|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
cumhuriyet, değerlendirmesi, eğitiminin, genel |
![]() |
Cumhuriyet Eğitiminin Genel Değerlendirmesi.. |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cumhuriyet Eğitiminin Genel Değerlendirmesi..Prof ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti, 1923 yılında genç bir devlet olarak kurulduğunda, 600 yılı aşkın ömrü olan bir devletin maddî ve manevî tecrübelerine de sahip bulunuyordu ![]() ![]() ![]() Bu bilgi ve tecrübelerle, Cumhuriyetin kuruluşundaki temellerde, yeni devletin parçalanmaması ve yıkılmaması, çağdaş hayata ayak uydurması, diğer devletlerle mücâdele ederek yaşayabilmesi, insanlarını barış ve refah içinde ve tam demokratik bir şekilde kaynaştırabilmesi için neler yapılması gerektiği çok düşünülmüştür ![]() ![]() Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri aslında çok sağlam atılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye Cumhuriyeti’nin 75 yıllık geçmişinde eğitim çalışmalarını değerlendirdiğimizde şöyle bir durum ortaya çıkmaktadır ![]() Devletin Genel Felsefesi ve Amaçları Bakımından: Türkiye Cumhuriyeti devletinin genel felsefesi ve amaçları yönünden geçmişi değerlendirecek olursak; a) “Cumhuriyet” eğitimi insanlara başarılı bir şekilde verilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() b) Demokrasi eğitimi: Türkiye Cumhuriyeti, başlangıçta elbette çok partili bir demokrasi olarak kurulmamıştı; ama çok partili bir sistemden geliyordu ve ilerde çok partili sisteme geçeceğine dair sürekli sinyaller veriyordu ![]() ![]() ![]() Çok partili demokrasi başlangıçtan itibaren sıkıntılı götürüldü ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet, çok partili demokrasi eğitiminde başarılı oldu mu? Bu, okul programlarında verilen derslerden ziyade, sosyal-siyasal hayattaki pratiklerle verilecek bir eğitimdir ![]() ![]() ![]() ![]() Belli periyodlarla yapılan bu tür uyarılar sistemin yürütülmesinde çok hoş görülmemesine karşın, demokratik seçimler yoluyla iktidara gelen bazı güçlerin, kendilerinin zaten en ideal yönetim biçimi oldukları gerekçesiyle -örneğin partiye kayıtlı üye defterlerine dayanarak- seçimleri yaptırmaması veya seçim sisteminin adil bir şekilde yürütülmesini engellemesi olaylarına yakın tarihte dünyanın birçok yerinde rastlanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() c) Laiklik: Türkiye Cumhuriyeti başlangıçtan beri devletin “laik” olduğunu vurgulamış ve bunu devletin değiştirilemez temel özelliği olarak kabul etmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye’de din özellikle 19 ve 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak şu anda Türkiye’nin en sıcak tartışma konularından birisi, laikliktir ![]() ![]() ![]() ![]() Buradaki politikada bazı hatalar yapılmış olduğu görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu noktada Türkiye’de, Osmanlı Devletini parçalayıp dağıtan farklı insan yetiştirme modelleri (mektepli, medreseli, azınlık ve yabancı okul mezunu) gibi, birbirinden oldukça farklı düşünen, birbirleri ile ilerde anlaşması daha zor olan insan grupları ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() Türkiye şu anda din eğitimi sorununu hâlâ çözümleyememiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() d) Milliyetçilik: Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı devletindeki üç ana akımın Batıcılar ve Milliyetçiler kanadı ile kurulmuş, İslâmcı kanat daha ilk dönemlerde tasfiye edilmiştir ![]() Atatürk, kendisini “teba” ve “kul” olarak gören ve son yüzyılların uzun savaşları içinde iyice yılgınlaşan halktan onurlu bir millet yaratmak için uzun bir çaba harcamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ancak Osmanlının son döneminde ortaya atılan “cihad” yoluyla tür müslümanların bir hedefe yönlendirilmesi veya “Turancılık” ile tüm Türkleri birleştiren bir devlet(ler) sistemi kurulması çalışmalarının realiteden ne kadar uzak, gerek müslümanlara gerekse Türklere na kadar zarar verdiğini de görüyordu ![]() ![]() ![]() Milliyetçilik, Türk devletinin daha sonraki dönemlerinde de ana politik güçlerden biri olmaya devam etti ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cumhuriyet Eğitiminin Genel Değerlendirmesi.. |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cumhuriyet Eğitiminin Genel Değerlendirmesi..Sayısal Amaçlara Ulaşma Yönünden Türkiye Cumhuriyeti’nin başlangıçtan beri ülke insanlarına eğitim hizmeti götürmesini, sayısal açıdan ve eğitim kademelerine göre kısaca gözden geçirelim ![]() Okul Öncesi Eğitim: Okul öncesi eğitim önceleri sanayileşme ve büyük ailenin dağılması sonucu bir zorunluluk gibi ortaya çıkmasına karşılık, daha sonraları çocukların okula ve çağdaş hayata hazırlanmaları için pedagojik bir ihtiyaç olarak ortaya çıktı ve 1990’lara doğru Avrupa ülkelerinde çağ nüfusunun %50’den fazlasını (bazı ülkelerde %90’ını) kapsamaya başladı ![]() ![]() ![]() ![]() İlköğretim: Osmanlı Devleti’nin son ve Cumhuriyetin ilk yılları büyük bir ilköğretim ve ilkokul öğretmeni yetiştirme faaliyetleri ile geçmiştir ![]() ![]() 1928 yılında yapılan ve Cumhuriyetin daha sonraki zamanları etkileyen en köklü hareketi olan yeni Türk harflerinin kabulü ile bu harflerin öğretilmesi için kurulan Millet Mektepleri de, okuma-yazma ve temel bilgilerin halka yaygınlaştırılmasında dikkatle ve önemle değerlendirilmesi gereken örnek hareketlerdir ![]() İlköğretim alanında çağdaş dünya artık çağ nüfusunun okullaştırılması sorununu çözmüştür ![]() ![]() ![]() Cumhuriyet, kuruluşundan beri ısrarla izlediği zorunlu eğitimin genişletilmesi amacına, temel ilköğretimi 8 yıla çıkararak, ancak son yıllarda ulaşabilmiştir ![]() ![]() Tarımsal faaliyetlerin giderek makineleşme ile yapılması sonucu, kırsal kesimdeki nüfus kent merkezlerine akmaya başlamış; bunun sonucunda da kırsal yerleşim yerlerinde değil ortaöğretim gibi çok öğretmenli eğitim kurumlarını, hattâ ilkokullar bile öğrencisizlikten kapanmaya başlamıştır ![]() ![]() ![]() Ortaöğretim: Yakın zamana kadar ortaokullarda %70’e, liselerde ise %55’e varan bir okullaşma sağlanmıştır ![]() ![]() ![]() Ortaokullar, ilköğretim okulları içinde ilkokullarla bütünleştirilmeye çalışılmaktadır ![]() ![]() Lise düzeyinde ise Türkiye’de tam bir kargaşa yaşanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün dünyada meslek eğitimi artık yükseköğretim kademesine bırakılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yükseköğretim: Türkiye Cumhuriyeti yükseköğretim alanında oldukça yavaş seyreden bir gelişimden sonra, son zamanlarda arka arkaya hamleler yapmaktadır ![]() ![]() Yükseköğretimdeki ilk problem, girişte yaşanmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Yükseköğretim, kendi içinde önlisans (meslek yüksek okulları), lisans (fakülteler) ve yüksek lisans (enstitüler) olmak üzere üç ana gruba ayrılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öğretmen yetiştirme: Öğretmen yetiştirme alanında en az Batı ülkeleri kadar zengin bir deneyime sahip olan Türkiye, son zamanlarda yaptığı (ve elbette yapılması gereken) öğretmen yetiştirme sistem değişikliklerinde, kendi öz tecrübelerinden ziyade Batıdan bazı modelleri alıp deneme yolunu seçmiştir ![]() Şu anda bilgisayara dayalı eğitim teknolojilerinin ve televizyon sistemlerinin gelişmesiyle, bütün dünyada eğitim sisteminde ve buna uygun öğretmen yetiştirmede yeni arayışlar devam etmektedir ![]() Zaman içinde bu alanda kendi özgün yapımıza ulaşacağımızı ümit ediyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diğer alanlarda: Türkiye özel eğitim alması gereken çocuklarına hâlâ yeterli ve çağdaş eğitim olanakları sunamamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye, 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Cumhuriyet Eğitiminin Genel Değerlendirmesi.. |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Cumhuriyet Eğitiminin Genel Değerlendirmesi..Genel Değerlendirme: Yapısal sorunlar: Türk eğitim sistemi teknolojide, sosyal ve ekonomik hayattaki hızlı değişikliklere uygun olarak eğitim sisteminde yapısal değişikliklere biraz gecikerek gitmektedir ![]() Zorunlu temel ilköğretimin 8 yıla çıkarılması, Kur’ân Kursları ve İmam-Hatip ortaokulları yüzünden oldukça gecikmiş ve geçiş sancılı olmuştur ![]() ![]() Lise sisteminde “meslek lisesi” gibi görünüp de genel lise özelliği taşıyan (öğretmen, imam-hatip gibi) bazı kurumlar bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() Yükseköğretimde meslek yüksekokulları ekonomik sistem içinde tam yerine oturmamış, açık öğretim neredeyse örgün bir eğitim kurumu haline getirilmiş, “üniversite” kurma hâlâ temel fakülteler ve belli sayıda fakülte gibi sınırlamalarla yürütülmektedir ![]() ![]() ![]() Şans ve fırsat eşitliği: Türkiye Cumhuriyeti, demokratik bir devlettir ve demokratik toplumlarda devletin esas görevi, vatandaşlarına eğitimde şans ve fırsat eşitliğini sağlamaktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genel bilim ve insan politikası bakımından Türk eğitimi dinî ve ideolojik bir kıskaç altındadır ![]() ![]() ![]() ![]() Türkiye, “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” gençliğini yetiştirmede bir takım sorunlarla karşı karşıyadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Günümüzde gençlerin kafalarındaki bilgi ve ellerindeki hüner kadar gönüllerindeki sevgi ve davranışlarındaki vaziyet alışlar da önemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|