Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
lübnan, savaşı

Lübnan İç Savaşı

Eski 08-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lübnan İç Savaşı



Lübnan, karışık dini yapıya sahip bir devlet olmasına rağmen sosyal yapının gerektirdiği politik dengenin kurulumamasıyla, Orta Doğu'nun en düzenli ve yaşam koşulları oldukça yüksek olan ülkelerinden biri olmuştur

Ülke istikrarı, Arap-İsrail çatışması sonucu Lübnan'a gelen Filistinliler'in çoğalmasıyla bozulmaya başladı Özellikle 1970'lerden itibaren Müslümanlar, demografik üstünlüğü elde ettiler ve bu üstünlüğü egemenlik faktörüne yansıtarak ülke yönetimini Hristiyanlardan alma mücadelesini başlattılar Sonuçta; ülkede başlayan Müslüman- Hristiyan ayırımı ve mücadelesi, 13 Nisan 1975'den itibaren iç savaşa dönüştü

Riyad Toplantısı

1975-1991 Lübnan iç savaşı; Lübnan, Suriye, Mısır, Kuveyt ve Suudi Arabistan devlet başkanlarının 17-18 Ekim 1976'da Riyad Toplantısında aldıkları kararlarla yeni bir boyut kazandı Bu antlaşmanın üç ana unsuru şöyle idi:

a Lübnan'da 21 Ekim'den itibaren ateşkes yürürlüğe girecek ve savaşan taraflar, 1975 Nisan'ından önceki hatlara çekileceklerdir

b Lübnan için 30 000 kişilik bir Arap Barış Gücü teşkil olunacaktır Bu güç esas itibari ile Suriye askerlerinden oluşmuştur

c FKÖ gerillaları Lübnan'da kalmaya devam etmekle beraber, Lübnan'ın egemenlik ve güvenliğine saygı göstereceklerdir





Güvenlik Bölgesi

Bu sonuncu şarta FKÖ gerillaları hiçbir zaman uymadıkları gibi, İsrail de bunu bildiğinden, Litani Nehrine kadar olan Güney Lübnan topraklarını kendi kontrolü altına alıp, bu toprakları kendisi için "Güvenlik Bölgesi" ilan etmiştir

İsrail kuvvetleri daha sonra Beyrut'u kuşattılar ve bunun sonucunda, Filistin Kurtuluş Örgütü Lübnan'ı terk etmek zorunda kalmıştır FKÖ unsurları, Lübnan'a çıkan Amerikan, Fransız ve İtalyan askerlerinden oluşan 2 000 kişilik Barış Gücü himayesinde, 21 Ağustos 1982'de Beyrut'tan ayrıldılar

FKÖ'yü Lübnan'ı terke muvaffak olan Israil, 1985 yılında kademeli olarak bölgeden çekilmeye başladı, Israil'in çekilmesi Müslüman - Hristiyan mücadelesini tekrar başlattı Bunun üzerine, Suriye Lübnan'a müdahale etmek için harekete geçti Ayrıca, Iran da dolaylı olarak müdahaleye katıldı 1989 yılı sonlarından itibaren ise, FKÖ tekrar Güney Lübnan'a yerleşmeye başladı Sonuç olarak; 1970 yılında başlayan Lübnan sorunu ve 1975 yılında başlayan Lübnan iç savaşı, çeşitli aşamalardan geçti Iç savaş Lübnan'da çok ağır maddi hasara ve can kaybına yol açtı Savaş 1991 yılında resmen sona erdiğinde, Lübnan ve Beyrut bir harabeye dönüşmüştü ve 150000 Lübnanlı can vermişti 1992 yılından itibaren Israil ile FKÖ arasında başlayan olumlu gelişmeler üzerine de olaylar şiddetini kaybetmeye başladı Fakat Lübnan, 1976 Riyad Antlaşması ile bölgeye 30 bin kişilik bir askeri güç göndermeye muvaffak olan Suriye'nin belirli ölçüde eyaleti durumuna geldi


Militanların Oluşumu

1960'larda Hıristiyan üstünlüğünün yasal olarak kabul edilmesi, müslümanlar ve laik sol grupların, 1969'da Front for Progressive Parties and National Forces'a katılmalarına ayak olacak, büyük tepkisine yol açtı Müslüman-solcu muhalefet koalisyonu (sonradan Lübnan Ulusal Hareketi'ne dönüştü) yeni bir nüfus sayımı(sonuncusu1932'de yapılmıştı) isteminde bulundu ve bu sayede ortaya çıkacak göstergelerle nüfusun niteliklerini daha düzgün gösteren bir hükümet kurulmasını talep etti Bu hıristiyanlar(özellikle Maruniler) tarafından ülkedeki hegemonyalarına bir tehdit olarak algılandı Ayrıca belirtilmelidir ki, politik durum Maruni kilisesi ve dış devletler tarafından basına iletildiği gibi bir "müslüman - hıristiyan" çatışmasından çok daha karışık bir haldeydi

The two sides were unable to reconcile their conflicts of interest and began forming militias, first for self-protection, but as the situation escalated ever more in parallel to the regular army This rapidly undermined the authority of the central government The government's ability to maintain order was also handicapped by the nature of the Lebanese Army One of the smallest in the Middle East, it was composed based on a fixed ratio of religions As members defected to sectarian militias, the army would eventually prove unable to contain the militant groups, rein in the PLO or monitor foreign infiltration Also, since the government was Christian-dominated, and the officers' ranks especially so, trust among Muslims for central institutions including the army was low The disintegration of the Lebanese Army was eventually initiated by Muslim deserters declaring that they would no longer take orders from the Maronite generals

Savaş boyunca militanların çoğu hatta hepsi insan haklarına neredeyse hiç dikkat etmedi ve bazı tarikatçı savaşlar sivilleri ana hedef haline getirdi Savaş devam ettikçe militanlar komutanların askerlikten çok suçu meslek edindikleri mafya stili organizasyonlara dönüştüler Savaş giderleri ise aşağıdaki yolların biriden ya da üç yoldan da elde ediliyordu:
  • Dış destek, genellikle İran'dan, İsrail'den, İsrail düşmanı bir Arap ülkesinden veya bir süpergüçten gelirdi İttifaklar sıklıkla yer değiştiriyordu
  • Nüfusu yağmalamak, haraç, hırsızlık, banka soygunu ve sözde gümrüklerden alınan vergiler bütün grupların ortak yönüydü Ateşkes sırasında çoğu militan evlerinde sanal mafyalık yaptı
  • Kaçakçılık İç savaş sırasında Lübnan, haşhaş üretim merkezi Bekaa Vadisi olmak üzere dünyanın en büyük narkotik üreticilerin biri haline geldi Ama birçok şeyin kaçakçılığı daha yapılıyordu Bunlar silah ve silah malzemeleri ve her türlü diğer kaçak maldı Savaşta olsun ya da olmasın Lübnan, Avrupa ile Arap dünyası arası ticaretteki aracı konumunu asla kaybetmedi Lübnan limanlarında kaçakçılara suyolları kullanımı sağlamak için bugüne kadar çok savaş verildi
Başlıca Militan Gruplar

Çoğu militanın hiçbir tarikata bağlı olmadığını söylemesine rağmen genelde bölgesel tarikat liderleri tarafından çalıştırılıyorlardı

Hıristiyan Militan Grupları

Hıristiyan militanlar Romanya ve Bulgaristan'dan aldıkları gibi Batı Almanya, Belçika ve İsrail'den de silah almış, Ülkenin kuzeyindeki fakir halktan da destekçiler kazanmışlardır Politik görüş olarak genelde sağ görüşlülerdi Bütün büyük Hıristiyan militan grupları Maruni Kilisesi tarafından yönetilirken diğer Hıristiyan mezhepleri ikincil bir rol oynadılar

En güçlü Hıristiyan militan grupları Beşir Cemayel yönetimindeki Lübnan Ketaib Partisi ve Hür Milliyetçiler Partisi'ydi Hür Milliyetçiler Partisi, 1986'da Samir Geagea'nın komutası altına giren Lübnanlılar Cephesi'nin 1977'de kurulmasına yardım etti Daha küçük bir grup da aşırı uçta bulunan Guardians of the Cedars'dı Bu militanlar Hıristiyan çoğunluklu Doğu Beyrut'ta hızlıca kaleler elde etmeye başladılar Kuzeyde Marada Brigade, Fıranciye ailesinin ve Zgharta'nın özel militanları olarak görev yaptı

Şii Militan Grupları

Şii militanlar oluşumda ve savaşa katılmakta yavaştılar Başlangıçta, çoğu Şii Filistin hareketi ve Lübnan Komünist Partisi'ne çağrılmıştı ama 1970'lerin Siyah Eylül'üyle beraber silahlı Filistinliler Şii bölgelerine akın etmeye başladılar Filistin hareketi Şii bölgelerinde etkisini radikal grupların silahlı yönetimleri yüzünden çabukça kaybetti

Filistinli radikallerin laikliği ve kibirli davranışları gelenekçi Şii topluluğunu yabancılaştırdı ama aynı zamanda Lübnan'ın en fakir ve downtrodden topluluğuna devrimci politikaları için bir örnek oluşturdu Kendi bağımsız politik organizasyonları olmadan geçen uzun yıllardan sonra 1974-75'de Musa Sadr'ın Amal Hareketi oluştu Bu hareketin ılımlı İslamist ideolojisi şehirli fakirleri etkiedi ve hareketin silahlı kuvvetleri hızla büyüdü Sonra, 1980'lerin başında büyük bir grup, İsrail'le savaşan Şii gruplarla birleşerek Hizbullah'ı kurmak için ayrıldı Hizbullah bugüne gelebilen en güçlü Lübnanlı militan grubudur Hizbullah başlangıçta İran tarafından desteklendi ve eğitildi ama şu an Suriye'den de destek görüyor

Sünni Militan Grupları

Bazı Sünni grupları Libya ve Irak'tan destek topladı, bazıları Nasırcı ya da pan-Arap ve Arap milliyetçiliği eğilimindeydiler, ayrıca Tevhid Hareketi gibi bazı İslamcı gruplar da vardı Sünni yönetimindeki en büyük grup Murabitun'du Sünniler savaş alanındaki güçsüzlüklerini Filistinli Sünnilerin başını çektiği ama Hıristiyan azınlıklara da sahip olan Filistin Kurtuluş Örgütü'ne dönüştürdü


Dürziler

Orta Lübnan'da stratejik ve tehlikeli Şuf'da oturan üçük Dürzi grubunun hiç müttefiki yoktu ve bunun için ittifaklar kurmaya çok özen gösterdiler Cumblat ailesinin liderliği altında kurulan Sosyalist İlerici Parti aracılığıyla önce Kemal Cumblat sonra oğlu Velid Cumblat, Sovyetler Birliği'yle mükemmel bağlar kurarak ve Suriye'yle İsrail'in güneye çekilmesi için anlaşarak etkili Dürzi militanlığı yaptılar

Ataist Militan Gruplar

Çoğu militan grubun laik olduğunu iddaa etmesine rağmen, birçoğu sadece destek toplamak için laikliği araç olarak kullanıyordu Yine de bazı din-dışı gruplar vardı ve bunlar tamamen olmasa da aşırı sol için öncül oldular

Bunun örnekleri Lübnan Komünist Partisi(LCP) ve daha radikal ve bağımsız olan Komünist Eylem Örgütü(COA)'ydü Bir başka belirgin örnek ise Lübnan milliyetçiliğine ve pan-arabizme ek olarak "Büyük Suriye" düşüncesini benimseyen Suriye Sosyalist Milliyetçi Partisi(SSNP)'ydi SSNP, ideolojik olarak Başar Esad'ın Baas Partisi'ni desteklemese de çoğunlukla Suriye hükümeti destekliydi Hatta şu anda bile SSNP Baas Partisi'ne karşıdır İki Baas Partisine mensup grup da savaşın içine girdiler


Filistin Kurtuluş Örgütü ve Bölgesel Çatışma


Büyük Arap politik baskıları yüzünden Kahire Anlaşması 1969 yılında Mısır Başkanı Nasır tarafından feshedildi, Lübnanlılar yabancı bir gücün(FKÖ ülkelerinden İsrail'e karşı askeri operasyonlar yürütmesine izin vermeye zorlandı Öncelerde kabul etmeye yanaşmayan Lübnan, saldırıların Lübnan Ordusu'yla beraber koordine edileceğinden bu anlaşmayı ülkenin kontrolünü ele almanın son şansı olarak görmeye başladı FKÖ'ne mülteci kampları üzerinde tam kontrol verilmişti ve sonunda Güney Lübnan'ın büyük bölümü onlar etkisi altına girdi Ürdün'deki "Siyah Ekim"'den sonra savaşçıların ülkeye gelişiyle FKÖ'nün varlığı ülke için kaldırılamaz hale geldi Radikal gruplar kendi kanunlarıyla hüküm sürmeye devam ettiler ve muhafazakar Şii köylüleri yabancılaştırdılar FKÖ'nün Ürdün'de desteğini kaybettiği gibi, Lübnan'da Filistin'e olan Müslüman desteği yükselmeye başladı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.