Prof. Dr. Sinsi
|
İzmiroğlu Cüneyd Bey
İzmiroğlu Cüneyd Bey ( Aydınoğlu hanedanına mensup olmakla birlikte, hanedanın olağan çizgisi dışından gelerek tarih sahnesine çıktığından ve Tarihteki Türk Devletleri
İzmir valiliği yapmış olmasından ötürü İzmiroğlu Cüneyd Bey olarak anılır; Kara Cüneyd de denilir) İzmir, Türkiye'nin nüfus, sanayi, ticaret, turizm ve kültür yönlerinden üçüncü büyük şehridir
Tarihi ve tabii güzellikleri ile de Türkiye'nin en güzel llerinden biridir 37° 45' ve 39° 15' kuzey enlemleri ile 26° 15' ve 28° 20' doğu boylamları arasında yer alır Balıkesir, Manisa, Aydın ve Ege Denizi ile çevrilidir İzmir, renkli bir tabiata, zengin bir tarihi mirasa ve bol ürün veren topraklara sahip bir ildir Trafik plaka numarası 35'tir
Osmanlı Devleti'nin yaşadığı Osmanlı Devleti, 13 yüzyıl sonlarından 20 yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır
Fetret Devri ve
II Murad'ın saltanatının ilk yıllarında gündemde kalmış, Osmanlı Devleti'nin bu 20 yıllık süredeki bütün toparlanma çabalarında karşısına çıkmış bir yerel yönetici ve asidir İsmi bu anlamda Fetret Devri ile özdeşleşmiştir
İkinci Murad, yedinci Osmanlı padişahı, uzun boylu, beyaz tenli, doğan burunlu ve gayet güzel yüzlü bir padişahtı Çok güzel konuşurdu Sultan Murad süküneti ve huzurlu yaşamayı arzu eden fakat icap ettiği takdirde gayet hareketli, cesur ve hiçbir şeyden yılmayan bir kimse idi
1402 1402 yılı olayları, ölümler, doğumlar ve diğer önemli gelişmeler
Ankara Savaşı'nda ANKARA SAVAŞI Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid ile Timur Hanın 1402 yılında Ankarada yaptıkları savaş Osmanlı padişahı Yıldırım Bayezid Han, Anadolu beyliklerini hakimiyeti altına aldığı zaman bu ülkelerin beyleri, o zaman batıya doğru gelmekte olan Timur Hana sığınmışlardı Ayrıca Timurdan kaçan Karakoyunlu Hükümdarı Kara Yusuf ile Tebriz hükümdarı Ahmed Celayiri de, Yıldırıma iltica etmişti Bu beyler her iki Türk sultanını birbiri aleyhine kışkırtıy
Yıldırım Bayezidin Yıldırım Bayezid 1360 yılında Edirne'de doğdu Babası Murad Hüdavendigar, annesi Gülçiçek Hatundur Gülçiçek Hatun Rum'dur Yıldırım Bayezid yuvarlak yüzlü, beyaz tenli, koç burunlu, ela gözlü, kumral saçlı, sık sakallı ve geniş omuzluydu Girdiği savaşlarda gösterdiği cesaretten dolayı ona 'Yıldırım' lakabı takılmıştı
Timura mağlup ve esir düşmesinden sonra Aydınoğlu Beyliği tekrar canlanmıştır Aydınoğlu hanedanının başında bulunan Timur (1336 - 14 Şubat 1405) 1336'da Keş'de (Özbeksitan topraklarındaki Semarknad'ın 50 mil güneyindedir ) doğdu Türkler kendisine, Aksak Timur derlerdi (Sol ayağı doğuştan sakat olduğu için) Barlas aşiretinin liderlerinden Emir Turagay ile Tekina Hatunun oğluydu
Aydınoğlu İsa Bey ölmüş bulunduğundan, beyliğin başına Timur Han'ın emriyle, İsa Bey'in oğlu Aydınoğlu Musa Bey geçti Musa Bey'in de ertesi yıl vefatı üzerine, 1403'de yerine Aydınoğlu II Umur Bey geçti Fakat, Aydınoğlu İbrahim Bahadır Bey'in oğlu ve o sırada Timur tarafından Cenevizlilerden tamamen alınmış bulunan İzmir'in valisi olan Cüneyd Bey buna karşı çıkarak, saltanat iddiasında bulundu II Umur Bey'in üzerine yürüyerek payitahtı Ayasluğu ( Selçuk) zapteden Cüneyd Bey, Umurun 1405te ölümüyle de, Aydınoğlu topraklarına tek başına hakim oldu ve bu hakimiyetini aralıklarla 1425e kadar sürdürdü
Cüneyd Bey, konumunu sağlamlaştırmak için, Osmanoğlu hanedanı içinde Fetret Devri boyunca cereyan eden taht kavgalarına karıştı, ve her defasında şehzadelerden birini tutarak, zaman zaman kendisine müttefik bulmak veya mevcut ittifaklara katılmak yolunu tuttu Birçok kereler başarısızlığa uğramasına rağmen, kendini bağışlatmayı bildi ve her seferinde yeni vazifeler almaya muvaffak oldu
İzmiroğlu Cüneyd Bey'in karıştığı başlıca gaileler şunlardır:
1404 yılında I Mehmed Çelebi'nin Bursa'ya girerek hükümdarlığını ilan etmesinden sonra Ulubat'ta yendiği kardeşi İsa Çelebi, önce Bizans'a, sonra Edirne'deki diğer kardeş Süleyman Çelebi'ye, I Mehmed'e ikinci defa yenilmesinden sonra da İsfendiyar Bey'e, üçüncü yenilgisinden sonra ise İzmiroğlu Cüneyd Bey'e sığınmıştır Onun aracılığıyla Saruhan ve Menteşe Beyleriyle anlaşarak talihini bir kere daha denemek istedi, ancak yine mağlup oldu ve bu defa Karamanoğlu Beyliği'ne iltihak etti Ancak bir süre sonra yakalanarak ortadan kaldırıldı
Anadolu'da yalnız kalarak kuvvetlenen I Mehmed'in bu kez karşısına çıkan Edirne'deki kardeşi Süleyman Çelebi'nin hakimiyetini İzmiroğlu Cüneyd Bey ve Menteşeoğlu İlyas Bey kabul ettiler Ancak I Mehmed'in diğer kardeş Musa Çelebi'yi Rumeli'ye göndermesiyle geri çekilmek zorunda kalan Süleyman Çelebi, Musa Çelebi'nin bir baskını ile ortadan kaldırıldı
Süleyman Çelebi'yi bertaraf eden Musa Çelebi Edirnede bu kez kendi hükümdarlığını ilan edince İzmiroğlu Cüneyd Bey bu defa da onun tarafına geçti Musa Çelebi I Mehmed'in Anadoluda kuvvetli olduğunu bildiği için daha ziyade Bizans'la meşgul oldu ve İstanbul'u bir kez kuşattı Bu arada sonradan büyük bir isyan çıkaracak Şeyh Bedreddini kazasker yaparak, nüfuzunu artıracağı bir mevki edinmesini sağladı Bizans İmparatoru'nun Musa Çelebi'ye karşı yardım istemesiyle I Mehmed 1411de İnceğiz mevkiinde kardeşi ile savaşa girişti ve kaybetti Gemilerle Anadolu tarafına geçerek yaralı bir halde Bursaya geldi Bir yıl sonra Musa Çelebiyle yaptığı ikinci savaşta da yenildi Musa Çelebinin sert yönetiminin ahaliyi I Mehmed tarafına meylettirmesiyle I Mehmed kardeşine karşı üçüncü defa Rumeliye geçti Kendisine katılan Sırp despotu ve bazı ümera ile birlikte, Tunaya çekilmekte olan Musa Çelebi üzerine yürüyen I Mehmed, Çamurlu Derbend mevkiinde meydana gelen savaşta Musa Çelebiyi nihayet yendi Musa Çelebi, yaralı olarak kaçarken yakalanıp boğduruldu ve Bursaya nakledilip, babasının türbesine defnedildi İzmiroğlu Cüneyd Bey ise Ohri'ye sürüldü
Ancak İzmiroğlu Cüneyd Bey kısa süre sonra Ohriden kaçarak Aydına geldi ve Ayasluğu (Selçuk) kuşatarak şehri aldı ve sancakbeyini öldürttü I Mehmed, Anadoluya dönünce önce Cüneyd Bey üzerine yürüyüp, Çandarlı (1 ) İbrahim Paşa eliyle Menemen, Kayacık ve Nif kalelerini aldı Bu arada İzmir de temelli olarak Osmanlı Devleti idaresine alındı İzmiroğlu Cüneyd Bey'in sürekli istikrarsızlık unsuru oluşturması, ailesinin ve kuvvetlerinin içinde bulunduğu Kadifekale kuşatmasını uluslararası bir hadise haline getirmişti Rodos, Midilli ve Sakız Hıristiyan donanmalari gibi, Menteşe Beyliği donanmasi da Osmanlılarla işbirliği yaparak İzmir'in zaptında rol oynamislardı Rodos Şövalyeleri yardımları karşılığında Timur tarafından yıktırılan İzmir Okkale'yi (Avrupalılar için St Peter Kalesi; bugün Hisar Camii'nin bulunduğu noktadaydı, nitekim Hisar Camii'nin adı da bu kaleden gelir) yeniden inşa etme talebinde bulunmuşlarsa da, I Mehmed ısrarlara karşı direnmiş, ancak ilişkileri büsbütün bozmak istemediği için Bodrum Kalesi'ni inşa etmelerine izin vermiştir Ancak Çelebi Mehmed, Cüneydin annesinin ricası üzerine İzmiroğlu Cüneyd Bey'i affederek 1414te Niğbolu Sancakbeyliğini verdi, Aydın sancakbeyliğine de Bulgar kralı Şişman'ın müslüman olan oğlu Süleyman'ı atadı
İzmiroğlu Cüneyd Bey, affedilip Niğbolu sancakbeyi tayin edilmişken, Düzmece Mustafa'nın ("Mustafa Çelebi" veya, daha sonra isyan eden II Murad'ın kardeşi Küçük Mustafa Çelebi'den ayırmak için, "Büyük Mustafa Çelebi" de denilir) ortaya çıkmasıyla bu sefer onunla birlik oldu ve padişaha tekrar baş kaldırdı Harekete Eflak voyvodası Mirçe'yi de dahil edip Tesalya ve Selanik tarafında büyük karışıklıklar çıkardılar Bu bölgeyi seçmelerinin sebebi, yenilgi halinde, o dönemde hem Bizans İmparatorlu'na hem de Osmanlı Devleti ile bağımlılık anlaşmaları olmakla birlikte özerk bir konumda olan Selanik'e sığınabilme düşüncesiydi Nitekim I Mehmed Düzmece Mustafa ordusunu Selanik mıntıkasında yendi ve isyancılar Selanik valisi Dimitrios Laskaris'in himayesine sığındılar Uzun müzakerelerden sonra I Mehmed Bizans İmparatoru Manuel'i isyancıların Selanik'te tutuklanmalarına ve Bizanslıların yıllık üçyüz bin akçe karşılığında kayd-ı hayat şartıyla Düzmece Mustafa, Cüneyd Bey ve otuz üç maiyetinin Limni adasında sürgün edilmelerine ikna etti
1421 Mayısında tahta geçen II Murad padişah değişikliklerinin karışıklıklara gebe olduğunu bildiğinden ve daha bir yıl öncesinde, şehzadeliğinde, Rumeli'de Şeyh Bedreddin İsyanı'nın, Ege Bölgesi'nde Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal (Samuel) isyanlarının bastırılmasına bizzat nezaret ettiğinden, gönül alıcı mektuplar ve çok değerli hediyeler göndermek suretiyle herhangi bir kargaşa çıkmasını baştan önlemek istiyordu II Murad zamanında da mevkiini koruyan Amasyalı Beyazıd Paşa, Çelebi Mehmed'in ölümünün duyulmasından sonra serbest bırakılan ve meşru hükümdarla mücadeleye başlayan Düzmece Mustafa'nın üzerine gönderildi Edirne'nin Sazlıdere mevkiinde Şehzade Mustafa'nın kuvvetleriyle karşılaştı Emri altındaki askerlerin büyük çoğunluğu Mustafa tarafına geçince teslim olmak zorunda kaldı ve ertesi gün İzmiroğlu Cüneyd Bey'in tahrikleriyle katledildi Sazlıdere zaferinden sonra bir süre boyunca eli güçlenen ve Edirne'de saltanat sürmeye başlayan Mustafa'ya bağlı birlikler ile karşı tarafın avantajını değerlendirmekte geç kalmasından istifade eden II Murad'ın birlikleri Ocak-Şubat 1422'de Ulubat Çayı kenarında karşı karşıya gelirler II Murad'ın maiyetindeki Hacı İvaz Paşa ve Mihaloğlu Mehmed Bey gibi şahısların Rumeli beylerini sözlü ve yazılı olarak etkilemesi üzerine, herhangi bir çarpışma olmaksızın Mustafa'nın kuvvetlerinde bir moral çöküntüsü yaşandı Bunu farkeden ve Mustafa'nın sonunu iyi görmeyen İzmiroğlu Cüneyd Bey de değerli eşyaları ve kendisine bağlı yetmiş kişi ile birlikte gece vakti karargahtan kaçarak Aydın yöresine sığındı
Ancak Mustafa Çelebi olayı Osmanlı Devleti açısından bardağı taşıran son damla olmuştu Döndüğü Aydın yöresinde Beyliğinin eski topraklarını elde etmek, Bizanslılar ve Venediklilerle ilişkiler kurmak çabası içine girer Aydin ili beyi Yahşi Bey ve Anadolu Beylerbeyi Oruç Bey'in üstesinden gelemedikleri Cüneyd'i yeni Anadolu Beylerbeyi Hamza Bey, Akhisar civarında yenilgiye uğratır Sıkıştırılan Cüneyd Bey Sisam adası karşısındaki İpsili kalesine sığınmış, ancak Osmanlıların Anadolu'daki en önemli hasmı konumunda olan Karamanoğlu Beyliği'nden beklediği yardımı göremeyince (gizlice Karamanoğlu İbrahim Bey'in yanına kadar gidip bir miktar Karaman askeri ile döndüğü, ancak bu yardımcı kuvvetlerin İpsili'ye varışta Cüneyd'i terkettiği belirtilmektedir), teslim olmuş ve yanındaki oğlu Beyazıd ile birlikte öldürülmüştür Çanakkale hapishanesinde bulunan diğer oğlu Kurt Bey ve kardeşi Hamza Bey de öldürülerek soyuna son verilmiştir
Bu bir türlü rahat durmayan tarihi şahsiyetin ortadan kaldırılmasıyla Aydınoğlu Beyliği toprakları tamamıyla Osmanlı Devleti'nin hakimiyeti altına girmiştir (1425)
Beylik hanedanının torunlarından Aydınoğlu Molla Yakup Bey 1597 yılında İzmir'in en büyük camii olan Hisar Camii'ni yaptıracaktır Bu da, Aydınoğlu ailesinin Osmanlı idaresinde de uzun süre ön planda kaldığına işaret etmektedir Ancak 17 yüzyıldan itibaren İzmir'in giderek yabancı tacirler ve azınlıkların ağır bastığı bir evrime girmesiyle ailenin önce nüfuzu azalmış, sonra da fertleri kaybolmuş olmalıdır
Kaynakça
[http://www dallog com Dallog com ve diğer muhtelif kaynaklar]
|