Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
eminönü

Eminönü

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Eminönü




İstanbul'un tarihi yarımada olarak bilinen kısmında yer alan Eminönü ilçesi kuzeyden Haliç, güneyden Marmara Denizi, doğudan İstanbul boğazı batıdan ise Fatih ilçesi ile çevrilidir İlçe bütünüyle İstanbul kentinin tarihi çekirdeği olan suriçinde yer alır ve merkezi alanın en canlı bölgelerinden birini oluşturur Osmanlı döneminde Deniz Gümrüğü ve Gümrük Eminliğinin burada bulunması sebebiyle Eminönü adını alan ilçe, Fatih ilçesiyle birlikte cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul'un merkezi ilçesi olmuştur Nüfusu 1955 yılına kadar artmaya devam eden Eminönü ilçesi'nin önemli semtleri, zamanla konut alanı olmaktan çıkıp, ticaret bölgesine dönüşünce, azalma sürecine girmiştir 1990 yılında 83444 olan nüfusu, son Nüfus Sayımında 55548 olarak tespit edilmiştir Yüzölçümü 5 km2' dir Nufus 55635 (2000 nüfus sayımına göre)


Bizans Dönemi


İstanbulun Haliç girişinde, kentin kurulduğundan bugüne var olan limanın, Sirkeciyle birlikte önemli bir bölümünü Eminönü Semti oluşturmaktadır Kent yaşamının önemli bir odağı olduğu kadar, dünyanın en önemli limanlarından birinin merkezi olan bu semt, Unkapanı yolu üzerinde yer alan İstanbul Ticaret Odasının binası ile Sirkeci arasındaki kıyı şeridi ve onun hemen arkasındaki çarşı bölgesini kapsamaktadır Semtin Bizans döneminde "Neorin Kapısı" (Başçe Kapısı) ile "Porta Drungari" (Odun Kapısı) arasındaki kıyı ve liman bölgesi olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır Byzantionunilk kurulduğu yerin bugünkü Topkapı Sarayı çevresi ile Sarayburnu ve Sirkeci bölgesi olduğu sanılmaktadır Sarayburnunun batısından başlayarak Sirkeci-Eminönü sahilinin tümüyle liman olduğu, Sirkeci Garının bulunduğu kesimin sonradan dolduğu bilinmektedir Bizans devrinde bugünkü Sirkeci ve Cağaloğlunun kuzey kesimlerine "Eugeniu" denilmekteydi Bölge günümüzde Topkapı Sarayını çevreleyen surların bulunduğu yerde olması gereken Byzantion surlarının hemen dışında; Septimus Severus surunun içinde kalıyordu


Bizans İmparatorluğu Dönemi'nde, Neorion Limanı zamanla dolmuş, 697de imparator Leontios tarafından temizletilmiş, bu sırada çıkarılan cüruftan kaynaklandığı ileri sürülen bir veba salgını kenti kasıp kavurmuştu 10 yüzyıldan sonra Cenevizliler ve Pisalılar başta olmak üzere Latin kolonileri, Eminönü-Sirkeci civarında imtiyazlı bölgeler elde edip buralara yerleşmişler ve limanda kendi ticaret iskelelerini kurmuşlardır Eminönü ile Sirkeci arasında, Yeni Caminin hemen arkasında bulunan Bahçekapı Semti, adını İstanbulun deniz surlarının Haliç ağzına açılan kapılarından biri olan "Bahçe Kapısı"ndan almaktadır Bizans döneminde bu kapıya "Porta Neorion" denildiği belirtilmektedir Bu kapının çevresindeki nüfusun çoğunluğunu o dönemde Museviler oluşturduğundan, kapıya "Porta Hebraica" ya da "Porta Judeca" denilmiş, Türkler tarafından ise Çıfıt Kapısı (Şuhut Kapısı) olarak adlandırılmıştır Bizans Dönemi'nde bu kapının yakınında bir kule olduğu, Haliçin ağzına gerili zincirin bir ucunun kuleye, diğer ucunun da Galata Kulesine bağlı bulunduğu rivayet edilmektedir Kapının yerinin bugünkü Yeni Cami arkasında Arpacılar Caddesi üzerinde olduğu sanılmaktadır


Osmanlı Dönemi


Bizans Dönemi'nde olduğu gibi, Osmanlı Dönemi'nde de kentin ithal ettiği malların boşaltılıp, saklandığı, binlerce denizci ve tüccar ile onlara hizmet verenlerin işlerini gördüğü yoğun bir iş merkezi olmaya devam eden Eminönü, aynı zamanda İstanbul'un büyük bir liman semti idi Dolayısıyla bu bölgede çok sayıda yer alan dini anıtların yanında, hanlar ve çarşılar da yoğun bir alanı kaplamaktaydı Özellikle meydanı, pek çok yabancı seyyahın gravüarlerine konu olan Eminönü'nün deniz tarafından bakıldığında farkedilen eski hali, limanın sıkışık, insan ve etkinlik dolu atmosferi, deniz üzerinde sandallar, ilginç profilleriyle büyük kayıklar, Yeni Camii'nin muhteşem silüeti, deniz kenarına sıkışmış ahşap dükkanlardan oluşan mimari karakteri oldukça değişikliğe uğramıştır Bu değişimde İstanbul'u birbirine bağlayan özellikle Galata Köprüsü'nün rolü büyüktür Böylece eskiden kıyıda oluşan kent mekanı, Galata'ya doğru uzanan bir şekillenmeye yönelmiştir Buharlı gemilerin yapılmaya başlanması, Şirket-i Hayriyye, Sultan Abdülaziz Dönemi'nde demiryolunun Sirkeci'ye geliş, tünelin yapılması, atlı ve daha sonra da elektrikli tramvaylar, 19yy sonunda Galata ve Sirkeci'de yapılan yeni rıhtımlar ve depolar, Eminönü'nün ve meydanının görüntüsünü tümüyle değiştirmiştir Eminönü İlçesi'nin önemli semtlerinden biri olan Sirkeci, Osmanlı Dönemi'nde Topkapı Sarayı'na yakın oluşu, sonra da Babıali'nin, yani hükümet konağı merkezinin iskelesi olması sebebiyle önemini korumuştur Bu yöre hem ulaşım, hem de ticaret açısından Babıali'nin denize doğru uzantısı durumundaydı Demiryolları ve Sirkeci Garı'nın yapılması buranın daha da önem kazanmasına yol açtı Gar, semTe farklı bir canlılık ve işlev kazandırdı


Bu dönemde Bahçekapı'nın, sadrazamlığa terfi edenlerin saraya götürülmek üzere geçirildikleri kapı olduğu bilinmektedir Kente getirilen zahire ve her türlü ticari metanın da bu kapıdan geçirildiği kaynaklarda belirtilmektedir Akşamları şehir kapıları kapandıktan sonra geç kalanların şehre girdikleri kapı da burası idi 1569'da Demirkapı'dan başlayıp Bahçekapı'ya kadar uzanan yangında semtin Yahudi Mahallesi bütünüyle yanmış, kapı ve çevresindeki surlar 1865 yangını ve sonra da yol genişletme çalışmaları sırasında yıktırılmıştır Eminönü İlçesi'nin Cağaloğlu Semti Evliya Çelebi'nin belirttiğine göre,Osmanlı Dönemi'nde Ekabir Saraylarının bulunduğu bir semtti Bunda semtin saraya yakın oluşunun önemli payı olmalıdır 16 yüzyılın son çeyreğinde sadrazamlık yapan Çiğalazade Sinan Paşa'nın sarayının ve yaptırdığı hamamın bu bölgede bulunması semtin "Çiğalaoğlu" adını almasına sebep olmuştur Çiğalaoğlu adı daha sonra halkın ağzında "Cağaloğlu"na dönmüştür Osmanlı devletinn sadaret makamı ve devletin yönetim merkezi olan Babıali'nin varlığı semte daha 18 yüzyıldan itibaren özellik kazandırmış ve burası Osmanlı bürokrasisinin, sadaret mensuplarının, paşaların yaşadığı bir bölge halini almıştır 1870'lerden sonra ise Cağaloğlu, Türk Basının merkezi haline gelmeye başlamıştır


Cumhuriyet Dönemi


Osmanlı döneminde Eminönü meydanının mimari karakterinin değişmesinde Sirkeci Garı'nın yapılması, Dördüncü Vakıf Han ve Postane gibi yapılar ile Sultan I Abdülhamid döneminin ticarit yapılarının da tesiri vardır Ancak Eminönü'nün 19 yüzyıldaki fiziki yapısı, asıl Cumhuriyetin ilanından sonra, özellikle Vali ve belediye Reisi Lütfi Kırdar zamanında (1938-1949) değişmeye başlamıştır Yeni Camii'nin önündeki yapılar, köprü için bilet kesen kulübeler ortadan kaldırılarak meydan açılmıştır Mısır Çarşısı'nın etrafı açılarak, restore edilmiş, 1955-56 yıllarında Unkapanı-Eminönü yolunu açma çalışmaları sırasında balıkçı ve meyhaneleriyle ünlü Balıkpazarı da yok olmuştur Eminönü'nün eski silüeti bir ölçüde 1986 yılına kadar ayakta kalabilmişse de 1984-89 yılları arsında, Haliç uygulamaları sırasında Yemiş İskelesi ve çevresi tamamen ortadan kalkmıştır 1980'li yıllarda ise meydanda yapılan yaya köprüleri semtin eski karakterini bozmuştur 20 yüzyılın ilk yarısı boyunca Sirkeci, ucuz otellerin, gurbetçilerin nakliyat şirketlerinin merkezi olmuştur Özellikle Gar'ın arkasındaki oteller gurbetçilerin mekanıydı Ayrıca etrafta küçük lokanta, büfe ve işyerleri de mevcuttu Ancak Sirkeci, tarihin her döneminde rıhtım olarak hizmet vermiştir Diğer yandan Babıali caddesi ve onun devamı olan Ankara Caddesi'nden aşağı, denize ve Galata köprüsüne inen trafiğin bağlantı noktası olma özelliğini yine her dönemde korumuştur


1957-59'da açılmaya başlanan Sirkeci-Florya sahil yolu Sarayburnu'nu sahilden dolaşarak Sirkeci trafiğinin hafiflemesini sağlamıştır 1960'lardan sonra Sirkeci'deki ucuz otellerin Laleli-Aksaray semtlerine kaymasıyla, semtte ticaret ve iş merkezi niteliği ağır basmıştır Semtin sahil kesiminde Bandırma-Mudanya, İzmir vb seferleri yapan vapur ve feribot iskelesi ile Sirkeci Garı'nın karşısına gelen kısımda Harem-Sirkeci araba vapuru iskelesi yer almaktadır Eminönü İlçesi'nin Bahçekapı semti 1960'lara kadar konutların da bulunduğu bir bölge iken daha sonra tamamiyle bir ticaret merkezi haline gelmiştir Galata köprüsünün ayağının doğusunda, Eminönü meydanından Sirkeci'ye doğru şehrin Rumeli yakasını, Anadolu yakasına ve Boğaziçi'ne bağlayan şehir hatları vapur iskeleleri sıralanmıştır Cumhuriyetin ilanından sonra Cağaloğlu semtinin siyasal nitelik ve ağırlığını kaybetmiş olduğunu görmekteyiz Ancak Osmanlı döneminde olduğu gibi bu dönemde de basın merkezi olma özelliği öne çıkmıştır


İlçenin belli başlı semtleri: Eminönü, Sirkeci, Bahçekapı, Cağaloğlu, Sultanahmet, Süleymaniye, Çemberlitaş, Çarşıkapı, Beyazıt, Laleli, Kadırga, Gedikpaşa, Kumkapı, Çatladıkapı ve Mahmutpaşa'dır Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde cazibesinden hiçbir şey kaybetmeyen ilçe, sınırları içinde çok önemli tarihi ve turistik eser barındırır Sadece ülkemizde değil dünyada da eşine az rastlanan bu eserlerden bazıları şunlardır: Sultanahmet ve Beyazıt Meydanları, Dikilitaş, Burmalı ve Örmeli Sütun, Çemberlitaş, Aya İrini Kilisesi, Yerebatan Sarayı, Topkapı Sarayı, Süleymaniye, Sultanahmet, Ayasofya, Küçük Ayasofya, Beyazıt, Şehzade, Yeni (Valide), Nuruosmaniye, Laleli Camii gibi camiler, Mısır Çarşısı, Kapalıçarşı, Gülhane Parkı, İstanbul Üniversitesi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.