Prof. Dr. Sinsi
|
Mohaç Savaşı (Mohaç Zaferi)
Mohaç’ta, Türklerle Macarlar arasında meydana gelen ve Macaristan krallığına son veren savaş (29 Ağustos 1526)
Türkler, Rumeli’ye geçtikten sonra (1357) Macarlar, Katolik dünyasının öncüsü olarak, Türklerin karşısına çıktılar; fakat her seferinde yenildiler Özellikle, iki defa kuşatıldığı halde alınamayan Belgrad’ın ele geçirilmesi (1521), Macarlara büyük bir darbe oldu, fakat Macar krallığının gücünü kırmadı Belgrad’ın alınmasından sonra da Macarlar ile Türkler arasında savaşlar devam etti
www sokagi org
Sınır beylerinden Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, padişaha Drava ve Sava ırmakları arasındaki Macar topraklarının alınmasını teklif etti Kanunî’nin Macar seferine karar vermesine, Almanya imparatoru Karl V ile Fransa kralı François I (Fransuva) arasındaki rekabet sebep oldu François I’in Pavia’da yenilerek Karl V’e esir düşmesi üzerine, François’nın annesi Louise de Savoie, Chancelier Dupart’ın etkisiyle, İstanbul’a elçi göndererek Kanunî’den, oğlunun kurtarılması için yardım istedi Kanunî, Karl V’in gücünü kırmak için bu yardım teklifini olumlu karşıladı; Türklere karşı Eflak ve Boğdan beylikleri ile anlaşan Macarlara savaş açmağa karar verdi 1526 kışında Rumeli kumandanlarına, Anadolu beylerbeyi Behram Paşa’ya, Bosna beylerbeyine ve Kırım hanına, savaşa hazır olmaları bildirildi Kanunî, 300 top ve 100 000 kişilik bir orduyla yola çıktı (23 Nisan 1526) Rumeli beylerinin kuvvetleri de bu orduya katıldı Yolda Petervaradin, İllok (Ujlak) ve Eszek kaleleri alındı Eszek kalesinde, seferin hedefinin Budin olduğu orduya bildirildi
Macar ordusu, Türk ordusunu karşılamak üzere, Mohaç ovasına ordugâh kurdu Ordunun başında, Macar kralı Lajos II ve başkumandan Nodor Bathory vardı Macar kralı, Erdel voyvodası Janos Zapolya’ya en kısa zamanda kendisine katılmasını bildirmişti Fakat, 30 000 kişiyle yola çıkan Erdel beyinin, kralı kıskandığı için savaşa katılmadığı söylenir
Kanunî Sultan Süleyman Han, çevreye gönderdiği akıncılarla, Macar ordusunun yardım almasını önledi Türk ordusu, 28 Ağustos 1526′da Mohaç ovasına geldi Başta Kanunî, veziriâzam İbrahim Paşa olmak üzere ordunun bütün kumandanlarıyla, eski ve tecrübeli askerlerinin katıldığı bir savaş meclisi toplandı Bu mecliste Yahyapaşaoğlu Bâli Bey, birbirlerine zincirlerle bağlı zırhlı Macar süvarilerinin çok tehlikeli olduğunu ve kitle halinde saldırının sakıncalı olacağını, düşmanın yan ve gerilerine yapılacak saldırıların daha çok yarar sağlayacağını söyledi; teklifi, padişah ve mecliste hazır bulunanlarca kabul edildi Macar ordusu, kendi savaş planı gereğince iki safa ayrıldı İlk saf, merkez, sağ ve sol olmak üzere kuruldu İkinci saf ise dört koldan meydana geliyordu; Lajos II de bu safta bulunuyordu Macar ordusu, 29 Ağustos’ta saldırıya karar verdi

Mohaç ovasının bir yanı bataklık (Karasu bataklığı), öteki yanı tepelikti Osmanlı ordusu, Bâli Bey’in teklifi üzerine, arka arkaya üç saf hâlinde düzene girdi Ön safta veziriâzam İbrahim Paşa kumandasında Rumeli askeri, ikinci safta Behram Paşa kumandasında Anadolu askeri, üçüncü safta ise yeniçerilerle padişah bulunuyordu Savaş planı gereğince, Macar saldırısı beklenecek, saldırılar Türk ordusunun merkezine yönelince, Türk kuvvetleri yanlara doğru açılarak, Macar süvarisini topların karşısında bırakacaktı
www sokagi org
Savaş, Macarların saldırısıyla başladı Rumeli askeri, plan gereğince, bir süre çarpıştıktan sonra geri çekilerek Macar zırhlı süvarilerini topların karşısına getirdi; Bâli Bey kumandasındaki akıncılar da düşmanın çekilme yollarını keserek, onları çember içine aldılar Anadolu kuvvetleri üzerine saldıran Lajos’un kumandasındaki ikinci saf da aynı tuzağa düşürüldü Bütün Macar ordusu topların önüne çekildikten sonra, 300 top birden ateşlendi; Macar ordusu dağıldı Lajos II ve yanındakiler, kaçan askerlerle birlikte Karasu bataklığında boğuldu Savaş alanında altı gün dinlenen Türk ordusu, Macar krallığının başkenti Budin üzerine yürüdü
www sokagi org
Başta kraliçe Maria olmak üzere soylular, devlet adamları ve Macar halk kaçtığı için, şehirde yalnızca Yahudiler kalmıştı Yahudilerin başkanı Salamon’un başında bulunduğu bir heyet, Foeldward kasabasında, Budin kalesinin anahtarlarını Kanunî Sultan Süleyman Han’a teslim etti
Osmanlı Devleti, bu savaşla, Avrupa’da öteden beri Osmanlılara karşı Hıristiyanlığın en güçlü müdafaa hattını kırmış oldu Aynı zamanda, Macar topraklarının parçalanması ve kademe kademe bütün Macaristan’ın ilhakına yol açacak seferler (Osmanlı-Avusturya savaşları) için ilk adımı da attılar Osmanlı kuvvetleri, Budin’e girmiş olmakla birlikte, Belgrad’ın muhafazası için stratejik önemi bulunan Sirem bölgesi hariç, önce Macaristan’ı doğrudan idareleri altına almayarak, Avrupa’yla aralarında, kendilerine bağlı bir tampon devlet haline getirmeyi uygun buldular Bu, muhtemelen Kanunî’nin Avrupa’da takip etmek istediği denge siyasetinin bir sonucuydu Aslında tâbiiyet altına alma politikası, Osmanlı fetih metotlarından biri olup, âni fethin ortaya koyabileceği tepkilerin dozunu dengelemek amacını taşımakta; ancak yavaş yavaş Osmanlı idaresine ısındırılan bölge, daha sonra tamamıyla ilhak edilmekteydi Nitekim Macar tahtı, Macar asilzâdeleri tarafından kral seçilen Yanoş Zapolya’ya bırakıldı
|