Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
istanbul, tarihcesi

İstanbul Tarihçesi

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İstanbul Tarihçesi




İstanbul'un tarihi 300 bin yıl önceye kadar uzanır Küçükçekmece gölü kenarında bulunan Yarımburgaz mağarasında yapılan kazılarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlanmıştır Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve K*****itik insanların yasadığı sanılmaktadır Çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda, Dudullu yakınlarında Alt Paleolitik Çağ'a, Ağaçlı yakınlarında ise, Orta Paleolitik Çağ ile Üst İstanbul, Marmara Bölgesi'nde il ve Türkiye'nin en büyük kenti Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara başkentlik yapan, 133 milyar dolarlık yıllık üretimiyle Dünyada 34 sırada yer alır Türkiye'nin kültür ve finans merkezidir İstanbul, 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır Marmara kıyısı ve İstanbul Boğazı (Boğaziçi) boyunca, Haliç'i de çevreleyecek şekilde Türkiye'nin kuzeybatısında kurulmuştur

Paleolitik Çağ'a özgü aletlere rastlanmıştır 5000 yıllarından itibaren başta Tarihöncesi uygarlığının gelişme sürecinde, kültürel evrelerin en uzunu ve buzul çağlarının kültürel karşılığı olan; insanlığın ilk ortaya çıkışından, MÖ yaklaşık 10000 yıl öncesine kadar süren arkeolojik çağ Bu çağda çaytaşı, çakmaktaşı, hayvan kemikleri ve ağaç gibi doğal maddelerden yapılan ilk aletlerin kullanılmaya başlandığı ve insanların mağara, kaya sığınağı gibi yerlerde "büyük gruplar"/"kalabalık aileler" biçiminde yaşadıkları bilinmektedir


Paleolitik insan, besinini avcılık ve t

Kadıköy Fikirtepe olmak üzere Kadıköy'ün kuruluşu, Bizans'tan, yani İstanbul'un kuruluşundan 17 yıl kadar öncedir Kuruluş tarihi olarak MÖ 675 yılı kabul edilir Fikirtepe'den sonraki ilk yerleşme bugünkü Moda Burnu ile Yoğurtçu arasında kalan yerde kurulan Halkedon (Bakır ülkesi) olmuştur Bu şehirden günümüzen herhangi bir kalıntı ulaşmamıştır Fetih yıllarında küçük bir yerleşim birimi olan Kadıköy, fethi takib eden yıllarda da çok büyük bir gelişme göstermemiştir Kadı Hızır Bey'in, bugünkü Osmanağa Camii'nin bulundu

Çatalca,

Dudullu, Ümraniye, Pendik, Davutpaşa, Kilyos ve Ambarlı'da yoğun bir yerleşimin başladığı sanılmaktadır Ama bugünkü İstanbul'un temelleri MÖ 7 yüzyılda atılmıştır MS 4 Yüzyılda İmparator Constantin tarafından yeniden inşa edilip, başkent yapılmış; o günden sonra da yaklaşık 16 asır boyunca Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde başkentlik sıfatını sürdürmüştür Aynı zamanda, İmparator Constantis ile birlikte Hristiyanlığın merkezlerinden biri olan İstanbul, 1453'te Osmanlılar tarafından fethedildikten sonra Müslümanların en önemli kentlerinden biri sayılmıştır


İSTANBUL TARİHİNDEKİ BELLİ BAŞLI DÖNEMLER


Bizantion (MO 660 - MS 324) Yunanistan'dan gelen Megara'lılar MÖ 680'lerde Marmara Denizi'ni geçerek İstanbul'a ulaştılar ve bugünkü Kadıköy'de Halkedon adını verdikleri bir kent kurdular "Körler Ülkesi" olarak da anılan Halkedon'un halkı tarımla uğraşıyordu MÖ 660'larda da Trak kökenli komutanları Bizans önderliğinde yola çıkan Mega'lıların diğer bir kolu bugünkü Sarayburnu'nun olduğu yerde başka bir kent daha kurdu Efsaneye göre Delfi Tapınağı'ndaki kahinin öğüdüne uyarak burayı seçen Megara'lılar, komutanlarının adından hareketle, kente "Bizantion " adını verdiler Bu yörede Megara'lılardan önce de bazı Trak toplulukları yaşadığı bilindiği için Megara'lılarla yerli halkın kaynaşmış oldukları sanılmaktadır Pek çok istilalara uğrayan Bizantion, MÖ 269'da Bithynıalılar tarafından yağmalanarak ele geçirildi MÖ 202'de Makedonyalılar'in tehdidinden korkarak, Bizantion Roma'dan yardım isteğinde bulundu Bu dönemden itibaren kentte Roma İmparatorluğu'nun etkisi başlamış ve MÖ 146'da kent Roma'nın egemenliğine girmiştir Önceleri idari olarak varlığını sürdüren kent, daha sonra Bitinya-Pontus eyaletinin bir parçası haline gelmiştir Böylece 700 yıllık kent devleti statüsü sona ermiştir Eski İstanbul Evleri 73 yılında Bizantion Roma'nın Bithynia-Pontus eyaletine bağlandı İmparator Vespasianus kentin gelişimine katkıda bulundu 193 yılına gelindiğinde, Roma İmparatoru Septimus Severus, Partlar'in tarafını tutan Bizantion'u kuşatarak kenti yağmalayıp, surları da yıktırdı Daha sonra ise surları yeniden inşa ettirip, kenti imar etti Yeni binalarla sokakları düzenledi Hipodrom inşaatını başlattı 269'da kent bu defa Gotlar'ın saldırısına uğradı Zafer kazanan Gotlar, deniz kıyısına yakın bir yere sütunlarını diktiler 13'de Nicomedialılar kenti ele geçirdiler I Constantinus, Nicomedialilar'la yaptığı savası kazanarak kenti geri aldı


Roma İmparatorluğu'nun başkenti (324 - 395)Bizantion Roma'nın Doğu'sunun yönetim merkezi olarak seçildi Bu yeni konumu, kentin dünya kültürü ve siyaseti içindeki önemli rolünü de belirledi I Constantinus (324-337), Romalı soyluları Bizantion'a çağırarak kentin Romalı nüfusunu artırdı Yeni başkentin konumuna yakışır bir imar hamlesi başlatıldı Limanlar ve su tesisleri yeniden düzenlendi Kent içi su dağıtım sistemlerinin temelleri atıldı Savunma için yeni bir sur yaptırıldı Septimus Severius'un başlattığı hipodrom inşaatı tamamlandı 100 bin kişilik hipodromun genişliği 117, uzunluğu ise 480 metreydi Hipodrom duvarlarinın üzeri çok sayıda heykelle süslüydü En önemlisi de at heykelleriydi Kentin Latinler tarafından istila edilmesiyle bu at heykelleri Venedik'e, San Marco Meydanı'na taşındı Hipodrom'daki (Sultanahmet Meydanı) imparatorluk sarayı (Sultanahmet Camisi'nin bulunduğu alan) ve anıtsal ibadethaneler, akropolis (Topkapi Sarayı'nın bulunduğu yer) yapıldı Önceleri Nea (Yeni) Roma adı ile anılan kenti, I Constantinus kendi adıyla özdeşleştirdi 11 Mayıs 330 tarihinde kentin adı Constantinopolis olarak ilan edildi Önce Aya Irini, ardından 360 yılında da Ayasofya kiliselerini yaptıraran I Constantinus, kenti Hiristiyan dünyası için önemli bir merkez haline getirdiBizans İmparatorluğu Dönemi (395 - 1453) 476'da Batı Roma'nın yıkılmasından sonra Doğu Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu'na dönüşmüş ve İstanbul da, bu yeni imparatorluğun başkenti haline gelmiştir 6 yüzyılın ortaları, Bizans İmparatorluğu ve İstanbul için yeni bir yükseliş döneminin baslangicidir İmparator I Jüstinyen yönetimindeki bu dönemde daha önce tahrip edilmiş olan Ayasofya bugünkü haliyle yeniden inşa edilmiş, 543'lerde kentte görülen ve nüfusun yarısının ölümüne sebep olan veba salgınının izleri silinmiştir


7, 8 ve 9 Yüzyıllar İstanbul için kuşatılma yılları oldu Yedinci yüzyılda Sasaniler ve Avarlar'in saldırısına uğrayan kenti, sekizinci yüzyılda Bulgarlar ve Müslüman Araplar dokuzuncu yüzyılda ise Ruslar ve Bulgarlar kuşattılar 1204'de kent Haçlılar tarafından ele geçirildi ve yağmalandı Bu işgal ve yağma sonrasinda ortaçağın en büyük kenti 40-50000 nüfuslu, yoksul ve harabe bir kente dönüştü Bu dönemden sonra İstanbul sürekli küçülmeye ve fakirleşmeye başladı Şehrin soylu ve zenginleri İznik'e göç etti Latin İmparatorluğu sadece İstanbul ve yöresinde egemenlik kurabildiİznik (Nikia), Trabzon ve Yunanistan'daki Epiros'ta bir Bizans muhalefeti gelişti 1254 yılına gelindiğinde Latin İmparatorluğu çepeçevre kuşatılmıştı Bu esnada İstanbul çok fakirleşmiş hatta Latin İmparatoru II Baudouin ısınmak için sarayının ahşap bölümlerini yakacak olarak kullanmaya başlamıştı Nihayet 1261 yılında Palailogos Hanedani İstanbul'u tekrar ele geçirdi ve böylece İstanbul'daki Latin dönemi sona erdi


Eski İstanbul (Aksaray) Osmanlı İmparatorluğu Dönemi (1453-1923)Kent, 1391 yılından başlayarak Osmanlılar tarafından kuşatılmaya başlandı 1396'da I Bayazıd (1389-1403), Karadeniz'den gelecek yardımları önlemek için kentin Anadolu yakasına bir hisar yaptırdıKenti almaya kararlı olan II Mehmed de (1451-1481), Bizans'a Kuzey'den gelecek yardımları her iki taraftan Boğaz'ı tutarak önlemek için bu defa kentin Avrupa yakasına Rumeli Hisarı'nı inşa ettirdi İstanbul'un fetih hazırlıkları bir yıl önceden başlatıldı Kuşatma için gerekli olan çok büyük toplar döktürüldü 16 kadırgadan oluşan güçlü bir donanma oluşturuldu Asker sayisi iki kat arttırıldı Bizansın yardım almasını engellemek için yardım yolları kontrol altına alındı Ceneviz'lilerin elinde bulunan Galata'nın da savas esnasında tarafsız kalması sağlandı 2 Nisan 1453 tarihinde ilk Osmanlı öncü kuvvetleri İstanbul önlerinde görüldü Böylece kuşatma başladı İki aya yakın süren bu kuşatma dönemi 29 Mayıs 1453 günü sabaha karşı başlayıp, öğleden sonra kentin ele geçirilmesiyle tamamlandı Bu tarihten itibaren İstanbul bir Osmanlı kenti oldu


Fetihten sonra şehrin kalkındırılması için yeni iskan bölgeleri oluşturuldu Bizans'in son dönemlerinde görkemini yitirmiş olan kentte, öncelikle eskiden kalma binalar ve surlar onarılmaya başlandı Bizans altyapıları üzerinde Osmanlı'nın temel kurumlarının binaları yükselmeye başladı Büyük su sarnıçlarının da korunması sağlandı Osmanlı kimliğine uygun bir gelişme gösteren İstanbul artık imparatorluğun başkenti idi Nüfusu artırmaya yönelik bu iskan ve sürgünlerle oluşan mahalleler daha sonraki Istanbul idari yapısının temelini oluşturdu 1459'da İstanbul her biri farklı demografik özellikler taşıyan dört idari birime ayrıldı Bunlardan biri idarenin merkezinin olduğu Suriçi, diğer üçü ise surdışında yeralan ve "Bilad-i Selase" olarak adlandırılan Eyüp (Büyük ve Küçük Çekmece, Çatalca ve Silivri dahil), Galata ve Üsküdar'di 1457 sonunda eski başkent Edirne'nin uğradığı büyük yangınla şehre yeni göçmenler geldi ve şehir oldukça şenlendi İstanbul, fetihten elli yıl sonra Avrupa'nın en büyük şehri haline geldi 16 yüzyıla büyük bir şehir olarak giren İstanbul, Küçük Kıyamet olarak anılan 14 Eylül 1509 depreminde çok zarar gördü 8 Şiddetinde olduğu tahmin edilen ve artçı sarsıntıları 45 gün süren depremde binlerce bina yıkıldı, binlerce kişi öldü


Eski İstanbul İstanbul, 1510'da Sultan II Beyazıd tarafından 80000 kişinin istihdamıyla neredeyse yeniden kuruldu Bu yüzden günümüze gelebilen eserlerin büyük çoğunluğu bu devirden kalmıştır 1520-1566 yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman yönetiminde İstanbul birçok değerli esere ve izleri günümüze kadar ulasan bir kent planına kavuşarak, gelişmiştir Bu dönemde özellikle Mimar Sinan imzalı birbirinden değerli çok sayıda eser inşa edilmiştir Veba salgını, yangınlar ve sellere rağmen Kanuni dönemi İstanbul için tam bir yükseliş dönemi sayılmıştır Lale Devri olarak da anılan Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın sadrazamliğındaki 1718-1730 yılları, itfaiye teskilatının kurulması, ilk matbaanın açılması ve çesitli fabrikaların inşasıyla İstanbul'un değişmeye başladığı dönemdir 3 Kasım 1839'da Topkapı Sarayı'nın Gülhane Bahçesi'nde okunarak halka ilan edilen Tanzimat Fermani ile İstanbul'da yeni bir dönem açıldı Batılılaşma sürecinin hızlandığı bu dönemde İstanbul'da mimariden yaşama tarzına, eğitim kuruluşlarından sanayi kuruluşlarına kadar birçok alanda yenilikler yaşandı


Bu dönemde şehir yeni alanlara doğru genişlemeye başladıSuriçi Bakirköy yönünde, Galata ise Teşvikiye yönünde yayılırken; Boğaziçi'nde Sarıyer'e iskan hızlandı Anadolu yakası ise bir taraftan Bostancı, diğer taraftan Beykoz'a doğru büyüdüBu yıllar, altyapı ve kent hizmetlerinde de önemli gelişmelere sahne oldu Haliç üzerine köprü yapılması, tünel (metro), Rumeli Demiryolu, kent içi deniz tasımacılığı yapan Şirket-i Hayriye'nin açılması, Şehremaneti (Belediye) örgütünün diğer belediye dairelerinin kurulması, ilk telgraf hattinin çekilmesi, Zaptiye Nezareti'nin kurulması ve ona bağlı karakolların açılması, Vakıf Gureba Hastanesi'nin hizmete girmesi ve Atlı Tramvay Şirketi bu gelişmelerin sadece bazılarıdır 23 Aralık 1876'da I Meşrutiyet ve 24 Temmuz 1908'de II Meşrutiyet ilanlarına sahne olan ve halk arasında "Üçyüzon Depremi" denen 1894 depreminde büyük zarar gören İstanbul', II Dünya Savaşı'nın ardından 13 Kasım 1918'de İtilaf Devletleri donanmasınca işgal edildi


1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla İstanbul'un başkent dönemi sona erdiKaynaklar http://wwwistanbulgovtr/

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.