyol ruhundan esinlenen çok sayıda bale dekoru yapmayı sürdürdü 1923'ten başlayarak sık sık Göte d'Azur Antibes, Monte Carlo, Juanles-Pins, iki kez de Bretagne'a gitti
1914'ten önce yaptığı heykel çalışmalarıyla ve gravürle 1928'den sonra yeniden ilgilenmeye başladı Vollard 193'1'de Bilinmeyen Başyapıt'nıı (Balzac'ın) yayımladı 1934"ten sonra İspanya'ya dönen sanatçı, 1936'da iç savaş sırasında devrimciler tarafından Prado Müzesi'nin müdürlüğüne atandı Bunun üstüne ateşli bir cumhuriyetçiler yanlısı olan Picasso, 1937'te Franco'nun Düşleri ve Yalanları'nı yayımladı ve aynı yıl Paris Evrensel Sergisi'nde ünlü Guernica'sını sergiledi 7,82 m eninde, 3,35 m yükseklikte olan bu tuval, Alman uçaklarının İspanyol iç savaşında bu küçük İspanyol kentini bombalamalarından esinlenilerek gerçekleştirilmiştir Sanatçının duyduğu heyecanın şiddetini gözler önüne serer Yapıttaki üsluplaştırma çabası Picasso'nun anlatımcı dönemine özgüdür
1939'da Picasso'ya New York Modern Sanat Müzesi'nde büyük bir retrospektif sergi düzenlendi İkinci Dünya savaşı sırasında Paris'te yaşayan Picasso ilginç bir piyes (Kuyruğundan Yakalanan Arzu) yazdı ve bu, kendi evinde yazar dostları Sartre, Simone de Beauvoir, Michel Leiris tarafından oynandı Vollard 1942'de Doğa Tarihi'ni (Buffon'un) yayımladı Kurtuluş Hareketi'nden sonra Sonbahar Sergisi nde (Salon d'Automne) büyük bir bütün sundu Aynı tarihlerde komünist partiye giren ressam uzun yıllar barış hareketinin gösterilerine katıldı, hatta mizaç olarak yolculuğa pek yatkın olmadığı halde Varşova' ya kadar gitti ve ünlü güvercinli afişini gerçekleştirdi 1946'da Antibes' de Grîmaldi Müzesi kendisine atölye olarak sunuldu, 1947'de Vallauris'te seramik çalışmalarına başladı, bu alanda da ün yapan sanatçı çalışmalarım uzun yıllar sürdürdü 1950'de Venedik iki yılda bir sergisine katıldıktan sonra, Roma, Lyon ve Sao Paulo' da (1953) adına retrospektif sergiler düzenlendi 1955'te Cannes'deki La Californie adlı villasına daha sonra da 1959'da Vauvenargues şatosuna yerleşti Bu arada birkaç büyük dekoratif çalışmayla, Savaş ve Barış panolarıyla ve UNESCO için dev bir panoyla ilgilendi Her yıl değişik resim dizileri hazırlayan sanatçı bunları daha çok Delacroix, Manet, Velazquez'in ünlü yapıtlarından çeşitlemeler halinde gerçekleştiriyordu ve yapıtları düzenli olarak Louise Leyris galerisinde sergileniyordu Yaşının ilerlemesine karşın çalışma temposu hiç yavaşlamamış olan sanatçı heykel ve gravür sanatlarına da yöneldi Sekseninci yaşgünü dünyaca önemli bir olay olarak kutlandı
YAPITLARI
XX yy'ın en ünlü ressamı sayılan Picasso'nun yapıtları bütün dünyada koleksiyoncular ve müzeler tarafından aranır
Çok değerli ve özgün yaratılarla donatılmış heykel ve seramik çalışmaları vardır, ama sanatçı asıl dehasını resim, desen ve gravür alanında göstermiştir Picasso'nun üslubu, her şeyden önce, sanat yaşamının ilk yıllarından beri hemen hemen her yıl yenilenen son derece çeşitliliğiyle dikkati çeker; bu büyük ressamın sanat yaşamında, dolayısıyla da üslubunda birbirinden farklı pek çok dönem vardır
Sanat yaşamının başlarında daha çok gerçekçi üslupta insan figürleri yapmayı yeğleyen Picasso, küçük ve cılız akrobat görüntülerini uçuk pembe ve açık mavi tonlarda gerçekleştirmiştir
Picasso 1901-1904 yılları arasına raslayan "mavi döneminde" (Yaşlı Gitarcı, 1903) insanın sefaletini, etkili, keskin ve içe işleyen bir duyguyla vermiştir; bunu izleyen "pembe döneminde" [1905-1907] özellikle sirk sahneleri işlediği görülür (Oturan Nü, 1905) Yeşil tonların egemen olduğu bir başka resim dizisinde özellikle Cezanne'nin etkisi vardır (Kraliçe İsabe-au, 1907); bu etki de sanatçının önce çözümsel, sonra da bireşimsel kübizme ulaşan araştırmalara yönelmesine yol açtı Gerçekten de, Picasso, Braque'la birlikte 1907'de resimde yeni bir üslup olan kübizmi yarattı Picasso Vollard'ın Portresi (1909) gibi tuvallerinde oldukça gizemli ve son derece yalın bir büyüklüğe ulaştı
1912'den 1914'e kadar kolajlar yapan sanatçı baleyle ilgili resimler yapmaya, özellikle de büyük kompozisyonlar gerçekleştirmeye yöneldi (Üç Müzik Maskesi, 1921); Yunan-Roma estetik anlayışını benimsedikten sonra dev boyutlu, dingin ve dengeli yapıtlar (Ana ve Çocuk, 1921) gerçekleştiren sanatçı, bu arada İngres tarzında desenler ve oğlunun portrelerini yapmaya yöneldi (Boğa Güreşçisi Paul, 1925) Son derece usta ve kivrak becerisini tehdit eden akademizm engelini önlemek için, yeni bir değişim geçiren (1926) ressam,bu kez gerçeküstücülüğe yaklaştı (Ressam ve Modeli, 1928; Çarmıha Gerilme, 1930) 1936'da yeniden, dağınık ve parçalarına ayrılmış figürler yapmaya başladı; yer yer, anlatımın şiddetle ağır bastığı bu tür yapıtların doruk noktasını Guernica (1937) oluşturur 1940'tan sonra, çağdaş dünyanın sıkıntılı ve kaygılı ortamından kendisini kurtaramayan Picasso, figürlerini giderek daha eklemsiz hale getirdi
Şiddetli ve sert renkler kullanarak korkunç görünümlü figürler yapmaya koyuldu; bu kahramanlara, halk yığınları sanatçının yapıtının temel görüntüsü gözüyle bakmaya başladı Bununla birlikte, Picasso tuvallerinin çoğunu her zamanki modellerinden, çevresindeki nesnelerden, raslantılardan esinlenerek gerçekleştiriyordu 1945'ten sonra çağdaş sanat hareketlerinden biraz uzaklaşarak, olağanüstü bir virtüözlükle, daha önceki bütün yaratılarını ele alarak, hem alışılmış hem de fantastik kompozisyonlar geliştirmeye başladı; bu çalışmalarda, ilk olarak kendinin bulup ortaya çıkardığı arkaik ve ilkel sanatlara olduğu kadar, geçmişin büyük ustalarına olan sonsuz merakı açıkça görülür Picasso, peyzaja pek ilgi duymamış, ama natürmort ve insan figürlerini çokça işlemiştir, ayrıca sözgelimi boğa güreşi gibi İspanyol kültürüne özgü temalara yapıtlarında yer vermiştir Picasso, saflığı, naifliği yeniden keşfetmeye çalışmış bir sanatçıdır Bir çocuk resimleri sergisini gezdikten sonra bu konudaki düşüncelerini şöyle açıklamıştır: "Onların yaşında Raffaello gibi resim yapardım, ama onlar gibi resim yapmayı öğrenmek için bana bütün bir ömür gerekti "
|