Prof. Dr. Sinsi
|
Asesler
Asesler (Ases Teşkilatı) Osmanlı Devleti'nde, şehirlerde geceleri dolaşan güvenlik kuvvetine verilen isim
Ases teşkilatı, Osmanlı Devleti, 13 yüzyıl sonlarından 20 yüzyılın ilk çeyreğine değin varlığını sürdüren Türk devleti Anadolu'da kurulmuş, sınırları tarihi boyunca çok değişmekle birlikte en geniş döneminde bugünkü Arnavutluk, Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, Romanya ye Akdeniz'in doğusundaki adaları, Macaristan ve Rusya'nın bazı kesimlerini, Kafkasya, Irak, Suriye, Filistin ve Mısır'ı, Cezayir'e kadar tüm Kuzey Afrika'yı ve Arabistan'ın bir bölümünü kapsamıştır
İlhanlılardan İlhanlılar yada İlhanlılar Devleti, Cengiz Han'in (Çingiz Han)torunu Hülagû Han tarafından, merkez Tebriz olmak üzere İran'da kuruldu (1256) "İlhanlı" ismi; "Büyük Kağanlı" anlamına gelmektedir Çünkü İlhanlılar'ın kendi bayrakları ve paraları olsa da, bir çeşit eyalet sistemiyle yönetilmekteydiler ve Moğollar'ın Büyük Kağan'ına bağlıydılar İlhanlı kelimesinin tartışılan bir başka anlamı ise; İl-eyalet hanı olabileceğidir Son derece büyük ve hızlı hareket eden bir orduları vardı
Selçuklulara, oradan da Osmanlılara geçti Bu teşkilata, İlhanlılar Devletinde "emaret-i ases" denirdi Osmanlılarda Selçuklular, Türk-İslam devletlerinin en büyüklerindendir Oğuzların Üçoklar kolunun, Kınık boyuna mensupturlar 10 yüzyılın sonu ile 11 yüzyılın başlarında İslamı kabul ettiler Selçuklular; Çin'den, Batı Anadolu dahil bütün Ortadoğu ülkeleri, Akdeniz sahilleri, Kuzeybatı Afrika, Hicaz ve Yemen'den Rusya içlerine kadar yayılan hakimiyetin, muazzam bir kültür ve medeniyetin temsilcisidir
Fatih Sultan Mehmed döneminde kurulan aseslik teşkilatının başında, Fatih Sultan Mehmed (1432 - 1481) 29 Mart 1432'de Edirne'de doğdu Babası Sultan İkinci Murad, annesi Huma Hatun'dur Fatih Sultan Mehmed, uzun boylu, dolgun yanaklı, kıvrık burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padişahtı
Yeniçeri Ocağı'nı meydana getiren ortalardan yirmi sekizinci ortanın çorbacısı bulunurdu Bu çorbacıya, asesbaşı denirdi Bugünkü manâda emniyet müdürüne karşılık gelmektedir
Asesbaşı idaresindeki asesler, geceleri, asayişi temin etmek için dolaşırlar, yasak yerlerde rastladıkları şüpheli kişileri yakalarlar, kimliklerini soruştururlar, suçlu olanları cezalandırırlardı Suçsuz olanları ise, yasak yerlerde dolaştıklarından ötürü para cezasına çarptırırlardı Yeniçeri ağasının yakaladığı kimselerin hapsi ile asesbaşı ilgilenirdi İstanbul içindeki Tomruklar ile Babacafer zindanları da asesbaşının emri altındaydı
Asesbaşı, merasimlerde ve kapıkulu ocaklarının sefere çıkışlarında, beş yüz kadar olan maiyeti ile yolun iki tarafına dizilerek düzeni sağlardı Vezir-i azam divanında ve vezir-i azamın İstanbulda kol gezdiği zamanlarda, bir kısım asesiyle birlikte asesbaşı da bulunurdu Narh denetiminde subaşıyla birlikte sadrazama yardımcı olurdu Yeniçerilere ulufe dağıtımına, Muhzır Ağa ile birlikte müşahit olarak katılırdı Elçi karşılama ve kabul resimlerinde, protokolde yer alırdı
Asesbaşı, başına yeşil çuhadan çatal kalafat, arkasına zağra yakalı ve yeşil divan kürkü, bacağına ak çakşır, ayağına da sarı yemeni giyerdi Devlet merkezi olan İstanbulda, biri Galatada diğeri Suriçinde olmak üzere iki asesbaşı vardı Fakat, Suriçi Asesbaşısı üstün dereceliydi Asesbaşı, Babıalide bulunduğu için, kendisinin yeniçeri ağası dairesinde bir emir eri bulunurdu Yeniçeri ağası, asesbaşına bu emir eri ile emir gönderirdi Diğer şehir ve kasabalarda da, ases adı altında emniyet teşkilatı ve buna ait vergiler vardı
|