Eski Mezopotamya |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Eski MezopotamyaYunanca bir kelime olan Mezopotamya, Yunan dili 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir Fırat ile akarsu ismi Fırat ile ilgili diğer başlıklar: Fırat Nehri Fırat Üniversitesi Dicle arasında kalan ince uzun, dar ülke ile bu iki nehrin vadisini, iki tarafın ve çevresini işaret eder Bugünki Dicle ulu ırmak anlamına gelir Dicle (ilçe) Dicle Nehri Irak olarak da mütalaa edebilirizFakat Irak´ın çöl kısmı (Badiyetü´s-Şam = Suriye Çölü) ve kuzey-doğunun dağlık bölgesi, dışarıda bırakılmalıdır Irak Orta Doğu ülkelerinden biri Kuzeyinde Türkiye, batısında Suriye ve Ürdün, doğusunda İran, güneyinde Kuveyt, Suudi Arabistan ve Basra Körfezi yer alır Başkenti Bağdat olan ülkenin nüfusu 26 milyondur (46 sırada) Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünün ardından Ortadoğuda kurulmuş olan devletlerden birisidir Tarih içinde hiçbir zaman yaşamış olan bir Irak devleti ve Irak halkı olmamıştır Irak adı da Osmanlı İmparatorluğu döneminde merkeze olan uzaklığından dolayı "Irak " kelimesiyle Mısır için Mısır (''Arapça'': Mısr/Masr, مصر) adıyla bilinen Mısır Arap Cumhuriyeti (''Arapça'': Gumhûriyet Masr'al Arabiye, جمهورية مصر العربية) Kuzey Afrika'nın en kalabalık ülkesidir Nüfusun büyük bir bölümü Nil Nehri boyunca yerleşmiştir Mısır, Kuzeydoğu Afrika'da yer alan, Kuzeyden Akdeniz ve doğudan Kızıldeniz'le kuşatılmış ve Sina Yarımadası ile Asya kıtasına Nil ne ise, bu bölge için de Dicle-Fırat aynı şeydir Hayatı teşekkül ettirmiş, medeniyeti doğurmuştur Kuzeydoğu Afrikada büyük bir nehir 6640 kilometrelik uzunluğu ile dünyânın en uzun, 3200000 km2 su alma alanı ile dünyânın üçüncü büyük nehridir Nilin su alma havzasında bir grup göl bulunur Bunlardan biri olan Victoria, dünyânın ikinci büyük gölüdür Nil, başlangıçta Beyaz Nil (esas kol) ve Mavi Nil olarak iki ana kol hâlinde doğar ve bu kollar Hartumda birleşir Yazı´da bu bölge, bir kaç asır Mısır´a tekaddüm ederek, ilk Yazı konuşma dışındaki muhabereye imkan sağlayan belli manalara sahip işaret ve şekillerden meydana gelmiş insan gözüne hitap eden ifade vasıtası Şekil ve işaretler taş, metal, papirüs, kağıt üzerine çizilir Yazı yalnız insanlara mahsus bir muhabere cinsidir Hayvanların çoğu sesle birbiriyle anlaşırlar Fakat hiçbir hayvan yazı yazamaz ve okuyamaz dünya parçası ve Dünya, Güneş Sisteminde bir gezegen Çapı 12756km, kütlesi 5,97x1024 kgdir Güneşe uzaklığı 149597890 kmdir Güneşin etrafında 365,25, kendi etrafında ise 1 günde döner Ortalama yüzey sıcaklığı 15 derecedir coğrafya sahası olarak tarih zamanlarına girmiştir Onun için "Tarih Sumer´de başladı" sözü doğrudur Bölgede, iki Coğrafya (Yunanca geo "Yer" ve graphein "yazmak"), Yer'in yüzeyini, insana ve fiziksel yapıya ilişkin mekânsal görünümler ile farklılaşmaları ve bunlann gerçekleştiği or-tamı inceleyip tanımlayan disiplin Yeryüzündeki mekânsal görünümler insana ve doğaya ilişkin çeşitli süreçlerden etkilendiği için jeoloji, meteoroloji, ekoloji, biyoloji, demografi, ekonomi, siyasetbilimi, sosyoloji, tarih gibi başka pek çok disiplinle ilişki içindedir Coğrafi verilerin toplandığı başlıca kayıt harita o ırk grubu mevcud olmuştur: Sami Olmıyanlar ve Sami Olanlar Medeniyet kurucu olanlar Sami Olmıyanlar yani Sumerler´dir ( Sumer veya Sümer) Samiler, Sümerler´den çok sonra bölgeye güneyden, Arabistan´dan gelip yerleşmiş ve küçük bir grup olan Sumerler´i azınlıkta bırakmış, hatta zamanla tamamen eritip temsil etmişlerdir Bu suretle zamanla ülke, tamamen bir Sami ülkesi olmuştur Samiler, Sumer´in yüksek medeniyetini oğrenmişlerdir Bununla beraber Sumerler de ülkenin otokton (yerli) ahalisi olmayıp, dışarıdan, muhtemelen doğudan gelmişlerdir Bir zamanlar revaçta olan Sumerler´in Türkler´le akraba, hatta " Türk" oldukları, hiç bir ilmiyetti olmıyan bir faraziyyeden ibarettir Ari ( Hind-Avrupalı) oldukları hakkında bazı emareler vardır Sumerler, MÖ 3300´den önce doğudan gelip yerleşmişler ve bir müddet sonra yazı´yı bulup kullanarak, (3100´den önce) Tarih çağlarını açmışlar, tarihöncesi çağlarına son vermişler, Ilk Çağ´ı başlatmışlardır Asıl Sumer denen ülke, bugünki Bağdad´ın güneyinden başlıyarak, bugün Şatt´ın başladığı (Yani Dicle ile Fırat´ın birleştiği) yere kadar uzanan, Dicle ile Fırat arasıdır (o zamanlar Şatt mevcud olmayıp, Dicle ile Fırat ayrı ayrı Basra Körfezine akarlardı) Bugün Şatt´ın başladığı çevreye Kalde, onun güneyinde kalan, Basra körfezi`nin kuzeyine, bugünki Şatt´ın denize döküldüğü bölgeye de Sinear denmektedir Bugünki Bağdad´ın kuzeyinde kalan bölgenin o çağda adı Akad ( Akkad), onun kuzeyinde kalan ülke de Asur´dur ki, bugünki Musul bölgesidir Asur ülkesi, Zab ırmaklarının çevresini de içine almaktadır Gayrı Sami Sumerler´den sonra ülke, Üçüncü Bin´de (yani MÖ 3000-2000 arasında) Sami istilasina uğramıştır Sami ırkların anavatanı olan Arabistan´dan, çölden, güneyden kuzeye doğru, Kaldeliler ( Keldaniler), Amurrular, Akkadlar göçü başlamıştır Akkadca, bir Sami dil olarak ülkeye hakim olmuş ve Sumerce´yi yavaş yavaş ortadan kaldırmıştır Doğudan, bugünki Iran tarafından da Elamlar ( Elamlılar) gelmişlerdir (IIIBin) Elamlılar, bir Ari (Hind-Avrupa) kavmidir Elam denen ülke, bugünki Huzistan (Iran Arabistanı)`dır, yani Basra Körfezi´nin kuzey-kuzey-dogusudur 1 Sumerler (MÖ 3300-1975) MÖ 3300 - 2715 = 585 yıllık devre, Sumer tarihinin karanlık çağıdır Efsane çağı da diyebiliriz Tarihi olayları 2715 - 1975 = 740 yıl müddetle kronolojik olarak takib edebiliyoruz Böylece iki çağın Sumer tarihi 1325 yıl sürmüş oluyor Sumer başkenti Ur, bugünki Suk´s-Şüyuh kasabası civarında, Fırat´ın güney kıyısında, Basra´nın kuşuçuşu 120 km kadar kuzey-batısındadır Uruk şehri, bugünki Kurna kasabası yakınlarında, yani Şatt´ın başladığı yerde, Dicle ile Fırat´ın birleştiği yerin kuzey sahilindedir Lagas şehri, Dicle´nin doğu kıyısına yakın, bugünki Amare şehri yakınlarındadır Agade (Akkad) şehri, bugünki Bağdad yakınlarındadır Sumerler, bir kac siteden ibaret saha bakımından küçük krallıklar kurmuşlardır Bu bakımdan da, coğrafya azametine meydan okuyan Türkler´in kurdukları devletlere benzemez devletcikler kurmuşlardır Ama bu siteler devletcikleri, Eski Yunan siteleri gibi, medeniyetce yüksekti Sumerler´in nüfüs azlığı, MÖ XXXVI asırda, hatta daha evvel, Sami göçleri ile takviye edilmiştir Ancak Samiler, zamanla Sumerler´i temsil etmişlerdir |
|