Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aristo, felsefe, sonrası

Aristo Sonrası Felsefe

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aristo Sonrası Felsefe




Aristo'nun ölümünün hemen ardından felsefenin durumunu incelemeyi yeniden sürdüreceğiz Bilimlerin bir uzmanlık dalı biçimindeki gelişmesine paralel olarak, bu dönemde felsefe, günümüzdeki felsefeden anladığımız gerçek anlama sahiptir Bu felsefe üç ana disiplinden oluşur: Mantık, fizik (metafizik), ahlâk "Mantık"; felsefî düşüncenin izlemesi gereken doğru yolu gösteren bir disiplin, felsefeye bir giriş, bir başlangıç olarak algılanıyordu

Fizik (o zaman henüz metafizik kavramı yoktu) ise doğayı bütüncül olarak kavrayan ve doğa içinde etkili olan güçleri irdeleyen disiplin olarak düşünülmüştür Bunun içindir ki Tanrıların var olup olmadığı konusu da fiziğin konusu içinde sayılıyordu Ahlâk ise, insan ile evren ilişkilerini araştıran bir felsefe dalı olarak algılanıyordu

Ahlâk, "insanın evrendeki konumu nedir? İnsan yaşamının anlamı nedir? İnsan dünyaya hangi görevleri yapmak için gelmiştir?" gibi sorulara yanıt arayacaktı Ahlâk, o zamanki bir deyişle "en yüksek iyi"yi kendisine konu yapacak, yani; "En yüksek iyi nasıl elde edilir?" sorusunun yanıtını arayacak ve yavaş yavaş gelişerek, felsefenin temel disiplini olacaktı

İnsanın yaşam karşısında ne gibi bir tutum alması gerektiği, ne gibi görevlen olduğu konularını bilmek için felsefe ile uğraşılır olmuştu Böylelikle ahlâk, felsefenin "amacı" oldu, felsefe ahlâk ile olgunluğu yakalayabildi Fizik ise, felsefenin ana disiplini durumuna gelen ahlâka, yalnızca temel olma görevini üstlendi Çünkü, insanın evren karşısında nasıl bir tutum içinde olacağını bilmek için, öncelikle evrenin yapısını bilmek gerekir Mantık ise, evreni bilmek için, ne gibi bir yolun izlenmesi gerektiğini gösterecekti

Ancak, asıl amacını ahlâkta bulan felsefe, zamanla, yavaş yavaş bir "din görüşü" durumuna dönüşmüştür Çünkü eski Yunan dini, Tanrıları, mitologyası ve gelenekleri ile artık aydınları tatmin etmiyordu İşte o dönemin kültürlü insanları için gelenek ve dinin "bos bıraktığı" yeri felsefe doldurmuştur Bu gelişme, felsefenin birbirine karşıt birtakım okullara ayrılmasına neden olmuştur

Bu dönemin felsefesinin karakteristik yanı: Kafaları uğraştıran ahlâk konularına özellikle "ölüm" konusu eklenmiştir Eski Yunanlılar ölümü çok doğal bir olay olarak algılar Ancak bu sözünü ettiğimiz dönemde ölüm artık doğal bir olay olmaktan çıkmış, bir "sorun" olmaya başlamıştır Bu nedenle; "Taşçım karşısında nasıl bir tutum almalıyız!" sorusu yanında bir de "Ölüm karşısında nasıl bir tutum almalıyız?" sorusu ortaya atılmıştır Böylece zorunlu olarak, ölümü de içinde taşıyan hayat karşısında "en uygun tutumun ne olacağı"^ bu dönem felsefe okullarını ilgilendiren başlıca konulardan biri olmuştur


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.