Tamamlayıcı Tıp Ve Sınırları |
08-23-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tamamlayıcı Tıp Ve SınırlarıDr Abdurrahman SELÇUKLU Bazılarınca 'alternatif tıp' olarak isimlendirilen tamamlayıcı tıp, klâsik tıp tarafından çözülemeyen, birtakım problemleri çözmeye veya önlemeye hizmet etmektedir Tıp bir bütündür ve insanlığın sağlığına hizmet eden bütün metotları kapsar Bu düşünce paralelinde hizmet vermeyi hedefleyen yaklaşımlar tıbbın alternatifi olamaz; bütün tıbbî yöntemler birbirlerinin 'tamamlayıcı'sı olabilir Modern tıp; fizyoloji ve patofizyoloji temelleri üzerine kurulmuştur; buna karşılık tamamlayıcı tıp, modern tıp dışındaki bazı alternatif paradigmaları veya ispatlanmamış biyokimyevî hipotezleri temel alır Tamamlayıcı tıp uygulamaları geniş bir yelpazeyi içine alır Bu uygulamalardan fayda görenlerin genel kanaati, sözkonusu uygulamaların tabiî, güvenilir ve müessir olduğu yönündedir Bu sebeple kullanıcıların geneli uygulamalar hakkında hekimlerine pek bilgi vermez Modern tıp tarafından rahatsızlığına yanlış teşhis konulan bazı hastalar, çaresizlik sebebiyle başvurdukları tamamlayıcı tıp uygulamalarından olumlu netice aldıklarında, bunu tamamlayıcı tıbbın modern tıptan üstünlüğü olarak değerlendirirler Dünyada giderek yaygınlaşan uygulamalar sebebiyle 1999 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde Millî Sağlık Enstitüsü'ne bağlı "Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Merkezi" kurulmuştur Bu merkezin gayesi tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamalarının güvenilirlik ve tesirini incelemek ve tesiri ilmî olarak ispatlanmış uygulamaların geleneksel tedavilere katılımını sağlamaktır Geleneksel tıp dışında kalan her türlü sağlığı koruyucu ve tıbbî uygulama, bu merkezce tamamlayıcı tıp olarak tanımlanmış ve beş kategoride sınıflandırılmıştır: zihin-vücut tıbbı, alternatif tıbbî sistemler, biyolojik tedaviler, manüplatif-vücuda yönelik sistemler ve enerji terapileri Tamamlayıcı tıp uygulamalarında kullanımı en fazla nispete sahip 'bitkilerle tedavi' (herbalizm, fitoterapi), biyolojik tedaviler içerisinde geçmektedir Almanya'da alternatif tıp olarak nitelenen tedavi uygulamalarının hekimler veya hekim olmayanlar eliyle uygulanması bazı kısıtlamalar dışında kanunen serbesttir Bu konuda ek eğitim almış hekimler tabelâlarında unvanlarının yanında tabiî tedavi uyguladıklarını belirten ibareler kullanabilmektedir Ayrıca, yaklaşık yirmi yıldır yeterlilik imtihanlarında hekim adaylarının tabiî tedavi yöntemlerinin temellerini ve sınırlarını bilip bilmedikleri ölçülmektedir Bu doğrultuda araştırma yapan, eğitim veren kürsüler bulunmaktadır 'Tabiî tedavi' adı altında pek çok iyileştirme usulü bu ülkede uygulama alanı bulmaktadır Kalifiye tıp eğitimi almamış kişilerin tıp hizmeti vermeleri bu ülkede kanunen mümkündür Almanya'da on bine yakın diplomasız alternatif tıp uygulayıcısının hizmet verdiği bilinmektedir Bazı kısıtlamalar (bazı hastalıkların tedavisi, reçeteye bağlı ilâç/narkotik madde kullanımı, otopsi vs) dışında hekim olmayan tıp uygulayıcılarının bu ülkede geniş bir uygulama alanı vardır ve bunlar milyarlarca avroluk ciroya sahiptirler Bu tedavi türlerinden bazılarının giderleri sigortalarca karşılanmaktadır Alternatif tıbbın uygulanma sıklığı Tamamlayıcı tedaviler bütün zamanlarda var olmasına rağmen, özellikle 20 yy'ın sonundan itibaren hızla artmıştır Sözkonusu tedavilere sırt problemlerinde, anksiyete, depresyon ve baş ağrılarında sıkça başvurulmaktadır Bunun yanında kanser, artrit, bağırsak ve kronik karaciğer hastalıklarında da uygulamalar giderek artmaktadır ABD'de 90'lı yılarda yedi yıl ara ile yapılmış bir araştırma alternatif/tamamlayıcı tıp uygulamalarının % 34'ten % 42'ye ilerlediğini ortaya koymuştur Bu uygulamaların tahmini maliyetinin 30 milyar doları aştığı düşünülmektedir Almanya'da kronik hastalığa yakalananların % 60-70'i en az bir defa alternatif tıp uygulayıcılarına başvurmaktadır Yine bu ülkede hekimlerin yaklaşık % 40'ının ayrıca bir alternatif tıp yöntemi uyguladıkları tespit edilmiştir Ülkemizde yapılan araştırmalarda da benzer nispetlerde tamamlayıcı tedavilerin uygulandığı ve bu uygulamaların sayısının 40 yaş üstünde arttığı tespit edilmiştir Doğu bölgelerinde yaşayanların % 70'inin tamamlayıcı yöntemlerden birini kullandığı belirlenmiştir Bu oranlar kanser hastalarında % 80-90'ları bulmaktadır Bu yöntemlerden 'düzenli olarak' en çok başvurulanlar; dua okumayla tedavi, bitkilerle tedavi ve müzikle tedavidir İran'da göğüs kanseri hastalarıyla yapılan bir çalışmada en sık başvurulan tamamlayıcı yöntemin dua okuma ve spiritüel şifa olduğu tespit edilmiştir Ni ve arkadaşlarına göre Amerikalı yetişkinler arasında en çok başvurulan üç tamamlayıcı yöntemden ilk ikisi spiritüel şifa/dua okuma ve bitkilerle tedavidir Ernst ve White'ın çalışmasında da İngiltere'de en çok kullanılan tamamlayıcı yöntemin bitkilerle tedavi olduğu belirlenmiştir Bitkilerle tedavi (herbalizm, fitoterapi) Modern tıpta kullanılan pek çok ilâç bitkilerden elde edilmiştir Geleneksel bitki tedavileri hemen her kültürde vardır Çin tıbbında karışımlar tercih edilir Batı herbalizminde bitkiler sıklıkla tek kullanılır Tamamlayıcı uygulamaların artan popülaritesini plasebo (tesirsiz, yalancı ilaç) tesiriyle tek başına açıklamak mümkün olmasa da, bu uygulamaların yayılmasında çevre faktörlerinin, uygulayıcı-hasta münasebetinin, hasta ve uygulayıcının beklentilerinin, hastalığın tabiî seyrinin rolü olduğu düşünülebilir Bitkilere dayalı tedavilerin en önemli yan tesiri karaciğer zehirlenmesidir Karaciğer hasarı yapan bitkilerin listesi uzundur Buna karşılık sık kullanılan ve pirolizidin alkaloidleri ihtiva eden adaçayının karaciğer toksisitesi yapmadığı bilinmektedir Bitkilerden ilâç yapımındaki problemlerden biri standardizasyonun olmamasıdır Kullanılan ürünlerin muhteviyatı ve hijyeni bilinmemektedir Hindistan ve Sri Lanka'dan ithal edilen bitki kaynaklı ilâçların içinde aspergillus ve fusarium gibi mantarlar tespit edilmiştir Asya menşeli nebatî ilâçlarda özellikle ayurvedic karışımlarda ağır metal bulaşıklığı gösterilmiştir Hong Kong ve Tayvan'dan ithal edilen Çin kaynaklı bitki karışımlarının içinde de nonsteroidal anti-enflamatuvar ilâçlara ve benzodiazepinlere rastlanmıştır Bu konuda, tıp eğitimi de almış ehîl kişilere danışmadan herhangi bir bitki, ilâç olarak kullanılmamalıdır Uzun yıllar boyunca kullanıla kullanıla iyice tanınmış ve şifalı özellikleriyle meşhur bitkiler ve tedavi usulleri rahatça kullanılabilir Meselâ; Tıbb-ı Nebevî'de şifasına işaret edilen bal ve çörek otu tedavi maksadıyla yaygın olarak kullanılmaktadır Çeşitli propolis ve bal örneklerinin mantar ve bakteri öldürücü etkisi gösterilmiştir Propolisin antivirütik tesiri de bilinmektedir Propolis, arıların bitkilerden üretip kovan içi temizliğinde ve kovan yalıtımında kullandığı bir maddedir Literatürde balın yaralara uygulandığında iltihap, ödem, ağrı ve kötü kokuyu azaltmaya, yaradaki ölü dokuları temizlemeye, enfeksiyonu önlemeye vesile olduğu buna karşılık hiçbir toksik tesirinin bulunmadığı tespit edilmiştir Aynı zamanda bal, nemli vasat oluşturarak yeni doku oluşumunu hızlandırmaktadır Bal şerbetinin ishalin tedavisinde kullanılabileceği gösterilmiştir Balın üstün bir özelliği de E coli, salmaonella ve shigella gibi ishale sebep olabilen bakteriler üzerinde tesirli olmasıdır Bazı gıdalarda süs unsuru, bazı gıdalarda da lezzet vesilesi olarak kullanılan çörek otunun tohum özsuyu ve yağının; böceklere, virüslere ve bakterilere karşı tesirli olduğu tespit edilmiştir Bu bitkinin yağı, müshil ilâçlarında koku ve tat değiştirici olarak kullanılmaktadır Çörek otu tohumları çeşitli uçucu yağlar, yağ asitleri, protein ve bazı vitaminler ihtiva eder Çörek otu tohumlarının vücudun bağışıklık sistemini koruyan ve kuvvetlendiren yönüne dikkat çeken ön araştırmaların yanında, çeşitli kanser hücrelerini öldürücü ve tümöre özel antikorların üretimini uyarıcı hususiyetlere sahip kılındığı, kandaki kolesterol seviyesini düşürmeye vesile olduğu, prostat büyümesinde tedavi edici olduğu, ayrıca çörek otu yağının cilt mantarlarına, kepeğe ve saç dökülmesine iyi geldiği tespit edilmiştir Akupunktur Geleneksel Çin tıbbına ait akupunktur teorisi; vücuttaki negatif ve pozitif kutuplar (yin-yan) arasındaki enerji akışının kesintiye uğraması hâlinde hastalıkların ortaya çıktığı, akupunktur uygulamasının ise, bu akışı tekrar sağladığı esasına dayanır Akupunkturun ağrı, bulantı-kusma, sigara bağımlılığı ve depresyon tedavisinde tesirli olduğunu gösteren araştırmalar bulunmaktadır Buna karşılık iğne uygulaması sırasında enfeksiyona (sepsis) bağlı ölüm ve yüzlerce pnömotoraks (akciğeri saran zarların delinmesi) vakası bildirilmiştir Ayrıca AIDS, hepatit B ve C bulaşma riski olduğundan iğnelerin tek kullanımlık olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir Manüplatif (elle basma, çekme, germe ve masaj) tedaviler Kas iskelet sistemi rahatsızlıklarında kullanılan manüplatif tedavilerin temeli 2500 yıl öncesine dayanır Bu uygulamaların âni sırt ağrılarında başarılı olduğuyla ilgili araştırmalar varsa da, kesin tesirleri ispat edilmemiştir Bu tür omurga manüplasyonlarına bağlı bel fıtıkları, omurga kırıkları ve felç gibi ciddi komplikasyonlar da bildirilmiştir Netice Bugünün tamamlayıcı uygulamaları yarının tıbbî uygulamaları olabilir Hekime düşen; tamamlayıcı tıp uygulamaları konusunda hastaları uyarmak, ilmî delili olmayan uygulamalara mâni olmak, hastanın uyguladığı tamamlayıcı tıp metotları varsa bunları öğrenip, onların müspet veya menfi neticelerini hastasıyla paylaşmaktır Tamamlayıcı tıp ürünlerinin içine çeşitli ilâçlar katılarak sahtekârlık yapıldığı da bilinmeli, ilmî kontrolü yapılmamış uygulamalardan uzak durmalıdır Kaynakça - Al-Ghamdi MS The anti-inflammatory, analgesic and antipyretic activity of Nigella sativa Journal of Ethnopharmacology 2001; 76: 45–48 - Algier ve ark The use of complementary and alternative (non-conventional) medicine in cancer patients in Turkey European Journal of Oncology Nursing 2005; 9: 138-146 - Allen JJB An acupuncture treatment study for unipolar depression Psychological Science 1998; 9: 397-401 - Andrew S Alternatif Tıp El Kitabı İstanbul: İnsan Yayınları; 2001 - Arzu ve ark, "Sağlık Davranışları ve Alternatif Tedavi Kullanımı", TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007: 6: 112-122 - Cirhinlioğlu, "Post-Modern Çözülüş ve Sağlık", Kocatepe Üniv Sosyal Bil Derg 2003; 5: 131-148 - Cirhinlioğlu, Sağlık Sosyolojisi, Ankara: Nobel Yayın, 2000 - Çoruh ve ark Does religious activity improve health outcomes? A critical review of the literature Explore 2005; 1: 186-191 - Doğan, H "Alternatif Tıp Olabilir mi?" T Klin J Med Ethics 1997; 5:32-34 - Ernst ve White The BBC survey of complementary medicine use in the UK Complementary Therapies in Medicine 2000; 8: 32-36 - Kaya ve ark "Çörek Otu (Nigella sativa) Tohumunun İnsan Hücresel Bağışıklık Sisteminin CD3+, CD4+, CD8+ Hücreleri ve Toplam Lökosit Sayısı Üzerine Etkileri", Genel Tıp Derg 2003;13:109-112 - Montazeri ve ark Deppression and the use of complementary medicine among breast cancer patients Support Care Cancer 2005; 13: 339-342 - Ni ve ark Utilization of complementary and alternative medicine by United States adults: Results from the 1999 National Health Interview Survey Medical Care 2002; 40: 353-358 - Özeren ve ark "Psoriazis Hastalarında Alternatif Tıp Tedavisi Yöntemlerinin Araştırılması", Şişli Etfal Hastanesi Tıp Bülteni 2004; 38: 27-32 - Reskan ve Özden "Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp", Güncel Gastroenteroloji 2004; 8: 231-235 - Salem ML Immunomodulatory and therapeutic properties of the Nigella sativa L Seed International Immunopharmacology 2005; 5: 1749-1770 - Seeff ve ark Complementary and alternative medicine in chronic liver diseaseHepatology 2001; 34: 472-80 - Tan ve ark Trends in complementary and alternative medicine in Eastern Turkey The Journal of Alternative and Complementary Medicine 2004; 10: 861-865 - Uğurluer ve ark "Ayaktan Kemoterapi Ünitesinde Tedavi Alan Hastaların Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp Uygulamalarına Başvurma Sıklığı Ve Nedenleri", Van Tıp Dergisi 2007; 14: 68-73 - Yurdakök M "Peygamberler ve Pediatri", Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2004; 47: 158-159 |
|