![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükFelsefi Terimler A ABSÜRD Anlamsal öğeleri birbiriyle bağdaşmayan ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Anlamsız ile saçma aynı anlamda değildirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AGNOSTİSİZM İnsanın, kendi deneyimleriyle elde ettiği olguların ötesinde hiçbir şeyin varlığını bilemeyeceğini ileri süren öğreti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AHLAK İnsanların toplum içindeki davranışlarını ve birbirleriyle ilişkilerini düzenlemek amacıyla başvurulan kurallar dizgesi, başka insanların davranışlarını olumlu ya da olumsuz biçimde yargılamakta kullanılan ölçütler bütünü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AHLAK DUYGUSU Ahlaki davranışların kaynağı olan duygu AKADEMİ (Akademia) Platon'un kurduğu felsefe okulunun adı ![]() AKIL YASALARI Aklın özdeşlik, çelişmezlik, yeter neden ilkeleri ALGI (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALİENATİON (Yabancılaşma) İnsanın çevresinden, işinden, emeğinin ürününden ya da benliğinden uzaklaşma ya da ayrılma duygusunu dile getiren kavram ![]() ![]() 1)Güçsüzlük: İnsanın geleceğini kendisinin değil, dış etkenlerin, yazgının, şansın ya da kurumların belirlediğini düşünmesi 2)Anlamsızlık: Herhangi bir alanda etkinliğin kavranabilirlik ya da tutarlı bir anlam taşımadığı ya da genel olarak yaşamın amaçsız olduğu düşüncesi ![]() 3)Kuralsızlık: Toplumca benimsenmiş davranış kuralarına bağlılık duygusunun yokluğu ve dolayısıyla davranış sapmalarının, güvensizliğin, sınırsız bireysel rekabetin yaygınlaşması ![]() 4)Kültürel Yaygınlaşma: Toplumdaki yerleşik değerlerden kopma duygusu ![]() 5)Toplumdan Yalıtlanma: Toplumsal ilişkilerden dışlanma ya da yalnız kalma duygusu ![]() 6)Kendine Yabancılaşma: İnsanın şu ya da bu şekilde kendi gerçekliğini kavrayamaması Terimi en iyi bilinen anlamıyla Karl Marx kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALOGİSME (Fr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALTBİLİNÇ (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ALTIK (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AMORAL Ahlak dışı ![]() AMPİRİZM Bilginin tek kaynağının deney olduğunu ileri süren öğreti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ampirizm, insanın doğuştan bir takım bilgi esasları olduğunu iddia eden idealizm ve rasyonalizmin karşısındadır ![]() ![]() Ampirizm, şu önemli yanılgıları taşır: diyalektikten yoksun olduğu için tek yanlıdır, bilgi sürecinde deneyin rolünü metafizik bir tutumla saltıklaştırır ![]() ![]() ![]() ![]() Ampirist John Locke doğuştan, önsel, bir bilgi olmadığını tanıtlamak için “boş levha ( tabula rasa) deyimini kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AMPİRİK DEYİ (Tr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANALİTİK FELSEFE 2 ![]() ![]() Akımın kurucusu ve en büyük temsilcisi Avusturyalı filozof Ludwig Wittgenstein’dir ![]() ![]() ![]() ![]() Analitik felsefenin temel hareket noktası felsefenin tek konusunun dil olduğu anlayışıdır ![]() ![]() ![]() Analitik felsefe, Russel ve mantıksal olgucuların anlayışların temelinde yatan, mantık aracılığıyla bir mükemmel biçimsel dil kurmayı amaçlar ![]() ![]() ![]() ![]() ANABOLİSME (Fr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANARŞİZM Başta devlet olmak üzere bütün baskıcı kurumları ortadan kaldırmayı öneren öğreti ![]() Anarşizme göre devlet egemen sınıfın çıkarlarını korumakla görevlendirilmiş gereksiz bir kurumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANDIRIM (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() 7 ![]() ![]() ![]() 8 ![]() ![]() ![]() 9 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANIKLIK (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ANIMSAMA Platon felsefesinde, ruhun bedene girmeden önceki varlığında görmüş olduğu ideaların bilince dönüşü ![]() ANLAM BİLİM Anlamları inceleyen bilim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Felsefe ve dilbilim alanlarında anlambilim, bir dilin göstergeleri ile bunların anlamları arasındaki bağlantının incelenmesidir ![]() ![]() Felsefe sorunları bir dil içinde ifade edilmek zorunda olduklarından, sonunda dilin kendisi ile ilgili soruşturmalar haline dönüşürler ![]() ![]() ![]() ![]() ANTİMORAL Ahlak karşıtı ANTİNOMİ (Çatışkı) Saltığı çözümlemek için usun düşmek zorunda bulunduğu çelişki ![]() ![]() ![]() ![]() Alman düşünürü Kant’a göre saltığın alanındaki bütün önermeler çatışıktır ![]() ![]() ![]() ![]() 1) Nicelik çatışkısı:”Evren sınırlıdır-evren sınırsızdır “ 2) Nitelik Çatışkısı:”Özdek bölünmez atomlardan yapılmıştır-özdek sonsuzca bölünebilir ![]() 3) Bağıntı çatışkısı: “Her şey zorunlu olarak bağıntılıdır-hiçbir şey zorunlu olarak bağıntılı değildir ![]() 4) Kiplik çatışkısı: “Evrenin nedeni olan zorunlu bir varlık vardır-evrenin nedeni zorunlu bir varlık değildir ![]() Kant’a göre anlık duyumsal deneyin sınırlarını aşamayacağından duyumsal deneyin dışında kalan bu gibi önermelerin savı kadar karşı savı da aynı kesinlikle tanıtlanabilir, bu halde hem savı hem karşı savı doğru saymak gerekir ki bu bir çatışkıdır ![]() ANTROPOMORFİZM İnsan niteliklerini başka bir varlığa, özellikle Tanrı’ya aktarılması ![]() İlkel insanlarda başlayan bu tasarım, önce cansızları canlı saymakla başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A POSTERİORİ Deneyden sonra ve onun ürünü olarak elde edilendir ![]() ![]() ![]() A PRİORİ Deneyden önce alan ![]() ![]() ![]() ![]() Deneyden çıkarsamadığı ve bundan ötürü de deneyden önce olduğu varsayılan bilgi sorunu antikçağ yunan düşüncesinde oluşmuş, skolastiklerce geliştirilmiştir, Alman düşünür Kant’ın sisteminde önem kazanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ARANEDENCİLİK (Okasyonalizm) Bütün olayların tek gerçek nedeninin Tanrı olduğunu öne süren, insana neden gibi görünen bütün öbür şeylerin Tanrının istencini yansıtan birer araneden olduğunu savunan felsefe öğretisi ![]() Descartes'ın ruh ve beden ikiliğini çıkış noktası olarak alan aranedencilik, bu tözler arasında ancak Tanrının aracılığıyla bağ kurulabildiğini söyler ![]() (Savunucuları: Batı felsefesinde: Geulincx, Malebranche; İslam felsefesinde: Gazali ![]() ARİSTOTELESCİLİK Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ARKHE Batı Anadolu kıyılarındaki kentlerde yaşamış Sokrates öncesi filozofların ilke “temel” “ana madde” anlamı kazandırdıkları sözcüktür, unsurdur ![]() ![]() ![]() ![]() Bilinen tarih içinde sözcüğü felsefi anlamda ilk kullanan Batılı anlamda ilk filozof sayılan Thales’tir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aristoteles ise arkhe her şeyin temeli özüdür ![]() ![]() Metafizik idealist felsefede bütünüyle bu ilk (arkhe) düşüncesine dayanır ![]() ![]() Arkhe düşüncesi “ilk”leri “başlangıç”ları “temel”leri arayan düşünüş biçimiyle daima iç içedir ![]() AŞKIN (transcendant) Üstün olan, insanlık düzeyinin üstüne çıkan (Tanrı) ![]() ATEİZM Tanrının varlığını yadsıyan görüş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AUGUSTİNUSÇULUK Alm ![]() ![]() ![]() Bir yandan ![]() ![]() // Bu öğreti Aristotelesçilikle karşıtlık içindedir ![]() ![]() ![]() AYDINLANMA ÜZERİNE Aydınlanma çağı, 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aydınlanma düşünürlerinin, insan aklını esaretten kurtarma çabaları gerçekten takdire değerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şimdi şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki: Aydınlanma, insanın amaçlarının evrimleşmesi sürecinde önemli bir yerde durur ![]() ![]() ![]() ![]() 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() AYDINLANMA ÇAĞI DÜŞÜNÜRLERİ 18 ![]() ![]() ![]() SOFİSTLER: İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yunan aydınlanmasının düşünürleri olan sofdstler, inanç üzerinden yükselen geleneksel Yunan düşünüşüne karşın herşeyi akıl süzgecinden geçirme yolunu tutmuşlardır ![]() "Bütün şeylerin ölçüsü insandır" diyen Protagoras, "Hiçbir şey yoktur, varsa bile kavranılamaz, kavranılır olsa da öteki insanlara bildirilemez ve anlatılamaz" diyen Georgias'ı "tabiattan hepimiz her şey'de aynı yaratılmışsızdır, Hellen olsun, barbar olsun ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Sofistlik için antik "aydınlanma devri" denir ve bu haklıdır, zira gerçekte onunla İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aydınlanma çağı düşünürlerini veren bu yazının amacı, söz konusu düşünürlerin genel bir portresini çizmek, Aydınlanma hareketi içinde yer alan aydınların birbirlerinden ne denli farklılaşabildiklerini bir nebze de olsa gözler önüne sermektir ![]() JOHN LOCKE (1632-1704) Yaşamının ergin dönemini 17 ![]() ![]() ![]() ![]() Locke'un genel felsefesi epistemoloji (bilgi kuramı) alanında-ön kabullenmeleri doğuran -bilgilerimizin deney- öncesi (a-priori) olduğunu kabul eden feodal aristokratik söylemin dogmatik tutumunun yadsınmasına dayanır ![]() ![]() ![]() Bilgilerimizin deney ile elde edildiğini öne süren John Locke uygar toplum öncesinde doğa durumunda yaşadıklarını kabul ettiği insanların, eşitliliğin, özgürlüğün ve mutlu bir hayatın egemen olduğu bu doğa durumunu akıllara Tanrı tarafından yerleştirilmiş bir doğa yasası ile sürdürdüklerini söyler ![]() ![]() ![]() ![]() Locke, kralların adem soyundan geldiklerini ve bu yüzden de, kalıtımsal bir tanrısal hak elde ettiklerini söyleyenlere, Adem'in soy çizgisinin çoktan yitmiş olduğunu söyler ![]() ![]() ![]() MONTESQUIEU (1689-1755) fransız düşünürü Aydınlanma çağı düşünürlerinden Charles de Secondant de Montesquieu, mutlak monarşi karşısında aristokrasininin geleneksel haklarının ve çıkarlarının savunuculuğunu yap Montesquieu'nun siyaset kuramının aristokrasinin çıkarları üzerine ustalıkla kurulduğunu, bir başka deyişle aristokrasinin kazanımlarını korunması gerekliliği doğal ve zorunlu sonucuna ulaşmayı kaçınılmaz kıldığını söyleyebiliriz ![]() Montesquieu, siyaset kuramında Locke ve Rousseau gibi spekülatif bir "doğa durumu" "doğa yasası" ve uygar topluma geçişi sağlayan bir "toplum sözleşmesi" iddiasından uzaktır ve siyasal düzenlerin ortaya çıkışını, siyasal kurumların biçimlenmesini iklimsel, çevresel, geleneksel, maddi ve tinsel birçok nedene bağlamaktadır ![]() ![]() Montesquieu'nun "kuvvetler ayrımı" ilkesi, 19 ve 20 ![]() ![]() ![]() VOLTAİRE (1694-1778) fransız düşünürü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Voltaire'da diğer aydınlanma çağı düşünürleri gibi insan doğasına yaraşır bir düzenin, bir tek koşulla, aklın, batıl inançların insan üzerindeki egemenliğini kırmasıyla bilimin, korkunun, özlemsel düşünüşün ve baskının doğurduğu, boş inançları ortadan kaldırmasıyla kurulabileceğini söyler ![]() ![]() ![]() Voltaire toplumsal düzende sınıfların varlığını çok doğal karşılamış, zengin ve fakirlerin olmasının kaçınılmaz olduğunu söylemiştir ![]() ![]() JEAN-JACQUES ROUSSEAU (1712-1778) Rousseau'nun Yaşamı: Rousseau 1712 yılında Cenevre'de yoksul bir saatçi ve dans öğreticisinin oğlu olarak doğmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() Yedi yaşında Plutarkhos'un yapıtlarını dinleyen Rousseau, bu yazarın özellikle -yalın ve eşitlikçi yapısı kafasında derin izler bırakacak olan- Sparta toplumu ve yasa koyucu Lykurgos'u anlatan yapıtından etkilenmiştir Annesinin Rousseau doğarken ölmesi, babasının da Cenevre'de ayrılması üzerine tek başına kalmıştı ![]() ![]() ![]() Venedik büyükelçisinin yazmanı olarak çalıştığı sıralarda siyasal konularla ilgilenmeye başladı ![]() Kaldığı otelde çalışan Therese Levasseur adındaki bir hizmetçiyle tanışan Rousseau onunla evlenmemekle beraber evlilik hayatı yaşar ve ileride, bulunmuş çocuklar yurduna bırakmak zorunda kalacağı beş çocuğu olur ![]() Aydınlanma düşüncesinin ürünü olan Ansiklopedi'ye müzik vb ![]() ![]() ![]() ![]() 1755 yılında, Ansiklopedi'ye "Ekonomi Politik" makalesini yazar ![]() ![]() ![]() Başkent yaşamından zaten sıkılmış olan Rousseau, Cenevre halkının çağrısını kabul ederek ülkesine döner ![]() ![]() Emil'in bir bölümünde bir papazın ağzından sunulduğu "deist" görüşlerinden ötürü, parlamento hakkında soruşturma açılmasını ister ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Jean-Jacques Rousseau'nun çağının ilerisine geçmiş bir aydın olduğunu söylemek yanlış olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() Eşitsizlikçi toplum eleştirisini, insanların özgür ve eşit oldukları, mutluluğun egemen olduğu -ve antropologların anlattıkları ilkel yabanıl sürü toplumlarına pek benzemeyen, kendi kafasında biçimlendirdiği- bir ilkel topluluk modelini ülküleştirerek oluşturmuştur ![]() ![]() İnsanlar arasındaki eşitsizliğin kaynağını, yani doğa durumundan uygar topluma geçişin kaynağını özel mülkiyette bulur ve şöyle der: "Bir tarlanın etrafını çitleyip 'burası bana aittir' diyen ve bu söze inanacak kadar saf kişiler bulan ilk insan uygar toplumun kurucusu olmuştur ![]() ![]() Rousseau, İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı'nda, uygar topluma özel mülkiyetin doğa durumu eşitliğini bozmasıyla geçildiğini söylemekle birlikte, Toplum sözleşmesi adlı yapıtında bu geçişin bir sosyal sözleşmeyle yapıldığını söyleyerek, birbirinden farklı iki görüş öne sürmüş olur ![]() Toplum sözleşmesi kuramında Rousseau, hem doğa durumundaki özgürlüklerini korumak isteyen, hem de doğa durumunda ortaya çıkan kavgalara son verecek bir egemenin yönetimi altına girmek isteyen insanın, herkesin tüm haklarını topluma devrettiği ve aslında hiç kimseye devretmediği, kendi kendine itaat ettiği bir durum doğuracak bir toplum sözleşmesiyle bu problemi çözdüğünü öne sürer ![]() "Rousseau'nun ideali, toplumsallaştırılmış büyük üretimin değil de küçük mülk sahiplerinin toplumculuğudur ![]() ![]() DİDEROT (1713-1784) fransız düşünürü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilgi dünyasının enginliği ve savaşçı ruhuyla çok güçlü bir düşünür olan diderot, "belli bir felsefesi sistem ya da düşünsel bütünlüğe sahip değildi ![]() ![]() ![]() Diderot, Hristiyanlık dinini reddetmiş ama insan tabiatına ve doğaya uygun bir din anlayışını kabul etmiştir ![]() ![]() Diderot'un ahlak anlayışına gelince, yine din konusundaki görüşlerini oluşturan tabiata uygunluk ilkesinin devreye girdiğini görürüz ![]() ![]() Bütün bunların yanında Diderot, tiyatro alanında da birçok yenilik getirmiş, gerçeği ve toplumsal sorunları sahneye sokmaya çalışmış, kimilerince modern tiyatronun gerekçi ve toplumcu kolunun öncüsü sayılmıştır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükB BEĞENİ Güvenilir, ince ayrımlara varan bir duyguya dayanan estetik yargılama ve değerlendirme gücü; güzeli çirkinden ayırma yetisi ![]() BELİT (Aksiyom) Başka bir önermeye götürülemeyen ve tanıtlanamayan, böyle bir geri götürme ve kanıtı da gerektirmeyip, kendiliğinden apaçık olan ve böyle olduğu için öteki önermelerin temeli ve ön dayanağı olan temel önerme ![]() ![]() ![]() 1)Mantık: Mantıkta belit terimi, bir şeyi tanıtlamak için kullanılan tanıtlanmayı gerektirmeyecek kadar açık ilke anlamını veriri tanıtlanmayı gerektirmediği gibi tanıtlanamazda ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Matematik: nicelikler arasındaki orantıları dile getiren zorunlu önermeler, matematikte belit adıyla tanımlanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() 3) Dekartçılık: Descartes ve başta Spinoza olmak üzere izdaşları felsefelerini belitlere dayarlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BETİMLEME (tasvir) Somut gerçekliği içinde bir nesnenin, kendine özgü belirtilerini elden geldiğince tam ve açık seçik bir biçimde gözönüne serme ![]() BİÇİM (Form) Nesnelerin dış görünüşü ![]() ![]() Platon bugün biçim sözcüğü ile karşılanan eidos terimini bir şeyi o şey yapan kalıcı gerçeklik ile sonlu ve değişmeye uğrayan tikelleri ayırmak için kullanmıştır ![]() ![]() ![]() Madde ve biçim arasındaki ayrımı ilk kez ortaya atan Aristoteles’tir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Alman filozof Kant’a göre, biçim zihnin, bir özelliği birey tarafından nesneye yükleniyordu ![]() ![]() ![]() BİLGİ Öznenin amaçlı yönelimi sonucunda,özne ile nesne arasında kurulan ilişkinin ürünü olan şeydir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Algılama aktı,somut nesneler üzerinde yapılan duyu deneyleri sonucunda elde edilir ![]() ![]() ![]() a)Gündelik Bilgi:İnsanların sıradan deneyimleri sonucu elde ettikler bilgilerdir ![]() ![]() ![]() ![]() b)Dinsel Bilgi:özne ve nesne arasındaki bağ,yüce bir varlık tarafından belirlene bir inanç sistemine dayanıyorsa buna dinsel bilgi denir ![]() ![]() c)Teknik Bilgi:Öznenin nesneyi pratik amaçları için değiştirme ve ve ondan alet yapma bilgisidir ![]() ![]() d)Sanatsal Bilgi:Sanatçı,nesneye yönelerek onda gördüğü bir şeyi elindeki malzemeyle ifade etmeye çalışmasıdır ![]() ![]() e)Bilimsel Bilgi:İnsanın aklıyla belli bir konuya yönelerek elde ettiği yöntemli,sistemli,düzenli, geçerli, kanıtlana bilinir ve denetlene bilinir nesnel bilgiye denir ![]() 1)Formel Bilimler:Konusunu doğadan almayan yani duyu ve deneyime dayanmayan fakat duyular üstü bir ideal varlık alanını ele alan bilim dallarıdır(matematik ![]() ![]() ![]() 2)Doğa Bilimleri:Nedensellik ilkesine göre,yani aynı koşullar altında hep aynı sonuçların çıkacağı ilkesine dayanan doğa bilimleri deneysel yöntemi temele alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3)İnsan Bilimleri:İnsanı değişik boyutlarıyla inceleyen bilgi türüdür ![]() ![]() ![]() ![]() f)Felsefi Bilgi:Felsefi bilgi,evreni,varlığı,insanı,doğayı parçalara ve konulara bölmeden bir bütün olarak anlamaya çalışır ![]() ![]() ![]() ![]() BİLGİCİLİK (Sofizm) Eski Yunan’da İ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sofist deyimi, bilgeliği yeğleyen öğreti, bilgi öğretmeni, siyasada yararlı olma sanatı, söz söyleme sanatı anlamlarında kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilgiciler , özdekçi düşünceleri sürmekle beraber, ürünü oldukları idealist çizgiyi sürdürmüşler ve dünyayı tanıma olanağını yadsımışlardır ![]() ![]() BİLİM NEDİR Sözlüklerde ve ansiklopedilerde bilimin değişik tanımları vardır ![]() ![]() Cumhuriyet'te ve Cumhuriyet Bilim Teknik'te bilimin tanımı ya da açıklaması çok yapılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() TDK sözlüğünde bilim şöyle tanımlanıyor: Bilim: "Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi ![]() ![]() "Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir ereğe yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci ![]() Bilim ile uğraşan bir kişinin bu tanımları yeterli bulmayacağını söylemeye gerek yoktur ![]() ![]() İnsan doğaya egemen olmak ister! Derler ki insanoğlu varoluşundan beri doğayı bilmek, doğaya egemen olmak istemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gök gürlemesi, şimşek çakması, Ay'ın ya da Güneş'in tutulması, hastalıklar, afetler, vb ![]() ![]() Öte yandan, bu olgu, insanı, doğa korkusunu yenmeye ve merakını gidermeye zorlamıştır ![]() ![]() Elbette korku ve merakın yanında başka nedenler de vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bilim neyle uğraşır? Bilimin asıl uğraşı alanı doğa olaylarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Başka canlıların yapamadığını varsaydığımız bu işi, insanoğlu aklıyla yapmaktadır ![]() Bilimin gücü Bilim, yüzyıllar süren bilimsel bilgi üretme sürecinde kendi niteliğini, geleneklerini ve standartlarını koymuştur ![]() ![]() ![]() Çeşitlilik:Bilimsel çalışma hiç kimsenin tekelinde değildir, hiç kimsenin iznine bağlı değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Süreklilik:Bilimsel bilgi üretme süreci hiçbir zaman durmaz ![]() ![]() Yenilik:Bir evrim süreci içinde her gün yeni bilimsel bilgiler, yeni bilim alanları ortaya çıkmaktadır ![]() ![]() Ayıklanma:Bilimsel bilginin geçerliği ve kesinliği her an, isteyen herkes tarafından denetlenebilir ![]() ![]() BİLİMSEL TOPLUMCULUK = BİLİMSEL SOSYALİZM (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BİLİNÇ (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BİLİNÇALTI (Tr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BİLİNMEZCİLİK Gerçek ve mutlak varlığın, kendinde nesnelerin (Tanrı gibi) bilinemeyeceği kanı ve öğretisi ![]() Bilme : Bir şeyin ne olduğunun bilincine varma ![]() BİREYCİLİK 1- (Genel olarak) a ![]() ![]() b ![]() ![]() 2- (Fizikötesi açısından) a ![]() b ![]() ![]() 3- (Yöntem- bilim açısından) Tarihsel ve toplumsal olayların açıklanmasını bireysel ruhbilime dayandıran görüş ![]() 4- (Gelenekçiliğin karşıtı olarak) Kurulu düzene eleştirmeden uyma yerine, bireylerin toplumda hertürlü kurum, inanç, kanı ve eylem üzerinde tartışıp bunları yargılamaları gerektiğini savunan görüş (düşünce bağımsızlığı) ![]() 5- Toplumun kendi başına bir ereği olmadığı gibi, kendini kuran bireylerin üstünde bir ereğe araç da olmadığını savunan görüş ![]() ![]() ![]() ![]() 6- Kişiliğin ve kişisel sorumluluğun kaldırılamayacağını dile getiren görüş ![]() 7- Yaşamın, özellikle toplumsâl yaşamın tek kişiler üzerinde kurulduğunu ileri süren ve bu tek kişileri özce aynı türden ve eşit haklı olarak kabul eden öğreti (aydınlanma felsefesi) ![]() 8- Başkalarıyla karşılaştırılamayan niteliksel özelliği ve bir kezliği içinde bireyin kendi değeri üzerindeki kanı (Shaftesbury, Herder) 9- Seçkin bireycilik: Bütün bireyleri eşit görmeyip, kimi bireylere özel koşulları ve özel nitelikleri dolayısıyla ayrı bir yer veren görüş ![]() 10- (Ekonomik yaşamla ilgili bireycilik): Her bireyin özgür olarak kendi ölçülerine göre kendi ekonomik işlerini düzenleyebileceğini savunan görüş ![]() BİLİNEMEZCİLİK (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nesnelerin kendiliklerinin hiç bir zaman bilinemeyeceğini ilerisüren felsefe akımı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BUDA VE ÖĞRETİSİ Buda’nın öğretisinin başlıca özelliği; Buda’nın aydınlanma sonucu bulmuş olduğu gerçekleri birer dogma olarak sunacak yerde aydınlanma yöntemini öğretmeyi ve böylelikle yöntemi öğrenen kimselerin kendi çabalarıyla bu gerçekleri kendilerinin bulup yaşantısal deneyimle doğrulamalarını öngörmesi, Budalık yolunu herkese açık tutmasıdır ![]() ![]() Şimdiye dek her geliş gidişimde, İçinde hapis olduğum, Duyularla duvaklanmış bu evin, Yapıcısını aradım durdum ![]() Ey yapıcı! Şimdi seni buldum ![]() Bir daha bana ev yapmayacaksın, Bütün kirişlerin kırıldı, payandaların çöktü ![]() İçimde nirvana’nın suskunluğundan başka bir şey kalmadı Tutkuların, isteklerin biçimlediği yanılgıdan kurtardım kendimi ![]() Öğretide 4 temel gerçek vardır: Yaşamda ıstırap vardır; ıstırabın bir nedeni vardır; bu neden yok edilirse ıstırapta yok edilmiş olur; bu nedeni yok etmeyi sağlayan bir yol, bir yöntem vardır ![]() 1 ![]() Dört okyanusun suyu mu daha çoktur, yoksa sizlerin inleye sızlaya sürdürdüğünüz bu yolculukta sevdiğiniz istediğiniz şeyleri elde edememek, sevmediğiniz istemediğiniz şeylerden kaçınamamak, istediğiniz şeylerin istediğiniz gibi olmaması, istemediğiniz şeylerin istemediğiniz biçimde olması yüzünden akıttığınız gözyaşları mı daha çoktur? Ananızı, babanızı yitirmek, kardeşlerinizi, kızınızı yitirmek, malınızı, mülkünüzü yitirmek ![]() ![]() ![]() ![]() Buda ıstırap için dukkha sözcüğünü kullanıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Buda’nın gözlerimizi açmaya çalıştığı gerçek daha çok ıstıraptan korunmak, kurtulmak için izlediğimiz tutumdaki yanlışlarımız, yanılgılarımız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buda yaşamı gerçek boyutları içinde kavrayabilmemiz için yaşamın birbiriyle ilgili 3 özelliğinin üzerinde ısrarla duruyordu: Dukkha - Istırap Bir arada bütünleşmiş, bileşmiş, oluşmuş hiç bir şey değişimden, çözülüp dağılmaktan kurtulamaz ![]() ![]() ![]() Buda’nın amacı dünyayı ne olduğundan daha kötü ne de daha iyi göstermekti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hiç bir şeyin öteki şeylerden ayrı bir kendiliği, ayrı kalıcı bir benliği olamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Milanda Panha adlı kitaptan: Kral Bilge Nagasena’ya seslenmiş: “Ustam kimsin, adını söyler misin?” “Bana Nagasena diyorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buda diyor ki: Ne ben’in, ne de ben’e ilişkin kalıcı bir şeyin varlığından söz edilebilir ![]() ![]() ![]() Buda’nın görüşüne göre “ben”, insanın hem bedensel hem de ruhsal varlığını oluşturan bu beş kümenin bir arada ve birlikte, sürekli bir akış, sürekli bir değişim içinde oluşunun ortaya çıkardığı bir görüngü, bir olgu, insanı çevresinden ayrı bir varlık olarak ayırt etme, özerk bir biçimde hareket etme durumundan köklenen bir yanılgı, bir yanılsamadan başka bir şey değil ![]() ![]() ![]() Ben’in var olma doyumsuzluğundan kaynaklanan ve ölümün sınırını aştığına inanılan uzantısına verilen ad’sa ruhtur ![]() ![]() ![]() ![]() Buda ben’i kurtarmaya değil, bizi ben’den kurtarmaya çalışıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() Buda’ya göre varolan her şey nedenselliğin bir sonucu olarak vardır, boşluktan yokluktan oluşan bir evrende nedenselliğin döngüsüne takılan yokluk varlığa dönüşür, her neden bir sonucu, her etki bir tepkiyi zorlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() On iki halkalı kapalı bir zincir olarak temsil edilen nedensellik yasası: 1 ![]() ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() 7 ![]() ![]() 8 ![]() ![]() 9 ![]() ![]() 10 ![]() ![]() 11 ![]() 12 ![]() ![]() ![]() Buda’nın yanılgıyı dizinin en başına koymasının nedeni olasılıkla bu döngüden tek çıkış yolunun bu halka olmasıyla açıklanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Budist metinler dört tür bağımlılıktan söz ediyorlar ![]() 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() İsteklerimizin tümüne yakın bir bölümü toplumun yapay olarak yarattığı gereksiz şeyler ![]() ![]() ![]() ![]() Bir kere gözümüzü açıp ta bu koşturmacanın amaçsızlığını, anlamsızlığını görebilsek, bu koşullanmalar, biçimlenmeler etkisini yitirecek, ve bağımlılık da ortadan kalkacak ![]() ![]() İnsan kendini yanılgıdan nasıl kurtarır? Bu sekiz basamaklı yolla mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Koşullanmaya, biçimlenmeye bütünüyle karşı koyabilecek bir insan yok bu dünyada ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eylemlerimiz er geç bize geri döner ![]() ![]() Buda, kalıcı olan bir yaşamdan öbürüne aktarabileceğimiz, şu gövdemiz içinde saklanan bir şey olamayacağını anlatmaya çalışmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() Nirvana, Batı’da genelde anlaşıldığı gibi ölümden sonra değil, burada ve şu anda gerçekleştirilebilecek bir ruhsal durumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buda’nın öğretisi, bir yandan ben’i yokumsarken öbür yandan da bireyciliği en ileri götürmüş olan öğretidir ![]() ![]() Buda ölümden sonra ne olduğuyla ilgili sorulara yanıt vermek istemiyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Buda öğretisinde hiç bir dogma, iç yaşantıyla doğrulanamayacak hiç bir inanç getirmemeye özen göstermiştir ![]() Varoluş, devingen gücünü nedensellikten alan sürekli bir oluşum, değişim sürecinden başka bir şey değildir; varolşun ardında durağan bir öz, tözel bir nitelik yoktur ![]() ![]() 4 ![]() 1 ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() 6 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 7 ![]() 8 ![]() Bu basamaklar meditasyonla ilgilidir ![]() ![]() ![]() ![]() Sözcükler de bilinçle yaşantı arasına giren bir engel oluyor çoğu kez ![]() ![]() ![]() ![]() Budist meditasyonun özü nefes alıp verdiğinin ayırdında olmakla başlayan yaygın dikkattir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Buda’nın meditasyon yöntemi öyle dalıp gitmeyi kendinden geçmeyi değil, tersine sürekli uyanıklılığı, sürekli bilinçli kalmayı gerektiriyor ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükC-Ç ÇELİŞME İki kavramın ya da yargının birbirini dışta bırakması ![]() ![]() ÇEVRECİLİK İng ![]() ![]() ![]() Günümüz felsefesi bağlamında daha çok "Yeşil" siyaset felsefesiyle örtüşen çevrecilik ilkin çevrenin insan üzerindeki etkisini ya da çevrenin insan davranışını belirlemedeki önemini vurgulayan bir öğreti olarak boy göstermiştir ![]() ![]() Buna karşılık ![]() ![]() 1950lerde uç veren Leopold'un "Toprak Etiği"nden tutun da Naess'in 1970'lerde geliştirdiği köktenci çevre etiği "Derin Ekoloji" ya da "ekosofı"ye kadar tüm çevreci öğretiler, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin arkasına sığınıp doğayı hiçe sayan, doğanın da hakları olduğunu unutan insanlığa bu "yoksayış"ın onarılamaz sonuçlarını durmaksızın hatırlatır ![]() Her ne kadar bugün varılan noktada insanın kendi çıkarları uğruna kökünü kurutamayacağı canlı türü hemen hemen yok gibi olsa da insanın kendisinin de bir canlı türü olduğu unutulmamalıdır ![]() ÇOKÇULUK Gerçekliğin açıklanmasında birden çok ilkenin temelde bulunduğunu kabul eden öğreti ![]() ÇÖZÜMLEME Bileşik olanı ayırarak çözmek ![]() ![]() ÇÖZÜMLEYİCİ (Analitik) FELSEFE Alm: Analytische Philosophic, Fr: Philosophie Analytique, İng ![]() 20 ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükD DEĞER Kişinin, isteyen, ihtiyaç duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey ![]() ![]() DEİZM Vahiy ya da bir kilise öğretisi aracılığıyla edinilmiş her türlü dinsel bilgiye karşı çıkan buna karşılık belirli bir dinsel bilgi bütününü herkesin doğuştan taşıdığını ya da us yoluyla elde edebileceğini savunan görüşe denir ![]() ![]() Deizmin dayandığı “doğal” din kavramı başlıca iç kaynaktan beslenir ![]() ![]() ![]() Deizimcilere göre kendi başına doğal din, her türlü kuşku ve yozlaşmadan uzaktır ![]() ![]() DEKARTÇILIK (Cartezyanizm) Descartes’in felsefesi ![]() Descartes, düşünsel felsefenin büyük çapta aşamacılarından biridir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Descartes’in başlıca öğretileri şunlardır ![]() 1)Gerçeklik, özü düşünme, olan zihin ile özü üç boyutlu uzam olan madde biçiminde ikiye ayırabilir ![]() 2)Tanrı, zihin ve madde kavramları doğuştan gelir ve deneyimden kaynaklanmaz ![]() 3)Felsefede doğruya erişmenin yanılmaz yöntemi, şüphe edilemez, açık ve seçik bir önerme ya da kavramlara ulaşıncaya değin her şeyden şüphe etmektir ![]() Descartesçi düşünürlerin çoğu Descartes’in “ Düşünüyorum, öyleyse varım” deyişinde anlatımını bulan, düşünen öznenin düşündüğünden, dolayısıyla var olduğundan şüphe edemeyeceği yöntemindeki önermenin, ilk ve açık seçik doğru olduğu görüşünde birleşir ![]() ![]() ![]() DEMİOURGOS Düzenleyici Tanrı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DENEYCİLİK Alm ![]() Fr ![]() İng ![]() Bilgimizin biricik kaynağının deney olduğunu savunan bilgi öğretisi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Karşıtı bkz usçuluk ![]() DETERMİNİZM Ahlaki seçimler dahil bütün olayları, özgür iradeyi ve insanın başka türlü davranabilmesi olanağını dışlayan, önceden varolan nedenlerce belirlendiğini savunan kuram ![]() ![]() ![]() ![]() Determinizm yandaşlarına göre, kuramları, ahlaki sorumluluğun kabulüne aykırı değildir ![]() DİALEKTİK Kavramlar arasındaki karşıtlık ilişkisinden yola çıkarak bunu doğruya varan süreçlerin açığa çıkarılmasında bir ilke olarak kullanan düşünme ve araştırma yolu ![]() Diyalektik düşüncenin başlangıcı, doğayı ve evreni oluşturduğu düşünülen ateş, hava, su, toprak gibi ilk öğelerin (arkhe) aralarındaki karşılıklı çatışma-dönüşme ilişkileri biçiminde, Sokrates öncesi fizikçilerde görülür ![]() ![]() ![]() Diyalektiği bir yöntem olarak ilk kullanan ise Sokrates’tir ![]() ![]() ![]() ![]() Sokrates’in açıklama yöntemini belirli bir varlık görüşüne bağlayan Platon, diyalektiği bilgi görüşüne dayalı bir eğitim yöntemi olarak geliştirdi ![]() ![]() Yeniçağ felsefesinde diyalektik terimini ilk kullanan Kant’tır ![]() ![]() ![]() ![]() Diyalektik anlayışının temelinde yatan üçlü düşüncesini Kant’tan alan Hegel, buna bambaşka bir anlam yükledi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diyalektik usavurmayı Hegel’den ve Sokrates öncesi filozoflardan alan Karl Marx’a göre diyalektik tarihsel bir süreçtir;;; ekonomik temelli bazı toplumsal oluşumların zaman içinde karşıtlarını üretmeleri, karşıtların giderek çatışmaya dönüşmesiyle de yeni oluşumun etkisini ortadan kaldırması biçiminde yürür ![]() Diyalektik kavramı günümüzde, metafizik teriminin tam karşıtı olarak yeni ve bilimsel bir dünya görüşünü dile getirir ![]() DİALEKTİK İDEALİZM Hegel’in idealizmine diyalektik idealizm denir ![]() Hegel, tarihin ve düşüncenin diyalektik bir süreç içinde geliştiğini savunmuş, dinden siyasete, mantıktan estetiğe kadar bütün alanlar için geçerli gördüğü bu sürecin Mutlak Tin’e ya da zihne (geist) varılmasıyla son bulacağını ileri sürmüştür ![]() ![]() ![]() Varlığın diyalektik gelişim süreci, Hegel’in tin ya da zihin, bazen de idea dediği Geist’ın kendini belli bir amaca doğru geliştirmesi, özgürleşmesi sürecidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diyalektik idealizm yani Hegelci diyalektik, nesneleri soyutla***** her birini kendi başına ve değişmez özellikleri olan birimler olarak gören “metafizik” düşünce biçiminin tersine, nesneleri hareket ve değişimleri, karşılıklı ilişkileri ve etkileşimleri içinde ele alır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DİALEKTİK MATERYALİZM Doğada ve tarihte belirleyici olan süreçlerin , kendi içlerindeki karşıtlık yoluyla oluştuğunu ve bütün olayların bu maddi temelli ilişkilerle açıklanması gerektiğini savunan felsefe görüşü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Marx ve Engels kendi diyalektik anlayışlarını büyük ölçüde Hegel’in görüşlerinden yola çıkarak geliştirmişlerdir ![]() ![]() ![]() Marx ve Engels’in bilgi kuramının çıkış noktası, bütün bilgilerin duyular yoluyla elde edildiği maddeci öncüldür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Diyalektik materyalizm: doğa, toplum ve bilinç olgularını evrensel bir varlık anlayışı içinde bütünler ve bu bütünlüğün aynı çelişme yasasıyla geliştiğini meydana koyar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DİL VE LEHÇELER Dünya üzerinde göçler arttıkça, kültürler karıştıkça yeni diller türüyor ![]() ![]() İncil'deki göndermeler dışında dillerin nasıl ortaya çıktığına dair pek bir bilgi yok ![]() ![]() ![]() ![]() Yazı ise M ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün dünyada 2 bin 7 yüz dil ve 7 binden çok lehçe var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En yeni dil güney Afrika'da kullanılan Afrikaan dili ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kültürler buluşup karıştıkça yeni diller ortaya çıkıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dünyanın en küçük ülkesi Vatikan, Latince'nin resmi dil olarak kabul edildiği tek ülke ![]() ![]() ![]() DOGMA Her türlü inceleme ve eleştirmenin üstünde tutulan, doğruluğu denemesiz ve tartışmasız kabul edilen ve değişmez sayılan düşünce ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DOGMATİZM Din ya da yetkelerce ileri sürülen düşünce ve ilkeleri kanıt aramaksızın, incelemeksizin ve eleştirmeksizin bilgi sayılan anlayış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DOĞMATİKLER Doğmatikler:Bilginin imkansız olduğunu iddia eden kuşkucu bakış karşısında bilginin kaynağı tartışmasına hiç girmeden bilginin kesinlikle mümkün olduğunu iddia ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DOĞRULAMA Bir varsayım ya da önermenin doğruluğunu denetlemek için, deney ve mantıksal kanıtlama yoluyla yapılan işlemlerin tümü ![]() Doğrulanabilirlik ilkesi : Önermelerin bilimsel anlam taşıyıp taşımadığını belirlemeye yarayan bir ilke ![]() ![]() DOĞRULANABİLİRLİK Bilimde önermelerin olgularla doğrulanabilme niteliği ![]() DÜALİZM Herhangi bir alanda birbirlerine indirgenemeyen iki karşıt ilkenin varlığını ileri sürme ![]() ![]() ![]() ![]() Felsefe alanında ilk dualist, antikçağ Yunan düşünürü Anaksagoras’tır ![]() ![]() ![]() Fransız düşünür Descartes de evrendeki bütün gerçeklikleri birbirine indirgenemeyen ruh ve özdek ikiliğinde toplar ![]() ![]() ![]() DUYUMCULUK (Şüphecilik) Duyumların getirdiği bilgini öznel olduğunu ileri süren şüphecilik ![]() Duyumcu şüphecilik, duyumun nesnel temelin bırakıp öznel yanını ele alır ![]() ![]() ![]() Aenesidemos bunu kanıtlamak için on kanıt ileri sürer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Bütün bilgilerin yalnızca duyumlardan geldiğini, duyu algılarına dayandığını ileri süren öğreti ![]() ![]() 2- (Ruhbilimsel açıdan) Bütün ruhsal olayları duyumlara geri götüren (indirgeyen) anlayış ![]() 3- (Ahlak felsefesi açısından) Yaşamın anlam ve ereğini duyu hazlarında bulan öğretiler ![]() ![]() ![]() DÜRZİLER ve TAMPLİYELER Haçlılar’ın Kutsal Topraklar’da egemen oldukları dönemde, Tampliyeler’in karşılaştığı Doğu’ya özgü birçok gizemci inanç akımlarından biri de Dürzilik’tir ![]() ![]() ![]() Tampliyeler’in Dürziler ile bağıntısının hem tarihsel hem de geleneksel bir takım kanıtları olmakla beraber, bunun Masonluk ve Tampliyeler üzerinde ne gibi etkileri olduğu konusunda yalnızca varsayımlarda bulunulabilir ![]() Leonard W ![]() ![]() ![]() ![]() Bu görüşün başka yazarlarca da onaylandığı görülüyor ![]() ![]() ![]() DUYUMCU ŞÜPHECİLİK Duyumların getirdiği bilgini öznel olduğunu ileri süren şüphecilik ![]() Duyumcu şüphecilik, duyumun nesnel temelin bırakıp öznel yanını ele alır ![]() ![]() ![]() Aenesidemos bunu kanıtlamak için on kanıt ileri sürer ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DRUİDLER Druidler kısaca Kelt rahipleri olarak tanımlanırlar ![]() ![]() ![]() Druid sözcüğünün kökeni de tartışmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() DRUIDLER’İN TOPLUM İÇİNDEKİ YERLERİ VE ÖĞRETİLERİ Daha önce de belirttiğimiz gibi Druid öğretisi sözlü olarak yayıldığı için kesin hatları ile bilememekle beraber antik yazarlar ve eski Kelt metinlerinden yararlanarak Druid öğretisinin ana hatlarını çıkartabiliyoruz ![]() Daha önce de Caesar’ın verdiği bilgide gördüğümüz gibi Druidler bütün Kelt kabileleri arasında saygı görmekte idi ve toplumsal olaylarda , kabileler arasında yargılama ve karar verme hakları vardı ![]() ![]() Druidler’in toplumsal görevlerinden biri de törenleri yönetmekti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bazı antik çağ yazarları Druidlerin ayrıca insan kurban edildiği törenleri de yönettiklerini yazmaktadırlar ![]() Toplumsal statülerinin ötesinde Druidler’in en büyük işlevi gerek dini gerek toplumsal alanda büyük bilgi sahibi olmaları ve bunu yeni nesillere de aktarmaları idi ![]() ![]() ![]() Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi Druidler öğretilerini kesin olarak sözlü aktarıyorlar ve adayın hafızasında tutmasını istiyorlardı ![]() ![]() Antik kaynaklarda Druidlerin öğretileri farklılıklar göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Metamorfozlar ile anlatılmak istenen en önemli olay ise , Druid öğretisinin temeli olan erginleme idi ![]() ![]() ![]() Strabon Druidler’in ruhun ölümsüzlüğüne olan inançları ilginç bir açıklama yapmakta ve Druid inançlarına göre “Evrenin ve insanların ruhunun yok edilemez, hatta zaman zaman ateş ve su galip gelse de “ şeklinde inanıldığını belirtmektedir ![]() Ruhun ölümsüzlüğüne olan inançları , daha önce de belirttiğimiz gibi Druidlerin antik yazarlar arasında , Pythagorasçı olarak tanınmalarına neden olmuştur ![]() ![]() Diodorus’a göre ise Druidler “filozof ve teologlar”dır ![]() ![]() Druid öğretisinin önemli bir bölümünü de astronomi ve takvim bilgisi teşkil etmektedir ![]() ![]() Druidler’in bilgilerinin bir bölümü de şifalı otlar üzerinedir ![]() ![]() ![]() ![]() Druidler’in tıp üzerine çalışmaları daha sonra eğer ‘doktor’ Hristiyan ise mucize , eğer Hristiyan değilse de büyü diye yorumlanmıştır ![]() Druid Öğretisinde Kutsal Yerler Druid öğretisine göre , evren üç bölümden oluşmuştu ![]() ![]() Keltlerin evrenin her üç bölümü için de değişik inanışları vardı ![]() Üzerinde yaşadığımız yerde daha sonra da göreceğimiz gibi en çok ağaçlar ve korular kutsaldı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeraltı dünyası ise daha gizemlidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mağaralar yeraltı dünyasına , “Periler Ülkesi”ne bir geçiş olarak kabul edildiği gibi bazı yeteneklerin de kazanıldığı bir yer olarak görülmüştür ![]() ![]() ![]() ![]() Adalar etrafları sularla çevrili olduğu için gerek fiziksel gerekse ruhsal olarak çevrelerinden soyutlanmış , izole edilmiş yerler olarak kabul edilirlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() Adanın etrafının sularla kaplı olup çevresinden soyutlanmış olması , buraların yargı için de ideal olduklarının düşünülmesine neden olmuşlardır ![]() ![]() Pagan Avrupa’sında adalar bazı tanrılara kutsaldı ![]() ![]() Keltler arasında ölenlerin ruhlarının batı adalarına gittiği inancı yaygındı ![]() ![]() Orta ve Yeni Çağ boyunca varlığını sürdüren ve Keltler’den kalan bir başka inanış da “hayalet ada” inanışıdır ![]() ![]() Druid Öğretisinde Ağaç Kültü Sembolik olarak ağaç yeraltı dünyası , yer ve gök arasında bir bağlantıyı temsil etmektedir ![]() Kelt sembolizminde en önemli olarak meşe gücü ve elma ağacı ölümsüzlüğü sembolize eder ![]() Ağacın bir önemi de üzerinde tanrıların habercileri olan kuşları barındırmasıdır ![]() ![]() ![]() Kutsal korular Druidler için kutsal mesajı aldıkları ve erginlenmenin olduğu yerlerdir ![]() ![]() ![]() Druidler , ellerinde bir ağacın küçük bir sembolü olan değnekleri taşırlardı ![]() ![]() ![]() Druidler için kutsal olan bir bitki de ökse otu idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ogam Daha önce de belirttiğimiz gibi Druidler öğretilerinin sözlü olarak yayılmasını istiyorlar ve kesinlikle yazılı hale getirmiyorlardı ![]() ![]() Druidler’in öğretilerini sözlü olarak aktarmaları onların yazıyı bilmedikleri ya da küçümsedikleri anlamına gelmemelidir ![]() ![]() ![]() Ogam adı verilen bu işaretler Keltlere özgüdür ve bir tür şifreli yazıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Aslında Ogamların yazıdan da öte bir sembolizmi vardı ![]() ![]() ![]() Druides’ler Diğer ezoterik topluluklardan farklı olarak, druidler aralarına kadınları da kabul ediyorlardı ve bunlar druides adını alıyorlardı ![]() Druideslerin inisiyasyonlarının nasıl olduğu bilinmemekle birlikte özellikle savaşçıların ve asillerin yetişmesinde büyük payları olduğu bilinmektedir ![]() ![]() ![]() Druidesler eğitimde olduğu kadar , ilaç hazırlamada , şifalı bitkilerin bulunmasında da söz sahibi idiler ![]() Druideslerin özellikle İskoçya’da Sein Adası’nda toplandıkları ve buraya erkekleri almadıkları söylenir ![]() ![]() ![]() Hristiyanlığın yayılmasından sonra druid inançlarını tamamen silmek isteyen Hristiyanlar , druidesleri halkın gözünde cadılara çevirmişler ve halkı onlara düşman etmeyi başarmışlardır ![]() Bard’lar Kelt toplumlarında , genellikle konularını kahramanlık destanları olarak seçen ozanlara bard denilirdi ![]() ![]() Bard daha çok Galya’da kullanılan bir isimlendirme idi , çünkü bu ozanlara Galya’da bard denildiği gibi , Bretagne’de Barzh , İrlanda’da da Fil ( çoğulu filid ) denilmekteydi ![]() Barzh’ların dini karakterleri çabuk kaybolmasına karşın , bardlar , ilham ve sanat yeteneklerinden olsa gerek , saygı görmeye devam etmişleridr ![]() Filid ise yedi dereceli idi ![]() ![]() ![]() Bardlar ile ilgili önemli bir nokta da müzisyen Druidler ile karıştırılmamaları gerektiğidir ![]() ![]() Kelt efsanelerinde müzik aletleri önemli bir yer tutmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bardlar ise şiir okurken , aynı zamanda cruth denilen bir tür lir de çalarlardı ![]() Galya’da Roma işgalinden sonra , yerli dili kullandıkları için , gözden düşen bardlar burada MS ![]() ![]() Bardlar Galya’da dini sınıftan sayılmalarına rağmen , İrlanda’da sonraları aşağı sınıftan kabul edilirlerdi ![]() ![]() Drüid Öğretisinin Sembolik Aktarımına Bir Örnek : Taliesin Druid öğretisinin sembolik anlatımına ve halka aktarılışına en güzel örnek kuşkusuz Taliesin ( Güzel Yüz ) öyküsüdür ![]() ![]() Gwerang’ın oğlu genç Gwion büyücü tanrıça Cerridwen tarafından bir kazana göz kulak olmakla görevlendirilir ![]() ![]() ![]() Gwion elini ağzına götürür götürmez bütün gizemler aydınlanır , geçmişin , şimdinin ve geleceğin bilgisine sahip olur ![]() ![]() Bunu farkeden Gwion hemen kaçar , Cerridwen ise onu yaşlı bir büyücü kılığında kovalar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dokuz ay sonra Cerridwen bütün çocuklardan çok daha güzel bir çocuk dünyaya getirir ![]() ![]() Galler ülkesinin kuzeyinde Gwyddno’nun oğlu ve kral Maelgwyn’in yeğeni Elphin’in attığı ağlara takılan bebek Elphin tarafından kurtarılır ![]() ![]() Aradan yıllar geçer ![]() ![]() ![]() “ Dokuz ay boyunca Büyücü Cerridwen’in karnındaydım Aslında küçük Gwion’dum Şimdi Taliesin oldum” Bu öykü de daha önce Tuân Mac Cairill öyküsünde gördüğümüz metamorfoz sembolizmi de yer almaktadır ![]() Öyküyü dikkatle incelersek , Cerridwen , oğullarını başka bir deyişle erginlenmeye , inisye olmaya gelenleri “güzelleştirmektedir” , daha farklı bir deyişle eğitim işini üstlenmiş bir druidestir ![]() Gwion’un iksirden aldıktan bütün gizemleri görmesi ve geçirdiği metamorfozlar da inisiyasyon aşamalarıdır ![]() ![]() Buradaki metamorfozlar da ilginçtir ![]() ![]() Bu örnekten de görüldüğü gibi Kelt öğretilerinde sembolizm çok çeşitlidir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükE EKLEKTİSİZM (Seçmecilik) Farklı düşünce sistemlerinden seçilen öğretilerin ayrı bir sistem içinde birleştirilmesi ![]() ![]() ![]() Fransız düşünürü Victor Cousin, eklektizm yönteminden bir felsefe okulu kurmuştur ![]() ![]() Soyut düşünce düzeyinde her sistemin öğretileriyle ayrılmaz bir bütün oluşturduğu kabul edilirse , eklektizm, farklı sistemlerden keyfi olarak seçilen öğretilerin bir araya getirilmesinden doğacak tutarsızlıklar yüzünden eleştirilebilir ![]() ![]() Bir devlet adamı kadar bir felsefeci de, ilkesel olarak değil, karşıt tarafların öne sürdüğü görüşlerin gerçek değerlerini gördüğü için eklektik olabilir ![]() ![]() ELEACILIK Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Salt düşünme ile var olanın niteliklerini türetmeye çalışan Elealıların kurduğu öğreti ![]() ![]() 2- Temelini Elealılarda bulan, oluşa karşıt olarak varlığın değişmez, bölünmez bir durağanlık olduğunu ileri süren, gerçekliğin özünü değişmeyen varlıklarda gören görüş ![]() ELEA OKULU Antikçağ Yunan düşüncesinde Ksenofanes ve onu izleyenlerce geliştirilen öğreti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ELEŞTİRİCİLİK Alm:Kritizismus, Fr:Critisizm, İng: Critisizm, Es: Tenkidiye 1-İnsan bilgisinin sınırı üzerine felsefe bilinci ve bu bilincin uyanık tutulması ![]() 2-Kant’ın us ve bilginin sınırını ve olanaklarını saptamak üzere, özellikle doğmacılığın ve kuşkuculuğun karşısına koyduğu felsefe yöntemi ![]() ENDETERMİNİZM Hadiselerin sebepsiz meydana gelemeyeceğini, dünyada mutlak bir başlangıcı, hür bir iradenin yeri olamayacağını kabul eden determinizmin karşıtı olan görüş ![]() Ahlakta endeterminizm, insan iradesinin hiçbir şarta bağlı olmadığını, içinde bulunduğu şartlarla belirlenmediğini, insanın hür iradesinin sebeplilik kanununa bağlı olmadığını ileri sürer ENDİVİDÜALİZM Bireyin özgürlüğüne büyük ağırlık veren ve genellikle kedine yeterli, kendi kendini yönlendiren, görece özgür bireyi yada benliği vurgulayan siyaset ve toplum felsefesi ![]() ![]() Endividualizm, bütün ortaçağı kapsayan Hristiyan dünya görüşüne bir tepki olarak Rönesans’ta ortaya çıkan bir dünya görüşüdür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bireycilik, bir değerler sistemi olduğu kadar, insan yapısıyla ilgili bir kuram, genel bir davranış biçimi ve belirli siyasal ekonomik, toplumsal ve dinsel düzenlemelere yönelik bir inanç anlamına gelir ![]() 1)bütün değerler insan merkezlidir: insanlarca yaratılmış olmasalar bile, onlar tarafından yaşanır ![]() 2) Birey kendi başına bir amaç ve yüce bir değerdir, toplum bireyin amaçları için sadece bir araçtır ![]() 3) Bütün bireyler, bir anlamda ahlakça eşittir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genel bir davranış biçimi olarak bireycilik, özgüvene, gizliliğe ve başka bireylere saygı göstermeye büyük önem verir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bireycilik, her bireyin (ya da ailenin) mülk edinmek için en çok olanaktan yararlanabileceği bir mülkiyet sistemi önerir ![]() ![]() EKLEKTİSİZM (Seçmecilik) Farklı düşünce sistemlerinden seçilen öğretilerin ayrı bir sistem içinde birleştirilmesi ![]() ![]() ![]() Fransız düşünürü Victor Cousin, eklektizm yönteminden bir felsefe okulu kurmuştur ![]() ![]() Soyut düşünce düzeyinde her sistemin öğretileriyle ayrılmaz bir bütün oluşturduğu kabul edilirse , eklektizm, farklı sistemlerden keyfi olarak seçilen öğretilerin bir araya getirilmesinden doğacak tutarsızlıklar yüzünden eleştirilebilir ![]() ![]() Bir devlet adamı kadar bir felsefeci de, ilkesel olarak değil, karşıt tarafların öne sürdüğü görüşlerin gerçek değerlerini gördüğü için eklektik olabilir ![]() ![]() ENSTRÜMANTALİZM Amerikan düşünürü pragmacı John Dewey’in kuramları alet sayan öğretisi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ENTELLEKTÜALİZM Bütün varlıkları anlıksal temele indirgeyen öğretilerin genel adı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ENTÜİSYONİZM Bilginin sezgiyle elde edilebileceğini savunan öğretilerin genel adı, özel olarak Bergsonculuk ![]() ![]() ![]() ![]() 1) felsefesel entüisyonizm: Fransız idealisti Henri Bergson’un öğretisi olarak Bergsonculuk adıyla da anılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2) Ruhbilimsel entüisyonizm: William Hamilton ve İskoçyalılar tarafından geliştirilmiştir ![]() ![]() ![]() 3) Törebilimsel Entüisyonizm: George Moore, David Ross, Charlie Broad, Alfred Ewing vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4) Matematiksel Entüisyonizm: Brower, Weyl, Heyting vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EPİKUROSÇULUK Alm ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Yunan filozofu Epikuros'un öğretisi ![]() 2- Epikuros'un düşüncelerinin (çoğunlukla kaba bir biçimde) yaşama ilkesi yapılması ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EPİSTEMOLOJİ İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliliğini inceleyen felsefe dalı ![]() Bilgi felsefesi ile mantık arasında temel bir ayrım vardır ![]() ![]() ![]() ![]() Genellikle bilen bir özne ile, bilinen bir özne arasındaki ilişki olarak incelenen bilgi sürecinin bu iki öğesine farklı anlam ve ağırlıkların verilmesi tarih boyunca farklı bilgi felsefesi anlayışlarını doğurmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Epistemoloji:Felsefenin bilişsel süreçlerin oluşumundan ziyade,bilgiyi genel olarak ele alan,bilgiyle ilgili problemleri araştıran,bilginin kaynağını doğasını doğruluğunu,sınırlarını inceleyen bilim dalıdır ![]() Epistemoloji,bilginin doğasını temel özelliklerini,bilginin temel olarak neden meydana geldiğini,bilgi iddialarının nasıl haklandırılacağını,bilginin kuşkuculuk karşısında nasıl temellendirileceğini bilginin kaynağı ve sınırlarını üzerinde yoğunlaşır Epistemolojinin dört temel sorunu vardır ![]() _Bilgi'nin kaynağı _Bilgi'nin doğruluğu _Bilgi'nin imkanı _Bilgi'nin sınırları EREKBİLİM Olayların ve ilişkilerin bir amaca ya da sona yönelik olduğu görüşü ![]() ![]() ![]() ![]() Terimin Aristoteles’ten gelen metafizik anlamı, erek sözcüğünün bütün anlamlarında ereklik’in incelenmesini dile getirir ![]() ![]() ![]() ![]() Erekbilimin törebilimsel anlamı, insan yaşamındaki törebilimsel erekleri saptamaya çalışır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 16 ![]() ![]() ![]() ![]() Kant Kritik Der Urteilskraft’ta insan bilgisi açısından ele aldığı erekbilimin gerçekliğin doğası değil, soruşturmanın ilerleyiş biçimi açısından bir yol gösterici olduğunu, yani yapıcı bir ilke değil, düzenleyici bir ilke olduğunu ileri sürdü ESTETİK Güzeli ve güzel sanatların doğasını inceleyen felsefe dalı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Estetik, insanın dış dünyaya gösterdiği, “güzel” ve “çirkin” sözcükleriyle dile gelen tepkileriyle ilgilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Estetik alımlayıcı(özne): estetik alımlayıcı sanat yapıtından ya da bir doğa görünümünden haz duyan, estetik tat alan bir varlıktır ![]() ![]() ESTETİK NESNE Estetik nesne terimine iki farklı anlam verilebilir: maddi nesne ve ereksel nesne ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ESTETİK YAŞANTI Estetik yaşantı birbirini tamamlayan iki önermeyle tanımlanabilir:1) estetik nesne duyusaldır; görülür, işitilir ya da duyusal biçimiyle zihinde canlandırılır; insana bu duyusal özellikleri nedeniyle haz verir ![]() ![]() Bu önermelerden ilki, estetik sözcüğünün kaynağına (duyum) işaret eder ![]() ![]() ![]() Kant’a göre estetik yaşantının ayırt edici özelliği “çıkarsız” oluşudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kant’a göre estetik us, kuramsal us’la uygulayıcı us arasında bir köprüdür ve kuramın uygu alanındaki denetçisidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EXİSTENTİALİZM (Varoluşçuluk) İnsanın dünyadaki varoluşunun somutluğuna ve sorunsallığına ağırlık vererek yorumlayan felsefi yaklaşımların ortak adı ![]() ![]() Varoluşçu düşünceye göre: 1) Varoluş her zaman tek ve bireyseldir ![]() ![]() 2) Varoluş öncelikle varoluş sorununu içinde taşır ve dolayısıyla varlığın anlamının araştırılmasını da içerir ![]() ![]() 3) Varoluş insanın içlerinden herhangi birini seçebileceği bir olanaklar bütünüdür ![]() ![]() 4) İnsanın önündeki olanaklar bütünü öteki insanlarla ve nesnelerle ilişkilerinden oluştuğundan varoluş her zaman bir “dünyada var olma”dır ![]() ![]() ![]() Varoluşçuluk 2 ![]() ![]() ![]() ETİK (Ahlak Felsefesi) İnsan eylem ve davranışlarını, ahlaki olanın özünü araştıran felsefe dalı ![]() ETİK ÜZERİNE DÜŞÜNCELER HUME Ahlak bireyin kişisel bir görüş sorunudur ![]() ![]() ![]() ![]() KANT İyi ya da kötü, meydana gelen eylem değildir ![]() ![]() ![]() FICHTE Tanrı evrenin ahlaksal düzenini oluşturur ve düzenler Tanrı evrensel "ben"dir ![]() HEGEL Toplumsal törellik üç aşamada gelişir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() SCHOPENHAUER Dünyanın etkin çabası iyi değil kötüdür ![]() ![]() ![]() JOHN STUART MILL Hazları sadece nicelik olarak sınıflandırıyor, ayrıca nitelik olarak da ayırıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() NIETZSCHE İki ahlak tipi tanımladı 1- Efendi Ahlakı: Aristokratik ırkların (örn; Romalılar) ahlakı 2- Köle Ahlakı : Aristokratik sınıfa köle ya da boyun eğme biçiminde yaşamış sınıfların ahlakı (örn; Yahudiler) Aristokratlar diyordu Nıetzsche, doğal üstün yeteneklerini ve saldırgan içgüdü ya da dürtülerini uygula***** egemenler olmuşlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() BERGSON İki tip ahlak vardır ![]() ![]() ![]() ![]() MARXİZM Marxzim ahlaka ilişkin görüşü paradoksaldır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() PRAGMATİZM Ahlakın hedefi, insan gereksinim ve isteklerinin karşılanması, insanların ahlaksal duyarlıkta sürekli olarak gelişmesi ve daha iyi bir toplumun oluşmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İDEALİZM & BRADLEY Törel hedef "kendi"nin, yüksek ya da evrensel "kendi"ye ulaşılmasıdır ![]() ![]() YENİ TOMİSTİZM & MARİTAİN İnsan doğal olarak arama eğiliminde olduğu iyi bir ereğe yönelir ve insan çabasının hedefi iyilik ve kötülükten bütünüyle arı olan Tanrıyı sevmektir İnsan ahlaksal edimlerini akılla kontrol etmeli ve sağgörü ile yönlendirmelidir ![]() ![]() EVRİMCİLİK Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evrim öğretisi ![]() ![]() 1- Üst biçimlerin alt biçimlerden bir evrimle oluştuğunu dile getiren bilim ve felsefe öğretisi ![]() ![]() ![]() 2- Spencer'in ileri sürdüğü dirimbilimsel evrim öğretisinin genişletilmiş biçimi: Bu öğretiye göre, evrim yasası cansızlar dünyasından düşünceye, insanın kurduğu kurumlara değin her gerçek olana egemendir ![]() ![]() EYLEM İnsanın yaptığı istençli hareket ![]() ![]() EYTİŞİMSEL ÖZDEKÇİŞİK Alm ![]() ![]() ![]() Marx'ın, Engels'le birlikte geliştirdiği, Hegel'in eytişimsel gelişme düşüncesini ilke olarak alıp, bunu, kendi deyişiyle, "başaşağı" eden, felsefe öğretisi: Evreni devinim içindeki özdekten oluşmuş bir bütün olarak göz önüne alan "evren üzerine genel kuram" ![]() a ![]() ![]() b ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() c ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EZOTERİZM Ezoterizm, asıl gerçeklerin yalnızca anlayabilecek yetenek ve bilgide olanlara bildirilebileceği görüşü üzerine temellenen bir öğreti sistemidir ![]() ![]() ![]() Ezoterizm özünde, bilgi ve görgülerin kapalı bir topluluk içinde ve aşamalı olarak verildiği bir çalışma ve öğreti sistemi olarak tanımlanabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Ezoterizm sözcüğü, köken olarak Yunanca' daki esoterikos sıfatından türemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezoterik sıfatının tanımı gereği, bir öğreti sistemi olarak Ezoterizmin üç temel özelliği vardır: * Öğretiyi alacak kişilerin özenle seçilmelerinden sonra, "inisiyasyon" yöntemiyle topluluğa kabul edilip yine aynı yöntemle ilerletilmeleri; * Öğretilerin, inisiyasyon yöntemi uyarınca bir dereceler silsilesi içinde verilmesi; * Öğretilerin kapsamında öncelikle simgelerin, allegorilerin ve özdeyişlerin kullanılmasıyla, bireye kendi gerçeklerini bulma yolunun açılması ![]() Görüldüğü gibi, Ezoterizm bir sistem olarak aktarılan öğretinin özünden bağımsızdır ve temelde biçimsel bir işleyişi nitelendirmektedir ![]() Ezoterik öğreti sisteminin doğusu, İnsanoğlunun doğa yasaları üzerinde düşünmeye koyulması ve doğanın ve evrenin gerçeklerini arayıp bulmaya başlaması kadar eskidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezoterizm uygulayan toplulukların büyük çoğunluğu, ulaştıkları gerçeklere ilişkin bilgi ve bulgulardan yalnızca kendi üyelerinin yararlanmalarını öngörmez; kendi dışlarındaki toplumu ve tüm İnsanlığı da gözetirler ![]() ![]() ![]() Ezoterizmin kapalılık gerekçesi Hermesçiliğin su sözleri ile daha iyi anlaşilabilir : "Her us büyük gerçekleri kavrayamaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezoterizmin işlevi, bazılarınca bilinen bir takım gerçeklerin, bilemeyenlere aktarılmasından ibaret değildir ![]() ![]() ![]() Ezoterizmin temel kuralı gereği, bilgiler yalnızca yeterli düzeyde anlayış yeteneği olan ve bu yolda ilerleme özelliği gösterebilen kişilere aktarılmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() Ezoterizmi benimseyip uygulayan kuruluşlar ve topluluklar, kendi öğretileri kapsamında çoğunlukla din, töre, bilim ve sanat gibi konuları bir bütün biçiminde işleyip, öğretilerine göre yorumlamışlardır ![]() Bununla birlikte, salt "bilimsel", salt "dinsel-töresel" ya da salt "sanatsal" Ezoterizmden de söz edilebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ezoterizmi benimseyen topluluklar, kendilerine özgü bir çalışma yöntemi ve öğretisi olan, üyesi olmayan kişileri çalışmalarına almadığı gibi, öğretilerini kendi üyelerinden başkasına açmayan örgütlenmelerdir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükF FATALİZM Her şeyin alın yazısına göre önceden belirlenmiş olduğuna, insanın bu önceden belirlenmiş olan alın yazısını değiştiremeyeceğine inanan dünya görüşü ![]() Fenomenoloji (Görüngübilim) Bilim verilerinin doğrudan incelenmesiyle elde edilmiş ve somut deneyim konusu olmuş fenomenlere, nedensel açıklamalara ilişkin kavramlardan ve incelenmemiş ön kabullerden bağımsız yaklaşma yöntemi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Husserl’in biçimlendirdiği fenomenolojik yöntemin ilk adımı fenomenolojik indirgeme ya da epokhe’dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Fenomenolojik yöntemin ikinci adımı, eidetik indirgemedir ![]() ![]() ![]() ![]() Fenomenolojik yöntem nesnelerin bilinişi sırasında bu nesnelerin kurulduğu ya da inşa edildiği süreçleri de dikkate alır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükG GENELLER (Tümeller) Genel kavramlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçek varolan değil tam tersine varolmayan’dır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() GERÇEK Bilinçten bağımsız olarak var olan ![]() ![]() GNOSTİKLER Antikçağ Yunan felsefesini gizemcilik ve Hıristiyanlıkla kaynaştırmaya çalışan dinsel-gizemci düşünürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() GÖRELİ Bir başka şeye bağlı olan; ancak belli koşullar içinde geçerli olan ![]() GÖRÜNBİLİM (Fenomenoloji) Alm ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() 1- (Kant'ta) Algılanan görüngüler öğretisi ![]() ![]() 2- (Hegel'de) Eytişimsel gelişmesi içinde bilincin geçirdiği evrelerin fizikötesi açısından ortaya konuluşu ("Phaenomenologie des Geistes"), 3- Bilinç olaylarının çözümlenmesi ve betimlenmesi (betimleyici ruhbilim-Brentano) ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() Bilincin bir şey üzerine bilinç olması, bir şeye yönelmiş olmasıdır ![]() ![]() Görüngübilim, bu felsefe dizgesi olmaktan çok, bir yöntemdir, bu yöntem de, özü görüleme, özlüğe geri gitme, salt bilince bir indirgemedir (reduktion); bu da ayraç içine almakla başarılır: Duyularla algılanan nesnelerin ötesinde bulunan düşüncel (ideal) özlükler alanına yükselebilmek, nesnenin özünü kavrayabilmek için, bir yığın rastlantı ve özü olmayan niteliklerle yüklü olan olgular dünyasını bir yana bırakmak, ayraç içine almak gerekir ![]() ![]() ![]() Husserl'den sonra M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükH HAKİKAT Nesnel gerçeğin düşüncedeki yansısı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakikat ile doğruluk ise birbirine bağımlı fakat aynı şeyler değildir ![]() ![]() ![]() Hakikat kavramı, felsefe alanında çok önemlidir ve materyalizm ile idealizm arasındaki kavganın baş konusudur ![]() ![]() Hakikat kavramını en iyi şekilde açıklayan diyalektik materyalist felsefedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hakikatler görelidir, her göreli hakikat saltık hakikatin bir parçasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HAZCILIK (Hedonizm) Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Yaşamın anlamını hazda bulan dünya görüşü ![]() 2- Haz=hedone'yi ahlak ilkesi olarak kabul eden; ahlak eyleminin ereğini ve ölçeğini hazda bulan ahlak öğretisi ![]() Burada ya a ![]() ![]() ![]() Kyrene Okulunun kurucusu olan Aristippos hazcılığın da kurucusu sayılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HEDONİZM (Hazcılık) Yaşamın anlamını hazda gören anlayış ![]() ![]() Hedonizm: En üstün iyiliğin haz olduğunu ileri süren Aristippos’un öğretisi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() En üstün iyi, hazdır ![]() ![]() ![]() Epikuros’da hazcılığı devam ettiren filozoflardandır ![]() ![]() ![]() ![]() HEGELCİLİK Alm ![]() ![]() ![]() 1- Hegel ve ona bağlı olanların oluşturduğu, özellikle "salt idealizm" ve "eytişimsel yöntem" anlayışlarıyla belirlenen felsefe akımı ![]() 2- Hegelci Okul: 1830-40 yılları arasında Almanya'da en yaygın olan felsefe okulu Hegelci okuldu ![]() ![]() ![]() Tutucu-Hıristiyan sağ kanadın savunucuları: Gabler, Hinrich vb ![]() ![]() Sol kanadın savunucuları: Richter, Ruge, (son döneminde) Bruno Bauer, Strauss, Feuerbach, Marx'tır ![]() ![]() 3- Hegel düşüncesini 20 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() HERAKLEİTOSÇULUK Alm ![]() Gerçekliğin asıl özünü öncesiz- sonrasız oluşta gören, bu oluşun kendini karşıtlarda ve karşıtlar içinden geçerek gerçekleştirdiğini savunan, Yunan filozofu Herakleitos'un temellendirdiği görüş ![]() ![]() ![]() HERMENEUTİK Yorum bilimidir ve yorumlanmakta olan şeyin hem içeriğine, hem biçimine ilgi duymayı kapsar ![]() ![]() Temel ilkesi, bir saptamanın anlamını ancak, kendisinin bir parçasını oluşturduğu tüm bir söylemle ya da dünya görüşüyle ilişkili olarak kavrayabileceğimiz düşüncesidir: Örneğin, monetarist iktisadın açıklamalarını ancak, ilintili olduğu ve onun dışındaki tüm çağdaş kültürel fenomenler bağlamında kavrayabiliriz ![]() Parçaları anlamak için bütüne, bütünü anlamak için parçalara başvurmak zorundayız (yorumbilgisel döngü denilen şey) ![]() ![]() ![]() ![]() Yorumla ilgili sistematik araştırmaların büyük ölçüde sosyal bilim felsefesinin alanına girdiği, bunların sosyolojik araştırmalar üzerinde etkisinin bir değişkenlik içerdiği şimdiye kadar açığa çıkmış olması gerekir ![]() ![]() Winch'in konumunu benimsersek, bir kültürü kendi zemininde, kendi kurallarıyla ve bizim kültürümüzün çerçevesini dayatmadan anlamamız gerekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanların kendi toplumsal dünya anlayışlarından bağımsız bir toplumsal yapının varlığını öngören yaklaşımlara göre, anlamın niteliği sorunu çok daha önemsiz bir sorundur ![]() HİÇÇİLİK (Nihilizm) Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() (Genel olarak) a ![]() b ![]() ![]() 1- (Kuramsal alanda) Her türlü bilgi olanağını yadsıyan, sorunsal olmayan ve kendisinden kuşkulanılmayan hiç bir şeyin olmadığını öne süren görüş (= eleştirici ve kuşkucu hiççilik) ![]() 2- Ahlak alanında Ahlak kurallarını ve değerlerini tanımayan görüş ![]() 3- (Siyasa alanında) a ![]() ![]() b ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#9 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükI-İ İDEA Platon'a göre algılarla kavradığımız nesnelerin orijinal formları, örnekleri ![]() İDEALİZM Var olan her şeyi düşünceye bağlayan, düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin var olduğunu kabul etmeyen felsefe öğretisi ![]() Felsefe’de dünyayı ve varoluşu, bilinç ve düşünceyi önem vererek açıklayan öğreti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Metafizik veya epistemolojik yaklaşımı temel alması bakımından idealizmin iki temel biçimi vardır: metafizik idealizm gerçekliğin idealara dayandığını, epistemolojik idealizm ise bilgi sürecinde zihnin yalnızca tinsel olanı kavrayabileceğini ya da nesnelerin gerçekliğinin algılanabilirliklerinden kaynaklandığını savunur ![]() ![]() ![]() Felsefi idealizmin tarihsel gelişiminde, başlıca üç sorunu yanıtlama çabası belirleyici olmuştur ![]() 1)İnsan deyiminin sonul gerçekliği nedir? Bu soruya verilen yanıtlar iki uç arasında dağılır ![]() ![]() ![]() ![]() 2) bilginin içeriğinde verilen nedir? Verilerin mantıksal yorumu ve açıklamasıyla ne elde edilebilir? İdealistlere göre bilgi sürecinin sonu, bireysel deneyimin dışında kalmakla birlikte gene de somut bir tümel ya da bir dizgedir ![]() ![]() 3)Bir düşünür zaman içindeki oluşum ve değişim olgusu ya da değişik amaçlar ve değerler karşısında nasıl bir tutum alınmalıdır? İdealistlere göre us yalnızca doğadaki uyumlu düzeni ortaya çıkarmakla kalmaz, aynı zamanda uygar bir toplumun kültürel yaşamının parçası olan devleti ve öteki kurumları da yaratır, bu kurumların değerlerini korumak ve geliştirmek, her uygar insanın ahlaki temel görevidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İdealistlerin başlıca dört savından biri Berkeley’in esse est percipi (var olmak algılanmış olmaktır) ilkesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Özneyle nesnenin karşılıklı birbirine bağımlı olduğu savı, birinci savla yakından ilişkilidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İdealizmin üçüncü savına göre insanın en dolaysız deneyiminde, yani kendi öznel bilinçliğinde sezgisel ben, tinsel özellik taşıdığı var sayılan sonul gerçekliği doğrudan kavrayabilir ![]() ![]() İdealizmin dördüncü savı özellikle Tanrı’nın varlığını kanıtlamak için geliştirilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İKİCİLİK (dualizm) Birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız, birbirine geri götürülemeyen, birbirinin yanında ya da karşısında bulunan iki ilkenin varlığını kabul eden görüş ![]() İrade : İstenilmiş olanı gerçekleştirmeye karar verme ve yerine getirme gücü ![]() ![]() İlinek: kendi başına bir varlığı olmayan, dayanacak bir töze muhtaç olan ve dayandığı tözü değiştirmeksizin, değişebilen nitelik ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlinek terimi özellikle skolastik felsefede işlenmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlinekler ayrılır ve ayrılmaz nitelikler olmak üzere ikiye ayrılır ![]() ![]() İNSANCILIK (Hümanizm) Alm ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanlığa, insana yaraşır bir yaşam ve düşünmeye ulaşmak için çabalamak ![]() 1- (Genellikle) Kavramın en geniş anlamında, insanın değer ve saygınlığına, insan olmaya , insanlığa olan us inancı ![]() 2- Batı kültürünün ve eğitiminin Eski Yunan kültürüne dayanmasından yola çıkarak bu kültür kalıtının bilimsel olarak yeniden canlandırılması düşünüşü ![]() Roma'da Yunan kültürü bir eğitim kaynağı olmuştur (Cicero) ![]() ![]() ![]() XVIII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3- (Yukarıdaki görüşlerle hiç bir bağlantısı olmadan) Yararcılığın belirli -özellikle İngiliz filozofu F ![]() ![]() ![]() ![]() İnsanÜstücülük (Uebermensch): Üstün insan ![]() ![]() ![]() ![]() Nietzsche, bu deyimi şöyle tanımlar: “maymuna oranla insan neyse, insana oranla insan üstü de odur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kökleri Fichte’ de bulunan bu felsefe, olumsuz yönlerinin gelişmesiyle varoluşçuluk vb ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nietzsche, Hıristiyanlığa karşı olduğu kadar, onun deyimiyle, “milyonlarca salağı” insan etmek isteyen toplumculuğu da karşıdır ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#10 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükJ Janseniusculuk Descartes usçuluğuyla Augustinus tanrıcılığını uzlaştırmaya çalışan Piskopos Jansenius’un öğretisi ![]() ![]() ![]() Hollandalı piskopos Cornelis Jansenius’a göre insan günahlarla yüklü bir yaratıktır ve ancak tanrı bağışıyla kurtulabilir ![]() ![]() ![]() ![]() Jansenius ve yandaşlarına göre Luther ve Calvin’in tanımladığı Tanrı kayrası öğretisine karşı çıkan Karşı- reform ilahiyatçıları, tanrısal bir ilk neden yerine insanın sorumluğunu vurgula***** karşı uca savrulmuşlar, Aziz Augustinus’un 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Janseniusculuk, kendisine özgü öğretilere değil belirli bir yaklaşıma ve ruhanilik anlayışına dayalı karmaşık bir hareketti ![]() ![]() ![]() ![]() Janseniusculuk aynı zamanda bir Hıristiyan tarikatı olarak Port-royal manastırında toplanan düşünürlerce benimsenmiş ve izlenmiştir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#11 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükK KABBALA Yahudilerin yazılı olarak konulmuş olan tanrısal yasaları yanında ağızdan ağza geçen dinsel buyrukları İbrani felsefesinin ve söylence yazılarının toplamı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KAOS Evrenin, düzene girmeden önceki karışık durumu ![]() Kategori : Kant'da deneyden önce gelen, zihinde bulunan on iki yargı formu ![]() KAVRAM (1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Genel kavramlar da mantıksal olarak ikiye ayrılır: Bir türün özelliğini belirten kavramlara tür kavramları, bir cinsin özelliğini belirten kavramlara cins kavramları denir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() "Felsefesel pratiğin ana görevi tek sözle özetlenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kavram deyimini belli ve dar bir anlamda kullanmak koşuluyla, her yeni felsefenin, her yeni dünya görüşünün yeni bir kavramlar dizgesi olduğu söylenebilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KİNİSİZM Antisthenes ile Diogenes’in oluşturdukları Sokratesçi öğreti ![]() ![]() ![]() Sokrates’in öğrencisi Atinalı Antisthenes, bir hayli yaşlandığı sırada, bütün dünya zevklerine ve özentili felsefelere sırt çevirmişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Öğretiye köpeksi adının verilmesi Antisthenes’in öğrencisi Diogenes yüzündendir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kinikler her türlü gelenek ve göreneğe karşı çıktıklarından kinizm deyimi, törebilim kurallarını hor görme ırası anlamında da kullanılmıştır ![]() ![]() Kinizm, Sokratesçi bir okuldur ![]() ![]() Konseptualizm: Adcılık ve gerçekçiliğe karşı olarak, kavramların genel düşüncelerden ibaret bulunduğunu ve bunların gerçek olduklarını savunmak kadar gerçek olmadıklarını savunmanın da yersiz olduğunu ileri süren Fransız düşünürü Abaelardus’un uzlaştırıcı öğretisi ![]() ![]() ![]() Realistler, metafizik tutumlarına uygun olarak genel kavramların gerçek olduğunu ileri sürmüşlerdi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KOSMOS Düzenli ve uyumlu bir yapı oluşturan bütün; evren ![]() KRİTİSİZM Alman düşünürü Immanuel Kant’ın öğretisi ![]() ![]() ![]() Kant’a göre felsefe araştırması, bir değerlendirme (eleştiri) olmalıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kant’a göre; kesin, tümel, her zaman ve her yerde geçerli bilgi elbette deneyüstü önsel bir bilgidir ![]() ![]() ![]() ![]() KURAM Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar bütünü ![]() KUŞKUCULUK Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Düşünsel tutum olarak: a ![]() ![]() b ![]() ![]() 2- Yöntem olarak; apaçık olan doğruya, kesin bilgiye varmak için, sağlam bir dayanak bulana dek, bütün bilgilerin göz- den geçirilerek eleştirilmesi, sınanması ![]() ![]() ![]() 3- Felsefe çığırı olarak: Gerçekliğin özünü bilmenin olanaklı olmadığını ileri süren öğretiler: a ![]() ![]() b ![]() ![]() Kuşkuculuğun kurucusu Elisli Pyrrhon'dur ![]() ![]() KYNİKLER OKULU Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşamın biricik ereğini hiçbir şeye gereksinme duymama ve kendi kendiyle yetinme, kısaca salt özgürlük olarak erdemde bulan Sokratesçi Yunan felsefe okulu ![]() Kurucusu Antisthenes'tir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() KYRENE OKULU Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Haz veren her şeyin iyi, acı veren her şeyin kötü olduğunu öne süren, istencin biricik ereğini, insan için en doğal bir duygu olan haz olarak gören Sokratesçi Yunan felsefe okulu ![]() Kurucusu Kyreneli Aristippos'tur: Aristippos hazcılık öğretisini sofistlerin duyumculuğu üzerine kurmakla birlikte gerçek hazza götüren biricik aracın bilgi (Sokratesçi öğe) olduğunu söyler ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#12 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükL LİBERALİZM Siyasal, dinsel ve ekonomik alanlarda müdahaleleri istemeyen devlet, toplum ve birey arasındaki ilişkilerde önceliğin bireyin hak ve özgürlüklerinde olması gerektiğini savunan öğretilerin genel adı ![]() ![]() ![]() Liberalizm terimi, siyasal alanda yasalar karşısındaki eşitliği ve insanların kendi yönetimlerini kendilerinin seçmesi özgürlüğünü, dinsel alanda kilise egemenliğine karşı vicdan özgürlüğünü, ekonomik alanda da devlet müdahalesine karşı alışveriş özgürlüğünü savunur ![]() Liberalizm, 18 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ekonomik liberalizmin temelinde, kendi öz çıkarını kollamakla topluluğun çıkarını da sağlayan rasyonel, homo oeconomicus (iktisadi insan) kurgusu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Çağdaş siyaset literatüründe liberal devlet bireyler arası ekonomik ve toplumsal farklılıklarından doğan eşitsizlikleri düzeltmeye çalışmayan , toplumsal ve ekonomik alanda etkin ve düzenleyici bir rol oynamayan devlettir ![]() Logos: Ussal yasa ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 10 ![]() ![]() ![]() ![]() Herakleitos’un verdiği anlam Anaksagoras’ın baş kavramı olan “nous” dan farklıdır ![]() ![]() Herakleitos her şey çıkar geçer der; evrende kalıcı olan hiçbir şey yoktur ![]() ![]() ![]() Platon’a göre bilgi, logosta temelleri idealar hem düşünceler hem de bu düşüncelerin ilkesiz sonsuz nesneleridir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#13 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükM MANİŞEİZM İran`lı Mani`nin kurduğu Hıristiyan-Zerdüşt karması dualist din ![]() ![]() ![]() Manişeizm`in temeli, Zerdüştçülüğün iyilik ve kötülük ilkesine dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mani kendisini Adem`den Buda, Zerdüşt ve İsa`ya kadar uzanan bir peygamberler zincirinin son halkası olarak görüyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Mani vahiyle gelen önceki bütün dinlerin, özellikle de Zerdüşt dininin, Budacığın ve Hıristiyanlığın içerdiği kısmi doğruları bütünlüğe kavuşturarak gerçek bir evrensel dünya kurmayı amaçlıyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Manişeizm insanlığın gerçek doğası, yazgısı, tanrı ve veren üzerine taşıdığı bilgileri karmaşık bir mitolojiyle sunar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MARBURG OKULU Alm ![]() ![]() Varlığı mantıksal bağıntıların bir örgütü olduğunu öne süren, gerçekliği kavramsal, matematiksel yolla kavrayan bir lojistik geliştiren Yeni Kantçı okul ![]() Bu okulun kurucusu H ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MARKSÇILIK Alm ![]() ![]() ![]() Karl Marx ve Friedrich Engels'in geliştirdiği; "bilimsel toplumculuk" doğrultusundaki felsefe, toplum ve ekonomi öğretisi ![]() Marksçılar felsefelerini eytişimsel özdekçilik olarak adlandırırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hegel'in karşıtlıklar içinde ilerleyen eytişimsel değişmesi Marx'da sınıfların savaşına çevrilmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() MATERYALİZM (Özdekçilik) Evrendeki tek cevherin madde olduğunu ve bütün varlıkların maddeden türediğini öne süren görüş Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bütün evrenin, her varlığın ve olgunun, en temelde maddi özellik gösteren öğelerden oluştuğu, bunlarla ilgili açıklamaların da bu öğelere ve aralarındaki ilişkilere indirgenebileceği yolundaki görüş ![]() 1- Her türlü gerçekliğin -yalnızca nesnel değil, ruhsal ve tinsel olan gerçekliğin de- özünü ve temelini özdekte gören, özdekten başka hiçbir tözün bulunmadığını öne süren dünya görüşü ![]() Özdeği evrenin ilkesi yapan eski Yunan atomcularından Leukippos ve Demokritos'tan beri özdekçilik türlü biçimlerde ortaya çıkar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2- (Ahlak felsefesinde) Yalnızca yararlı ve haz veren şeyleri erişilmeye değer sayan, içeriksel-özdeksel değerler dışında kendi başına var olan bağımsız bir değerler alanını kabul etmeyen dünya görüşü ![]() Maddecilik özellikle, dualist ve tinselci görüşler karşısında gelişmiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maddecilik tarih ve toplum gibi insana ilişkin varlık alanlarının açıklanmasında bunlara bir “amaç”, “erek”, ya da “istek” atfetmek yerine, maddi bir temele dayanan anlamlı nedenlere başvurmayı öngörür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Maddecilik psikoloji gibi bireylerin zihinsel süreçlerini inceleyen bilgi dallarında da örneğin duygu, düşünce, amaç koyma ve yönelmelerin nedenlerini, bunların temelinde yatan organik, fizyolojik maddi süreçlerde arar ![]() ![]() ![]() Batı felsefesinde maddecilik geleneğinin başlangıcı Sokrates öncesi filozoflardan Demokritos ve öğretmeni Leukippos’a dayandırılır ![]() ![]() ![]() ![]() Yeni çağda çeşitli bilimlerde ulaşılan somut sonuçlar, felsefede de maddeciliğin yeniden doğmasına yol açtı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Materyalizm 19 ![]() ![]() ![]() 20 ![]() ![]() ![]() ![]() MEKANİZM Bütün olayları mekanik nedenlerle açıklama anlayışı ![]() ![]() ![]() Antikçağ Yunan düşüncesinde Abdera düşünürleri adıyla anılan, Leukippos ve Demokritos doğayı nicelik farklılaşmalarıyla oluşan bir nedensellik anlayışı içinde gördüler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu mekanikçi açıklama, doğada özdekten başka hiçbir öğe tanımamasına rağmen, idealist bir açıklamadır ![]() ![]() ![]() Mekanikçi Gerekircilik: her türlü nedeni mekanik nedene indirgeyen ve rastlantıyı nedensellik sa***** yadsıyan gerekircilik anlayışı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Mekaniğin temel yasaları olan dinamik yasalara göre belli bir durum belli ve zorunlu durumlar zincirini meydana getirir ve belli bir durum bilinince bu durumun meydana getireceği daha sonra ki durumlar bilinebilir ![]() ![]() ![]() ![]() MEKANİKÇİ ÖZDEKÇİLİK Doğal ve toplumsal olguların mekaniğin yasalarıyla açıklanabileceğini sana özdekçilik anlayışı ![]() Mekanikçi özdekçilik, evreni özdeksel bir temele oturtmak ve bunun da, mekanik yer değiştirme devimiyle ve makinelerde olduğu gibi zorunlu bir nedensellik içinde işlediğini ileri sürer; ve böylece düşünceyi sınırlandırır, bütün süreçleri, ve bütün devim biçimlerini mekanik devime indirgemekle organik özelliklerin ve toplumsal yasaların anlaşılmasına engel olur ![]() ![]() Descartes evreni, kocaman bir makine olarak görür ve Hobbes canlı doğayla cansız doğayı bir ve aynı sa***** mekanik nedenlerle açıklar, ve tanrıyı bile “doğal nedenlerin en üstünü” sa***** doğalaştırır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() METAFİZİK Felsefenin en temel konularını, bu konuların felsefe içinde işlenmesi açısından ele alan bilgi dalı ![]() ![]() ![]() Metafizik deyimini ilkin i ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Metafizikle bilinçli biçimde ilk uğraşan ilk filozoflar Eski Yunan düşünürleridir ![]() ![]() ![]() ![]() Felsefe tarihinin ilk metafizikçileri Parmenides ve Platon’du ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hıristiyanlığın gelişmesiyle, ortaçağda dinsel etki alanına giren metafiziğin ana sorunu Tanrı’ydı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 16 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Metafizik deyimi, ruhçuluk temelinde birleşen şu anlamları kapsar: duyularla kavranılanların dışındaki varlıkların bilgisi, kendiliğinde şey’in bilgisi, doğanın ardında gizlenen ve ona imkan veren varlık bilgisi, mutlak bilgisi, ussal bilgi, madde olmayanın bilgisi, son erek bilgisi, doğasal ve biçimsel olmayanın bilgisi, dogmacı bilgi, varlık yasalarını bulmak için düşünen benliğin bilgisi ![]() Rene Descartes, bütün varlığı temelde, yer kaplayan madde ile düşünen zihin olarak iki bağımsız alana ayırdı ![]() ![]() MİMEMİS Taklit; benzetme, örnek alınan şeyi yeniden yapma ![]() ![]() MONAD Leibniz’in felsefesinde, sonul gerçekliği oluşturan , sonsuz küçüklükte ruhsal-maddi varlıklara verilen ad ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu terim ilkin antikçağ Pitagorasçılarınca kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() Monotheizm : Tanrının dünyadan ayrı ve tek olduğuna inanma ![]() ![]() Tek tanrıcılığa dayalı bu üç dinde tanrı, birlik ve yalınlık(ezeli varlık olarak tanrı) özelliklerini taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbranice kutsal metinler, İsrailoğullarının öbür tanrıların varlığını yadsımaksızın bir tanrıya tapmış olduğunu gösterir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() MORALİTE (ahlaklılık) Bir insanın iyi ve kötü açısından davranış biçimleri ve ahlaki düşünüşü ![]() Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yaşamın anlamını mutlulukta bulan, insan eylemlerinin son ereği olarak mutluluğu gören ahlak öğretisi ![]() Mutluluk kavramına verilen anlama göre mutçuluk öğretileri türlere ayrılır: a ![]() ![]() b ![]() ![]() c ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#14 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükN NEDEN Bir olayı meydana getiren etken ![]() Neden kavramını ilk olarak öznel nedenler ve nesnel nedenler olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nesnel İdealizm: İnsandan bağımsız saltık bir düşüncenin ya da ruhsal ilkenin varlığını ve önceliğini ileri süren idealizm anlayışı ![]() ![]() ![]() Nesnel idealizmin savunucuları sonlu dünyayı tek gerçek olan zihnin bir yansıması sayarlar, gelip geçici olan sınırlı varlık, bağımlı olduğu sonsuz ve sınırsız bir varlığı gerekli kılar ![]() ![]() Nesnel idealizm; dinsel nitelikli öğretilerden daha soyut bir görünüşe bürünür, gerçek dışı ve bilim dışı olmakla beraber, açıkça tanrılık varsayımın dile getirmeden evrenin temelinde ruhsal bir özün evrenden önceliğini ileri süren metafizik bir anlayıştır ![]() Nicelik: Nesnenin ölçme konusu olan yanı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her nesne ve olay, belli bir nitelik ile belli bir niceliğin birleşimidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() NİHİLİZM Nihilizm siyasal açıdan her türlü siyasal düzeni yadsıyan görüşleri dile getirdiği gibi törebilimsel açıdan her türlü törebilim kurallarını ve değerlerini yadsıyan görüşleri ve bilgi bilimsel açıdan her türlü bilgiyi ve bilgilenme olanağını yadsıyan görüşleri dile getirir ![]() Nihilizm temelde estatizmin bütün biçimlerini yadsır, yararcılığı ve bilimsel usçuluğu savunur ![]() ![]() ![]() ![]() Nihilist düşünce Ludwig Feverbach, Charles Darwin, Henry Buckle ve Herbert Spencer gibi düşünürlerin etkisinde kalmıştır ![]() ![]() NİTELİK Nesnenin algılama konusu olan yanı “Nitelikler” nesne ve algıları neyseler o yapar, başka nesnelerden ve olaylardan ayırır, onları sınırsızca ve sonsuzca çeşitlendirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nicelik özdeş olan nesne ve olaylar arasında, nitelik ise özdeş olmayan nesne ve olaylar arasında söz konusudur ![]() Felsefe nitelik kavramı konuşma dilindeki gibi bir anlam taşımaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() NOMİNALİZM Genel kavramları gerçek saymayıp birer addan ibaret bulan öğreti ![]() ![]() ![]() ![]() XI ![]() ![]() ![]() ![]() Platoncu ve Aristotelesçi gerçekçiliğin bağnaz dinsel inançlarla bir arada düşünüldüğü orta çağda nominalizm dinsel sapkınlık olarak nitelendirildi ![]() ![]() Adcılık her ne kadar düşünmeyi ve konuşmayı zihinsel imgeler ya da dinsel terimler gibi simgelerle açıklıyorsa da düşüncenin simgelerin doğru kullanımının ötesinde kalan yanı adcılığı bir tür kavramcılığa yöneltir ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Felsefi Terimler/Sözlük |
![]() |
![]() |
#15 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Felsefi Terimler/SözlükO-Ö OLAYBİLİM = FENOMENOLOJİ (Os ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Husserl, bu yöntemiyle, nesnelerin ideal yapılarını betimleyerek felsefeyi bir bilimler bilimi'ne dönüştüreceğini savunmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Husserl'e göre felsefe, nesnelere yöneltilmiş bilinç yoluyla nesnelerin özünü kavramak ve betimlemek bilimidir ![]() ![]() ![]() Husserl, saltık gerçek saydığı Platon'un saf öz'lerine ulaşabilmek için özetle şöyle demektedir: Kendime bakıyorum ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu, bir ruhbilimsel araştırma değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu bir ikilik değil, bir tekliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ona göre bilgi, nesneye yönelen öznenin bilincidir) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu, bir varsayım, bir tahmin, bir sezgi değildir; doğrudan doğruya bir algıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu sonuç, beni, evrensel bir birliktelik içinde bulunan insan-kültür-toplum-tarih dünyasını algılamaya götürüyor (Husserl buna geist dünyası demektedir) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Husserl, böylece, fenomenolojik yöntemle inceleyip betimleyerek fenomenolojik bir felsefeye varmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() OLGU Gerçekleşmiş olan her şey ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir olguyu açıklamak demek, onu başka olgulara indirgemek demektir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() OLGUCULUK (Pozitivizm) Alm ![]() ![]() ![]() ![]() Araştırmalarını olgulara, gerçeklere dayayan, fizikötesi açıklamaları kuramsal olarak olanaksız, kılgılı olarak yararsız gören; deneyle denetlenmeyen soruları sözde soru olarak niteleyen felsefe doğrultusu ![]() Terim olarak, A ![]() ![]() ![]() Olguculuğu dizge olarak kuran A ![]() ![]() ![]() OLUMSUZLANMANIN OLUMSUZLANMASI Eylemsel ve tarihsel özdekçi öğretinin açıkladığı üç büyük evrensel yasadan biri ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sonsuz ve sınırsız evrende sonlu ve sınırlı nesne ve olaylar, bu yasalarla doğar, büyür ve ölürler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Evrende her nesne, olay ya da süreç birbirlerini karşılıklı olarak yok etmeye çalışan çeşitli karşıt yönler ve eğilimler taşır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ONTOLOJİ Varlığı bütünüyle inceleyen felsefe dalı; varlıkbilim ![]() ![]() ![]() ![]() Aristoteles, sonradan Ta physike ( metafizik) adıyla derlenen metninde işlediği ve “ilk felsefe” adını verdiği disiplin için, “varlığı varlık olarak ele almak” deyimini kullanmıştı ![]() ![]() Hıristiyanlığın egemen olduğu orta çağda Aquino’lu Thomas Aristoteles’in çalışmasından yararlanarak Tanrı’nın varlığını savını temellendirmek için ontolojik yaralanmıştır ve Aristoteles’in bu çalışmasını “Tanrı’nın yarattığı varlıkların bilgisi” olarak tanımlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() 17 ![]() ![]() ![]() ![]() Tarihsel süreçte Kant, Schelling ve Hegel gibi büyük Alman idealistleri ontolojiye karşı çıkmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ÖDEV AHLAKI Kant'ı ahlak görüşü ![]() ![]() ÖNCESİZLİK-SONRASIZLIK Başı ve sonu olmayan süreklilik ![]() ![]() ![]() ÖNSEZİ Temellendirilemeyen duygu ![]() ![]() ÖZ Bir nesneyi neyse o yapan gereçlerin tümü ![]() ![]() 1)Platon göre idea anlamında kullanılmıştır ![]() ![]() 2)Aristoteles bu deyimi metafiziğinde ve mantığında değişik anlamlarda kullanmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 3)Fransız varoluşçusu Sartre’a göre öz, varlaşmayla meydana gelir ve varoluştan önce yoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 4)Alman düşünürü Kant’a göre öz, kendinde şey ve phenomenon karşıtı olarak noumenon’dur ![]() ![]() ![]() ÖZDEKSİZCİLİK Alm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1- Özdeğin kendine özgü bir gerçekliği olmadığını kabul eden öğreti ![]() 2- Evrenin temelinin ve genellikle gerçekliğin özünün cisimsel olmadığını öne süren öğreti ![]() 3- Ruhun cisimsei olmadığını öne süren öğreti ![]() ![]() Özdeş : Bir ve aynı olan, bir ve aynı anlama gelen ![]() ![]() Öznel İdealizm: Nesnel varlığı insansal bilincinin ürünü sayan idealizm anlayışı, öznel idealizm, varlığın kaynağını insansal ruha indirger ve maddeyi düşüncenin ürünü sayar ![]() Nesnel idealizmcilerle öznel idealizmcilerin savları hemen hemen yok gibidir ![]() ![]() Öznel düşüncellik tarihsel süreçte çeşitli biçimlerde ileri sürülmüştür: Şüpheciliği yöntem olarak kullanan bütün Yunan düşünürleri, başta Protogoras olmak üzere hemen bütün sofistler , başta Pyrrrhon ve Ainesidemos olmak üzere bütün şüpheciler, başta Arkesilaos ve Karneades olmak üzere bütün Sokratesçi şüpheciler öznel düşüncelciliğe düşmekten kaçınmamışlardır ![]() ![]() ![]() Nesnel gerçekliği yadsıyan ve tek geçerliğin insan duyumlarından ibaret olduğunu savunan İngiliz düşünürü David Hume’in, Alman düşünürü Imanuel Kant’ı hazırlayan şüpheci öğretisi de açık bir öznel düşünceciliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|