Kantemiroğlu |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kantemiroğlu1673 yılında doğdu Rumen tarihçi ve besteci Gençliğinde Latin, Yunan ve İslav dillerinin yanı sıra, din bilgisi ve ***** kullanmayı da öğrendi 1684te Osmanlı Devleti babasını Boğdan beyliğine atayınca, geleneğe göre 1678de rehin olarak İstanbula gönderildi Öğrenimini İstanbulda sürdürerek, patrikhanedeki akademide eski Yunan ve Latin kültürüyle Bizans ağırlıklı Ortodoks kültürünü, enderunda ise Osmanlıca, Farsça ve Arapça öğrendi Osmanlı siyaset ve kültür çevreleriyle yakın ilişki kurdu Osmanlı Devletinin siyaseti, kurumları, etnik durumu, İslam dini ve sanatına ilişkin köklü bilgiler edindiği gibi Batıdaki hareketleri izlemeyi de ihmal etmedi Kantemiroğlunun besteci olarak önemi, oluşturduğu nota sistemiyle pek çok eseri notaya almış olmasındadır Çağdaş Rumen yazarlarının araştırmalarına göre, ilk müzik zevkini, flütle Boğdan havaları çalan babasından almıştır Boğdandayken müziğin temel kurallarını da öğrenmiştir Türk müziği öğrenimi ise, 14 yaşında geldiği İstanbulda başlar Kemani Edirneli Ahmed Çelebiden bu müziğe ait bilgileri, Tamburi Angelikiden tambur öğrenir II Ahmed zamanında enderuna alınır Ney üflediği de söylenen Kantemiroğlu, saz çalmış olmasının kazandırdığı bilgilerle, Türk müziğinin kuramsal temelini kısa zamanda öğrendi O dönemde, kuramsal konuları en iyi bilenlerden biri sayılıyordu Müzik meraklısı bir kimse olan Hazine-i Hümayün müdürü İsmail Efendi ile saray hazinedarı Latif Çelebinin ısrarlarıyla ünlü kitabını yazdı Kısaca "Kantemirloğlu Edvarı" diye anılan, Kitab-ı İlmül-Müsiki ala Vechil-Hurüfat adlı bu kitap iki ana bölümden oluşur Birinci bölümde makamlar, perdeler, usuller üstüne bilgiler, ikinci bölümde ise, 16-17 yüzyıla ait toplam 349 parça eserin notasını verir O dönemin Osmanlıcası ile düzgün bir üslupla kaleme alınan Edvar, II Ahmede sunulmuştur Kantemiroğlu 1723 yılında öldü Türkiyedeki çağdaş müzikoloji çalışmalarında, onun önemine ilk kez dikkati çeken kişi Rauf Yekta Bey oldu 1912de Şehbal dergisinde yayınladığı iki yazıda, biyografisini sunduktan sonra Hüseyin Sadettin Arel aynı dergide hem bu edvarı yayınladı, hem de eser üstüne açıklamalarda bulundu |
|