Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
sikke

Sikke

Eski 08-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sikke




Sikke ( Arapçadan), belli bir ölçüye göre basılan madeni bir paradır ve ilkel çağlardan beri ticarette geçerli olan değiş-tokuş yöntemleri yerine daha kullanışlı bir değişim aracı olarak icad edilmiştir


Para, malların alımında ve satımında kullanılan değişim aracı biçiminde tanımlanabilir Para, fiyatlar ile değerleri ifade eden bir araçtır İnsanlar ve ülkeler arasında el değiştirerek ticari etkinliklerin yürütülmesini sağlar Bununla birlikte temel bir zenginlik ölçüsüdür Taşıma ve ölçme kolaylığı sağlamak gibi özellikleri bulunan paranın asıl önemi, biçiminden ve yapıldığı madenden çok mal ve hizmet alımında herkesin benimsediği bir ödeme aracı olmasıdır Eskiden, aralarında Hami-Sami Dil Ailesi'nin Sami koluna mensup bir lisan Arap Yarımadası ve Kuzey Afrika'da halkın çoğunluğunca, Türkiye ve İran'da ise Arap azınlıklarca kullanılmaktadır

deniz kabuğu, düzenleAğustos 2007

boncuk, renkli camdan yapılan ve süs olarak kullanılan eşya

taş ve sığırın da bulunduğu bazı değerli mallar para gibi kullanılıyordu MÖ 8 yüzyılda Yer kabuğu kütlesinden kopan veya koparılan, çeşitli işlerde kullanılan katı ve sert madde Jeoloji ilmine göre yer kabuğu temel iki ana maddeden meydana gelmektedir Bunlar kütle (taş) ve topraktır Kütleler değişik yapıya sâhip minerallerden kopan değişik büyüklükteki parçalara da "taş" ismi verilmektedir

Çin'de, para yerine Çin Halk Cumhuriyeti, yüzölçümü itibariyle dünyanın üçüncü, nüfus itibariyle en büyük ülke Güney Doğu Asya'da yer alır Yüzölçüm 'dir Başkenti Pekin olan ülkenin resmi dili Çince, para birimi Yuan'dır Doğusunda Güney Kore, kuzeydoğusunda ve kuzeybatısında Rusya, kuzeyde Moğolistan, güneybatıda Afganistan ve Pakistan, güneyde Hindistan, Nepal, Butan, Birmanya Laos ve Kuzey Vietnam, doğusunda ise Büyük Okyanus ile çevrilidir

çapa, Gemilerin deniz üstünde ve belli yerde durabilmelerini, suların akıntısıyla yerlerini değiştirmemelerini sağlayan çengelli demir Sağlam bir halatla gemiye bağlı olduğu halde deniz

tırmık gibi bazı tarım aletlerinin küçük modellerinin yapılıp kullanıldığı bilinmektedir


Metal paraları inceleyen bilim dalına " nümizmatik" denir bkz Nümismatik

Yunanca "''nomisma''" ve Yunan dili 3000 yıllık bir geçmişi olan Hint-Avrupa dil ailesine ait bir dildir Antik Yunanca Klasik Yunan uygarlığının dili olarak kullanılmıştır Modern Yunanca Antik Yunancadan oldukça farklı olmakla beraber köken olarak ona dayanır Yunanca, Yunan alfabesi kullanılarak yazılır Modern Yunanca dünyada, çoğu Yunanistan'da yaşayan yaklaşık 12 milyon kişinin anadilidir

Latince "''numisma''" sözcüklerinden türetilmiştir Osmanlıca'da bu kavram "ilm-i meskukat" ya da kısaca "meskukat" ( Arapça 'sikke'den) olarak geçektedirSikkelerin ÖnemiEski metal paralar "sikke" biçiminde adlandırılırlar Kazılarda, temel altında veya duvar harcı içinde bulunmuş herhangi bir sikke tabakayı kesin biçimde tesbit eder Aynı zamanda devlet şeklini, bölgesini bildirir, hatta onların incelenmesinden sayısız tarihi olaylar ve gerçekler ortaya çıkar Ortadan kalkmış şehirlerin isimlerini, kaybolmuş bir heykeli, yıkılmış bir binayı, o zaman var olan ancak bugün yetişmeyen bir bitkiyi, sikkelerdeki tasvirler sayesinde öğrenebiliriz


Sikke, devletin resmi damgasıyla garantilenmiş, kullanımı kolay madeni bir alım aracıdır Sikke, MÖ 7 yüzyılda Anadolu'da Lidyalılar tarafından icat edilmiştir Altın ve gümüş karışımından meydana gelen elektrondan yapılmıştır Bu doğal elektronu ilk kez altın ve gümüşe ayırarak sikke bastıran Krezüs'tür


Sikkenin kağıt paraya üstünlüğü madenindendir Kağıt paranın maddesi değersizdir Sikkenin hem yapım maddesi değerlidir, hem de daha kullanışlıdır Bu nedenle daha çok tercih edilmiştir


Sikkeler, yazılı belgeler ve arkeolojik bulgular ile birlikte incelendiğinde insanlara pek çok konuda bilgi verirler Örneğin kentlerin ya da devletlerin zenginlik düzeylerine ışık tutarak ekonomi tarihine ışık tutarlar Devletlerin hangi coğrafyada egemenlik kurdukları yada ticari ilişkilerinin nereye kadar uzandığı yine bulunan sikkelerle anlaşılabilmektedir


Sikkelerin ekonomik ve siyasi yaşama ilişkin bilgi vermenin yanısıra diğer bir yönleri de belgesel özellik taşımalarıdır Sikkeler ve madalyonlar tarihsel kişilerin resimleri konusunda önemli kaynaklardır Birçok tarihsel kişiliğin yüzleri bu sikkeler aracılığıyla bilinmektedir Sikkelerde ayrıca devletle ilgili bilgiler, şehir adları, bina, heykel veya bitki tasvirleri bulunabilmaktadir ve bu yönüyle de önemlidirlerYapım MalzemesiEski çağlarda yapılan sikkelerde kullanılan başlıca metaller arasında altın, gümüş, bakır, altın ve gümüş karışımı olan elektron, tunç ve pirinç sayılabilir Anadolu'da ilk metal paralar elektrondan yapılmıştır Değerli metallerin para yapımında kullanılması 20 yüzyıla kadar sürmüş ancak kağıt paranın yaygınlaşması ile yavaş yavaş terk edilmiştir Günümüzdeki bozuk para ihtiyacı için yapılan metal paralarda nikel, bakır-nikel, tunç, alüminyum ve tunç-alümiyum gibi metal ve alşımlar kullanılmaktadır

Yapım TeknikleriParaların metalden yapılması, dayanıklılığının yanı sıra, metalin eritilip bir kalıba dökülerek biçimlendirilmesindeki kolaylıktan da geliyordu Bu nedenle döküm, para basımının en önemli işlemlerinden biri olmuş, hatta pek çok yerde para yalnız döküm yoluyla üretilmiştir Ancak içerisine daha değersiz metaller karıştırarak paranın değerinin düşürülebildiği, böyle bir paranın da ilk bakışta gerçek değerde olandan ayırt edilemediği anlaşılınca, bu durumu önlemek için farklı yöntemler denenmeye başlanmıştır


MÖ 7 yüzyılda Batı Anadolu'da para, eriyik haldeki metalin düz bir yüzey üstüne dökülmesiyle yapılıyordu Altları düz olan bu paraların üsleri metal eriyiğindeki yüzey gerilimi nedeniyle hafif yuvarlak oluyordu Bunu düzeltmek için çekiç ya da tokmak gibi aletler kullanılıyordu Bir süre sonra bu aletlerin üzerindeki girinti ve çıkıntıların paranın üstünde iz bıraktığı fark edilince, bunun düşük değerde para basımını engellemekte kullanılabileceği düşünüldü Ardından paranın üstüne, değişim değerinin resmen onaylanması anlamına gelen yönetici ya da devlet işaretleri işlenmeye başlandı


Eski çağlardan günümüze ulaşan para kalıplarının çoğu tunçtan yapılmıştır Romalıların demir kalıplar da kullandığı bilinmektedir Alt kalıbın içine yerleştirilen metalin üstüne, bir sapın ucundaki üst kalıp konulup çekiçle vurularak arada kalan madene hem ince pul biçimi verilir, hem de istenen işaretler işlenirdi Vurmaya dayanan bu para basma yönteminde bir süre sonra metal eriyiği doğrudan alt kalıbın içine dökülmeye başlandı Bu yöntemle, alt kalıp bozulmadan 10-20 bin para basılabileceği, çekiç darbelerinden direk olarak etkilenen üst kalıbın ise bunun yarısı kadar para basımına elvereceği bilinmektedir Bir kalıpta bir kişinin çalıştığı küçük darphanelerde saatte 100 tane sikke yapılabileceği bilinmektedir


Kalıplarda yapılan değişiklikler paraların biçiminin yanısıra üretim ekniklerini de etkiledi Sasaniler döneminde İran'da 220'den sonra ince kalıp kullanıldı Bu da hem daha ince paraların yapılmasına, hem de bunların üstündeki kabartmaların daha alçak tutulmasına yol açtı Bizans aracılığı ile Avrupa ülkelerine geçen bu yöntem, Charlemegne'ın bastırdığı paralarda da kullanıldı Bazı Frank ve Sakson krallıklarında da aynı paranın üstüne, her biri yalın işaretler taşıyan birkaç kalıpla baskı yapılır, böylece daha karmaşık bir kabartma elde edilirdi Avrupa metal paralarında hem kabartma, hem de oymalar bulunurken, İslam ülkelerinin paralarında oyma daha ağır basmaktaydı


Gümüş para yapımında, önce gümüş ince bir katman biçiminde dökülür, sonra da eriyik tam soğumadan çekiçle istenilen kalınlığa getirilirdi Aşağı yukarı 10 yüzyılda gerçek para boyutlarından biraz daha büyük dörtgen parçalar hazırlanmaya, daire biçimindeki kalıbın içine yerleştirilip sıkıştırıldıktan sonra yanlardaki fazlalıklar kesilerek alınmaya başlandı Metal para bastırmak karşılığında kullanılan "sikke kestirmek" deyimi buradan gelmektedir


15 yüzyılda para basımının hızlanması, daha iyi kalıpların yapılmasına yol açtı Bunlardan biri demir kalıptı Kalıbın içine karbon konup fırına veriliyor, bu da onun çaliğe dönüşerek daha sertleşmesini sağlıyordu Paraların kenarının kesilip değerlerinin düşürülmesi tehlikesine karşı da buraya çentikler yapmak, tırtıklar açmak ya da bir yazı kazımak gibi önlemler uygulanıyordu Ayrıca kalıpları, çekiçle vurmak yerine vida ile sıkıştırarak üstlerindeki işaretlerin paraya geçmesini sağlayacak yöntemler de geliştirildi Bu yöntem 16 yüzyılda İtalya ve İngiltere'de de kullanıldı 16 yüzyılda Almanya'da döner kalıplar geliştirilmeye başlandı Bunlar üstüne kabartma yapılacak metali kendi kendine içine alıp baskıdan sonra da dışarı çıkaran eğri yüzlü kalıplardı Bu yöntemle para yapılacak metalin kalıplara küçük parçalar biçiminde tek tek yerleştirilmesi yerine, baskı yürüyen bir bant üstünde yapılarak üretim hızı artırılabiliyordu Daha sonra baskıda çekiç yerine vida ile sıkıştırma yöntemi kullanıldı Bu teknik 18 yüzyıla kadar kullanıldı


19 yüzyılda geliştirilen buhar makinesi kısa sürede para yapımında kullanılmaya başlandı Kalıplar için ise niteliği yükseltilmiş çelikten yararlanılmaya başlandı Günümüzde kalıpların yapımı, paraların basımı gibi işlemler elektrikli makinelerle gerçekleştirilmekte, kullanılan metallerin özelliklerini ve niteliklerini belirlemek, basılan paraların denetimini yapmak için de bilgisayarlardan yararlanılmaktadır Çeşitli eritme ve arıtma süreçlerinden geçirilen metaller dakikada yüz metal para basan makinelere gelmekte, basımdan sonra, artanlar ya da eskimiş paralar yeniden üretilmek üzere fırınlara gönderilmektedir Bir kalıpla 200 binden fazla para basılabilmektedirİslam Ülkelerinde Sikkeİslam ülkelerinde dinar ( altın) dirhem ( gümüş) ve fels ( bakır) olmak üzere üç tür metal para kullanıldı Yüzyıllarca Roma, Bizans ve Sasani paralarının sürümde kaldığı Ortadoğu'da ilk İslam parası Hz Ömer döneminde (634-644), Sasani paraları üstüne İslama özgü bazı işaretlerin kazınması ile oluşturuldu Emevi halifesi I Muaviye, Sasani paralarına kendi kılıçlı tasvirini koydurttu Halife Abdülmelik ise 693'te bir yüzünde kendi resminin bulunduğu ilk İslam dinarını bastırdı Bu paranın öbür yüzünde kelime-i tevhid yazılıydı 694'te Emevi eyaletlerinde gümüş İslam paraları basılmaya başladı Emevi Dinarı, Bizans solidosuna eşit saf altın, dirhem de saf gümüştü Metal paraların üzerine hükümdar ve halifelerin adlarının yazılmasını ilk kez Emeviler uyguladı 9 yüzyılda İslam sikkelerinin biçimi temel kurallara bağlandı Paranın üstüne egemenliği tanınan halifenin ve hükümdarın adı, sultanın ya da melikin kendisinin ve babasının adı, hükümdarlık ünvan ve lakapları, kelime-i tevhid, paranın basıldığı kent ve basım yılı yazılmaya başlandı Halifeden ve sultandan bağımsızlık izni alan küçük beyler de adlarını taşıyan sikke bastırmayı egemenliklerinin gereği sayıyorlardı Örneğin parasındaki özel unvanları arasında "ed-devle" ile biten bir tamlamanın bulunması o hükümdarın bağımlılığını, "ed-dünya" sözünü içeren bir unvanın bulunması ise bağımsızlığını belli ediyordu Bunun gibi "melik", "sultan", "emir" unvanlarının da siyasal anlamları vardı Bu unvanları tamamlayan "el-kamil", "el-adil", "ebu'l-muzaffer", "ebu'l-feth", "el-gazi" gibi lakaplar da siyasal, dinsel ve askeri anlamlar taşıyordu Karahanlılar, Samaniler ve Büyük Selçuklular'daki bu gelenek başka devletlere de yayıldı Müslüman olmayan komşu devletlerle sürdürülen ticaret ilişkileri, insan tasvirli İslam sikkelerinin de çıkarılmasına yol açtı


İlk Osmanlı gümüş parası akçenin 1326'da Orhan Gazi adına kesildiği kabul edilir Ancak babası Osman Gazi döneminde basılmış bir akçe parçası da bulunmuştur I Beyazid gümüş ve bakır Osmanlı paraları için düzenlemeler getirdi II Mehmed dönemine kadar akçe ve pul denilen sikkelerle Venedik Dukası sürümdeydi II Mehmed 1447'de sultani olarak bilinen ilk Osmanlı altınını bastırdı İlk tuğralı Osmanlı paraları III Mehmed adına basıldı 1625'te alınan "tashih-i sikke" kararından sonra kuruş, 1640'ta da para adı verilen metal paralar basıldı 1687'de sikkelerin hepsine darphane damgası vurulması kararlaştırıldı 18 yüzyılın başında Osmanlı piyasasında cedid, İslambol, şerifi gibi yerli altın paralardan başka yaldız, frengi, esedi, zolata, Abbasi, tümen gibi yabancı altın ve gümüş paralar da sürümdeydi Yerli ve yabancı paraların pariteleri arasındaki fark altın ve gümüş kaçakçılığına yol açıyor, bu durum da ekonomiyi sarsıyordu


18 yüzyılın ikinci yarısında "zer-i mahsub" serisi altın ikilik, üçlük, beşlik ve onluklar çıkartılırken, üstlerine "duribe fi Konstantiniye" yerine "duribe fi İslambol" ifadesi konuldu 19 yüzyılda dünya piyasalarında altının giderek değer kazanması nedeniyle metal paraların paritelerinin sık sık yeniden belirlenmesi gerekti II Mahmud'un (1808-39) son yıllarında Osmanlı sikkelerinin basımı ve birimleri konusunda köklü yenilikler gerçekleştirildi Abdülmecid 1840'ta çıkardığı bir fermanla bütün metal paraların yenilenmesini istedi Darphanede sarkaç sistemine geçildi 22 ayar, yüzlük serisi altın ve gümüş Mecidiyeler çıkarıldı Bakır sikkeler de 5, 10, 20 ve 40 para olarak basıldı Maliye Nezareti içinde kurulan Meskukat-ı Şahane İdaresi altın ve gümüş fiyatlarındaki değişmeleri de dikkate alarak Osmanlı Mecidiyesi'ne göre eski Osmanlı ve yabancı paraların kurlarını belirliyordu Osmanlı Bankası'na banknot çıkarma yetkisinin verilmesinden ( 1863) sonra, 1881'de Meskukat-ı Osmaniye Kararnamesi yayınlandı 26 Mart 1916'da çıkarılan Tevhid-i Meskukat Kanunu'yla Osmanlı metal paraları altın, gümüş ve nikel olarak belirlendi Cumhuriyet'in ilk yıllarında Osmanlı metal paraları sürümde kaldı 1924 ve 1925'te çıkarılan 411 ve 624 sayılı yasalarla altın ve gümüş para sistemine son verildiSonuçNümismatik sözcüğü; klasik çağ Yunancasında "''nomos''" (kanun) ve "''nomisma''" (gelenek, ölçü ve sikke) anlamına gelen sözcüklerden türetilmiştir ve sikke bilimi anlamına gelmektedir Bu bilim dalı sikkenin her türü ve biçimiyle ilgilenir Kendisine uğraşı alanı olarak nümismatiği seçen ve bilimsel yaklaşımlarla sikkeleri inceleyen kişilere de ''nümismat'' denir


Sikkeler; ilk basılışlarından bu yana, yüzyıllar önce yaşamış toplumlar hakkında bilgiler veren ve tarihi konuşturan belge niteliğindeki nesnelerdir Bu özellikleri nedeniyle bu nesnelerin incelenmesi bir bilim dalı olarak kabul görmüş ve nümismatik bilimi doğmuştur


İlk kez 2600 yıl önce Batı Anadolu'da basılan sikkeler, birbirinden bağımsız olarak yalnızca birkaç toplumda; Anadolu'da, Hindistan'da ve Çin'de ortaya çıkmıştır Bu nedenle sikke biliminde üç ayrı gelenekten ya da ekolden söz etmek mümkündür


Yeryüzünün Anadolu-Akdeniz havzası ve Ortadoğu bölgelerini kapsayan bölümünde çeşitli zaman dilimlerini kapsayan sınıflandırmalar da yapılmaktadır Örneğin sikkenin icadından Bizans Devletinin sonuna kadar basılan sikkeler "Antik Nümismatik" adı altında incelenirken, orta çağ İslam Devletleri ve Osmanlı İmparatorluğu dönemi sikkeleri "İslami Nümismatik" adı altında incelenir


Kaynak:http://wwwarkeolojinetteyimnet/notlar/sikkenedirhtm Sikke nedir?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.