|  | Eski Kırım |  | 
|  08-21-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Eski KırımUkraynanın Ukrayna Avrupada yer alan bir devlet  Kuzeyinde Beyaz Rusya, doğusunda Rusya Federasyonu, güneyinde Azak Denizi, Karadeniz, Moldavya ve Romanya, batısında Macaristan, Çek Cumhûriyeti ve Polonya yer alır  Kırım Özerk Cumhuriyetinde, Karadeniz'ın kuzeyinde yarımada  Kırım Tatarlarının anavatanı  Akmescite 90 km, Akmescit Kırım Özerk Cumhuriyeti'nin başkentidir  Ukrayna dilinde Simferopol olarak geçen şehrin nüfusu 370  000’dir  Kırım'ın yönetim, bilim, kültür ve endüstri merkezidir  Akmescit Kırım'ın en merkezi yerinde kara, hava ve demiryollarının kavşak noktasında, Salgır ırmağı kıyısında, Çatırdağ'ın kuzey yamaçlarında yer alır  Kırım'daki tek uluslararası havaalanın Akmescit'te bulunması şehri Kırım'a gelişlerde ilk uğrak noktası durumuna getirmiştir  İlk uğrak noktası olması dışında, turistler Kefeye 30 km mesafede 11  000 nüfuslu küçük bir kasabadır  Akmescit ? Ukraynanın Kırım yarımadasının güneydoğu kıyısında Akmescite 120 km mesafede 77  000 nüfuslu tarihi bir liman şehri, aynı zamanda kültür ve turizm merkezidir  Kırım'ın en büyük üçüncü kentidir  İlkçağlardan itibaren Kıpçak steplerini Karadenize, Anadolu yarımadasına ve özellikle İstanbula bağlayan önemli bir liman ve yerleşim yeri olarak ön plana çıkmıştır  Kırımın önemli liman şehirlerinden biridir  Şehir, Kerçten gelen tren hattı üzerindedir   Sudak karayolunda Karasubazarı geçtikten sonra Sudaka doğru giden ana yolda, sola kıvrılan Starıy Krım tabelasını takip ederek bu tarihi şehre ulaşılmaktadır   Eskiden bir ilçe merkezi olan Eski Kırım şu anda İslam Terek (İslam Direk / Kirovsk) ilçesine bağlı bir kasaba durumundadır  Ruslar tarafından Staryi Krym veya Starıy Krım olarak anılır   Eski Kırım civarındaki köyler şu şekildedir; Akçora-Vakuf (Zelenogorskoe / Zalenogorskoe), Cuma Eli (Privetnoe / Orehovka), Kışlav (Kurskoe), Köktebel (Planerskoe), Nayman (Abrikosovka), Salı (Gruşevka), Tsürihtal (Zolotoe Pole), Çelebi Eli (Yastrebki / Plodovoe), Şeih Mamay (Şeyh Mamay / Ayvazovskoe)  TarihEski Kırım, tarihte Solhat adıyla bilinmektedir  Kırım Hanlığının kurulduğu ilk yıllarda, Bahçesaraydan önceki başkent olan Solhat şehri Ortaçağda zengin bir ilim ve kültür merkezi konumundaydı  Ebül Fida 14  yyda Solhatın önemini belirtmek için, eserinde ondan "Kırımın başşehri" diye söz etmekteydi   Evliya Çelebi Eski Kırım Kalesi diye Solhat'ı anlatır  Buna göre; Akmescit şehrinde ikamet eden Kalgay Sultanın yönetimindeki Solhat; «Alçak dağlar arasında düz bir yerdedir  İmaretleri beş mihraptır (camidir), ikisi cum'a (büyük), diğerleri mahalle mescitleridir  Şehir içinde iki tekke, iki medrese, bir sıbyan mektebi, bir han, yirmi adet kiremitçi ve testici dükkânı vardır  Ulu Cami kapısında (Bu mübarek mescit Ulu Han Mehmet Özbek Giray Han zamanında yapılmıştır) yazar  Minber üzerindeki kitabe Mengli Giray Han'ın olup 918 (1512) tarihlidir  Bu camiin mihrabı önünde yer alan İnci Bey Hatun Medresesi'nin kapısı üzerinde (Bu medrese Mehmed Giray Han zamanında, Kılburun Bey Kızı İnci Hatun tarafından yaptırılmıştır  733 (1332)) yazılıdır  Tâhir Bey Tekkesi'nin kapı kitabesinde yaptıranın adı boş bırakılmıştır  Fakat bu tekke - mescit yapıldığı vakit şu tarih yazılmıştır : (Bu binayı 825 (1421) Cemâziyelâhir'de Şeyh Ali el-Bakri yaptırdı) Kefe kapısı yakınında Hacı Mehmed Camii'nin kapısı üzerinde, (Bu mübarek mescit, Sadi Giray Han zamanında 807 (1404) Receb'inde yapıldı) yazılıdır  Çarşıya yakın Hacı Ömer Camii'nin kapısında, (Bu mescit, 661 (1262) Zilkâdesi'nde Buharalı Hacı Ömer tarafından yaptırıldı  ) yazılıdır  Çarşı içinde Paşa Hatun Mescidi vardır  Kemâl Ata Sultan Hazretleri'nin mezarı yanındaki çeşmenin tarihi 1057 (1647) ve (Kemâl Ata ruhu için Fatiha) olarak yazılıdır  Bu eski şehirde daha nice imaretler, binalar vardır ki halâ yeni gibi durur, ama yarasa ve kargaların, baykuşların yatağı olmuştur  İnşaallah yine mâmur olur  » Evliya Çelebi'nin satırlarından, daha 17  yy'da Solhat (Eski Kırım) şehrinin kısmen terk edilip sönmeğe yüz tuttuğu anlaşılmaktadır  Evliya Çelebi, Ulu Cami veya Özbek Han Camii'ne bitişik medresenin 733 (1332)'de Kılburun Bey Kızı İnci Hatun tarafından camiden onsekiz yıl daha sonra yapıldığını da belirtiyor  Duvar örgülerinin ve ek yerlerinin incelenmesi bu durumu belki doğrulayabilir  Ayrıca 661 (1262) tarihli Buharalı Hacı Ömer Camii'nden söz ediliyor ki bu, Altun Orda genel valileri zamanında yapılan camiin, 17 yy'da henüz ayakta olduğunu göstermektedir   Martin Bronevskiy Eski Kırımdan; "Eski zamanda yapılan yüksek ve kalın bir duvarla çevrilmiştir  Bir de kalesi vardır  Azametlidir    Şehrin içinde olduğu gibi civarında da İslam dinine ait mabet ve mukaddes yerlere rastlanmaktadır  Kırım Hanı kendi paralarını buradaki darphanede bastırır" şeklinde bahsetmekteydi   Eski Kırım, çok önemli bir ticaret merkezi olmasının yanında, eski zenginliği ve ihtişamlı günlerinin özlemi içinde iken, son Altın Orda hanlarından Seyit Ahmet Hanın 1476da Kırımı istila etmesi ve Eski Kırımı da yağmalaması ile büyük bir darbe yemiş ve bu istilanın ardından başkentin Bahçesaraya nakledilmesi üzerine şehir yavaş yavaş terk edilmiştir   Şu anki kasaba 1780 yılında Ruslar tarafından kurulmuştur  Tarihi ve Mimari Eserleri ile Doğal GüzellikleriSultan Baybars Camii Kırımdaki en eski camilerden biridir  Altın Orda Hanı Tula Buğa Han döneminde aslen Kırımlı bir Kıpçak olan Memlük Sultanı Baybars Han tarafından yaptırılmıştır   Makriziye göre (1365 ? 1442), "Mısır Memlük Sultanı Baybas, 1287 ? 88de Kırımda Solhatta bir cami yapılması için 2  000 Dinar göndermiş ve caminin kitabesine de Sultan Baybarsın adı ve ünvanı yazılmıştır  Baybarsın bu camide çalışmaları için kendi taş ustalarını Kırıma gönderdiği bilinmektedir  " Evliya Çelebi Eski Kırımı anlatırken camiden muhtemelen o dönemde de yıkık olmasından dolayı bahsetmemektedir  Sultan Baybars Han Camiinden günümüze sadece temel duvarları ulaşabilmiştir   Özbek Han Camii ve Medresesi Cami, üzerindeki kitabeye göre, Altın Orda Hanı Özbek Han zamanında Abdülaziz ibn İbrahim el Arbeli tarafından Hicri 714 (1314)te yaptırılmıştır  Kıble duvarına dikey olarak uzanan üç nefli sade bir plana sahiptir  Orta nefi daha yüksek olan cami, iki sıra halinde sade mukarnas başlıklı, sekizgen biçiminde üçer sütun üzerine sivri kemerlerle oturan hafif meyilli ahşap bir çatı ile örtülüdür  Giriş tarafında, kuzeydoğu köşesinde yükselen bodur silindirik minare, ahşap şerefeleri ile tamirden kalmadır  XVIII  y  y  'dan kalma bir gravürde kâlahı yıkılmış bir minare, daha belirli hatları ile devrine uygun bir durumda görülmektedir   Uzunlama üç nefli plânı ile, Özbek Han Camii, Anadolu'da Selçuklu ve Beylikler Devri tiplerine uymakla beraber, sekizgen sütunları ve meyilli ahşap çatısı bakımından  onların tonoz ve kubbe örtüsü ile klâsik sütun ve başlık şekillerinden farklıdır  İleri doğru çıkıntı yapan tâk kapıda ve mihrap çevresinde göze çarpan zengin taş süslemeleri de yine Anadolu Mimarisindeki örneklere bağlanmaktadır  Birkaç sıra mukarnas kavsaralı tâk kapının iki yanında uzanan geniş bordürler lotus, palmet ve damarlı rûmîler, üç dilimli yapraklar ve örgü motifleri ile işlenmiş olup, bunlar sapları ile birbirine bağlanarak kompozisyonu meydana getirmektedirler  Bunun tam benzeri olan taş süslemeleri, Beylikler Devri'nde, Menteşeoğulları'ndan İlyas Bey'in Balat (Milet) da yaptırdığı 1404 tarihli camiin cephesinde yatay olarak uzanan şeritler halinde görmekteyiz  Arada doksan yıl kadar bir fark olmakla beraber, Anadolu ile Kırım arasındaki bağlantı devam ediyor  Mihrap süslemesinde kıvrık dallar ve rûmîlerle işlenmiş geniş bordur ve üstte ustalıkla istiflenmiş oyma bir mihrap kitabesi göze çarpmaktadır   Cami büyük bir medresenin kuzey duvarına bitişik olarak yapılmıştır  Bitişik olarak yapılan bu medresenin hemen hemen tamamı yıkılmış olup sadece cami duvarına dayalı tonoz kalıntıları ayaktadır   Evliya Çelebiye göre; medresenin 733 (1332)de Mehmed Giray Han zamanında Kılburun Kızı İnci Hatun tarafından (camiden 18 yıl sonra) yapıldığı belirtilmekte ve caminin içinde dört adet sütun olduğu, boyunun kıble kapısından mihraba kadar iki yüz ayak, enini ise yüz elli ayak olduğu belirtilmekteydi   Hz  Osman zamanında çoğaltılarak dünyanın dört bir yanına dağıtılan Kuran-ı Kerimlerden biri de Özbek Han Camiindeydi  Yüzlerce yıl bu camide muhafaza edilen Kuran-ı Kerim, Bolşevik İhtilalinden sonra St  Petersburga götürülmüştür   İhtilalin ardından uzun yılar ahır olarak kullanılan cami, 1990 yılında Tatarlar tarafından temizlenerek yeniden ibadete açılmıştır   18  yy sonunda burayı gezen M  İvanova medrese hakkında bilgi ile genel görünüşünün bir resmini vermektedir  Bu bilgiler ışığında ve 18  yya ait bir gravüre göre, bir tâk kapıdan ve eyvandan geçilerek, taş döşemeli, ortası şadırvanlı açık bir avluya giriliyordu  Avluya açılan beşik tonozlu dört eyvan revaklarla birbirine bağlanıyor, bunların arkasında medrese odaları sıralanıyordu  Medresede Kur'an, tefsir, hadis, fıkıh gibi dinî konuların yanı sıra belagat, mantık, felsefe, aritmetik ve astronomi öğretiliyordu  Medrese ayrıca muvakkıthane görevini de yerine getiriyordu  Medresenin kuzey doğusunda tonozlu mumyalık yeri (kripta) olan türbede, ahşap alt yapı üzerine, firuze sırlı çinilerle ince süslemeli ve yaldızlı mermer bir lahit vardı  Ne zaman yıkıldığı kesinlikle bilinmeyen bu Solhat Özbek Han Medresesi, dört eyvanlı plânı ve revaklı avlusuyla Anadolu'ya bağlanırsa da, eyvanlar, revaklar, medrese odaları ve dershanelerin yerine oturmamış, iyi yerleştirilmemiş, doğudaki giriş bölümü ile batı tarafı arasında adeta bağlantı sağlanmamış gibi bir durum görülmektedir  Kuzey ve güney evyanları avlunun giriş cephesine bitişiktir   Cami minaresi ile birlikte ayakta olmasına rağmen, medrese için aynı şeyleri söyleyebilmek güç  Medreseden cami tarafındaki duvarlar dışında geriye pek bir şey kalmamıştır   Resim Galerileri Eski Kırım civarında Kırım Tatar ressamlarının eserlerinin sergilendiği küçük galeri tipi evlerden çeşiti yağlı boya resimler satın alınabilmektedir   Bezbaylan suyu Yol üstünde Akmescit ? Sudak yolu üzeinde Karasubazarı geçtikten sonra ana yol üzerinde suyu ile meşhur Bezbaylanda mola verilebilir  Vakti zamanında köyde kutsal sayılan bir su ve yanında da bir ağaç bulunmaktaydı  Karay ve Kırım Tatar Türkleri bu ağaca niyet tutar, bez bağlarlardı  Bez-çaput bağlama işlemine de "Bezbaylan" denirdi  Bu su ile el yüz yıkanır, şifa niyetine içilir, niyet tutulurdu   Surb-Haç Ermeni Manastırı 1358'den kalma Ortaçağ Ermeni manastırıdır  yarımadanın en eski yerleşimlerinden olan Eski Kırım'dan 4 km uzaklıkta, manzaralı bir yerde yer alır  ermenilerin Taurida'ya (Kırım) ne zaman geldikleri bilinmemektedir  Onlara göre, 13  yy'da büyük bir Ermeni kolonisi bu topraklarda yaşıyordu  Solhat'ta 14  ve 15  yy'larda dört Ermeni manastırı ile on adet kilise vardı  Aynı zamanda, Ermeni okulları ile Ermenilerin işlettiği dükkanlar vardı  Ermeni el yazmaları da mevcut idi  Kefe'ye yakın manastırda oradaki Ermenilerin soyunun Doğu Anadolu'daki Ani kentinden gelmiş olduğu belirtilmektedir  Solhat'ta kaleme alınmış eşsiz el yazması kitaplar şu anda Ermenistan'ın başkenti Erivan'daki Antik El Yazmaları Matendaran Enstitüsü'nde bulunmaktadır   Bu civardaki dört manastırdan biri olan Surb-Haç manastırı dağ yakınlarındaki yoğun yabanıl bitkilerle kaplı ormanda yer alır  Farklı zamanlarda inşa edilmiş birçok binadan müteşekkildir  Manastır yüzyıllar boyunca Ermenilerin manevi merkezi olmuştur  Kutsal hac merkezi yapılmıştır  Ermeni kolonisinin belirli bir yaşama sınırı ve kendilerine ait merkezi bir yönetimi yoktu  Bu kilise sayesinde Ermeniler birleşmiş oldu  Kendi dillerini, geleneklerini ve dinlerini  bu yörede korumuş oldular  Farklı zamanlarda Surb-Haç'ta Ermeni kültürü yaşamış ve yaşatılmıştır  Günümüzde devletin önem verdiği tarihi bir binadır   Georgievskiy manastırı 13  - 14  yy'lardan kalma civardaki diğer bir tarihi yapıdır  SanatSolhat (Eski Kırım) daki mimari eserlerin bitki motifli ve geometrik süslemeleri, yakında bulunan Ukraynanın Kırım Özerk Cumhuriyetinde Yalta'nın 120 km kuzeydoğusunda, 18  000 nüfuslu şaraplarıyla meşhur bir sahil kasabasıdır  Sığ bir körfeze kurulu Sudak kilometrelerce uzunluğundaki küçük taşlı plajları, kalesi, otel ve sanatoryumları ile orta halli turistlerin tercih ettiği önemli bir turizm merkezidir  Osmanlı kaynaklarında adı Suğdak / Soğdak olarak da geçer   Kefe şehrinin islâmi ve kilise, havra gibi islâmi olmayan eserleri ile, Cenevizliler tarafından yaptırılan eserlere kadar etkisini göstermiştir  XIV  ve XV  y  y  'larda Türk Sanatı'nın kuvvetli etkisi, Türk eserlerinden başka Solhat (Eski Kırım) yakınında 1338 tarihli Surb-Haç Manastırı'nın tak kapısındaki kabartma süslemeler ile, Kefe'de XV  y  y  'dan bir sinagog (havra) nın tak kapısında ve Mangıp (Feodoro) da aynı yy'dan Teşkli-Bupine'deki şatonun kemerli pencere süslemesinde görülen zincir motifleri, geometrik rozet ve dolgularla bitki motiflerinde Ukraynanın Kırım yarımadasının güneydoğu kıyısında Akmescite 120 km mesafede 77  000 nüfuslu tarihi bir liman şehri, aynı zamanda kültür ve turizm merkezidir  Kırım'ın en büyük üçüncü kentidir  İlkçağlardan itibaren Kıpçak steplerini Karadenize, Anadolu yarımadasına ve özellikle İstanbula bağlayan önemli bir liman ve yerleşim yeri olarak ön plana çıkmıştır  Kırımın önemli liman şehirlerinden biridir  Şehir, Kerçten gelen tren hattı üzerindedir   Sudak Cudiçe Kulesi'ndeki kitabede (1392) Ceneviz armaları arasındaki boşluklarda bulunan damarlı rûmîler ve geometrik geçmelerden kabartma süslemelerde kendisini belli etmektedir  Kaynak Albayrak, M  Akif, Yeşil Ada Kırım, Türk Dünyası Kültür ve Sanat Derneği Yayınları, Ankara, 2004 http://www  vatankirim  net Vatan KIRIMUkraynanın Kırım Özerk Cumhuriyetinde Yalta'nın 120 km kuzeydoğusunda, 18  000 nüfuslu şaraplarıyla meşhur bir sahil kasabasıdır  Sığ bir körfeze kurulu Sudak kilometrelerce uzunluğundaki küçük taşlı plajları, kalesi, otel ve sanatoryumları ile orta halli turistlerin tercih ettiği önemli bir turizm merkezidir  Osmanlı kaynaklarında adı Suğdak / Soğdak olarak da geçer  | 
|   | 
|  | 
|  |