Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
100, biterken, sartre’in, yılı

Sartre’İn 100 Yılı Biterken

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sartre’İn 100 Yılı Biterken




Sartre’ın 100 yılı biterken





Dünya, ünlü Fransız filozof ve yazar Jean Paul Sart-re’ın 100 doğum yılını kutluyor ‘Varoluşçu’ Sartre, yapıtları ve düşünceleriyle 20 yüzyılda derin iz bırakmıştı Son günlerde Türkçede yayınlanan Sartre kitapları, filozofu ve onun çağını yeniden düşündürüyor


Yirminci yüzyıl geride kaldı; ama Sartre’ın çağı henüz bitmedi Geçen yüzyılda doğup ölen Fransız filozofun öngörüleri entelektüel etkisini bir dönem daha sürdürecek gibi görünüyor Dünya, Jean Paul Sartre’ın 100 doğum yılını kutlarken, Türkçede de son haftalarda yayınlanan Sartre kitapları dikkat çekiyor


Claudine Monteil imzasını taşıyan ilk kitap, Sartre’ın zihinsel donanımına olduğu kadar özel yaş****** da ayna tutan bir biyografi “Özgürlük Âşıkları” (Can Yay, çev: Elif Gökteke) adını taşıyan yapıt, Sartre’ın -kısa kopuşları saymazsak- 55 yıl birlikte olduğu Simone De Beauvoir ile serüvenine odaklanıyor 20’li yılların ortalarında tanışan çift, kuşkusuz, geçen yüzyılın en ilginç aşklarından birini yaşamıştı Bu konuda tereddüt edenler olabilir, fakat kitap sona erince daha iyi anlaşılıyor: İkisi de özgürlüklerine tutkuyla bağlı oldukları için birbirlerine olmadık acılar çektiren Beauvoir ile Sartre’ın yaşadığı şey, düpedüz aşkmış Politik mücadelede yıpransa da özgürlük yanılsamasıyla sendelese de ayakta durmayı başaran bir aşk (bunu anlamak için çiftin birbirlerine yazdıkları, daha önce Türkçede yayınlanan mektupları okumak bile yeterli aslında) Ronald Aronson’un kaleminden çıkan ikinci kitap ise, Sartre’ın 20 yüzyılın entelektüel tarihine Beauvoir ile yaşadığı kadar derin iz bırakan öteki ilişkisini konu alıyor: “Camus ve Sartre” (Bileşim Yay, çev: Ekin Uşşaklı) Kitapta, kimilerince dönemin en ünlü dostluğu sayılan Camus-Sartre birlikteliğinin öyküsünü ve onu bitiren çekişmenin sebeplerini bulmak mümkün Aronson, bu yakıcı dostluğun trajik karmaşıklığını anlamaya çalışırken taraf tutmak yerine, zihinsel arka planı kavramayı deniyor Bilindiği gibi, Albert Camus ile Jean Paul Sartre ilk kez 1943 yılında karşılaşmış ve 1952’deki kopuşa kadar dost kalmışlardı Ne ki, Sartre’ın şiddete kucak açması ve Camus’nun buna karşı çıkması dostluklarını bitirdi Felsefî olmaktan çok siyasi bir polemiğe dayanan bu ayrılık için, “Sevgili Camus, arkadaşlığımız kolay bir arkadaşlık değildi, ama onu özleyeceğim” diye yazmıştı Sartre Buna rağmen, Camus’nun 1960’taki ölümüne kadar kavga bitmedi Bu ölümden sonra ise Sartre, edebiyat tarihinin bugün en güzel ölüm yazılarından biri olan o duygusal yazıyı yayınlamadan edemedi Sartre’ın 100 yaşı dolayısıyla yayınlanan öteki iki kitap ise düşünürün kendi imzasını taşıyor Bugün edebiyat kuramı hakkındaki önemli yapıtlardan sayılan “Edebiyat Nedir”, Can Yayınları’ndan Bertan Onaran çevirisiyle yayınlandı Sartre, edebiyattaki yeteneğini felsefenin disipliniyle birleştirdiği bu kitabında “Niçin yazıyoruz?” sorusuna cevap arıyor “Yahudi Sorunu” (İleri Yayınları, çev: Serap Yeşiltuna) adıyla yayınlanan son kitapta ise, Sartre’ın, Yahudi düşmanlığının ve toplumsal eşitsizlikleri Yahudilere bağlamanın arkasında yatan zihniyeti anlama çabası var


Türk aydını Sartre’ı ne kadar tanıyor?


Jean Paul Sartre üzerine yazmak her zaman zordur Farklı zihinsel alanlarda aynı yoğunlukla dolaşması, yanlış anlaşılmasında önemli pay sahibidir çünkü Örneğin, Sartre’ın filozof sayılamayacağı, Heidegger’i anlamamış olduğu -klişe eleştiri budur- yönündeki savlar biraz da romancılıktaki başarısından geliyor Türk aydını, solun hızlı yükselişine sahne olan, varoluşçulukla tanıştığı dönemde tanımıştı Sartre’ı Fakat bu tanışıklığın düzeyi hâlâ soru işaretleri içeriyor Nasıl içermesin ki, Sartre’ın başyapıtı “Varlık ve Hiçlik” bile henüz Türkçeye çevrilmedi Sartre, Marksistlerin çözümleyici yöntemlerini kullanıyordu; ama liberal bir sosyal demokrattan ötesi değildi Tanrıtanımazlık gibi çok ciddi bir çıkmazı vardı Bu konuya getirdiği açıklamalar oldukça su götürür Hatta, Sartre’ın ‘özgürlük’ten ne anladığını bugün yeniden tartışmaya açmak kaçınılmaz görünüyor


Sartre, devlet ile kilisenin bağlarının iyice gevşediği bir dönemde doğdu, iki dünya savaşına tanık oldu Fakat, küçük yaşta kazandığı, acıları ürüne çevirebilme yeteneği sayesinde imrenilecek bir üretkenliğe erişti Onun yüzyılı kasvetli bir yüzyıldı ve henüz bitmedi Şimdi Sartre’ın çağının sonuna yaklaşırken, Malraux ile fikir birliğine varıp, 21 yüzyılın manevi bir yüzyıl olacağı öngörüsü tutacak gibi görünüyor Jean Paul Sartre’a bir kahraman değil, figür olarak bakmak hem onu hem de çağını anlamayı kolaylaştıracaktır Ama Monteil’in kitabı “Özgürlük Âşıkları”nın bize öğrettiği daha köklü bir gerçek var: Bugün Sartre’ı, bir yerde Beauvoir’dan ayrı düşünemiyoruz Söz konusu bir filozof bile olsa, aşk bazen işte bu kadar tamamlayıcı olabiliyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.