![]() |
Schopenhauer’İn Cinayet Felsefesi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Schopenhauer’İn Cinayet FelsefesiSchopenhauer’ın Cinayet Felsefesi Schopenhauer’ın cinayet felsefesi Schopenhauer, üniversitelerde yapılan felsefe tartışmalarını ve üniversitelerin felsefeye katkılarını yadsımış, özgür düşüncenin oralarda pek barınamayacağını söylemişti: ‘Üniversite otoriteleri her zaman ancak kilise var olduğu sürece öğretilecek bir felsefeye izin verecektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Böyle zamanda biri çıkar, ‘En başa dönelim’ der! Tartışma başlar ve felsefeler çatışır ![]() ![]() ![]() ![]() Ülkemizdeki üniversite eğitimi üstünde devam eden iktidar savaşlarında ‘teoloji’nin her geçen gün biraz daha güçlendiğini, eğitimin biraz daha ‘Müslümanlaştığını’ görmezden gelemeyiz ![]() ![]() Her kültür, felsefesini kendi dini inanışlarına dayandırıp orda bıraksaydı, dünyayı, kendimizi anlama çabamız her defasında tapınakların duvarlarından geri dönmez miydi? İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli şey düşünmesi olduğu kadar düşünme eyleminin sınırlarının sonsuzluğu olmalıdır, “Çünkü bilgi ancak evrensel olana yönelmesi halinde iradesiz kalabilir; oysa istemenin objeleri her zaman münferit şeylerde bulunacaktır; bu sebepten ötürü hayvanların bilgisi tam anlamıyla bu münferit şeylerle sınırlıdır ve dolayısıyla akılları münhasıran iradelerinin hizmetinde kalır ![]() ![]() ![]() Felsefe ile şiirin insanların bilincindeki etkileri hakkında fikir yürüten Schopenhauer şiirin özgürlük alanının genişliğinden dem vurur ve onun özgürlüğünün, belli bir düşünceyi savunmak değil, insanda belli bir duygu yoğunluğunu oluşturmak ve bunu belli bir estetik içinde ifade etmek olduğunu vurgular ![]() ![]() ![]() Şiir bütün duyularımıza, aklımıza, yüreğimize seslenirken bizi kendi var oluşunu bütün bilgilerin dışında bir yerde, biricik bir yapıda inşa edebilir ![]() ![]() ![]() İki disiplinin kesiştikleri alanları göz ardı etmeden, Schopenhauer’ın, felsefe ve şiirin insandan talep ettiklerine dair tespitine kulak verelim: “Şairin eseri okurdan kendisini eğlendiren ya da yücelten yazılar dizisinin (dünyası)na dahil olmaktan ve onlara birkaç saat ayırmaktan başka bir şey talep etmez ![]() ![]() ![]() ![]() Schopenhauer’ın akademi eleştirisi Schopenhauer’ın, Üniversiteler ve Felsefe adlı kitabında hatırlattığı, 1840’ta yayımladığı Kant Felsefesinin Eleştirisi’nden bir bölüm: “Eğer bir felsefe Hıristiyanlığın temel fikirlerini inkâr ediyorsa o ya yanlıştır ya da eğer doğru olsa bile, bir yararı yoktur ![]() ![]() Bu cümle üniversitelerdeki felsefede hakikatin ancak ikinci sırada geldiğini söylüyordu ![]() Schopenhauer, üniversitelerde yapılan felsefe tartışmalarını ve üniversitelerin felsefeye katkılarını yadsımasa da özgür düşüncenin oralarda pek barınamayacağını söylüyor ve: “Bunun sonucunda üniversite otoriteleri her zaman ancak kilise var olduğu sürece öğretilecek bir felsefeye izin verecektir” diyor ![]() ![]() Zaten, etkinlik alanları daraltılmış profesörlerin asıl peşinde oldukları şeyin kariyer, eş, çocuk ve mütevazı bir yaşam imkânı olduğunu vurgulayan Schopenhauer, gerçek filozofun heyecanlı ruh halinin bir üniversiteye sıkışıp kalmayacağını vurgular ![]() ![]() ![]() Yine de akademik felsefe öğretisinde Hıristiyanlık inancının dışına savrulanlar da olmuştur, böyle durumlarda gerekli önlemler alınmış ve bunlar Schopenhauer’ın alaylı yaklaşımıyla, “Çorbanı iç köle, felsefe diye de Yahudi mitolojisi öğret!” denilerek uyarılmıştır ![]() Dogmalardan, inanışlardan alınan isim ve sıfatların felsefeye uymadığını söyler Schopenhauer ![]() ![]() ![]() ![]() Fincte, Schelling ve Hegel’in felsefesine alaylı bir şekilde yaklaşan Schopenhauer, üniversite eğitiminde inançlardan yola çıkılarak yapılan müfredatın bilinmeyene inanmamızı istediğini söyler ve “Eğer bunu da bilebilseydik, o zaman inanç, tıpkı matematiğin temaları üzerine kurulmuş bir dogma gibi, gayet lüzumsuz ve hatta gülünç bir şey olarak görünürdü,” (s ![]() ![]() ![]() Radikal Kitap/ Rıza Kıraç |
![]() |
![]() |
|