Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Beslenme, Diyet ve Sağlık

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
gerekli, madenler, vücut

Vücut için gerekli madenler....

Eski 08-19-2008   #1
kutlubyr

Vücut için gerekli madenler....



İnsan Vücudundaki Hazine Mineral Maddeler
Kâinatta olduğu gibi insan vücudunda da akılları hayrette bırakırcasına bir denge hâkimdir Mesela kulaklarımız, gözlerimiz, ellerimiz ve ayaklarımız tam birbirinin simetriği Başımız vücuda tam uyumlu Organların dış yapı ve şeklindeki uyum ve denge gibi içyapısında da müthiş bir denge hâkimdir Dilerseniz ona da biyokimya gözüyle bakalım ve hangi mineral zenginliklerden meydana geldiği hususu üzerinde duralım “Küçük bir âlem” olarak simgelenen insanda, yeryüzüne orantılı bir şekilde dağıtılan elementlerin pek çoğu, vücuda lüzumu nisbetinde mevcuttur

Genç insanda yaklaşık %80, ileri yaşlardaki insanın vücudunda da % 60 oranında su bulunur (Yaşlı Dünyamızın da üçte ikisi suyla kaplı değil mi?) Aynı şekilde protein ve vitaminler gibi maddeler de ihtiyaç oranında vücutta yerlerini alırlar Peki, içinizde yaklaşık 3,5 kg mineral maddesi taşıdığınızı hiç düşünmüş müydünüz? Vücudumuz türlü türlü tat ve renkten meydana gelen bir “mineral çorbası”nı andırıyor Bunların büyük bir kısmı, organizmanın sağlıklı çalışması için vazgeçilmezdir: Yaklaşık 2 kg beyaz renkteki kalsiyum, 1 kg koyu kahverengi fosfor, 90 gr sarı kükürt, 115-131 gr arası kurşuni renkteki potasyum, 120 gr gümüş renkteki magnezyum ve bir tutamlık da koyu gri demir, kırmızı bakır, gümüşi krom, kahverengi selenyum, gri çinko, manganez ve iyot

Eğer kalsiyum olmasaydı, dişlerimiz sert bir elmaya bile dayanamaz, parçalanırdı Eğer demir olmasaydı, kanımız hemoglobin moleküllerinden yoksun kalır, bu sebeple de dokularımıza oksijen gidemezdi Eğer kükürt olmasaydı, saçlarımız dirençsiz kalır, derimiz ise canlılığını asla koruyamazdı Eğer potasyum ve sodyum olmasaydı, ozmotik denge bozulacak hücrelerimiz elektrikî gücünü kaybedecek, dolayısıyla sinir ve kas hücreleri arasında iletişim kurulamayacak ve hızla yaşlanma baş gösterecekti

Vücudun sağlığı için vazgeçilmez olan bu mineral çorbası bunlarla sınırlı değil tabii ki Fosfor, magnezyum, manganez, krom, flor, çinko, bakır gibi birçokları bu mineral çorbasında yer alıyorlar Bütün bu mineraller, ağırlığımızın yaklaşık %4’- ünü meydana getiriyor Öyle ideal bir denge hâkim ki, bu minerallerin eksikliği veya fazlalığı durumunda organizmadaki iç mekanizmayla anında ayarlanıyor Mesela, kandaki kalsiyum miktarında bir azalma olduğunda, bir başka kalsiyum deposu olan kemiklerden gerekli miktar temin ediliyor ve eksiklik, gideriliyor Ana karnındaki yavrunun kemik gelişimi için annenin diş ve kemiklerinden kalsiyum çekiliyor Pek çok anne hamilelik döneminde bu sebeple dişini kaybeder, yani yavrusu için feda eder Vücut, besinlerdeki demirin normal şartlarda sadece %10’unu emiyor Ancak, vücutta herhangi bir sebepten dolayı bir demir eksikliği doğarsa, emme kapasitesini 5 kat artırabiliyor Bu ideal dengenin bir başka tipik misali de sodyum miktarında Kandaki sodyum miktarı aşırı tuzlu beslenme sonucu yükseldiği zaman, derhal böbrekler devreye giriyor ve bu sodyum fazlasını idrar yoluyla organizmadan temizliyor

Vücuttaki mineraller, miktarlarına göre sınıflandırılıyor İnsanın günlük ortalama 100 mikrogramdan fazla ihtiyaç duyduğu mineraller “makro-mineraller”, bu değerin altındakiler ise “mikro-mineraller” olarak adlandırılıyor Bir başka sınıflandırma ise “faydalı”, “zararlı” ve “nötr” mineraller şeklindedir Misal vermek gerekirse; potasyum, kalsiyum, fosfor gibi sağlık açısından vazgeçilmez olan mineraller “FAYDALI”, cıva, kurşun ve amyant gibi mineraller “ZARARLI”, nikel, kobalt ve vanadyum gibi mineraller de “NÖTR” olarak kabul ediliyor

KALSİYUM

Vücut ağırlığının % 1,5 ila 2’sini kalsiyum minerali meydana getirirİnsan vücudundaki kemiklerde ve dişlerde, fosfor ile beraber kalsiyumfosfat şeklinde bulunur (% 99,9) Bu bileşim, yetişkinliğe kadar kemiklerde ve dişlerde “gevşek yapı” olarak bulunur Bu sebeple kemikler daha esnektir ve kırılma durumunda çok daha kolay kaynar Zamanla kalsiyumfosfat kristalleri kemiğin kristalleşmemiş kısmına da yerleşir ve kemikler daha sertleşir Esnekliğini ka bettiği için de çok daha kolay kırılır ve kaynamada güçlük çeker

Vücuttaki kalsiyumun % 0,1 kadarı da kanda, kaslarda ve yumuşak dokularda bulunur Bu sebeple kalsiyum, kemik yapısının teşkilinden başka, kas kasılmalarını, sinir sisteminden gelen sinyallerin kaslara iletilmesini ve hücre zarlarının oluşumunu kolaylaştırıcı rol oynar Hatta kalsiyum mineralinin bağırsak tümörlerini önlediği de ileri sürülmektedir

Kandaki kalsiyum, “Uluslararası Biyolojik Mineral Standart Değeri”ne göre 1 desilitrede 9- 11 mg seviyesinde sabit tutulmalıdır Eğer oran bu miktarın altına düşerse, insanda kas kasılmaları, kramplar ve titremeler baş gösterir Bu durumda vücut kalsiyum yetersizliğini, kemikler ve böbreklerden kalsiyum alarak, karşılama yoluna gider Fazla alınması halinde de kemik yapısı bozuklukları ve idrar kaybı gibi durumlar ortaya çıkabilir Aşırı kalsiyum yüklemesi ise böbrek taşlarının meydana gelmesine ve kemiklerde kireçlenmeye yol açar

Kalsiyum, esas olarak süt ve süt ürünlerinde bol bulunur Ancak bir süt ürünü olan tereyağında kalsiyum bulunmaz Bundan başka yeşil yapraklı bitkilerde, sebzelerde, ceviz, balık ve deniz ürünlerinde bulunur 18–24 yaşlarına kadar günde ortalama 1200 mg, 25 yaşın üzerinde ise günde 800 mg kalsiyum gereklidir Hamilelikte ve menopoz devresinde bu miktar artırılmalıdır

FOSFOR

Fosfor, kalsiyumdan sonra vücutta en yaygın bulunan mineraldir Vücuttaki fosforun % 85’i kalsiyumla beraber kemiklerdedir Fosfor, hücrelerimizdeki denge için çok gereklidir Hücre zarlarının, özellikle de sinir hücrelerinin (aksonları) koruyucu kılıfının meydana gelmesini kolaylaştırır Vücudun enerji deposu olan nükleik asitlerin yapısında yer alır Yağlı maddelerin vücut içinde taşınmasını, şekerli maddelerin de vücut tarafından emilmesini kolaylaştırır

Fosfor, genellikle protein açısından zengin olan besin maddelerinde bulunur: Et, balık, yumurta, pirinç, sebze, ceviz, süt ve süt ürünleri gibi İnsan günde ortalama 800 mg fosfora ihtiyaç duyar Yeterli ve dengeli bir beslenmeyle, bu miktarda fosfor rahatlıkla temin edilebilir Besinlerdeki fosfor, vücut tarafından %50–70 gibi yüksek bir oranda kolaylıkla emilebilir

Yetersiz bir beslenmenin neticesinde ortaya çıkan fosfor eksikliği, kendisini ciddi böbrek yetersizliği ve bağırsak rahatsızlığıyla gösterir

BİR ÇOK ENZİMDEKİ ANAHTAR MADDE: MAGNEZYUM

İnsan vücudunda yaklaşık 20–28 gr magnezyum vardır Ana deposu kemikler olup, % 60’ı burada kalsiyum ve fosfatla beraber bulunur Ancak, magnezyumun asıl fonksiyonu, %60’ının bulunduğu kemiklerde değil, % 40’ının bulunduğu kan ve kas sistemindedir Kasların güçlenmesi, protein sentezi, enzim sistemi aktivitesinde, hücrelerin büyümesi ve yenilenmesinde önemli bir rol üstlenir

Magnezyum vücut tarafından kolaylıkla absorbe edilen bir madde olup, normal bir beslenme ile günlük magnezyum ihtiyacı rahatlıkla karşılanabilir Besinlerdeki magnezyum miktarının yaklaşık % 40-60’ı vücutça kolayca emilir Dünya Sağlık Teşkilatı’nın (WHO) belirlediği orana göre, insan vücudunun günde ortalama 280–350 mg magnezyuma ihtiyacı vardır Bütün yeşil yapraklı bitkiler, tahıl ürünlerinde, balık, ceviz, ayçiçeği, kakao, taze fasulye, bezelye ve kuşkonmaz gibi besinler magnezyum zenginidirler

Alkol çok tehlikeli bir magnezyum hırsızıdır İdrar yoluyla magnezyum miktarını azalttığından, kalp spazmı rahatsızlığı, kaslarda kramp, titreme, aşırı sinirlilik ve sürekli kulak uğuldaması baş gösterir Benzer durum yoğun stresli anlarda da geçerlidir Ayrıca idrar söktürücü gibi bazı ilaçlar da magnezyum oranını azaltır

SODYUM

Sodyum ile potasyum minerallerinin karşılıklı olarak dengelenmesi ve mübadele sonucu, hücrenin dışındaki potasyum maddesi hücrenin içine, hücrenin içindeki sodyum maddesi de hücrenin dışına taşınmakta ve böylece hücre içi ile hücre dışı arasındaki elektrolitik denge sağlanmış olmaktadır Bu birliktelik, hücre zarlarının elektrik potansiyelini ve kandaki pH oranının değişikliğe uğramasını önlemektedir

İnsan vücudunun günde ortalama 83–97 gr arası sodyuma ihtiyacı vardır İnsanlar genellikle yemek esnasında 10–12 gr kadar tuz tüketirler Hâlbuki vücut için 3–5 gr tuz rahat rahat yeterlidir Fazla tuz alınımı halinde sodyum maddesinin kanda artması tansiyonun yükselmesine yol açar, dolayısıyla dokularda su birikir ve şişlikler (ödem) oluşur Tansiyon yükselmesi her ne kadar genetik olduğu da kabul edilse, sodyum artışının bunda büyük rolü olmaktadır

POTASYUM

Yetişkin bir insan için gerekli günlük potasyum miktarı 115–131 gr arasında değişmektedir Ancak sportif faaliyetlerde bulunanlarda bu oran % 50 arttırılır Potasyum, kasların hareketliliğini dengeler, gücün konsantrasyonuna yardımcı olur Kandaki potasyum oranının azalması sık görülen bir hadisedir İshal, kısa süreli de olsa yetersiz beslenme ve yorucu bir yolculuk, kandaki potasyum oranının düşmesi için yeterlidir Bu azalma kendisini kas ağrıları, kramplar, kalp çarpıntıları, bağırsak rahatsızlıkları ve yorgunluk şeklinde gösterir Potasyum açısından zengin olan besin maddeleri; kuru fasulye, domates, muz, kayısı (özellikle kurutulmuşu), kuru badem, kiraz, balık, et, süt, kırmızı pazı ve kerevizdir

SELENYUM

Değeri, son yıllarda yapılan araştırmalar neticesinde anlaşılan bir mineraldir Ortaya çıkarılan iki önemli fonksiyonuyla dikkatleri bir anda üzerine çekmiştir Birinci özelliği; dokuları, kansere yol açan serbest radikallere (kurşun, kadmiyum, kükürtdioksid, nitrat, nitrit gibi) karşı koruyan bir enzimin önemli bir bileşim maddesidir İkinci fonksiyonu; vücudu zehirli maddelerden temizler Savunma sistemini aktif hale getirir ve serbest radikalleri tutar Selenyum eksikliğinin ilk belirtisi, kas yapısında şiddetli bir zayıflığın belirmesidir İkinci belirtisi ise, kalp ve damarlardaki esneme kabiliyetinin azalmasıdır

Vücudun günlük selenyum ihtiyacı yaklaşık 70–100 mikrogram arasında değişir Özel durumlarda bu miktar 200 mikrograma çıkabilir Selenyum balık, karaciğer, et ve buğdayda bulunur

ÇİNKO

İnsan vücudundaki çinko miktarı 2–3 gr kadardır Çinko kanda, alyuvarlarda, prostatta, karaciğerde, pankreasta, bazı kaslarda ve kemiklerde bulunur Çinkonun vücutta çok çeşitli fonksiyonları vardır Vücudun genel gelişimini düzene sokar, sperm üretimini kolaylaştırır, protein ve RNA sentezlerine müdahale eder Beyinde de kullanılmaktadır Eksikliği unutkanlığa ve hareket gücünün düşmesine, koku ve tad alma duyusunun zayıflamasına sebebiyet verir

Çinko pancar, yulaf ezmesi, mercimek, bezelye, et, tuzsuz beyaz peynir ve deniz ürünlerinde bulunur Bir erkeğin günlük çinko ihtiyacı yaklaşık 15 mg, bir kadının ise 12 mg’dır Sağlıklı bir beslenmeyle bu miktar rahatlıkla elde edilebilir

Çinko eksikliği cinsi gelişmede bozukluklara, bağışıklık sisteminin zayıflamasına, deride doku bozukluklarına sebep olur Daha ileriki safhalarda ise enfeksiyonlara, kansızlığa, kalp yetmezliğine, tümör oluşumuna, böbrek rahatsızlıklarına ve sarılığa yol açabilir Hamilelikte ve östrojen kullanımında, vücutta çinko oranında bir düşüş olur Bu sebeple doktorlar hamile kadınlara çinko açısından zengin bir beslenme cetveli önerirler Çinko fazlalığı da oldukça tehlikelidir İnsanda damar rahatsızlıkları ve iştahsızlığa sebebiyet verebilir

ENDÜSTRİNİN BEL KEMİĞİ DEMİR, BİZİM İÇİN DE ÇOK ÖNEMLİ!

Demir, oksijenin vücut içinde dolaşımı için vazgeçilmez bir mineraldir Yetişkinlerdeki demir miktarı yaklaşık 3–5 gr arasında değişir Demir, çok az bir kısmı kan plazmasında, büyük bir kısmı ise (%70) “hem” molekülü şeklinde, hemoglobin olarak bulunan değerli bir iz elementtir

Vücutta demir stoklayan diğer organlar karaciğer, dalak ve kemik iliğidir Vücudun demir ihtiyacı yaşa ve kişiye göre değişiklik arzeder Yetişkin erkek ve kadınlarda günlük demir ihtiyacı yaklaşık 10 mg olmakla beraber, kadınlarda özellikle adet devresinde 15 mg’a yükselir Hamilelik ve büyüme çağı da fazla demir tüketilen dönemlerdir Bu zamanlarda şiddetle demir takviyesi gerekir

Demir; ciğer, et, kuru fasulye, yulaf, kakao gibi besinlerde bulunur Vücut tarafından kolayca absorbe edilen bir madde değildir Yeşil sebzeler, portakal suyu gibi C vitamini bulunduran yiyecek ve içecekler besinlerdeki demirin emilimini artırmakta, çay ve kahve ise azaltmaktadır Demir yetersizliğinin en belirgin hali, takatsizlik, nefes darlığı, sarılık, müzmin baş ağrıları, uyku düzensizlikleri, aşırı yorgunluk, çökük tırnak rahatsızlığı, çabuk tırnak kırılmaları ve saç dökülmesidir Ancak demir eksikliği kadar, aşırı demir yüklenmesi de çok tehlikelidir Demir fazlası, ender rastlansa da karaciğer (hepatik) yetersizliğine yol açabilir Bu durumda, vücudun dışarıya atamadığı demir yığını mide kramplarına, baş dönmesine, kusmaya, şoka ve hatta bazı durumlarda komaya bile sebep olabilir

BAKIR

İnsan vücudunda yaklaşık 100–150 gr kadar bakır elementi bulunur Bunun %10’u karaciğer ve beyinde, geri kalanı ise kandadır Bakır, kanda hem plazmaya hem de alyuvarlara dağılmıştır Kanda demir ile beraber hemoglobinleri meydana getirirler Bakır ayrıca birçok enzimin fonksiyonunu ve kalp çalışmasını düzenler Vücuda bakır beslemesi yapılması halinde kırık kemiklerin kaynamasını hızlandırır

Vücudun günlük bakır ihtiyacı 1,5–3 mg arasında değişmektedir Bakır, vücut tarafından zor absorbe edilen bir maddedir Besinlerdeki bakırın ancak %5’i vücut tarafından emilir Karaciğer, fındık, kuru üzüm, istiridye, midye ve mürekkep balığı bakırca zengindir Bakır eksikliği kansızlık ve kemik yapısında bozukluklarla kendini gösterir

İYOT

İnsan vücudunda 20–50 mg arasında bulunan iyot, özellikle tiroit bezlerinde, deride, genel kemik sisteminde mevcuttur İyodun vücuttaki temel fonksiyonu, tiroit bezi hormonlarının üretimine yardımcı olmaktır Sinir sisteminde de kullanılır WHO’nun raporuna göre, vücudun günlük iyot ihtiyacı yaklaşık 150 mikrogram kadardır Yeterli bir beslenmeyle bu miktar rahatlıkla tabii bir şekilde alınabilir

Tabii haliyle iyot özellikle balıkta, deniz ürünlerinde, sığır yüreğinde, ıspanakta, pirinçte ve iyotlu tuzda bulunur İyot yetersizliği tiroit bezlerini etkileyeceği için hipotiroit (Guatr) hastalığına yol açar Ayrıca kalp atışlarının zayıflaması ve metabolizmanın azalması gibi rahatsızlıklar da baş gösterir

FLOR

Florun kemik ve diş teşekkülünde önemli bir yeri vardır Diş çürüklerinin büyük ölçüde sebebi, vücuttaki flor eksikliğidir Bugün özellikle 6 yaşına kadar olan çocuklara diş sağlığı açısından flor takviyesinde bulunulmaktadır Nitekim bugün birçok diş macununa flor maddesi ilave ediliyor

Vücudun günde yaklaşık 1,5–4 mg arasında değişen miktarda florüre ihtiyacı vardır Bu maddenin vücuttaki azlığı, diş çürümelerinin yanı sıra kemik erimesine de yol açmaktadır Flor fazlalığı ise, vücutta çeşitli mine hastalıklarına sebebiyet verebilir Flor, özellikle balıkta, deniz ürünlerinde, çay yapraklarında ve içme suyunda bulunur

MANGANEZ

Vücudun günlük manganez ihtiyacı ortalama 2–5 mg kadardır Manganez, kemiklerin büyümesine ve gelişmesine yardımcı olur, yağlı maddelerin dönüşümünü kolaylaştırır Tahıllarda, meyvelerde ve sebzelerde bulunur

KROM

Vücudun günlük krom ihtiyacı ortalama 50–200 mikrogram arasında değişir Yağlı ve şekerli maddelerin metabolizmasını müspet yönde etkiler Krom yulafta, yumurtada, ette ve bazı sebzelerde bulunur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.