Divriği, Sivas Tarihi |
08-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Divriği, Sivas TarihiTarihi Sivas ilinin büyük İlçelerinden biri olan Divriği eski bir tarihe sahiptir Hititler zamanından beri yerleşim alanı olarak bilinen Divriği'nin adı, eski Yunan yazmalarında Apbrike olarak geçmektedir Bizans devrinde Tepbrike olarak yaygın bir hal almış ve Türklerce Divrik adıyla anılmıştır Arap Coğrafyacıları ise şehrin adını ilk kaynaklara uygun olarak Abrik şeklinde tespit etmişlerdir Divriği, Bizans ile İran arasında sınır karakollarından birini meydana getiriyordu İmparator Meraklius tarafından Sasani yayılmasından kurtarılan Divriği , kısa zamanda bu sefer Arapların saldırılarıyla karşılaştı Bu devirde Divriği kendi adıyla anılan ırmağın (Bugünkü Çaltı (Çayı) üstünde yüksek bir tepede sağlam bir kale olarak stratejik bir değer taşımakta idi Çevredeki halk,doğu Hıristiyanlığı ile paganizmin karışımından meydana gelen ve Samsatlı Pevlus'un yaymış olduğu mezhebi mensupları idi Bu yüzden pavlikyan adıyla anılan bu mezhebin başlıca merkezlerinden biri idi Divriği'nin yakınında bulunan büyük bir mağara ile kilise, şehre kutsallık kazandırıyor ve mağarada saklanan din şehitlerinin cesetleri ise Ashab-ı Keyf olarak değerlendiriliyordu Dik kafalı ve zorlu bir topluluk olan pavlikyanlar bir yandan Ortodoks Bizansla, bir yandan da Araplarla süregelen uğraşmalarında kimi zamanda başarılar elde etmişlerdir Birinci Basileios 870 yılında Divriği önünde Pavlikyanlara karşı büyük bir başarı kazanmışsa' da ertesi yıl Pavlikyanlar Ankara 'ya kadar bütün Kapadokyayı ele geçirmişlerdir Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Divriği Türk egemenliğine girdiği, Divriği'nin Alpaslan'ın komutanı Mengücek Gazi'ye verildiği ve O'nun bağlı olduğu Oğuz boylarından Kayı, Bayat, Karaevli ve Akevli boylarının yerleştiği bilinmektedir Mengücek Gazi'nin oğlu İshak'ın 1142 yılında ölümü üzerine ikiye ayrılan Mengücek Beyliğinin Divriği kolunu Süleyman bey kurmuştur Bu beylik kültürel bir gelişme gösterirken bir yandan da Anadolu Selçuklu Sultanlığına bağlı olarak Hıristiyanlara karşı sürmekte olan savaşlara katılmıştır Bu devirde Süleyman Şah'ın 1224 tarihinde yaptırdığı kale ile oğlu Ahmetşah tarafından 1228 yılında yaptırılan Ulu Cami ve ayrıca Ulu Cami'ye bitişik olarak Ahmetşah'ın karısı Turan Melek tarafından yaptırılan darrüşifa büyük bir önem taşır Divriği'deki son Mengücek Beyi Salih'e ait kitabe 1252 tarihini göstermektedir Anadolu'daki türk birliğinin dağılmış olduğunu bu devirde, Sivas Eratna oğullarına bağlanmışken Divriği'nin Mısır-Memlük yönetiminde kaldığı görülür 1398' de Karyüllük Osman'ın Sivas Sultanı Kadı Burhanettin'i Zara ile Divriği arasında yenilgiye uğratıp öldürmesinden sonra yöreye egemen olan Osmanlı Beyi Yıldırım Beyazıt, Divriği Kalesini Mısırlı Vali İbrahim Şuhri'nin Oğlundan teslim almış, ancak 1401'de Timur'a karşı Memlük İmparatorluğu ile bir anlaşma yaparken bu kaleyi yine onlara bırakmak zorunda kalmıştır Divriği'nin Türk Beyliğine kesin olarak katılması, Yavuz Sultan Selim devrinde Mercidabık Zaferinin sonunda olmuştur Osmanlı İmparatorluğunca Sivas Beyler Beyine bağlı bir Sancak olarak teşkilatlanan Divriği; Harput, Arapkir ve Zara yolu üzerinde önemli bir konaktı 17yüzyıldan başlayarak Anadolu'da güvenliğin bozulması üzerine Tunceli dağlarına sığınan eşkiyaların baskısı altında kaldı 200 yıl süren bu güvensizlik devresinde şehir güvenilir sığınaklardan biriydi Sivas İli'nin yeniden teşkilatlanması üzerine Divriği bir İlçe haline getirilmiştirDivriğinin etnik yapısı Kürt,Türk ve Ermenilerden oluşur Divriği Ulu Camii : UNESCO Dünya Mirası Listesinde Kaynak : Wikipedia |
|