Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ainesidemos

Ainesidemos

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ainesidemos




(Hz İsa'lı yıllar) Ainesidemos ile ilgili fazla bir bilgimiz yok Yalnız onun İskenderiye'de yaşadığını ve şüpheciliği bir "sistem" şekline getirdiğini öğreniyoruz Septik felsefenin esasları bu düşünür tarafından "tropos"lar denilen birtakım kısa yargılar şeklinde toplanmıştır

Ainesidemos şu görüşten yola çıkıyor: Bilgimizin kaynağı ya "algılar"dır ya da "akıl" Önce bilgi için "afatlar "m esas olduğunu kabul edelim: Her hayvanın kendine göre duyu organları vardır Söz gelişi insanın gözü balığın gözüne göre başka yapıdadır Aynı şekilde balığın gözü böceğinkinden farklıdır

İnsan dünyayı insan gözüyle, balık dünyayı balık gözüyle, böcek ise dünyayı böcek gözüyle görür Acaba bu gözlerden hangisi evreni olduğu gibi görebiliyor? Hangisinin gördüğü evren doğru ve gerçek evrendir? Bu soruya kesin bir yanıt vermek olanaksızdır O halde biz evrenin "gerçek şekli"nin nasıl olduğundan söz edemeyiz, olsa olsa evreni "kendimizin" nasıl gördüğünü söyleyebiliriz Göz için öne sürülen bu yargı, öteki duyumlar için de geçerlidir

Biz cisimlere katı ya da yumuşak derken, dokunma duyumuz bize cisimleri böyle gösterdiği için bu yargıda bulunuruz Fakat dokunma organı kıllar ile örtülü olan bir hayvanın dokunma duyumu, dokunma organı yalnız deri ile kaplı olan insanınkine göre elbette ki başka türlü olacaktır

Çeşitli hayvan cinsleri arasında görülen bu farklılık, insanların kendi aralarında da vardır İnsanların gözleri biri ötekinin tam aynı değildir Acaba hangi insanın gözü evreni olduğu gibi görebiliyor? Aynı şekilde bu sorunun da yanıtı yoktur Bunun için her insana göre evren, kendi gözünün gösterdiği şekildedir

Karşımda duran bir elmaya bakalım Benim gözüm bu elmayı belli bir renk ve şekilde görür Buna karşın dokunma duyumum aynı elmayı bana, gözüm gibi, renkli değil de, yalnızca sert ve yumuşak olarak gösterir Aynı şekilde dilim de bu elmanın renginden bana hiçbir şey bildirmez, ancak ekşi ya da tatlı olduğunu bildirir

Şimdi acaba bu çeşitli duyumlardan hangisi bana elmanın gerçek realitesini tanıtıyor? Bu da yanıtı olmayan bir sorudur Nitekim daha başka duyumlarımız olsaydı elmayı, şimdi farkına varmadığımız, başka özelliklerde algılayacaktık O halde duyumlarımıza güvenerek bir objenin gerçek niteliklerini ya da gerçek realitesini öğrenmek olanaksızdır

Şimdi insan ile balığı bir daha karşılaştıralım: İnsanın gözü ile obje arasında hava bulunur; oysa balığın gözü ile obje arasında su vardır Acaba objeyi arada hava varken mi, yoksa su varken mi gerçek şekli ile görebiliriz? Aynı şekilde bunun da yanıtı yoktur Duyularımız bize objeleri oldukları şekilde göstermezler; biz objeleri, ancak duyularımızın bize onları tanıttığı şekilde biliriz

Şimdi de bir boynuz alalım Bu boynuz çeşitli renklerde olabilir Fakat boynuzun üstünü kazırsam, kazımazdan önce söz gelişi koyu renkli olan boynuz, kazındıktan sonra açık renkli olur Bu boynuzun gerçek rengi hangisidir? Boynuz koyu renkli midir yoksa açık renkli mi? Aynı şekilde buna da doğru bir yanıt verilemez O halde duyumlarımıza dayanarak eşyanın gerçek yapısına ulaşamayız Duyumlarımız bize ancak eşyanın "görünüş"lerini tanıtır

Bilginin kaynağı olarak gösterilen "akıl"a gelince:

Önce, düşünce dediğimiz şey nedir? Düşünmek, bir akıl yürütmede bulunmaktadır Akıl yürütmede bulunurken daha önce bir yargının, bir görüşün bulunması gerektir Söz gelişi matematikçi yaptığı akıl yürütmeleri belli yargılardan, birtakım açık seçik ve de kesin bilgilerden çıkarır

Acaba bu açık seçik ve kesin bilgiler nereden geliyor? Bu açık seçik ve kesin bilgiler de belki daha başka yargılardan çıkarılmıştır Ancak bununla sorun çözülmüş olmaz Çünkü açık seçik kesin bilgilerin son olarak çıkarıldığı yargıların da nereden geldiğini bilmek gerektir O halde bu tür düşünüldüğünde, ya sonsuza kadar bu akıl yürütmeyi sürdürmek ya da herhangi bir yargıda durmak gerekecektir

Fakat bir de, sonuç elde ederken, temel aldığım yargıların doğruluğuna güvenebilir, inanabilirim Ancak inanmak bir bilgi değildir İnanç, hiçbir zaman yargıların doğruluğunu kanıtlamaz Nitekim Stoacıların felsefesi de inanmaya dayandırılmakta idi Bu inanma ise tümüyle yanlış olarak kalmaya mahkûmdur O halde akla dayanan düşünme, ya sınırsızlığa kadar uzayan bir düşünme olacak ya da başlangıç olarak alınan yargının doğruluğuna inanmak zorunda kalacaktır

Sonuç olarak ne "afat" ne de "akıl" bizi kanıtlanması mümkün doğru bilgilere ulaştıramaz Algı ve akıl bizi tek başlarına gerçeğe götürmeye yetmiyorsa, ikisi birleşince de bizi gerçeğe ulaştıramazlar Çünkü iki yalancı tanıktan, hiçbir zaman, doğru bir tanıklıkta bulunmalarını bekleyemeyiz Ainesidemos'un kanıtları işte bunlardır

Septikler eleştirilerini karakteristik olarak iki noktaya yöneltmişlerdir Birinci olarak onlar evrenin kendiliğinden "bilinemeyeceği"ni savunurlar İkinci olarak da nedensellik kavramını eleştirirler Özellikle sonraki septikler, nedensellik kavramında bilginin ağırlık merkezini bulduklarına inanırlar

Tüm bilgilerimiz "neden"i arar, bir başka deyişle, sebep-sonuç arasında bir ilişki kurmaya çalışır Evreni, bir sebep-sonuç ilişkisi ile örülmüş olarak düşünür Ancak Septiklere göre, işte özellikle de bu "her olayın zorunlu olarak sebep-sonuç ilişkisi içinde oluştuğu" varsayımı, kanıtlanması olanaksız bir şeydir Bunun için, bu düşünceye inanmak zorunda kalırız

Oysa biz, ancak olayların akışında az ya da çok bir belirliliğin olduğunu kabul edebiliriz Çünkü olayların genellikle belli kurallara göre oluştuğunu deneyimlerimiz bize doğrulamaktadırlar Fakat bu gözlem ve deneyimlerimizin dışına çıkmaya, hiç ama hiç hakkımız yoktur


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.